Kafa Karışıklığı
Birçok
insanda bir kafa karışıklığı “neden oluşur” dersiniz?
Durduk
yerde insanların kafaları neden karışır, neden karıştırılır?
Koca,
koca insanların hem de “bilgili ve de deneyimli” iken “kafaları” nasıl olur da
karışır?
Durup,
bir düşünmek gerekir.
Belki
anlamak için bir yararı olur...
Bugün
geçerli olan siyasi partilerin “var oluş” tarihlerine bir bakmak yararlı olur.
Kaç
yıllıklar?
Türkiye'nin
politik kültürü ve yurttaşlarının bilgi ve deneyim düzeyi ise ne yazık ki oldukça
düşüktür.
Siyasette
bir dayanıklılık, bir politik görüşlerin netleşmesi sağlanamamıştır.
Partiler
kapanır, yerine başka parti kurulu, o kapanır, bir tane daha kurulu.
Ve bu
uygulamalar çok normal olarak kabul görür.
Aslında
bunun çok sorgulanması gerekmez mi?
Sol
politik dünya görüşü, sosyal demokrat dünya görüşü, tutucu dünya görüşü, dinci
dünya görüşü, liberal dünya görüşü, otoriter dünya görüşü... gibi temel politik
görüşlere ve ülkenin “anayasasına ve yasalarına” göre kurulması gerektiğini
düşüneceğimiz siyasi partiler çalışmalarını kendi görüş ve programlarına göre
yaparlar.
Ayni
dünya görüşü çerçevesinde birden çok parti de olmaz, olursa da tutarlılık
göstermez.
Bir
bölünme ve zayıflama yaşanır.
Dünyanın
“dayanıklı” ülkelerindeki siyasi partilerine bakıldığında çok uzun geçmişleri
olduğunu görürüz.
Zaten
ortada başı çeken en fazla 3-4 parti görülür.
Bunların
aralarında üyelerin parti değiştirmeleri ise ender olur.
Yok
değildir tabii ki ama varsa da hoş karşılanmaz ve sorgulanır.
Buna
ek olarak da (tabii ki bu nedenlerden dolayı da..) sık sık parti değiştiren
yurttaşlar ve politikacılar ne yazık ki “sağlıklı ve dengeli bir siyasi düşünme
ortamı”na zarar verirler.
Kafası
nasıl karışmasın yurttaşın, bugün burada gördüğü kişi yarın “karşı” tarafta...
Hemen
sorulur:
-Ne
menfaat bekliyor?
TÜM
bunlar “neden böyle oluyor” diye de çok iyi düşünmek yararlı olur....
Bilindiği
gibi, bir ülkenin ele geçirilebilmesinde en sağlam ve uzun süreli yöntem o
ülkeyi destabilizasyona uğratmaktır, kaos yaratmaktır her alanda... (Savaşlar
da bu nedenle çıkarılır)
DENGELER ve KURALLARI
ÖĞRENİLMİŞLİKLER
bazen yavaş, bazen de çok hızlı bir biçimde sarsılarak, huzursuz ve güvensiz
bir ortam yaratılır.
Yurttaşlar
arasındaki oluşmuş olan ortak değerler birliği (NORM-lar) parçalanır, yerine
başka şeyler adapte edilir.
Bu
bilinçli planlama ve uygulamalar sonuçunda o ülkenin bireylerinin algıları ele
geçirilir, sağlıklı karar verme mekanizmaları sekteye uğratılır....
Bilinen
güvenilen birçok kurum yıkılır, yok olur gider...
Böylelikle
hangi güç (kendi çıkarı doğrultusunda) kimlere yatırım yapmak istedi ise
onların kadroları iş başına gelir.
İstedikleri
ne ise onları dayatırlar ve kabul ettirirler.
Savaş
sonrası oluşturulan anlaşmalar ve yardım paketleri hep böyle oluşturulur.
Her
yerde ve her zaman için bu örnekleri görebiliriz.
“Buna nasıl izin
verilir”, diye de sorulmaz zaten.
Dünyanın
belli ve bilinen yerlerindeki adı ve gücü çok bilinen ve uygulamaları tarih
boyunca da ispatlanmış güçler, kişiler, aileler bu alanda hem politik hem de
bilimsel çalışmalarını devamlı sürdürürler.
Bu
alan ve konu üzerinde çok sayıda belgesel, kitap ve yayın vardır bildiğiniz
gibi...
Sadece,
en ilginç olanı ise şudur:
-Tüm
bunlar az-çok bilinse ve de bilinçli yurttaşlarca anlaşılsa bile her zaman
sanki bu denli bir yapılanma “yokmuş” gibi “insanlar” sadece ortadaki görülen
günlük olaylar, kişiler üzerinden düşünür ve de yorulurlar.
Bu durum
yakın tarihte de dünyanın birçok ülkesinde görülmüştür.
Peki,
tamam da “şimdi ne yapacağız, ne anlayacağız”, diye sorulabilir.
Bu
konudaki yanıtı da herkes kendince araştırıp, bulabilir.
Yeter
ki “özgürce” düşünüp, araştırabilsin, görebilsin.
Yine
de her şeye rağmen “aydınlık ve huzur dolu bir Türkiye” için namuslu ve
iyi ahlaklı insanların uyanık olup, birbirlerini görebilmesini, çalışıp, umudu
yitirmemelerini dilerim.
Sevgi ve saygılarımla...
Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 08.02.2019, M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: