Öğretmenlik bir
Meslektir.
Öğretmenlik
Mesleği ülkenin geleceğidir.
Öğretmenlik
için "öğretmen okulları" olmalıdır.
· Öğretmenlik kendi başına, birçok ana özellikleri
olan bir meslektir.
· Öğretmenlik ulvi (yüce) bir meslektir.
· Ülkenin geleceğine yön verecek ve geleceğin
kuşaklarını, insan gücünü eğitecek, yaşama hazırlayacak olan
"öğretmen"dir.
· Bazı mesleklerde olduğu gibi öğretmenlik bir
uzmanlık ve ruh isteyen özel bir meslektir.
· Nasıl ki bir hekim, bir mühendis, bir subay
olabilmek için bu meslekler için belirlenmiş okullar gerekiyor ise ve de ancak
bu okulları bitirenler o alanda çalışabiliyor ise öğretmenlik de böyle
olmalıdır.
· ÖĞRETMEN olabilmek için önceden belirlenmiş
hedefleri olan, belirlenmiş bir öğretim programı ve eğitim anlayışı ve de
yöntemleri olan bir OKULDA okumuş olmak gerekir.
· Okulun süresi çok da önemli olmayabilir.
Koşullara göre uzatılabilir.
· Asıl önemli olan okulda bulunduğu sürece kendisinin
bir öğretmen olacağını hedefleyerek ve bu istek ve ruh durumu ile yetişmiş olan
kişiler (öğrenciler) eğitim ve öğretimlerini bitirdiklerinde kendi alanları
içerisinde gideceği okulları önceden bilirler.
· Öğretmen okulundaki öğrenci hangi koşullarda
çalışacaklarını ve de kendisinden neler beklenildiğini en baştan bilir.
· Yurduna ve insanlarına bir "öğretmen"
olarak hizmet edeceğine ve ülkenin kalkınmasında kendisinin bir payı olacağını
bilir.
· ÖĞRETMEN olmak için girdiği okulda tam bir yetkin
öğretmen olarak eğitim ve öğretim görür ve de okulunun bittiğinde
"öğretmen" olarak yaşamına devam edeceğini bilir.
Başka işler, meslekler aramayı hiç
düşünmez.
· Her hangi bir yüksek okul, fakülte bitirmiş olan
birisinin çok değişik iş olanakları içerisinde öğretmenliği de düşünerek
seçmesi durumunda bu kişi temel bir eğitim ve öğretim görmediği için hem
kendisi sıkıntı çekecektir hem de gerçek bir (olması gereken kadar) yararlı
olamayacaktır.
· Günlük konuşmalarda, tartışmalarda, basında TV lerde
çıkan haberlerde eğitim dünyasında yenilikler, değişimler, öğretmenlere
verilecek hizmetler vb. dile getiriliyor.
Kurumsal olarak beklentiler, bir çalışan
olarak da umutlar, özlemler yeşertilmeğe çalışılıyor.
· Bence tamamen farklı bir "öğretmenlik"
modeline gidilmesi kesinlikle şarttır.
Bu MODEL nasıl olmalıdır derseniz ilk akla
gelmesi gereken blok okullar sistemi olmalıdır.
· İlk düşünülmesi gereken bir LİSE dönemi olmalıdır.
Kendi başına "öğretmenlik"
üzerine programlanmış bir temel BLOK olarak öğretmen lisesinin programı ve
eğitim, öğretim yöntemleri ayrıca ele alınmalıdır.
· Temel öğretmen lisesinin üzerinde bir yüksek okul -
fakülte olarak "öğretmenlik yüksek okulu" olmalıdır.
· Bu okul bir ikinci BLOK olarak yine içeriği, hedef ve
yöntemleriyle öğretmenliğe yönelik olmalıdır.
· İlk iki sene tümüyle her bir öğrenciyi kapsamalıdır.
· İkinci BLOK bittiğinde artık okul ve ders dallarına
göre bir yeni yönelme üçüncü BLOK olarak hazırlanmalıdır.
· Bu son aşamada öğrenciler ilk, orta, lise düzeyinde
öğretmenlik için hazırlanmalıdır.
· Paralel olarak da ders konularına, alanlarına göre
ek eğitim, öğretim almalıdır.
