. BİREYİ ve TOPLUMU ELE GEÇİRMEK: .
. Bireyleri,
toplumu ele geçirmek, yönetmek için uygulanan çok sayıda ve alanda zihin
yönetim programları var. Bunlar pek belli edilmeden ve uzun süreli ve
devamlılıkla uygulanmaktadır.
Bunların gerçek amaçları nedir? Kimdir bu güçler,
hedefleri nedir?
I- Zihin Yönetim Programlarının Amaçları
Nelerdir?
Söz konusu olan "zihin
yönetimi programları" genellikle komplo teorileri bağlamında kullanılan
bir terimdir ve bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçekliği yok diye söylenir.
Ancak, bu tür
teorilerde atfedilen temel amaçlar
genellikle şunlar üzerine kuruludur:
1-Kontrol
ve Boyun Eğdirme: Bireyleri veya kitleleri belirli bir ideolojiye,
siyasi görüşe veya davranış biçimine yönlendirmek, itaati sağlamak ve
muhalefeti engellemek. Bu, kişilerin kendi özgür iradeleriyle değil, dışarıdan
gelen manipülasyonlarla hareket etmelerini sağlamayı amaçlar.
2-Toplumsal
Mühendislik: Toplumun yapısını, değerlerini, inançlarını ve
davranışlarını istenilen yönde şekillendirmek. Bu, kültürel, sosyal veya
ekonomik hedeflere ulaşmak için toplumsal normları değiştirmeyi içerebilir.
3-Kaynak
Yönetimi: İnsan kaynaklarını, enerjiyi veya diğer toplumsal kaynakları belirli
bir amaç doğrultusunda organize etmek ve kullanmak. Bu, ekonomik veya siyasi
çıkarlar için insan potansiyelini yönlendirmeyi içerebilir.
4-Algı
Yönetimi: Gerçeklik algısını manipüle ederek, belirli bir anlatının veya bakış
açısının kabul görmesini sağlamak. Bu, özellikle medya ve bilgi akışı üzerinde
kontrol kurarak gerçekleştirilmeye çalışılır.
5-Duygusal
ve Psikolojik Manipülasyon: Bireylerin korkularını, umutlarını, hırslarını
veya diğer duygusal zayıflıklarını kullanarak onları yönlendirmek. Bu,
psikolojik savaş yöntemlerini veya subliminal mesajları içerebilir.
. Bu amaçlar, genellikle bireysel
özgürlükleri kısıtlamayı, özerk düşünceyi engellemeyi ve toplumsal “hiyerarşiyi
güçlendirmeyi” hedefler. Ancak, bu kavramların çoğunun komplo teorileri
kapsamında tartışıldığını ve bilimsel bir “temeli olmadığını” da söylerler,
kanıtlamak çok zordur.
II- Dünyanın her yerinde uygulanan “en yaygın”
ve “güçlü” zihin yönetim aracı hangisidir?
Paralı “profesyonel” sporlar ve en başta “futbol”
en güçlü ve etkili kapsama alanına sahip değil midir?
. "Zihin
yönetimi" kavramı genellikle “komplo teorileriyle” ilişkilendirilse de,
insanların düşüncelerini, inançlarını ve davranışlarını etkilemeye yönelik
yaygın ve güçlü araçlar tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
Ne yazık ki
milyonlarca insandan çok azı "profesyonel sporlar ve en başta futbolun"
bu tür bir etki potansiyeline sahip olduğunu kavramaktadır.
Evet, bu konuyu daha geniş bakış açısı ile ele
almak ve “en yaygın ve güçlü araçları” sıralamak önemlidir. Bu alanda bilinç
sahibi, özgür iradeli, duyarlı bireyler çok azdır.
