17 Mart 2020 Salı

Kriz Dönemleri ve İnsan

Kriz Dönemleri ve İnsan
__ Çok tartışmalı olabilecek ve karmaşıklıklar ile dolu, sinir bozucu bir süreç sonucunda şu an evimde sağlıklı bir yaşama döndü isem, birkaç teşekkürü de kendimde bir borç biliyorum:
-Şirketler ve kurumlar kendi başlarına değerlendirebilmelidir.
-Şirketlerin Yapısını ve gücünü, yönetimini biz sıradan insanlar doğal olarak değerlendiremeyiz.
-Şirketlerin personel seçimi ve hizmet içi yetiştirme programları ve anlayışları çok önemlidir.
-Personel de bir insan olduğuna göre onların eğitim ve öğretimleri de çok önemli olabilirse de asıl ana yapısı, karakter özellikleri, vicdan ve yardım edebilme duyguları, kompleksleri v. b. de işlerini yaparken kendisini gösteriyor.
-Özellikle de "kriz" yönetiminde personel, hele tek başına bırakılmış ise, insancıl yapısı ile kendisini göstermektedir.
-Personelin sağ duyusu, dünya görüşü, olayları analiz edebilmedeki bilgi ve becerileri, karar verebilmede öz güvenirliliği, dayanma gücü, karşısındakileri dinleme ve söylenilenleri algılama ve sistematik bir biçimde genel tablonun içine yerleştirebilmedeki donanımı ve becerileri ...v.b hep ve her biri önemli olmak üzere "işe" yarıyor.
-Hizmet alanlar olarak da örneğin "yolcu" konumunda olan insanların da yine yukarıda saydığım özellikleri ile birlikte düşünülmesi gerekir.
-Bazı durumlarda ise insan "çok çabuk teslim olmak" durumunda bırakılabiliyor.
-Buna etki yapan unsurların en başında da o insanların (yurttaşların) üzerinde bulunan devletin yönetim biçimleri ve demokratik yapılanması söz konusu olabiliyor.
-Birey olarak artık bizim bir hakkımız yoktur, bir şey yapamayız duygusuna çok çabuk kapılabilerek her şeyi bırakıp kıyıya çekilme durumunu yaratmakta da o insanın bilinci, donanımı ve kişisel dayanıklılığı kendisini gösteriyor.
-Sosyal ve politik, ekonomik değişimlerin çok aniden oluşması birden bire ve hiç umulmadık yapısal değişiklikler "kriz" ya da kaos ortamlarını oluşturmaktadır.
-Günlük akışın ve yaşamın kendi alışıla gelmiş çizgisinde yürümesi durumunda toplumun ve bireylerin davranışları, düşünme ve algılama biçimleri sakin ve bilinen bir akışla geçmekte iken kriz durumlarında her şey birden bire değişebilmektedir.
-Ortaya çıkan sorunlar belirlenmeğe başladığında bundan doğacak "asıl" korku da belirlenmekte ve her şeyin üzerine çıkarılmaktadır.
- "Korku" ve "tehlike" kendisini göstermeğe ve insanlar değişik yollardan bilgilendirilmeğe başlanıldıkca da "asıl tehlike"nin yanı sıra yan işlevler gelişmektedir.
-Bunların en önemlisi "panik" durumunun yaratılmasıdır.
-Evet, bilgi edinme gerekir ama "bilgi çöplüğüne" düşmeden ve seçerek, doğru kaynaklardan edinilen bilgileri alarak değerlendirmek önemlidir.
-Eldeki bilgilerin en sağlıklı bir biçimde "analiz" edilip çözüm ve uygulama modellerinin elde edilmesine gidilmelidir.
-Çevrenizdeki her kişi, arkadaşlarınız, dostlarınız, aileniz.... tüm "görüştüklerini" ve siz karşılıklı olarak birbirinizi etkilemekde ve kendi düşünce ve önerilerinizi aktarmaktasınız.
-Bu da tam anlamıyla koskocaman bir etki-tepki ağı oluşturmaktadır.
-Bunun taşınması çok zor olduğu gibi yarardan çok da zararı vardır.
-Kriz dönemlerinde birey olarak daha kendinizi kendi alanınıza çekmeli ve çok sakin olarak her şeyden önce kendi yapınızı, durumunuzu analiz etmelisiniz.
