. Ahlakı Yüksek Çocuklarımız Olmalıdır
Dürüstlük, adalet, sevgi, saygı,
doğruluk, hoşgörü, güçsüze ve yoksula yardım edebilmek, vicdan ve acıma
duygusu... gibi insancıl değerler toplumsal huzur ve düzenin sağlanmasını
sağlar.
Bu değerler "iyi ahlakı"
oluşturur edep, terbiye diye kısaca adlandırdığımız bir oluşum oluşur.
İyi ahlak kuralları, ahlak değerleri
insanlık tarihinde, insanlığın gelişiminde binlerce yıldır hep önem kazanmıştır
ve istenmiştir, aranmıştır.
İyi ve erdemli bir insan iyidir ve bu
özelliklere sahip olandır.
Toplumun ve ailenin birincil görevi
aslında çocuklarına bu değerleri kazandırmaktır, devlet de her türlü olanakları
sağlamak ve üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek zorundadır.
Aile içerisinde ise "çocuk yetiştirmede"
en önemli ilke bu kurallara uyabilmek ve tüm bunların çocuğa zamanında ve doğru
olarak öğretilmesi olmalıdır.
Toplumun ve devletin birincil görevi
iyi bir bireyi hedeflemek olmalıdır.
İyi bir birey, iyi bir yurttaş da ancak
"evrensel ahlak" değerlerine sahip insanlardan oluşabilir.
Toplumda var olan her kurumda, ailede,
okulda, iş yerinde, üretimde ve de tüketimde toplumu yüksek ve kalkınabilen bir
toplum yapacak olan ana güç de yine iyi ahlaklı insanlardan oluşması ile
olacaktır.
Devletin her bir kurumunda, toplumun
her alanında iyi ahlaklı insanlar var olmalıdır.
Kalkınmamız, bir refah toplumu olmamız
için bu en önemli bir koşuldur.
Ailede verilecek olan değerler eğitimi,
ahlakın kazandırılmasıdır.
Çocuklarımız bunu doğumlarıyla birlikte
adım, adım tüm yaşamında kazanmalıdır.
Çocuklarımız her şeyden önce "iyi
ahlaklı" olmayı istemelidirler ve de bunu yaşamın bir temeli olduğunu
kavramalıdırlar.
Böylelikle de insanlar arasındaki
iletişim, doğaya karşı yükümlülüklerimiz, toplumdaki sorumluluklarımız, yurttaş
olarak görevlerimiz en sağlıklı biçimiyle yerine getirilecektir.
Kendi kendilerine oluşturacakları bir
davranış ve istemler mekanizması ile çocuklarımız yaşamlarının her döneminde
bunu geliştirecekler ve de bu değerlerden yararlanacaklardır.
Bunun en büyük zenginlik ve de mutluluk
hazinesi olduğunu kavrayıp yaşamında bunları uygulayabilen çocuklarımız
olmalıdır.
En büyük varlığımız ve de eserimiz iyi
ahlak kazanmış çocuklarımız olmalıdır.
Anne ve baba olmak, gerçek bir öğretmen
olmak, iyi bir yurttaş olmak da bunu gerektirir.
Bir toplumda iyi ahlak değerleri yok
edilmek istenilebilir, tek tek yitirtilip, yerlerine bambaşka "çok da
yararı olmayan" şeyler konulabilir.
Olması gerekenin tam tersine
uygulamalar her yerde bir hakimiyet kazanmağa başlayabilir.
Yalan, sahtekarlık, kin, öfke ve
adaletsizlik, gösteriş, hilekarlık, iftira, tembellik, kayıtsızlık,
acımasızlık, zayıfı ezmek... her yerde görülmeğe ve güçlülerin elinde birer
enstrüman olmağa başlamış olabilir.
Böyle bir toplum önce bir duraklama,
sonrada gerileme dönemine girer.
Eğer tüm bu olanlara rağmen toplumu
oluşturan bireylerin içindeki "iyi ahlaklı olanlar" da kendilerini
iyice geriye çeker ve de dibe çökerler ise toplum da çöker ve yok olur.