III- En Yaygın ve Güçlü “Zihin Yönetimi” Araçları
. Genel
olarak, modern toplumlarda zihinleri etkileme potansiyeli en yüksek olan
araçlar şunlardır:
A) Kitle
İletişim Araçları (Medya):
1-Televizyon, İnternet (Sosyal Medya Dahil), Gazete,
Radyo: Bu araçlar, insanların bilgiye ulaşma, olayları yorumlama ve dünya
görüşlerini şekillendirme biçimlerini doğrudan etkiler. Haber seçimi, sunuş
biçimi, kullanılan dil, tekrarlanan mesajlar ve algı yönetimi teknikleri
aracılığıyla belirli fikirler empoze edilebilir, gündem belirlenebilir ve
kamuoyu yönlendirilebilir. Özellikle sosyal medya, algoritmalar aracılığıyla
kişiselleştirilmiş bilgi akışları sunarak yankı odaları ve kutuplaşmalar
yaratma potansiyeline sahiptir.
2-Propaganda: Medyanın manipülatif gücünü en
açık şekilde gösteren bir araçtır. Belirli bir ideolojiyi, siyasi görüşü veya
ürünü desteklemek amacıyla bilinçli olarak tasarlanmış ve yaygınlaştırılmış
mesajlar bütünüdür. Duygulara hitap eder, gerçekleri çarpıtabilir veya eksik
sunabilir.
B) Eğitim
Sistemleri, Okullar:
1-Formal eğitim (okullar, üniversiteler) ve informal eğitim (aile, dini
kurumlar) aracılığıyla değerler, normlar, tarihin yorumu ve dünya görüşleri
nesilden nesile aktarılır. Müfredatın içeriği, öğretim yöntemleri ve otorite
figürlerinin (öğretmenler, liderler) rolü, bireylerin düşünce yapısını derinden
etkileyebilir.
C) Popüler
Kültür ve Eğlence Endüstrisi:
1- Filmler, Müzik, Dizi Filmler, Video Oyunları,
Sanat: Bu alanlar, hikaye anlatımı, semboller ve duygusal bağlar aracılığıyla
insanların değerlerini, isteklerini ve beklentilerini şekillendirir. Belirli
yaşam tarzları, tüketim alışkanlıkları ve toplumsal normlar bu yollarla
yaygınlaştırılabilir.
2- Profesyonel Sporlar (Özellikle Futbol): Profesyonel
sporlar, özellikle futbol, küresel çapta “devasa” bir kitleye hitap eder ve
güçlü bir "zihin yönetimi" potansiyeline sahiptir.
Bunun nedenleri şunlar olabilir:
a - Kimlik ve Aidiyet Duygusu: Taraftarlık,
insanlara güçlü bir kimlik ve aidiyet duygusu verir. Bir takıma bağlılık,
kişisel kimliğin önemli bir parçası haline gelebilir. Bu aidiyet duygusu, diğer
sosyal veya politik konulara olan ilgiyi gölgede bırakabilir veya belirli bir
gruba olan bağlılığı pekiştirebilir.
b- Duygusal Yüklenme ve Odaklanma: Maçlar,
taraftarlar için büyük duygusal yoğunluklar barındırır. Kazanma sevinci,
kaybetme üzüntüsü, rekabetin getirdiği gerilimler, insanların dikkatini ve
enerjisini büyük ölçüde bu alana yönlendirebilir. Bu durum, eleştirel düşünme
veya diğer toplumsal sorunlara odaklanma potansiyelini azaltabilir.
c - Milliyetçilik ve Toplumsal Kontrol: Uluslararası
spor etkinlikleri, milliyetçi duyguları körükleyebilir. Hükümetler ve
otoriteler, sporun birleştirici gücünü veya dikkat dağıtıcı etkisini kullanarak
toplumsal gerilimleri azaltma veya kendi gündemlerini destekleme amacıyla
kullanabilirler. Büyük spor organizasyonları, toplumsal enerjiyi belirli bir
yöne kanalize etme potansiyeline sahiptir.
ç - Tüketim Kültürü: Spor
endüstrisi, büyük bir ticari hacme sahiptir. Sponsorluklar, ürün satışları ve
yayın hakları, yoğun bir tüketim kültürünü besler. Bu da, insanların boş
zamanlarını ve paralarını belirli ürünlere ve deneyimlere yönlendirmesini
teşvik eder.
