. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Bu sözden neler
anlamalıyız?
"Ne mutlu
Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk'e ait, derin anlamlar taşıyan bir ifadedir.
Bu sözü anlamak
için hem tarihsel bağlamına hem de içerdiği “temel fikirlere” bakmak gerekir.
Sözün Anlamı
ve İçerdiği Fikirler
Bu söz,
genellikle ırkçı bir söylem olarak yanlış yorumlanabilse de, aslında ulusal
birliği ve vatandaşlık bilincini vurgulayan kapsayıcı bir ifadedir.
Sözün temel
anlamı şunlardır:
-Yurttaşlık
Bilinci:
Atatürk, bu
sözle etnik kökeni ne olursa olsun, kendini Türk milletinin bir ferdi olarak
hisseden, bu devlete ve millete bağlılık duyan herkesi kasteder.
Burada
"Türk olmak," bir ırkın mensubu olmaktan ziyade, ortak bir kültürü,
tarihi ve vatan sevgisini paylaşan bir topluluğun parçası olmak anlamına gelir.
Dolayısıyla,
farklı etnik kökenlerden gelen yurttaşları kapsayan, birleştirici bir
milliyetçilik anlayışını yansıtır.
-Onur ve
Mutluluk Duygusu:
"Ne
mutlu" ifadesi, Türk milletinin bir parçası olmanın getirdiği onur, gurur
ve mutluluğu ifade eder.
Bu, ülkenin
geçmişteki başarılarından ve gelecekteki hedeflerinden duyulan ortak bir gururu
simgeler.
-Birlik ve
Beraberlik:
Söz, Türkiye'de
yaşayan tüm insanların ortak bir kimlik etrafında birleşerek güçlü bir millet
oluşturması fikrini pekiştirir.
Bu,
farklılıkları bir kenara bırakıp ortak hedeflere odaklanma çağrısıdır.
Bu Sözden
Neler Anlamalıyız?
Bu ifadeden
çıkarmamız gereken en önemli dersler şunlardır:
-Kapsayıcı Bir
Ulus Anlayışı:
"Ne mutlu
Türk'üm diyene!" sözü, dar ve dışlayıcı bir milliyetçilik anlayışını
değil, vatandaşlık temeline dayanan, kapsayıcı ve birleştirici bir ulus
anlayışını ifade eder.
Bu, kendisini
bu milletin bir parçası olarak gören herkese açık bir çağrıdır.
-Sorumluluk ve
Sadakat:
Bu söz, sadece
bir aidiyet beyanı değil, aynı zamanda bu millete ve devlete karşı duyulan sorumluluk
ve sadakati de içerir.
Yurttaş olmanın
getirdiği hakların yanı sıra, ülkesine karşı görevlerini yerine getirme
bilincini de vurgular.
-Modern Bir
Ulus İnşası:
Atatürk,
Osmanlı İmparatorluğu'nun çok uluslu yapısından modern bir ulus devlete geçiş
sürecinde, tüm vatandaşları ortak bir çatı altında toplamayı hedeflemiştir.
Bu söz, bu “modern
ulus” inşasının temel taşlarından biridir.
Özetle,
"Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, etnik kökene bakılmaksızın, ortak
bir vatan ve gelecek idealine bağlılık duyan tüm Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının ortak kimliğini vurgulayan, onur verici ve birleştirici bir
ifadedir.
Millet, aynı ulusal
kültüre bağlı insanların meydana getirdiği sosyal topluluk, dil, kültür ve
ülkü birliği ile birlikte bağlı olan insanların oluşturduğu sosyal varlıktır.
“Türklerin
övünülecek tarihleri vardır. Ancak tarih bilirseniz o zaman “Ne Mutlu
Türküm Diyene” sloganının mânâsı olur.” (Halil İnalcık)
’Ne Mutlu
Türküm Diyene’’ sözleri, çok zor koşullarda “Millî Mücadele”yi veren ve Kurtuluş
Savaşını yapan cumhuriyet kuşağını kutlamak amacıyla ve geleceğe daha da
güvenle bakılması için söylenmiş sözlerdir.
Millî birlik ve
beraberliğin simgesidir.
Ayrışma ve
kutuplaşmanın ise tam bir panzehiridir.
Bu sözlerden
bir ırkın bir başka ırkı ezmesi veya tahakkümü altına alması anlamı “asla
çıkarılamaz”, çıkarılmamalıdır.
Böyle bir anlam
çıkarılmasına da izin verilmemelidir; bunu ırkçılık olarak anlamak isteyenler
kendileri bölücülük yapmaktadır.
Gazi Mustafa
Kemal Atatürk, ‘’Türk’’ kavramını, “ırk” anlamından çok sosyolojik bir
gelişme olarak tanımlamıştır.
Bununla
birlikte ’’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözünün asıl amacı,
milletleşme yani “uluslaşma gereğini” hatırlatmak ve ortaya koymaktır.
Bu sözler, aynı
zamanda Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden doğan “yeni bir Türk Devletini”
tüm dünyaya haykıran ve müjdeleyen sözlerdir.
Bu
sözlerle millet, yurt ve yurttaşlık kavramlarının birleştirilmesi
ve bütünleştirilmesi hedeflenmiştir. Yüce Atatürk’ün Nutuk’ta da
belirttiği gibi ”Asıl olan iç cephedir. İç cephe bütün bir milletin
oluşturduğu cephedir. Bir milleti temelinden sarsan, yok eden,
yıkan ve tarih sahnesinden silen, iç cephenin çökmesidir.”
Bu
nedenle Türklerin bir millet olarak tarih sahnesinde yer almasının
temeli, ’’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ sözleriyle atılmıştır.
Bu sözleri,
esasında yeni kurulan T.C. Devletinin devamlılığı ve sonsuzluğa değin korunması
için söylenmiş sözler olarak da anlamak ve değerlendirmek olasıdır.
’Türk Milleti’’ kavramı,
Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut, Çeçen, Arap, Zaza, Süryani gibi bütün etnik
topluluklar ile, Rum, Ermeni, Yahudi gibi “gayrı müslüm” azınlıkları kucaklayan
bir kavramdır.
Bu çeşitli
etnik topluluk ve azınlıkları birleştiren ortak bağ olan yurttaşlıktır.
‘‘Ne Mutlu
Türküm Diyene’’ sözleri bu bağlamda da değerlendirilmelidir.
Burada
düşünülmesi gereken şey, hiçbir ayırım yapmadan Türkiye’de ki tüm “etnik
toplulukları” kucaklayan ‘’Yurttaşlık Bilincinin’’ geliştirilmesi ve
bu bilincin yerleştirilmesi olmalıdır.
Bunun
karşısında durmak isteyecek olanların ideolojik yapıları üzerinde dikkatlice
durmak gerekir.
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ulusal sınırları içerisinde bir “ulus devlet”, “bir üniter
devlettir” ve asla bölünmelere ve ayrıştırıcılığa izin verilmemelidir.
Bugün çok iyi
anlaşılmalıdır ki “global güç odakları”, emperyalizm Türkiye üzerinde her
zamankinden çok daha yoğun planlar ve tuzaklar uygulamaktadır ve tüm
yurtseverlerin, milletimizin buna karşı uyanık olması ve mücadele etmesi
gerekir.