5 Mayıs 2023 Cuma

KADINLARIMIZ OY KULLANMALIDIR

 -  KADINLARIMIZ OY KULLANMALIDIR

·        14 mayıs 2023 seçim gününde Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan seçmen kadınlarımız oy kullanacaktır.

·        Kadınlarımızın Atatürk Devrimlerinin kazanımı olan hakları elde etmesinin çok daha iyi kavranıyor olması gereken gündür.

·        Çağdaş uygarlık düzeyine erişmesi gereken bir toplum için erkeklerde olduğu kadar kadınların da eşit haklar kazandığı ATATÜRK DEVRİMLERİ günümüzde çok daha iyi anlaşılmalıdır.

·        Kadınlarımız gerçek bir demokrasi, tam bir hukuk devleti, hak ve adaletten yana olan bir parlamenter sistem için oyunu kullanmalıdır.

·        Artık "TÜRKİYE CUMHURİYETİ" tüm toplumsal ve siyasal, ekonomik yaşamda kadınlara erkekler kadar hakların ve eşitliğin kazanıldığı bir düzeye gelmelidir.

·        Kadınlarımız seçmen olarak kendi hak ve özgürlüklerini gözeten ve koruyan, destekleyen demokrasiden yana olan partilere oyunu vermelidir.

·        Kadınlarımız anne olarak çocuklarının daha çağdaş ve özgürlükçü bir toplumda ve ferah içinde, huzur içinde büyümesi ve en iyi koşullara erişmesi için de oyunu tüm bunları sağlayabilecek olana vermelidir.

·        Kadınlarımız hem ailemiz için, hem de toplumun her kesimi için çok önemlidir.

·        Bu konuda GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK her türlü ilerici ve çağdaş adımları atarken kadınlarımızla ilgili görüşlerini açıklamıştır.

·        Atatürk reformlarının Türk kadınları için ayrı bir önemi vardır.

·        Bugün Türk kadınları için en önemli kazanımlardan biri de kadın hakları konusunda yapılan reformlardır.

·        Eğitim, hukuk, ekonomi ve kültür alanındaki reformlar sonucunda Türk kadınları eşit ve özgür bireyler olarak toplumdaki yerlerini almışlardır.

·        Atatürk'ün kadın haklarına yönelik reformları günümüz literatüründe pek çok çalışmaya konu olmuştur. Kemalizmin kadın haklarına yaklaşımını iki kategoride incelemek mümkündür.

·        Birincisi, modernleşme, batılılaşma ve lâiklik projesi açısından kadın hakları; ikincisi kültür ve milliyetçilik açısından kadın haklarıdır.

·        Modernleşme projesi içinde kadın haklarına yönelik reformlarını değerlendiren görüş, kadının özel ve kamusal alanda erkekle eşit konuma getirilmesinin Kemalist ideolojinin çağın gereklerine uyma ve "muasır medeniyetler seviyesine çıkma" prensibinin doğal bir sonucu olduğunu ileri sürmektedir.

·        Lâiklik ilkesi çerçevesinde kadın haklarını değerlendiren görüş ise rejimin lâik niteliği üzerine vurgu yaparak, dinin baskısından en fazla zarar gören kesimin kadınlar olduğunu ve kadınları lâiklik ilkesi çerçevesinde özgürleştirecek ve eşitleyecek bir politikanın izlendiğini savunmaktadır.

·        Kültür ve medeniyet açısından kadın hakları değerlendirildiğinde Türk kadınının geleneksel rollerini dışlamadan Batılı kadınlarla aynı seviyeye gelme ve hatta "onları geçme" teması ön plana çıkmaktadır.

·        "Kemalist reformların bayrağının taşıyıcısı" olarak kadınlar hem kurtaran hem de kurtarılan olarak değerlendirilir.

·        Kadınlar hem Cumhuriyet reformlarının taşıyıcıları, hem de bu reformlarca "dinin taassubundan kurtarılacak" kesimdir.

·        Ancak hiç şüphe yok ki, bu reformlar, Cumhuriyet dönemi Türk kadınının özgürleşmesinin, kamusal alanda yerini almasının ve birey olmasının yolunu açmıştır.