Teknikte, bilimde, sanatta ve
çağdaşlıkta olması gereken ilerlemeler, insanlığın yaşamlarında daha refah ve
de mutlu yaşamasına hizmet edebilmelidir.
Uygarlıkta ilerleme ve evrensel gelişim
ancak böyledir.
Gelişmiş bir toplum, ileri bir devlet
olabilmemiz için böyle bir "kalkınma sistemi" kurulmuş olmalıdır.
Bunların oluşumun paralelinde de yine
ayni hedefler için sosyal haklar, insancıl değerler de kazanılmalıdır.
Bunun için de yine her birinin
içerisinde var olması gereken "ana ham madde" ise "iyi
ahlak" değerleridir.
Her bir bilim insanına, her bir
politikacıya, her bir iş insanına, her bir üreticiye bunlar olmalıdır ki çok
başarılı ve de mutlu olabilsinler.
Özgüvenli ve güçlü olarak, bilinçle
görevlerini yapabilsinler.
Her bir sağlıklı canlının temel
varlığının onun sağlıklı "hücre yapısından" oluşabileceği gibi,
toplumumuzun bireylerinin de bir "hücre" örneğinde olduğu gibi
sağlıklı (iyi ahlaklı) olması gerekir.
Ancak bu yapılanma ile hem daha uygar
(medeni) hem de sağlıklı ve başarılı olabiliriz.
Bu hücremizin oluşundaki en önemli
element de çocuklarımız olacaktır.
Ahlakı yüksek çocuklarımız olmalıdır ve
bunu da kanı, canı gibi özümseyip, koruyan, besleyen çocuklarımız olmalıdır.
Karakter özellikleri iyi ve yararlı,
doğruluktan ve adaletten yana çocuklarımız olmalıdır. Onlara yanlış yöntemlerle
sevgi göstererek, onları denetimsiz ve şımarık bir biçimde yetiştirmemeliyiz.
Bizim çocuklarımız "böyle"
olmalıdır.
Evet, tüm bu söylediklerimizden sonra
günümüz gerçeklerine, bugünün dünyasına dönecek olur isek, ne yazık ki ortada
görülenlerin böyle olmadığını söyleyeceğiz.
İdeal bir toplumu oluşturmak hiç de
kolay değildir.
Peki, ahlaksal çöküntünün hızla
ilerlediği ve örnek olması gerekenlerin bile ilkesiz, düzeysiz, kuralsız
davranabildiğine şahit olabiliyoruz.
Herkes huzursuz ve mutsuz, güvenlik
duygusundan yoksun bir yaşamı kimse istemez ve böyle bir ortamda ise sağlıklı
çocuklar yetiştirmek de istemez.
Karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmak
ise hiçbirimize bir yarar sağlamaz.
Her koşulda yine de her birimiz,
bulunduğumuz her yerde hem kendimizi, hem de çocuklarımızı, ruhsal ve ahlaksal
değerlerimizi korumak, kollamak durumundayız.
Özellikle de kuruluş döneminin temel
ilkelerinden, Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedeflerinden ve kendimize olan
özgüvenimizden vazgeçmemeliyiz.
Öte yandan tüm dünyada çocuk hakları
ile ilgili olumsuzlukların, haksızlıkların varlığı hepimizi rahatsız
etmektedir.
Bu konuda daha çok bilgilenmek ve
duyarlılık taşımak gerekir:
UNICEF Türkiye Temsilciliği tarafından hazırlanmış
olan ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME'yi açıp bir okumamız çok yararlı olacaktır. (https://www.unicefturk.org/public/uploads/files/UNICEF_CocukHaklarinaDairSozlesme.pdf)
Sağlıklı, mutlu ve yüksek değerlere
sahip çocuklar yetiştirebilen ailelere ve o topluma ne mutlu!
Bu yolda emek ve çaba harcayanlara,
umutlarını, özlemlerini yitirmeyenlere selam olsun.
.
Sizlere sevgimi ve saygımı en iyi dileklerimle sunuyorum.
.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 20.11.2022
*********************************************************************************