Kriz Dönemleri ve
İnsan
__ Çok tartışmalı olabilecek ve karmaşıklıklar ile
dolu, sinir bozucu bir süreç sonucunda şu an evimde sağlıklı bir yaşama döndü
isem, birkaç teşekkürü de kendimde bir borç biliyorum:
-Şirketler ve kurumlar kendi başlarına
değerlendirebilmelidir.
-Şirketlerin Yapısını ve gücünü, yönetimini biz
sıradan insanlar doğal olarak değerlendiremeyiz.
-Şirketlerin personel seçimi ve hizmet içi
yetiştirme programları ve anlayışları çok önemlidir.
-Personel de bir insan olduğuna göre onların
eğitim ve öğretimleri de çok önemli olabilirse de asıl ana yapısı, karakter
özellikleri, vicdan ve yardım edebilme duyguları, kompleksleri v. b. de
işlerini yaparken kendisini gösteriyor.
-Özellikle de "kriz" yönetiminde
personel, hele tek başına bırakılmış ise, insancıl yapısı ile kendisini
göstermektedir.
-Personelin sağ duyusu, dünya görüşü, olayları
analiz edebilmedeki bilgi ve becerileri, karar verebilmede öz güvenirliliği,
dayanma gücü, karşısındakileri dinleme ve söylenilenleri algılama ve sistematik
bir biçimde genel tablonun içine yerleştirebilmedeki donanımı ve becerileri
...v.b hep ve her biri önemli olmak üzere "işe" yarıyor.
-Hizmet alanlar olarak da örneğin "yolcu"
konumunda olan insanların da yine yukarıda saydığım özellikleri ile birlikte
düşünülmesi gerekir.
-Bazı durumlarda ise insan "çok çabuk teslim
olmak" durumunda bırakılabiliyor.
-Buna etki yapan unsurların en başında da o
insanların (yurttaşların) üzerinde bulunan devletin yönetim biçimleri ve
demokratik yapılanması söz konusu olabiliyor.
-Birey olarak artık bizim bir hakkımız yoktur, bir
şey yapamayız duygusuna çok çabuk kapılabilerek her şeyi bırakıp kıyıya çekilme
durumunu yaratmakta da o insanın bilinci, donanımı ve kişisel dayanıklılığı
kendisini gösteriyor.
-Sosyal ve politik, ekonomik değişimlerin çok
aniden oluşması birden bire ve hiç umulmadık yapısal değişiklikler
"kriz" ya da kaos ortamlarını oluşturmaktadır.
-Günlük akışın ve yaşamın kendi alışıla gelmiş
çizgisinde yürümesi durumunda toplumun ve bireylerin davranışları, düşünme ve
algılama biçimleri sakin ve bilinen bir akışla geçmekte iken kriz durumlarında
her şey birden bire değişebilmektedir.
-Ortaya çıkan sorunlar belirlenmeğe başladığında
bundan doğacak "asıl" korku da belirlenmekte ve her şeyin üzerine
çıkarılmaktadır.
- "Korku" ve "tehlike"
kendisini göstermeğe ve insanlar değişik yollardan bilgilendirilmeğe
başlanıldıkca da "asıl tehlike"nin yanı sıra yan işlevler
gelişmektedir.
-Bunların en önemlisi "panik" durumunun
yaratılmasıdır.
-Evet, bilgi edinme gerekir ama "bilgi
çöplüğüne" düşmeden ve seçerek, doğru kaynaklardan edinilen bilgileri
alarak değerlendirmek önemlidir.
-Eldeki bilgilerin en sağlıklı bir biçimde
"analiz" edilip çözüm ve uygulama modellerinin elde edilmesine
gidilmelidir.
-Çevrenizdeki her kişi, arkadaşlarınız,
dostlarınız, aileniz.... tüm "görüştüklerini" ve siz karşılıklı
olarak birbirinizi etkilemekde ve kendi düşünce ve önerilerinizi
aktarmaktasınız.
-Bu da tam anlamıyla koskocaman bir etki-tepki ağı
oluşturmaktadır.
-Bunun taşınması çok zor olduğu gibi yarardan çok
da zararı vardır.
-Kriz dönemlerinde birey olarak daha kendinizi
kendi alanınıza çekmeli ve çok sakin olarak her şeyden önce kendi yapınızı,
durumunuzu analiz etmelisiniz.
-Kendinizi tutabilmelisiniz.