IV-
"Zihin Yönetimi Araçları" ayni
anda ve çok değişik alanda
“çok farklı görünümlerle” toplumda uygulanır ve bireyle kitleler
halinde etkilenir ve yönlendirilir.
. Bu
bağlamda söylenilen “kesinlikle doğru” bir saptamadır!
"Zihin yönetimi" dediğimiz bu geniş
kavram, tek bir araçla ya da tek bir alanda sınırlı kalmaz.
Aksine, çok sayıda ve farklı görünümde,
aynı anda toplumun her katmanında ve bireylerin farklı alanlarında uygulanarak
kitleleri etkileme ve yönlendirme potansiyeli taşır.
Bu durum “karmaşık ve çok boyutlu” bir sürecin
sonucudur.
A) Zihin Yönetiminin Çok Yönlü
Uygulama Alanları ve Görünümleri
Bu çoklu uygulama, insanların düşünce, inanç ve
davranışlarını farklı seviyelerde ve farklı yöntemlerle şekillendirmeyi
hedefler:
1-Bilinçaltı
Etkileşimler:
Subliminal Mesajlar: Reklamlarda,
filmlerde veya müzikte fark edilmeyecek kadar kısa süreli ya da gizli mesajlar
kullanarak bilinçaltına etki etmeye çalışmak.
Ambalaj ve Tasarım: Ürün
ambalajları, mağaza düzenlemeleri veya web sitesi tasarımları aracılığıyla
belirli duyguları tetiklemek ve satın alma davranışlarını etkilemek.
2-Duygusal ve
Psikolojik Manipülasyon:
Korku Pompalama: Belirli bir
tehdit algısı yaratarak veya abartarak insanları belirli bir çözüme veya
davranışa yönlendirmek (örneğin, siyasi kampanyalarda).
Umut ve Hırs Kullanımı: Bireylerin
umutlarını ve hırslarını hedefleyerek, belirli bir yaşam tarzı, kariyer yolu
veya tüketim alışkanlığına özendirmek (örneğin, kişisel gelişim endüstrisi,
lüks markalar).
Sosyal Kanıt ve Sürü Psikolojisi: "Herkes
bunu yapıyor" veya "popüler olan budur" gibi algılar yaratarak
insanları belirli bir akıma uymaya teşvik etmek.
3-Bilgi ve Algı
Kontrolü:
Seçici Bilgi Akışı: Medyanın
belirli haberleri öne çıkarması veya bazılarını tamamen görmezden gelmesiyle
gündemi ve algıyı şekillendirmek.
Tekrar ve Pekiştirme: Belirli
mesajların veya fikirlerin sürekli olarak tekrarlanması yoluyla bunların
hafızaya kazınmasını ve kabul görmesini sağlamak.
Dezenformasyon ve Yanlış Bilgi: Özellikle
dijital çağda, kasıtlı olarak yanlış bilgi yayarak kamuoyunu yanıltmak ve
belirli bir yöne çekmek.
4-Kimlik ve
Toplumsal Yapı Üzerinden Etki:
Kültürel Normlar: Toplumun genel
kabul görmüş değerleri, gelenekleri ve davranış kalıpları, bireylerin düşünce
yapısını ve davranışlarını bilinçdışı olarak etkiler.
Aidiyet Duygusu: Siyasi
partiler, dini gruplar, spor kulüpleri veya sosyal topluluklar gibi gruplar,
insanlara aidiyet duygusu vererek onları kendi değer yargılarına ve hedeflerine
bağlayabilir.
Tüketim Kültürü: Reklamcılık ve
pazarlama, belirli ürünlerin veya hizmetlerin mutluluk, başarı veya statü ile
eşleştirilmesini sağlayarak bireyleri sürekli tüketmeye yönlendirir.
5-Eğitim ve
İdeolojik Şekillendirme:
Müfredat ve Öğretim Metotları: Okul sistemleri
aracılığıyla belirli tarih anlatıları, siyasi görüşler veya dünya görüşleri
benimsetilebilir.
Resmi Söylemler: Devlet veya
diğer güçlü kurumların sürekli kullandığı söylemler, belirli ideolojilerin
topluma yerleşmesine zemin hazırlar.