-Kendinizi tutabilmelisiniz.
-Kendinize söz geçirerek, sahip çıkabilmeli, yeni bir düşünme ve davranış biçimi geliştirmelisiniz.
-Özel yaşamınızı, kendi öz yaşam çemberinizi korumalı ve sizce neler yapılması gerektiğini kendiniz belirlemelisiniz.
-Sağlığınız ile ilgili aldığınız ilaçlarınız, perhizleriniz ... ne ise onlara oldukları biçimde devam etmelisiniz.
-Ek önlemler olarak gerekenler neler var ise, temizlik, korunma, kişisel bedensel bakım ne kadar önemli ise, her birini tek, tek ve zamanında uygulamalısınız.
-Panik, kaçış, denetimden uzaklaşma, öz dengelerin yitirilmesi durumudur ve de sadece kendi başına ayrıca çok da tehlikelidir.
-İnsanlar birey olarak kendilerini ve de toplumsal olarak birlikteliklerini "her şeyden önce" panik durumundan kurtarabilmelidirler.
-Panikden kaçabilmenin en önemli çözümü "akıl sağlığının" korunmasıdır.
-Bu da ancak insanın sistemli olarak ve de tam anlamıyla kendi öz yapısına vereceği etkilerle, yönlendirmelerle olabilir.
-Tam da bu durumda kendi bireysel gücünü arttırabilmesi için daha da yalın olması, çevreden, diğer insanlardan gelecek olan "söz - sohbet -muhabbet -bilgi - akıl verme...." durumlarından uzak durması ile sağlanır.
-Evet bilgi edinme gerekir ama bilgi çöplüğüne düşmeden ve seçerek, doğru kaynaklardan edinilen bilgileri alınarak değerlendirmek önemlidir.
-Eldeki bilgilerin en sağlıklı bir biçimde "analiz" edilip çözüm ve uygulama modellerinin elde edilmesine gidilmelidir.
-Çevrenizdeki her kişi, arkadaşlarınız, dostlarınız, aileniz.... tüm "görüştüklerini" ve siz karşılıklı olarak birbirinizi etkilemekde ve kendi düşünce ve önerilerinizi aktarmaktasınız.
-Bu da tam anlamıyla koskocaman bir etki-tepki ağı oluşturmaktadır.
-Bunun taşınması çok zor olduğu gibi yarardan çok da zararı vardır.
-Kriz dönemlerinde birey olarak daha kendinizi kendi alanınıza çekmeli ve çok sakin olarak her şeyden önce kendi yapınızı, durumunuzu analiz etmelisiniz.
-Kendinizi tutabilmelisiniz.
-Kendinize söz geçirerek, sahip çıkabilmeli, yeni bir düşünme ve davranış biçimi geliştirmelisiniz.
-Özel yaşamınızı, kendi öz yaşam çemberinizi korumalı ve sizce neler yapılması gerektiğini kendiniz belirlemelisiniz.
-Sağlığınız ile ilgili aldığınız ilaçlarınız, perhizleriniz ... ne ise onlara oldukları biçimde devam etmelisiniz.
-Ek önlemler olarak gerekenler neler var ise, temizlik, korunma, kişisel bedensel bakım ne kadar önemli ise, her birini tek, tek ve zamanında uygulamalısınız.
-İnsan için en önemli varlığın "düşünebilme" yeteneğinin, zihnin olduğunu kriz durumlarında daha da öne çıkararak değerlendirmeli ve kavramalısınız.
-Akıl ve ruh sağlığınız en iyi duruma yükseltilmelidir ki kendinize, yaşamınıza en iyi ve en doğru yolu kurabilesiniz.
-İnsan "kendi özgür iradesine" de karar verme mekanizmasının sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi ile ulaşır.
-Global güçlerin dünyayı etkilemek ve yönlendirmek için yaptığı yapabileceği çalışmalar ve uyguladığı programlar olduğunu da unutmamak gerekir.
-Onların zihin yönetimlerinin en birincil hedefleri de biz bireylerin özgür iradelerine etki yapabilmeleridir.
-Tekrar başa döner ise kriz durumunda karşı karşıya kaldığımız görevlilerin ruhsal durumlarını ve davranışlarındaki aşırılıkları da şimdi daha iyi analiz edebiliriz.
-"Onlar bize daha iyi hizmet versin, yardımcı olsun isteklerinde bulunurken onların içine düştükleri durumu da görerek davranmak ve "tez"ler üretmek gerekir.
-Bazen sert ve yüksek seli konuşmalar, kesin tavır alma durumları da yaşanılacaktır.
-Konuşma ve sorunları çözme aşamasında ise o görevlilerin sizinle birlikte hem kendi görev sahalarında hem de şirketlerinin prestijlerinin korunması adına hizmet alanlara çok daha acil yardımlar sunmalıdırlar.
-Özellikle kendine güvenen ve sağlam bir yer edinmek isteyen çağdaş şirketler her yönde sistematik bir kurumsallık gösteriyor olsalar da tüm çalışma ve etki alanlarının kendi personelleri ile gerçekleşeceğini hiç bir zaman "göz ardı" etmemelidir.
-Personeline küçük, büyük ayrımı yapmadan yatırım yapan ve onların gelişimleri için devamlı ve düzenli hizmet içi programlar uygulayan şirketler şunu da hiç bir zaman unutmamalıdırlar ki, normal zamanlarda çok iyi işleyen sistemleri bir kriz anında çöküş verebilir.
-Bu noktada kendilerine kriz anına yardımcı olabilecek A, B, C... uygulama önlemleri olmalıdır.
-Hizmet verdikleri insanları mağdur etmemek ve de ortaya çıkabilecek istenmeyen durumların neler olabileceğini çok, çok öncelerinden düşünüp, programlarına çözümlerini de alabilmelidirler.
-Kitlesel yoğunlukların olduğu durumlarda hiç bir zaman personelleri yalnız ve yetkisiz bırakılmamalıdır.
-"Karar verme" yetisi ve mekanizması da ancak bu açıklamağa çalıştığım durumlar sağlandığında daha iyi ve sağlıklı işler.
-Son günlerde böylesine kriz durumlarından birinin taraftarı ve mağduru olmuş birisi olarak da bu yazıyı hazırlamış oldum.
-Ele aldığım ve taraftarı olduğum şirket Türkiye'nin uluslararası boyutta en önemli bir şirketi olan Sunexpress hava yollarıdır.
-Şirket ve yolcuları son günlerin kriz koşullarından çok etkilenmiştir.
-Ben de son kriz sürecinde (ilk başda olmasa da) konuştukca, beni dinledikce, tezlerime inanmalarının artması ile çok sağlıklı ve başarılı yardım-çözüm üretmelerinden dolayı bir Frankfurt Havaalanı Sunexpress hava yolları görevlisi Mete Ertuğrul Bey'e ve Antalya hava alanı Sunexpress bürosu yetkilisi sayın Gökhan Bolat Bey'e hem kendi adıma, hem de kader arkadaşlarım adına çok teşekkür ederim.
-Kendileri ayrı yer ve zamanda da olsa bir süreç içerisinde doğru analizler yaparak çözüm yollarını bulabilmişler ve hem bizim için hem de şirketleri için de en iyi operasyonu gerçekleştirmişlerdir.
-Başarılı bir "kriz yönetimini" çok uğraşmaları ve emek harcamaları sonucunda da olsa gerçekleştirdiler.
-Biz çok az kişi de olsak bu iki insanın son anda ulaştıkları kararlara ve etkilerine bize yaptıkları yardımlara çok önem verdik.
-Biz belki adı bile anılmayan çok küçük bir grup olarak şu an kendilerine teşekkür ediyor ve de şükürlerde bulunuyor isek de ayni zamanda doğru bir kriz yönetiminin diğer tarafı (mağdur) olarak da çok iyi bir analiz ve strateji uyguladığımızı da görüyoruz.
-Bize göre bu iki görevli kendi "şirketlerine" belki kimse fark etmese bile, son anda çok artı değer, müşteri memnuniyeti kazandırdı.
-5000 e yakın personele sahip olan SUNEXPRESS hava yolları bu durumda bu iki üyesini "daha iyi bir örnek personel" olarak görmeli ve de değerlendirmelidir.
-Bilinçli olmadan, sağ duyulu ve analitik düşünmeden ve mücadele etmeden hiç bir şey elde edilemez, "temel doğrusu"nu gördük ve yaşadık.
-Bu deneyim ve düşüncelerimi, duygularımı beni duyabilen insanlara iletmek istedim.

Saygılarımla...

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.03.17, MŞ.