Z Kuşağına Bir Bakışla...
___ Yeni Model Gençlik ___
-
Ortada en çok izlenen yeni model gençliğin özellikleri ve onların ÖZGÜRLÜK'den
anladıkları:
- Son
yılların toplumsal karakterindeki en belirli ve farklı olan "gençlerin
yapısal durumudur.
-
Elektronikteki gelişimlerin hızlanması ve de dijital verilerin yaşamın içine "hızla
girmesi" ile birlikte oluşan internet ve içindeki "sosyal medya"
kullanımı ile rahatca uygulanan "algı yönetimi" sayesinde küresel
olarak toplum ve insan değişime uğradı.
- Öyle
hızla ve de yaygınca oldu ki bu "yeni toplumsallık" şu an yaşı 20
çerçevesinde olanların bakış açıları, kavrama düzeyleri ve algıları tamamen
farklı bir karakter kazandı.
-
Onların ana babaları da yeni teknolojiler ile TV ve medya ile büyümüştü.
- Şu
an genç diye tanımlanan kuşak her şeyi bildiğini, her şeye ulaşabileceğini,
istediğini elde edebileceğini, yaşamın aslında eğlenmek, artizlik yapmak ve "kanka"larla bir olup, hava basmak... gibi yoğunluğu olan çekimlerle olacağını
düşünüyor.
- Çok
beğenilmek, çok sevilmek, çok arkadaş edinmek, çok sağlam durmak istiyorlar.
-
Bilimsel adı ile narsizim etkileri görülebiliyor.
- Öte
yandan verdikleri görüntüler, çektikleri fotoğraflar hep ayni bakış açısını
gösteriyor.
- Seksi
olmak, artiz gibi poz vermek...
- Ağız,
dudak hareketleri, bedensel duruşdaki erotik pozlar...
- Çok
beğenildikce "çok değerli" olduklarını sanan bir kuşak.
-
Aldıkları beğenilerin sayısı düştükce çok mutsuz olan bir gençlik...
-
Sadece kendi içerisinde olup, kendi normları ile dünyaya bakan bir genç kesim.
- Var
olan tüm algı sisteminde giyim, duruş, fotoğraf, beğeni sayısı, kırık tümceler,
konuşma içindeki iniş çıkışlı tonlamalar, gösteriş ve markalar...
- Bu
ölçütler içerisinde kurulmuş olan bir dünya içerisinde her şey kendi
aralarındaki rekabet, kendi çekişmeleri ve en çok da ne kadar özgür olduklarını
gösterebilmek...
-
Toplum kuralları onlar için değil!
-
İstedikleri zaman, istedikleri yerde ve istedikleri gibi eğlenebilmek en büyük
özgürlük...
-
Kimse onlara karışamaz!
-
İstedikleri gibi giyinip, eğlenip, yaşayabilirler..
-
Özgürlükleri kısıtlandığında çık hırçın ve öfkeli olurlar, saldırganlaşırlar.
- Ne
aile, ne toplumsal sorunlar, ne de kendi çocukları...
- Her
şey sadece onların BEN olmaları üzerinde kurulmuş bir dünya!
-
Evet temelde "ben merkezci"dirler.
- Her
şey ve herkes onların istediği gibi olmak zorundadır.
- Cep
telefonlarını, interneti, sosyal medyayı en iyi onlar bilir.
- En
tanınmış modelleri, şarkıcıları, mankenleri, starları onlar bilir.
-
Eğitim almış mıdırlar, derseniz, evet iyi okullara gidenleri de çoktur, meslek
edinmiş olanları da çoktur içlerinde.
-
Aileleri ise ortanın üzerinde olan ve de çocukları için her türlü olanağı
sağladıklarını düşünen ailelerdir.
-
Yoksul ailelerin çocukları olamazlar mı, derseniz, evet onlar da olmaz olur
mu...
-
Gördükleri tüm dünya "özenmek, izlemek ve izlenmek" üzerine
kurulmuştur.
-
Anneleri, babaları şimdi çok mu memnundurlar çocuklarının bu özelliklerinden?
- Sanmıyorum.
-
Anne ve babaları çocuklarının bu çağın gençliği olduğunu ve onların böyle
olması gerektiğini düşünürler, endişe bile etmezler.
-
Kendileri birçok şeyin ayırtında bile değillerdir.
-
Çocuklarını çok seven ve de kuralları bile olmayan ailelerin çocukları olan bu
yeni model gençler mutlu mudurlar?
-
Evet, her istedikleri, istedikleri orantıda olursa mutludurlar.
- Çok
özgür olup, istedikleri gibi davrandıklarında, arkadaş grubu ile birlikte
eğlenebildiklerinde çok mutludurlar.
-
Onlara toplum, insan, hak ve özgürlükler... denildiğinde çok değişik şeyler
anlarlar.