V- Sonuç olarak baktığımızda "Zihin yönetimi" terimi farklı
biçimlerde yorumlanabilir.
. Eğer bundan “kasıt”, bilinçli ve genellikle
“manipülatif” yollarla insanların “algılarını ve davranışlarını” etkilemekse,
“kitle iletişim” araçları ve onların sunduğu “propaganda”, en yaygın ve güçlü
araçların başında gelir. TV, diziler, moda, müzik, spor...
. Profesyonel sporlar, özellikle futbol, bu
kitle iletişim araçlarının önemli bir parçası olarak, yukarıda bahsedilen
nedenlerle “geniş kitleler” üzerinde “güçlü” bir “duygusal ve toplumsal” etki
yaratma potansiyeline sahiptir.
. İnsanları taraftar yaparak karşılıklı
mücadele ve yoğunlaşmalar ortaya atar; kitleleri peşinde sürükler, onların
zamanı, zihinleri ve düşünce alanlartını eline alır, yönetir.
. Bu etkiler, bazen farkında olunmadan veya
bilinçli bir “amaç gütmeden” de ortaya çıkabilirken, bazen de “belirli gruplar”
ya da “otoriteler” tarafından “belirli hedefler” doğrultusunda kullanılabilir.
. Tüm bu
alanlar ve görünümler, genellikle birbirini destekleyici ve
tamamlayıcı bir şekilde işler.
. Örneğin,
bir siyasi kampanya hem “medyayı” kullanır, hem “korku pompalar”, hem de
belirli “kültürel normlara atıfta” bulunur.
Bu karmaşık etkileşim ağı, bireylerin ve kitlelerin
algısını ve davranışlarını “çok boyutlu” bir şekilde “etkileme potansiyeline”
sahiptir.
. Böyle bir ortamda bu “çok yönlü yaklaşımın” en
etkili olduğu alanlardan biri, bireyin “kendi kararlarını ve düşüncelerini” ne
kadar özgürce alabildiğini sorgulatıyor, değil mi?
Bireyler, kitleler, toplulukla,
toplum kendi özgür iradesi ile değil, onlara uygulanan güçlü zihin etkilemeleri
ile gavranır ve düşünür olurlar...
. Bu durumu
kavramak için topluma şöyle bir bakalım:
. Çok büyük çoğunluğun giyiminde, davranışlarında, “tarzlarında”, yaşam biçimlerinde, zevk ve keyif anlayışlarında artık “ortak” olan neler vardır?
Bakın, ayaklarındaki “çorap türü” bile aynıdır. Sakallar, kirli ve bakımsız görünümler, dekolte özentili giyim, dilde yapılan eğip-bükmeler, yabancı dilden sözcük kullanma eğilimi, ortak müzik türlerinde birden görülen değişimler, geleneksel-toplumsal değerlere olan önemsemezlikler, “aşırı özgüven” göstermeler, mod tüketim eğilimleri... ve daha da çok fazlası...
Sanki, bireyler “kendileri” hiç düşünmemekte, irdelememekte ve
çevresinden “kitlesel haber ve eğlence” araçlarından, gördüklerinden, onlara
sunulandan “kendilerine” de alıp uygulamakta ama hiç bir “analitik, eleştirel düşünceye” girmeden,
herkesin aldığını almakta ve onların davranışlarını yapmakta ve rahatça, hiç de
“yorulmadan” (sözde) ortaya atılmış olan bu “yeni ve yaygın” kültüre kapılıp,
gitmektedirler.
. Kısacası “onların zihinlerine” neler “yerleştirilmiş” ise onları
uygulamaktadırlar...
. Aklını kullanamayan,
sorgulayamayan, eleştirel ve araştırmacı bir düşünce düzeni “kuramayan”
insanlar ise asla ne “ortak sorunlara” ne de “bireysel sorunlara” kavrayıcı bir
yapıyı “kuramazlar” ve “çözüm yollarına” da girmezler, giremezler...
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 2025.05.25, Mff.
. (Araştırma,
değerlendirme yazım) .........................