26 Haziran 2020 Cuma

Yeni Model Gençlik


Z Kuşağına Bir Bakışla...

___ Yeni Model Gençlik ___

- Ortada en çok izlenen yeni model gençliğin özellikleri ve onların ÖZGÜRLÜK'den anladıkları:
- Son yılların toplumsal karakterindeki en belirli ve farklı olan "gençlerin yapısal durumudur.
- Elektronikteki gelişimlerin hızlanması ve de dijital verilerin yaşamın içine "hızla girmesi" ile birlikte oluşan internet ve içindeki "sosyal medya" kullanımı ile rahatca uygulanan "algı yönetimi" sayesinde küresel olarak toplum ve insan değişime uğradı.
- Öyle hızla ve de yaygınca oldu ki bu "yeni toplumsallık" şu an yaşı 20 çerçevesinde olanların bakış açıları, kavrama düzeyleri ve algıları tamamen farklı bir karakter kazandı.
- Onların ana babaları da yeni teknolojiler ile TV ve medya ile büyümüştü.
- Şu an genç diye tanımlanan kuşak her şeyi bildiğini, her şeye ulaşabileceğini, istediğini elde edebileceğini, yaşamın aslında eğlenmek, artizlik yapmak ve "kanka"larla bir olup, hava basmak... gibi yoğunluğu olan çekimlerle olacağını düşünüyor.
- Çok beğenilmek, çok sevilmek, çok arkadaş edinmek, çok sağlam durmak istiyorlar.
- Bilimsel adı ile narsizim etkileri görülebiliyor.
- Öte yandan verdikleri görüntüler, çektikleri fotoğraflar hep ayni bakış açısını gösteriyor.
- Seksi olmak, artiz gibi poz vermek...
- Ağız, dudak hareketleri, bedensel duruşdaki erotik pozlar...
- Çok beğenildikce "çok değerli" olduklarını sanan bir kuşak.
- Aldıkları beğenilerin sayısı düştükce çok mutsuz olan bir gençlik...
- Sadece kendi içerisinde olup, kendi normları ile dünyaya bakan bir genç kesim.
- Var olan tüm algı sisteminde giyim, duruş, fotoğraf, beğeni sayısı, kırık tümceler, konuşma içindeki iniş çıkışlı tonlamalar, gösteriş ve markalar...
- Bu ölçütler içerisinde kurulmuş olan bir dünya içerisinde her şey kendi aralarındaki rekabet, kendi çekişmeleri ve en çok da ne kadar özgür olduklarını gösterebilmek...
- Toplum kuralları onlar için değil!
- İstedikleri zaman, istedikleri yerde ve istedikleri gibi eğlenebilmek en büyük özgürlük...
- Kimse onlara karışamaz!
- İstedikleri gibi giyinip, eğlenip, yaşayabilirler..
- Özgürlükleri kısıtlandığında çık hırçın ve öfkeli olurlar, saldırganlaşırlar.
- Ne aile, ne toplumsal sorunlar, ne de kendi çocukları...
- Her şey sadece onların BEN olmaları üzerinde kurulmuş bir dünya!
- Evet temelde "ben merkezci"dirler.
- Her şey ve herkes onların istediği gibi olmak zorundadır.
- Cep telefonlarını, interneti, sosyal medyayı en iyi onlar bilir.
- En tanınmış modelleri, şarkıcıları, mankenleri, starları onlar bilir.
- Eğitim almış mıdırlar, derseniz, evet iyi okullara gidenleri de çoktur, meslek edinmiş olanları da çoktur içlerinde.
- Aileleri ise ortanın üzerinde olan ve de çocukları için her türlü olanağı sağladıklarını düşünen ailelerdir.
- Yoksul ailelerin çocukları olamazlar mı, derseniz, evet onlar da olmaz olur mu...
- Gördükleri tüm dünya "özenmek, izlemek ve izlenmek" üzerine kurulmuştur.
- Anneleri, babaları şimdi çok mu memnundurlar çocuklarının bu özelliklerinden?
- Sanmıyorum.
- Anne ve babaları çocuklarının bu çağın gençliği olduğunu ve onların böyle olması gerektiğini düşünürler, endişe bile etmezler.
- Kendileri birçok şeyin ayırtında bile değillerdir.
- Çocuklarını çok seven ve de kuralları bile olmayan ailelerin çocukları olan bu yeni model gençler mutlu mudurlar?
- Evet, her istedikleri, istedikleri orantıda olursa mutludurlar.
- Çok özgür olup, istedikleri gibi davrandıklarında, arkadaş grubu ile birlikte eğlenebildiklerinde çok mutludurlar.
- Onlara toplum, insan, hak ve özgürlükler... denildiğinde çok değişik şeyler anlarlar.