·        Batıdaki kazanımlara paralel olarak Aydınlanma hareketinden ve Batıdaki düşünce akımlarından büyük ölçüde etkilenmiş olan Atatürk, akılcılığı ve özgürlükçülüğü temel yol gösterici olarak almış ve bu çerçevede çağdaşlaşmayı önemli ölçüde batılılaşmanın bir parçası olarak görmüştür.

·        Atatürk için hiç şüphe yok ki, çağdaşlaşmanın en önemli boyutlarından biri kadın haklarıdır.

·        Atatürk birçok kereler kadın ve erkeğin birlikte gelişmediği sürece ülkenin topyekün çağdaşlaşmasının ve kalkınmasının söz konusu olmayacağını belirtmektedir.

"Bir sosyal hayat, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşmaktadır.

Mümkün müdür ki bir kitlenin bir parçasını ilerletelim.

Diğerini görmezden gelelim de kitlenin genel durumu ilerleyebilsin?

Mümkün müdür ki bir camianın yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı semalara yükselebilsin. Şüphe yok ki ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve ilerleme ve yenilenme alanında mesafe kaydetmek lazımdır. Böyle olursa devrim başarılı olur"

(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, s. 219).

·        Atatürk'ün kadın haklarını getirmesinde ve savunmasında iki temel amaç vardır.

·        Bunlardan bir tanesi kadınları tam ve eşit vatandaşlar haline getirip kamu yaşamına açmak.

·        İkincisi de kadının etrafını saran geleneksel cemaatlere bağımlılığını kaldırarak kadının bireyleşmesini sağlamaktır.

·        Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda, Cumhuriyet öncesinde kadın ve erkek herkesi saran ve özgürlüklerini büyük ölçüde zedeleyen koyu cemaat varlıklarını kırmaya çalışmış, bireyi mahallelerin, caminin ve köyün taassubundan kurtaracak önlemler alınmıştır.

·        Bu çerçevede lâiklik sadece bir devletin din kurallarına göre yönetilmemesi değil aynı zamanda bireyin özgürleşmesinin bir parçasıdır.

·        Atatürk'ün kadın haklarına temel katkısı lâiklikle birlikte başlamıştır.

·        Türk kadınının bireyleşme süreci içinde en önemli kazanımı Medeni Kanunla sağlanmıştır.

·        1926'da çıkan Medeni Kanun, karı koca arasında bugünkü beklentiler çerçevesinde eşitlik sağlamasa bile kadına çok önemli haklar getirmektedir.

·        Ancak lâik bir sistem içinde kabul edilebilecek olan bu kanun kadını mirasta, boşanmada, evlilikte, çocukların velayetinde eşit konuma getirmektedir.

·        Çok eşlilik, kadın ve erkek için aynı şekilde yasaklanmakta; kadın ve erkeğe boşanmada eşit hak ve yükümlülük getirilmekte, çocukların velayeti ise mahkeme kararına bırakılmaktadır.

·        Kadın ve erkeğin şahitliği eşit hale getirilmiştir.

·        1930'lu yıllara girildiği zaman kadınlar büyük ölçüde hukukî alanda güçlendirilmiş durumdadır.

·        Cumhuriyetin kuruluşundan önce bile kadın erkek eşitliğine önem veren beyanlarda bulunan Atatürk Mart 1923 nutkunda şöyle demektedir:

·        "Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allahın emrettiği şey müslim ve müslimenin beraber olarak bilim ve irfandan yararlanmasıdır. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmış olmak zorundadır. Memleketimizde cahil varsa geneldir. Yalnız kadınlarımıza değil erkeklerimizi de genellenebilir."

·        Bu söylevinde anlaşılacağı gibi Atatürk kadınların eğitim yolu ile cahilliğin aşılmasına çok önem vermektedir. Bunun en önemli yolunu da sosyal yaşamdaki eşitlikte görmektedir.

·        "Kadınlarımız esasında sosyal hayatta erkeklerimizle her zaman yan yana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, uzun zamanlardan beri, kadınlarımız erkeklerle başbaşa, zorlu hayatta, tarım hayatında, yaşayışta, erkeklerimizden yarım adım geri kalmayarak yürümektedirler" (Atatürk un Söylev ve Demeçleri, cilt: 2, 148).

