. YENİ YIL GELİYOR.
Bugün 31 aralık, pazar ve yılın son günü.
İsa’ peygamberin doğumundan bu yana geçen 2023. yıl
bitiyor.
Dünya yeni bir yıla girecek...
Bu akşam yılbaşı gecesi olarak tüm dünyada anılacak
ve de insanlar gelecek için iyi "şeyler" dileyecekler.
2024 yılı geliyor diye seviniyor muyuz?
Yoksa bu yılı öyle ya da böyle bitiriyoruz, diye mi
seviniyoruz?
Genelde
insanlar YILBAŞI gecesini büyük bir sevinçle, sevdikleriyle, ailesiyle,
eğlenerek, gülerek, güzel yemekleri birlikte yiyerek ve de bugünlerine
şükrederek geçirecek; geçirmek isteyecek.
Eğlenceyi
seven ve parası olanlar bir yerlere gidip, müzikli, yemekli eğlencelere
katılacak, dostlarıyla birlikte olacaklar.
Bazı
insanlar ise kendi varlıklarına sarılarak, ellerindeki her bir lokmaya ve
yuduma dua ederek, "sade" bir kul olarak, içinde bulunduğu huzura
şükrederek girecek yeni yıla, belki de buruk yürekleriyle girecekler.
Savaşların
getirdiği, terörün neden olduğu çatışmalarda yaşamını yitirenler için bugün bir
yas olarak da anımsanacak; şehit ailelerinin acısını paylaşacağız
Dünyadaki
ülkelere ve onların halklarına baktığımızda ne yazık ki çok kötü durumda olan
milyonlarca insanı, sokaklarda yaşayanları, yemekleri atıklarını kapma
yarışında olanları, adaletsizlikleri de göreceğiz.
Bir
de “kendi” durumumuza bakarak düşüneceğiz…
Yakınımızda bizi seven, kabul eden, kucaklayan
birileri var ise sevinmeliyiz.
Ortalıkta çok sorun olsa bile, yine de güçlü olmak
için sevineceğiz.
Halk ise evinde birlikte mutlu olabiliyor ise,
sevinç içinde olmak isteyecek…
Evinde tek başına olup yalnızca yeni yıla
girenlerimiz de olacak…
Biz yine de insanlık için, ülkemiz için barış ve
huzur dileyelim…
Ülkemizin bu zor günlerden çıkabilmesi için iyi
şeyler düşünelim, umut edelim…
Aslında
nelerin “çok daha iyi” olması gerektiğini, ülkemizi, toplumumuzu ve hak, hukuk
durumlarını düşüneceğiz; düşünmeliyiz.
İnsanca
yaşamayı, güzel şeyleri de düşüneceğiz, özleyeceğiz, birçok şeyi isteyeceğiz …
YILBAŞI
yine de gelecek …
Biz
ömrümüzün bu güne değin uzadığına şükrederek, sevineceğiz her şeyden önce…
Ayakta
durabildiğimize, sağlığımıza, kendi işimizi kendimizin görüyor olmasına,
aklımızın başımızda oluşuna, iç huzurumuzun varlığına, elimizin, ayağımızın
tutuyor olmasına çok sevineceğiz, çok şükredeceğiz.
Ve
biz işte "bu nedenlerden dolayı" sevinip, çoşup, eğleneceğiz; bunlar
için bir güzel gece geçirmek isteyeceğiz.
YILBAŞI
gelecek ve geçip gidecek bir dahaki yıla doğru…
O
gün de geçecek.
Ardından
1 ocak, 2 ocak... gelecek ve günler böylece sürecek…
Ve
yaşam yine devam edecek.
Ve
de insanlar yine kendi hırsları, kaprisleri, huzursuzlukları, nankörlükleri,
nefs dalgalanmaları, mutluluk ve mutsuzlukları ve daha nice duyguları ile
yaşamlarını sürdürecekler.
Bazıları
sonsuz hırsları, kinleri ve ele geçirdikleri güçler ile insanları, toplumları
ezecek, baskı altında tutacak.
Bazıları
ise ellerindeki varlıkları ile diğer insanların yararına işler kuracaklar,
insanların mutlu ve sağlıklı olmaları için çalışacak.
Ve
milyonlarca insan yine bu yerkürede, ne yazık ki, insanlık dışı koşullarda
yaşayacak, işsiz, evsiz-barksız ve de aç-susuz yaşama savaşı verecek.
Öyle
ya da böyle...
''Sonuç
ne'' mi olacak?
Bunu
da yıllar, "geçip giden yıllar" gösterecek.
Bazıları
da yaptıkları yanlışları görecek o geçmiş yıllarda.
Ama
dönüşü olmayan zaman içinde ''ahh''lar hep buracak yüreğini.
Sızlayacak
vicdanı inceden inceye...
Kaçıp
giden mutluluklara, boş ve kör gurur oyunlarına harcanmış yıllara, koca bir
yaşama, içinde kanayan o derin yaraya hiç de kulak vermek istemese de uykuları
bir türlü düzenli olamayacak.
Hani
o sözde “aradığı huzuru” ise bir daha asla bulamayacak.
Geçip
giden yıllar, fırsatlar, güzel günler, o renkli fotoğraf kareleri geçip gidecek
gözünün önünden o hızlı tren hızıyla...
Yine
de günler gelip gidecek, hep de yine kendini kandırarak.
''Olsun!
''
Ne
önemi var ki ''o'' anlayamadığın, bir türlü sahip olamadığı güzelliklerin,
değerlerin...
''Zaten'',
diyecek, kendi kendine, ''önemli olan da ''yaşamak'' değil mi?'' diyecek hep,
kendi kendine...
Aslında
bu söze hiç inanmasa da...
Bir
de bu dayanılmaz “yalnızlığı” olmasa idi bu kalabalıklarda...
Bir
de zaman, "zaman" kendisini kandırmasa…
Tüm
bunlara ve her şeye rağmen yine de haykıracak:
-Yaşıyorum!
-Sağlıklıyım!
-Mutluyum!
-Bugün
bir sevinç günü…
-Bugün bir şükran günü…
-Bugün BENİM sevinçli bir günüm.
Bu günümüze teşekkür ediyoruz.
Evet, bugüne değin gelebildik.
Sağlığımıza, "elimizde bulunanlara" seviniyoruz.
Çevremizde "bize sahip çıkanlara" seviniyoruz.
Daha nice yılların sonunda da yine sevinebilmek, gülebilmek, şükredebilmek,
huzur dolu olabilmek dileğiyle...
Sizlere
çok güzel bir YENİ YIL diliyorum.
Her şey güzel ve umut dolu olsun
Sağlık, mutluluk, huzur ve barış dolu bir yaşam olsun.
Sizlere sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 31.12.2023, MŞ.