-Kendinize söz geçirerek, sahip çıkabilmeli, yeni
bir düşünme ve davranış biçimi geliştirmelisiniz.
-Özel yaşamınızı, kendi öz yaşam çemberinizi
korumalı ve sizce neler yapılması gerektiğini kendiniz belirlemelisiniz.
-Sağlığınız ile ilgili aldığınız ilaçlarınız,
perhizleriniz ... ne ise onlara oldukları biçimde devam etmelisiniz.
-Ek önlemler olarak gerekenler neler var ise,
temizlik, korunma, kişisel bedensel bakım ne kadar önemli ise, her birini tek,
tek ve zamanında uygulamalısınız.
-Panik, kaçış, denetimden uzaklaşma, öz dengelerin
yitirilmesi durumudur ve de sadece kendi başına ayrıca çok da tehlikelidir.
-İnsanlar birey olarak kendilerini ve de toplumsal
olarak birlikteliklerini "her şeyden önce" panik durumundan
kurtarabilmelidirler.
-Panikden kaçabilmenin en önemli çözümü "akıl
sağlığının" korunmasıdır.
-Bu da ancak insanın sistemli olarak ve de tam
anlamıyla kendi öz yapısına vereceği etkilerle, yönlendirmelerle olabilir.
-Tam da bu durumda kendi bireysel gücünü
arttırabilmesi için daha da yalın olması, çevreden, diğer insanlardan gelecek
olan "söz - sohbet -muhabbet -bilgi - akıl verme...." durumlarından
uzak durması ile sağlanır.
-Evet bilgi edinme gerekir ama bilgi çöplüğüne
düşmeden ve seçerek, doğru kaynaklardan edinilen bilgileri alınarak
değerlendirmek önemlidir.
-Eldeki bilgilerin en sağlıklı bir biçimde
"analiz" edilip çözüm ve uygulama modellerinin elde edilmesine
gidilmelidir.
-Çevrenizdeki her kişi, arkadaşlarınız,
dostlarınız, aileniz.... tüm "görüştüklerini" ve siz karşılıklı
olarak birbirinizi etkilemekde ve kendi düşünce ve önerilerinizi
aktarmaktasınız.
-Bu da tam anlamıyla koskocaman bir etki-tepki ağı
oluşturmaktadır.
-Bunun taşınması çok zor olduğu gibi yarardan çok
da zararı vardır.
-Kriz dönemlerinde birey olarak daha kendinizi
kendi alanınıza çekmeli ve çok sakin olarak her şeyden önce kendi yapınızı,
durumunuzu analiz etmelisiniz.
-Kendinizi tutabilmelisiniz.
-Kendinize söz geçirerek, sahip çıkabilmeli, yeni
bir düşünme ve davranış biçimi geliştirmelisiniz.
-Özel yaşamınızı, kendi öz yaşam çemberinizi
korumalı ve sizce neler yapılması gerektiğini kendiniz belirlemelisiniz.
-Sağlığınız ile ilgili aldığınız ilaçlarınız,
perhizleriniz ... ne ise onlara oldukları biçimde devam etmelisiniz.
-Ek önlemler olarak gerekenler neler var ise,
temizlik, korunma, kişisel bedensel bakım ne kadar önemli ise, her birini tek,
tek ve zamanında uygulamalısınız.
-İnsan için en önemli varlığın
"düşünebilme" yeteneğinin, zihnin olduğunu kriz durumlarında daha da
öne çıkararak değerlendirmeli ve kavramalısınız.
-Akıl ve ruh sağlığınız en iyi duruma
yükseltilmelidir ki kendinize, yaşamınıza en iyi ve en doğru yolu
kurabilesiniz.
-İnsan
"kendi özgür iradesine" de karar verme mekanizmasının sağlıklı bir
şekilde çalışabilmesi ile ulaşır.
-Global
güçlerin dünyayı etkilemek ve yönlendirmek için yaptığı yapabileceği çalışmalar
ve uyguladığı programlar olduğunu da unutmamak gerekir.
-Onların
zihin yönetimlerinin en birincil hedefleri de biz bireylerin özgür iradelerine
etki yapabilmeleridir.
-Tekrar
başa döner ise kriz durumunda karşı karşıya kaldığımız görevlilerin ruhsal
durumlarını ve davranışlarındaki aşırılıkları da şimdi daha iyi analiz
edebiliriz.
-"Onlar
bize daha iyi hizmet versin, yardımcı olsun isteklerinde bulunurken onların
içine düştükleri durumu da görerek davranmak ve "tez"ler üretmek
gerekir.