·        Atatürk'e göre milletin her yönden kalkınmasının en önemli ön koşulu ise yine kadın ve erkeğin eşitliğidir. Kalkınmanın doğal gereği ise yine eşit eğitim hakkına sahip olmaktır.

·        "Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya azmetmiştir. Bugünün gereklerinden biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerinin sağlanmasıdır. Bundan dolayı kadınlarımız da alim ve teknik bilgiye sahip olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün eğitim aşamalarından geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır" (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt: 2, 96).

·        "Şunu ilave edeyim ki kadınlık meselesinde şekil ve dış görünüş ikinci derecededir. Asıl mücadele sahası, kadınlarımız için şekilde ve kıyafet başarıdan ziyade, asıl başarılı olunması lazım gelen saha ışık ile, irfan ile, gerçek erdem ile bezenmek ve donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının gerisinde kalmayacak, bilakis pek çok açılardan onların ilerisine geçecek nur ve irfanla donanacaklarına kat'iyen şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım" (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt: 2, 153-154).

·        "Milletimizin, memleketimizin kültür eğitimleri bir olmalıdır. Bütün memleket evladı kadın ve erkek aynı şekilde söz söylemelidirler" (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt: 2, 89)

·        "Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı şekilde bütün eğitim derecelerindeki talim ve terbiyelerinin uygulamalı olması önemlidir. Memleket evladı, her eğitim derecesinde ekonomik hayatta hakim, asri ve başarılı olacak surette donatılmalıdır" (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt: 2, 174).

·        Kadının kamu yaşamına katılmasının bir kaç önemli yönü üzerinde durmak gerekir.

·        Bunlardan birincisi 1934 yılında kabul edilen seçme ve seçilme hakkıdır.

·        Atatürk bizzat kendisi her kesimden 18 kadının parlamentoya girmesini sağlamıştır ki bu halen Cumhuriyet meclislerinde o zamandan beri görülmemiş bir orandır.

·        Bu bağlamda, kadının parlamentoya girmesinin önemli iki yönü üzerinde durmak gerekir.

·        Seçme ve seçilme hakkı, Batıda uzun yıllar süren mücadelelerle elde edinildiği için vatandaşlık hakları arasında simgesel bir yeri vardır.

·        Söz konusu alanlarda edilenilen kazanımların doğal bir sonucu olarak siyasal alanda da erkeklerle eşit bir şekilde yer almışlardır.

·        Böylelikle de tam bir vatandaş olabilmişlerdir.

·        Batılı ülkelerde yıllarca süren zorlu mücadeleler sonunda kadınların elde ettiği haklar, Büyük Atatürk sayesinde kadın yaşamının ayrılmaz parçaları haline gelmiştir. Cumhuriyet kadınları sadece toplumsal yaşama katacak hakları vermemiş ayrıca bu hakları Türkiye'nin her yerine, her köşesine yayacak kurumsal yapıyı da oluşturmuştur.

·        Bu çabaların sonucunda Türk kadınlarını kamuya açılmada büyük başarılar elde ettiklerine hiç şüphe yoktur.

·        Şunu unutmamak gerekir ki 1935'de kadınların sadece % 10'u okuma yazma biliyordu.

·        Bununla beraber Türkiye­'de kadının toplum yaşamında yer almasında önemli aşamalar kaydedilmiştir.

·        Sadece 1924'den 1931'e kadar geçen kısa sürede öğretmen okullarında kız öğrencilerin sayısı 5 katı haline gelmiş,

·        Hukuki alanda ve kamu yaşamına katılma alanında kadınların önündeki yasal engeller kalkmıştır.

·        Atatürk kadının kamuya açılması yönünde çok net bir tercih yapmaktadır.

- "Malumdur ki her safhada olduğu gibi sosyal hayatta da görev bölüşümü vardır. Bu genel görev bölüşümünde kadınlar kendilerine ait olan görevi yapacakları gibi aynı zamanda sosyal hayatın refahı ve mutluluğu için zaruri olan mesai-i umumiyye dahil olacaktır. Kadının ev içi görevleri en ufak ve önemsiz görevidir" (İnan, 1963, 6).