- Çoğulcul mu, bireycil midirler, diye sorarsanız, ana merkez hep "ben" olduğuna göre "bireycil"dirler.
- Kendilerinden ve kendi değer yargılarından, kendi ölçüp biçme mekanizmalarından başka bir sistem tanımazlar.
- Yeni model gençliğin kendine özgü içkileri, yiyecekleri, gündeme oturmuş bir giyim biçimleri, müzikleri, jargonları vardır.
- Eski zamanlarda "gençler" farklı olmazlar mıydı?
- Her dönem ve her zaman gençler farklı bir kuşak olmuştur ve olacaktır da..
- Günümüz gençliği, "z" kuşak da denilen ise daha farklı özellikler gösteriyor.
- Ayni yaşta olup da çok farklı düşünen ve yaşayan bir başka gençlik yok mu?
- Var tabii ki..
- Ayni yolda arabasını süren bir genç ile yanı sıra kağıt toplama bisikleti ile ilerleyen genç de var.
- Okumak için çırpınan, ailesine yük olmamak için, ekmek parası için çalışmak isteyen genç de var, yüksek okulu bitirip, iş bulmayan ve de evde oturan gençler de var...
- Toplumsal sorunları tanıyan, çözüm yolları üzerinde düşünceler üretmek isteyen, araştırmacı, bilinçli bir genç kesim de var mı?
- Her şey insanın içinde yaşadığı koşullara, olanaklara ve ortama bağlı olduğunu düşünürsek, değişik zamanlarda çok daha farklı "gençlik modelleri" ile karşılaşmamız da kaçınılmazdır.
- 68 gençlik kuşağı adı ile tarihte yerini alan o zamanların gençlerini etkileyen, belirleyen ve oluşturan koşullar nelerdi dersiniz?
- Ne etkilemişti onları?
- Neler istemişlerdi?
- Neleri değiştirmeyi düşünmüşlerdi?
- Nasıl bir yaşam ve düşünce biçimleri vardı?
- Cep telefonları, internetleri var mıydı?
- Geldiğimiz noktadan ileriye doğru baktığımızda ise tüm toplumsal kesimleri ve de gençleri özellikle "yeni çağ" etkilerinden bağımsız inceleyemeyiz.
- TV, müzik, moda, sinema ve internet ile birlikte gittikçe hızla gelişip etkisi altına girdiğimiz "dijital çağ" küresel olarak bir ortaklık, benzerlik ve "etki" yapmaktadır ve yapacaktır.
- Virüs salgını ve ölümcül sonuçları, alınması ve uyulması gereken kurallar olarak bugüne baktığımızda "yeni model gençlik" uyum sağlamak istemiyor, tepki veriyor.
- Tüm dünyada bunun örnekleri var.
- Bazı kentlerde sokaklara inip, saldırganlık gösterebiliyorlar.
- Bir yeni tip ayaklanma dalgası gelmekte adım adım...
- Bazı kentlerde etnik gruplaşma ve çeteleşme görülecek.
- Genç kuşak çok daha sancılı yaşayacak.
- Yeni tip genç kuşakları anlamak ve onlara hak vermek gittikçe çok daha zorlaşacak.
- Kaçınılmaz olan bazı dijital uygulamalar ve kullanım alanları ile dijitalleşme "toplumu" ve "bireyi" çok daha etkisi altına alacak.
- Kendisini koruması gereken "insan" neler yapmalıdır, neler yapmamalıdır?
- Bilgi çağı denilen kavramı ezbere kabul etmekten çok nedir diye irdelemek ve eleştirmek gerekir.
- Evet, bugün ve gelecek zaman "bilgileri toplama - veri toplama" dönemi olacaktır.
- Çok hızla ve her an, her yerde tüm veriler belli merkezlerde toplanıp, değerlendirilip, kullanıma sunulacaktır, saniyeden az bir zaman dilimi içerisinde...
- Bu iyi bir şey midir?
- Asıl soru bu değildir?
- Hiç durmadan yapılan yayınlardan ve bunların içeriklerinden kendimizi nerede ve ne kadar koruyabiliriz?
- Bazı ülkelerin milli gelirini geçen piyasa değerleri ve milyonlarca kullanıcısı ile küresel ekonomik güç olan Google, Apple, Netflix, Facebook, Twitter gibi dünyanın en büyük BigTech şirketleri; milyonlarca kullanıcının online aktivitelerinden elde ettiği "big data" ile toplumun davranış kalıplarını ve algısını yönlendirme kabiliyetine sahip olabiliyor. (VERİ toplama, kıllanma...)
- Şu an yüz yüze olduğumuz, kullandığımız birçok olanağın ardında o büyük merkezlerin veri tabanları var.