-
Çoğulcul mu, bireycil midirler, diye sorarsanız, ana merkez hep "ben"
olduğuna göre "bireycil"dirler.
-
Kendilerinden ve kendi değer yargılarından, kendi ölçüp biçme mekanizmalarından
başka bir sistem tanımazlar.
-
Yeni model gençliğin kendine özgü içkileri, yiyecekleri, gündeme oturmuş bir
giyim biçimleri, müzikleri, jargonları vardır.
-
Eski zamanlarda "gençler" farklı olmazlar mıydı?
- Her
dönem ve her zaman gençler farklı bir kuşak olmuştur ve olacaktır da..
-
Günümüz gençliği, "z" kuşak da denilen ise daha farklı özellikler
gösteriyor.
-
Ayni yaşta olup da çok farklı düşünen ve yaşayan bir başka gençlik yok mu?
- Var
tabii ki..
- Ayni
yolda arabasını süren bir genç ile yanı sıra kağıt toplama bisikleti ile
ilerleyen genç de var.
- Okumak
için çırpınan, ailesine yük olmamak için, ekmek parası için çalışmak isteyen
genç de var, yüksek okulu bitirip, iş bulmayan ve de evde oturan gençler de
var...
- Toplumsal
sorunları tanıyan, çözüm yolları üzerinde düşünceler üretmek isteyen,
araştırmacı, bilinçli bir genç kesim de var mı?
- Her
şey insanın içinde yaşadığı koşullara, olanaklara ve ortama bağlı olduğunu
düşünürsek, değişik zamanlarda çok daha farklı "gençlik modelleri"
ile karşılaşmamız da kaçınılmazdır.
- 68
gençlik kuşağı adı ile tarihte yerini alan o zamanların gençlerini etkileyen,
belirleyen ve oluşturan koşullar nelerdi dersiniz?
- Ne
etkilemişti onları?
- Neler
istemişlerdi?
- Neleri
değiştirmeyi düşünmüşlerdi?
- Nasıl
bir yaşam ve düşünce biçimleri vardı?
- Cep
telefonları, internetleri var mıydı?
- Geldiğimiz
noktadan ileriye doğru baktığımızda ise tüm toplumsal kesimleri ve de gençleri
özellikle "yeni çağ" etkilerinden bağımsız inceleyemeyiz.
- TV,
müzik, moda, sinema ve internet ile birlikte gittikçe hızla gelişip etkisi
altına girdiğimiz "dijital çağ" küresel olarak bir ortaklık,
benzerlik ve "etki" yapmaktadır ve yapacaktır.
- Virüs
salgını ve ölümcül sonuçları, alınması ve uyulması gereken kurallar olarak
bugüne baktığımızda "yeni model gençlik" uyum sağlamak istemiyor,
tepki veriyor.
- Tüm
dünyada bunun örnekleri var.
- Bazı
kentlerde sokaklara inip, saldırganlık gösterebiliyorlar.
- Bir
yeni tip ayaklanma dalgası gelmekte adım adım...
- Bazı
kentlerde etnik gruplaşma ve çeteleşme görülecek.
- Genç
kuşak çok daha sancılı yaşayacak.
- Yeni
tip genç kuşakları anlamak ve onlara hak vermek gittikçe çok daha zorlaşacak.
- Kaçınılmaz
olan bazı dijital uygulamalar ve kullanım alanları ile dijitalleşme "toplumu"
ve "bireyi" çok daha etkisi altına alacak.
- Kendisini
koruması gereken "insan" neler yapmalıdır, neler yapmamalıdır?
- Bilgi
çağı denilen kavramı ezbere kabul etmekten çok nedir diye irdelemek ve
eleştirmek gerekir.
- Evet,
bugün ve gelecek zaman "bilgileri toplama - veri toplama" dönemi
olacaktır.
- Çok
hızla ve her an, her yerde tüm veriler belli merkezlerde toplanıp,
değerlendirilip, kullanıma sunulacaktır, saniyeden az bir zaman dilimi
içerisinde...
- Bu
iyi bir şey midir?
- Asıl
soru bu değildir?
- Hiç
durmadan yapılan yayınlardan ve bunların içeriklerinden kendimizi nerede ve ne
kadar koruyabiliriz?
- Bazı ülkelerin milli gelirini geçen piyasa
değerleri ve milyonlarca kullanıcısı ile küresel ekonomik güç olan Google,
Apple, Netflix, Facebook, Twitter gibi dünyanın en büyük BigTech şirketleri;
milyonlarca kullanıcının online aktivitelerinden elde ettiği "big
data" ile toplumun davranış kalıplarını ve algısını yönlendirme
kabiliyetine sahip olabiliyor. (VERİ toplama, kıllanma...)
- Şu
an yüz yüze olduğumuz, kullandığımız birçok olanağın ardında o büyük
merkezlerin veri tabanları var.