·        Son yıllarda yapılan birçok araştırma toplumda kadının ikincil konumunun yeniden üretildiğini, hala daha toplumda kadına pek çok olanağın sağlanmadığını görüyoruz.

·        Bunun sonucu olarak 1990'lı yıllarda hala daha kadınların üçte biri okur yazar değildir.

·        Kız çocuklarda orta öğrenime devam etmeme çok yaygındır.

·        Diğer yandan, kadın haklarının verilmesinin toplumsal konumuna yansımamasının en çarpıcı örneği siyaset alanıdır.

·        Kadın parlamenter sayısı artmak bir yana dursun aksine azalmıştır. Kadınlar özel yaşamda da önemli sorunlar yaşamaktadırlar. Türkiye'de kadınların üçte ikisi aile içi şiddete maruz kalmakta, aile içinde söz sahibi olmaktan uzak kalmaktadırlar.

·        100 yıllık kadınların kazanmalarını çok iyi değerlendirmek gerekmektedir. Kamu yaşamında teşvik, siyasi haklar anlamında kazanımların 1930'lu yıllar göz önüne alındığında çok önemli olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

·        Ancak bugünün Türkiye'sinde, bugünün dünyasında bu kazanılmış haklardan birkaç adım daha ileri gitme gereği vardır.

·        Hukukî platformda alınması gereken en acil önlem Medeni Kanundur. Medeni Kanun Cumhuriyetin hukuk reformları arasında çok önemli, ilerici, çağdaşlaştırıcı bir role sahipse de bugünün kadın erkek eşitliğinin sağlanması ve korunması anlamında bugünün koşullarına uygun olmayan maddeler içermektedir.

·        Cumhuriyet'in kadınlara tanıdığı çalışma hakkı, eğitim hakkı gibi hakların toplumumuzda tam olarak hayata geçirilebildiğinden bahsetmek mümkün değildir.

·        Sekiz yıllık eğitimle kadın eğitiminde önemli aşamalar kaydedileceği beklenmekle beraber buna ek olarak başka önlemler alınması da gereklidir.

·        Sekiz yıllık eğitim programıyla birlikte kız çocukları için eş zamanlı olarak göz önünde bulundurulması gereken öncelikler olmalıdır.

·        Kız çocuklarının erkek çocuklara oranla daha az eğitim imkanlarından yararlandıkları bilindiğinden, kız çocuklarının eğitimi teşvik edilmelidir.

·        Bunun için en iyi önlemlerden biri kız öğrencilere burslu ve yatılı eğitim olanaklarının sağlanmasıdır.

·        Bununla beraber, Cumhuriyetin ilk yıllarında açılan ve daha sonra büyük bir kısmı kapatılan kız okullarının varlıklarını koruması ve sayılarının artırılması gereklidir.

·        Siyasal alanda, seçme ve seçilme hakkının sağlıklı ve etkin bir şekilde uygulandığından söz etmek mümkün değildir.

·        Kadın haklarının ve çıkarları siyasî partilerin programlarında yer almamaktadır.

·        Toplumda egemen olan siyasetin bir "erkek" alanı olduğu ön yargısı kadınların temsil haklarından yeteri kadar yararlanamamalarına sebep olmaktadır.

·        Kadını siyasette gözle görülür yokluğu bugünün Türkiye'sinde sistemin sabitliği, sağlığı ve devamlılığı açısından hiç de arzu edilir bir durum olmamalıdır.

·        Atatürk'ün kadın haklarında da birçok alanda olduğu gibi net bir yol gösterici olmuştur.

·        Bu yol çağdaşlaşmadır.

·        Çağdaşlaşma, çağın gereklerini yerine getirmektir.

·        Çağdaşlaşma sürecinde Atatürk'ün şu sözünün de akılda bulundurulması gerekir.

- "Bizim sosyal yaşamımızdaki başarısızlığın sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz kayıtsızlık ve kusurdan ileri gelmektedir."

………………………………………………….

KAYNAK:

AYŞE AYATA, Prof. Dr., ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi.

AYÇA ERGUN, ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Araştırma Görevlisi.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/687349


……