- Sosyal medya siteleri aynı zamanda kullandıkları algoritmalar ile de kullanıcılar üzerinde etkili olabiliyor. 
- Artık eskiden olduğu gibi insanları iletişimi sesle, kağıt üzerinden olmuyor, elektronik ve dijital veriler, teknikler, uygulamalar... her şeyi ellerinde ve denetimlerinde tutuyor.
- Kitleleri, toplumları, bireyleri onlar kendi istedikleri yönde "etkileyerek" kullanıyorlar.
- ABD merkezli online medya hizmetleri sağlayıcısı Netflix, son dönemde içerikleri ile hem dünya da hem Türkiye'de gündem olmayı sürdürüyor. 
- Netflix'in geçen yıl sonu itibarıyla Türkiye'de aktif 1,5 milyon abonesi bulunuyor.
- Netflix, bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye'deki aboneliklerden 53 milyon dolar, ikinci çeyrekte 56 milyon doların üzerine gelir elde etti.
- Facebook, geçen yıl 70,7 milyar dolar gelir sağlarken, gelirlerinin tamamına yakınını (yüzde 98,5) reklam servislerinden oluştu.
- İngiltere merkezli We Are Social sitesinde yayımlanan "Digital 2020" raporu verilerine göre 7,8 milyara ulaşan dünya nüfusunun 5 milyar 190 milyonu mobil telefon kullanıcısı, 4 milyar 540 milyonu internet kullanıcısı ve 3 milyar 800 milyonu aktif sosyal medya kullanıcısı konumunda bulunuyor.
- Facebook, 2 milyar 449 milyonla aylık aktif kullanıcı sayı bakımından ilk sırada yer alıyor.
- Türkçe Facebook'ta 57 milyon Türkçe konuşan kullanıcı ile 12. sırada yer alıyor.
- Facebook'u 2 milyar kullanıcıyla Youtube, 1,6 milyar kullanıcıyla WhatsApp, 1,3 milyar kullanıcıyla Facebook Messenger, 1,15 ile WeChat, 1 milyar kullanıcıyla Instagram ve 800 milyon kullanıcıyla TikTok takip ediyor.
- Kullanıcılar günde ortalama 6 saat 43 dakikalarını internette geçirirken, bunun 2 saat 24 dakikasını sosyal medya platformlarında harcıyor.
- Türkiye ise günlük 2 saat 51 dakika sosyal medya kullanımı ve 7 saat 29 dakika internet kullanım ile dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor.
-  "Digital 2020" raporuna göre Facebook'un Türkiye'de 37 milyon kullanıcısı bulunuyor. Bu haliyle Türkiye dünyada 10. sırada yer alıyor. 
- Türkiye'de Twitter'da da dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor.
- Dünyada Twitter kullanımında 59 milyon ile ABD zirvede yer alırken, Türkiye 11 milyon 800 bin ile 6. sırada bulunuyor.
- TV, eğlence programları, haberler, youtube, facebook, instagram, twitter... benzeri ile ne kadar yüz yüze oluyoruz, diye düşündüğümüzde bu gerçekler karşımıza çıkıyor.
- Küresel haberleri etkileyenler, sokakları yönlendirenler, zihinleri denetleyenler hep bu tür merkezler.
- Nerede ve ne kadar kendimizi bu küresel düzenden koruyabiliriz, asıl soru budur.
- Bireysel özelliklerimizi ve bilgilerimizi ne kadar çok saklayabiliriz, onları koruyabiliriz?
- İşte bu tür bakış açıları ile kendimizi, düşüncelerimiz ve algılarımızı yeniden bir gözden geçirmeliyiz.
- Yeni bakış ve yeni davranışlar nasıl olmalıdır?
- Son yılların en önemli toplumsal sorunlarının en başında gelen ise genç işsizler sorunudur.
- Ekonomik krizlerin tavan yapacağı bir döneme giriyoruz.
- Dünya ekonomik krizi küresel olarak her yerde etkisini gösterecektir.
- İspanya, Portekiz, Yunanistan... ve Türkiye bu sorun ile yaşamaktadır.
- Yüksek okul mezunu diplomalı işsizler oranı çok yüksektir.
- Genç nüfusun dörtte üçü işsizdir.
- Gençlerin işsizliğine çözüm bulunamaması durumunda devletler çok daha sıkıntılı dönemlere girecektir.
- Bu ise acil çözüm bekleyen ana sorundur.
- Türkiye ise iç çekişmeleri bırakabilse ve de ortak akıl kullanılarak çözüm yolları üretebilse, diye fikir ve proje oluşturulması gereken bir döneme girmek zorundadır.

Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
2020.06.26, MŞ.