- Sosyal
medya siteleri
aynı zamanda kullandıkları algoritmalar ile de kullanıcılar üzerinde etkili
olabiliyor.
- Artık
eskiden olduğu gibi insanları iletişimi sesle, kağıt üzerinden olmuyor,
elektronik ve dijital veriler, teknikler, uygulamalar... her şeyi ellerinde ve
denetimlerinde tutuyor.
- Kitleleri,
toplumları, bireyleri onlar kendi istedikleri yönde "etkileyerek"
kullanıyorlar.
- ABD merkezli online medya hizmetleri
sağlayıcısı Netflix, son dönemde içerikleri ile hem dünya da hem Türkiye'de
gündem olmayı sürdürüyor.
- Netflix'in geçen yıl sonu itibarıyla
Türkiye'de aktif 1,5 milyon abonesi bulunuyor.
- Netflix, bu yılın ilk çeyreğinde
Türkiye'deki aboneliklerden 53 milyon dolar, ikinci çeyrekte 56 milyon doların
üzerine gelir elde etti.
- Facebook, geçen yıl 70,7 milyar dolar gelir
sağlarken, gelirlerinin tamamına yakınını (yüzde 98,5) reklam servislerinden
oluştu.
- İngiltere merkezli We Are Social sitesinde
yayımlanan "Digital 2020" raporu verilerine göre 7,8 milyara ulaşan
dünya nüfusunun 5 milyar 190 milyonu mobil telefon kullanıcısı, 4 milyar 540
milyonu internet kullanıcısı ve 3 milyar 800 milyonu aktif sosyal medya
kullanıcısı konumunda bulunuyor.
- Facebook, 2 milyar 449 milyonla aylık aktif
kullanıcı sayı bakımından ilk sırada yer alıyor.
- Türkçe
Facebook'ta 57 milyon Türkçe konuşan kullanıcı ile 12. sırada yer alıyor.
- Facebook'u 2 milyar kullanıcıyla Youtube,
1,6 milyar kullanıcıyla WhatsApp, 1,3 milyar kullanıcıyla Facebook Messenger,
1,15 ile WeChat, 1 milyar kullanıcıyla Instagram ve 800 milyon kullanıcıyla
TikTok takip ediyor.
- Kullanıcılar günde ortalama 6 saat 43
dakikalarını internette geçirirken, bunun 2 saat 24 dakikasını sosyal medya
platformlarında harcıyor.
- Türkiye ise günlük 2 saat 51 dakika sosyal
medya kullanımı ve 7 saat 29 dakika internet kullanım ile dünya ortalamasının
üzerinde yer alıyor.
- "Digital 2020" raporuna göre
Facebook'un Türkiye'de 37 milyon kullanıcısı bulunuyor. Bu haliyle Türkiye
dünyada 10. sırada yer alıyor.
- Türkiye'de
Twitter'da da dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor.
- Dünyada
Twitter kullanımında 59 milyon ile ABD zirvede yer alırken, Türkiye 11 milyon
800 bin ile 6. sırada bulunuyor.
- TV,
eğlence programları, haberler, youtube, facebook, instagram, twitter... benzeri
ile ne kadar yüz yüze oluyoruz, diye düşündüğümüzde bu gerçekler karşımıza
çıkıyor.
- Küresel
haberleri etkileyenler, sokakları yönlendirenler, zihinleri denetleyenler hep
bu tür merkezler.
- Nerede
ve ne kadar kendimizi bu küresel düzenden koruyabiliriz, asıl soru budur.
- Bireysel
özelliklerimizi ve bilgilerimizi ne kadar çok saklayabiliriz, onları
koruyabiliriz?
- İşte
bu tür bakış açıları ile kendimizi, düşüncelerimiz ve algılarımızı yeniden bir
gözden geçirmeliyiz.
- Yeni
bakış ve yeni davranışlar nasıl olmalıdır?
- Son yılların en önemli toplumsal sorunlarının en başında gelen
ise genç işsizler sorunudur.
- Ekonomik krizlerin tavan yapacağı bir döneme giriyoruz.
- Dünya ekonomik krizi küresel olarak her yerde etkisini
gösterecektir.
- İspanya, Portekiz, Yunanistan... ve Türkiye bu sorun ile
yaşamaktadır.
- Yüksek okul mezunu diplomalı işsizler oranı çok yüksektir.
- Genç nüfusun dörtte üçü işsizdir.
- Gençlerin işsizliğine çözüm bulunamaması durumunda devletler çok
daha sıkıntılı dönemlere girecektir.
- Bu ise acil çözüm bekleyen ana sorundur.
- Türkiye ise iç çekişmeleri bırakabilse ve de ortak akıl
kullanılarak çözüm yolları üretebilse, diye fikir ve proje oluşturulması
gereken bir döneme girmek zorundadır.
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
2020.06.26, MŞ.