-Bazen
sert ve yüksek seli konuşmalar, kesin tavır alma durumları da yaşanılacaktır.
-Konuşma
ve sorunları çözme aşamasında ise o görevlilerin sizinle birlikte hem kendi
görev sahalarında hem de şirketlerinin prestijlerinin korunması adına hizmet
alanlara çok daha acil yardımlar sunmalıdırlar.
-Özellikle
kendine güvenen ve sağlam bir yer edinmek isteyen çağdaş şirketler her yönde
sistematik bir kurumsallık gösteriyor olsalar da tüm çalışma ve etki
alanlarının kendi personelleri ile gerçekleşeceğini hiç bir zaman "göz
ardı" etmemelidir.
-Personeline
küçük, büyük ayrımı yapmadan yatırım yapan ve onların gelişimleri için devamlı
ve düzenli hizmet içi programlar uygulayan şirketler şunu da hiç bir zaman
unutmamalıdırlar ki, normal zamanlarda çok iyi işleyen sistemleri bir kriz
anında çöküş verebilir.
-Bu
noktada kendilerine kriz anına yardımcı olabilecek A, B, C... uygulama
önlemleri olmalıdır.
-Hizmet
verdikleri insanları mağdur etmemek ve de ortaya çıkabilecek istenmeyen
durumların neler olabileceğini çok, çok öncelerinden düşünüp, programlarına
çözümlerini de alabilmelidirler.
-Kitlesel
yoğunlukların olduğu durumlarda hiç bir zaman personelleri yalnız ve yetkisiz
bırakılmamalıdır.
-"Karar verme" yetisi ve mekanizması da
ancak bu açıklamağa çalıştığım durumlar sağlandığında daha iyi ve sağlıklı
işler.
-Son
günlerde böylesine kriz durumlarından birinin taraftarı ve mağduru olmuş birisi
olarak da bu yazıyı hazırlamış oldum.
-Ele
aldığım ve taraftarı olduğum şirket Türkiye'nin uluslararası boyutta en önemli
bir şirketi olan Sunexpress hava yollarıdır.
-Şirket
ve yolcuları son günlerin kriz koşullarından çok etkilenmiştir.
-Ben
de son kriz sürecinde (ilk başda olmasa da) konuştukca, beni dinledikce,
tezlerime inanmalarının artması ile çok sağlıklı ve başarılı yardım-çözüm
üretmelerinden dolayı bir Frankfurt Havaalanı Sunexpress hava yolları görevlisi
Mete Ertuğrul Bey'e ve Antalya hava alanı Sunexpress bürosu yetkilisi sayın
Gökhan Bolat Bey'e hem kendi adıma, hem de kader arkadaşlarım adına çok
teşekkür ederim.
-Kendileri
ayrı yer ve zamanda da olsa bir süreç içerisinde doğru analizler yaparak çözüm
yollarını bulabilmişler ve hem bizim için hem de şirketleri için de en iyi operasyonu
gerçekleştirmişlerdir.
-Başarılı
bir "kriz yönetimini" çok uğraşmaları ve emek harcamaları sonucunda
da olsa gerçekleştirdiler.
-Biz
çok az kişi de olsak bu iki insanın son anda ulaştıkları kararlara ve
etkilerine bize yaptıkları yardımlara çok önem verdik.
-Biz
belki adı bile anılmayan çok küçük bir grup olarak şu an kendilerine teşekkür
ediyor ve de şükürlerde bulunuyor isek de ayni zamanda doğru bir kriz
yönetiminin diğer tarafı (mağdur) olarak da çok iyi bir analiz ve strateji
uyguladığımızı da görüyoruz.
-Bize
göre bu iki görevli kendi "şirketlerine" belki kimse fark etmese
bile, son anda çok artı değer, müşteri memnuniyeti kazandırdı.
-5000
e yakın personele sahip olan SUNEXPRESS hava yolları bu durumda bu iki üyesini
"daha iyi bir örnek personel" olarak görmeli ve de
değerlendirmelidir.
-Bilinçli
olmadan, sağ duyulu ve analitik düşünmeden ve mücadele etmeden hiç bir şey elde
edilemez, "temel doğrusu"nu gördük ve yaşadık.
-Bu
deneyim ve düşüncelerimi, duygularımı beni duyabilen insanlara iletmek istedim.
Saygılarımla...
Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 2020.03.17, MŞ.