· Farklı okul tiplerine göre farklı donanımda
öğretmenler yetiştirilmelidir.
· Bazı dallarda öğretim süresi artırılabilir.
· Bu son blok olan üçüncü aşama sürecinde öğrenciler
birer (alan) uzman öğretmen olarak yetiştirilecektir.
· Son blok öğretim 2 ya da üç yıl olarak
tasarlanmalıdır.
· Akademik yönde ilerlemek isteyen öğrenciler yine
üniversitelerin eğitim-öğretmenli-pedagoji dallarında yer alırlar ve böylelikle
de "öğretmen meslek okulları" blokları için gerekli olan uzman
öğretmen kadroları oluşturulur.
· Öğretmen liselerinden başlamak üzere her bir aşamada
öğretmen meslek okulları pratikde de uygulamalar yapmalıdır.
· "Çağdaş" bir öğretmende olması gereken
formasyonlarla donatılan öğretmenler ilk başvurularında kabul edildikleri
okullarda 2 yıl "stajyer öğretmen" olarak, sözleşmeli memur statüsünde çalıştırılmalıdır.
· Stajyerlik kurumunun oluşması için de yerel
olarak stajyerlik grupları kendi başlarındaki stajyerlik görevlisi olan yönetici öğretmenlerle
hem teorik hem de pratik çalışmalar yapmalıdırlar.
· Stajyerlik döneminde kendilerinden sorumlu yönetici
öğretmenler tarafından değerlendirilecektir. (not alacaklardır)
· Aylığını devletten stajer öğretmen kadrosnuna göre
alacaktır.
· Dağıtıldığı okulda okulun planlaması ile belli
sınıflarda belli derslere belli saat kadar girer ve ders veriri.
· O kişinin ders verdiği an da kendi staj grubu
arkadaşları onun verdiği dersi izler (hospitasyon) değerlendirir.
· Haftanın çalışma programına göre her bir staj grubu
kendi arasında toplanarak okul, eğitim, öğretim, dersler, yöntem, didaktik...
konularında hem teorik hem de pratik olarak yetişirler.
· Stajerlik dönemi öğretmenlik mesleğinin en öneli bir
dönemidir. Yanında bir kılavuz (staj grubu müdürü) ile kendi düzeyinde
arkadaşları ile, gerçek okullarda ve sınıflarda yapılan uygulamalarla hem
yaşamın içerisinde hem de mesleğin içerisinde adım, adım yetiştirilirler.
· Deneyim, öz güven ve bilgi kazanırlar.
Kendilerine başarıları yönünde not verilir
ve staj dönemi sınavlarını başardığında artık "stajyerlik dönemini" bitirmiş olur.
· Stajyerliği başarı ile tamamlamış olan kişi artık
bir ADAY öğretmen olarak devlete yeniden başvurur.
· Nerede hangi kentte ve okulda bir öğretmen kadrosu
varsa ve elde ettiği öğretim buna uygun ise oraya baş vurur.
· Kabul edildiğinde artık öğretmenlik mesleğine
geçebilir.
· Bu adımda devlet zaten kaç yıldır paralel olarak her
türlü değerlendirmeyi yaptığı ve öğretmen adayını da iyi tanıdığı için tayinini
yapar.
· Genelde öğretmenin görev alacağı okullar aldığı
eğitim ve öğretime göre olsa da özel olarak bakıldığında üç grup ele
alınmalıdır: İlk, ort, lise dönemi.
· Bu dönemlere paralel olarak da bazı okulların
"özel" olabileceği ve derecelendirilmiş bir eğitim ve öğretim
verebileceğini de düşünmek gerekir.
· Genel okullar olduğu gibi belli dallarda ağırlıklı hedeflere yönelmiş
okullar da olacaktır.
· Çok başarılı ve zeki öğrenciler için de ayrıca
yoğunlaştırılmış okullar kurulmalıdır.
· Çalışma yaşamına, endüstri ve ticarete, sanata,
spora, el zanaatlerine yönelik okullar da en küçük sınıflardan başlayarak
düşünülmeli ve yaşama geçirilmelidir.
· Tüm bu okullarda çalışabilecek öğretmenler de önerdiğim
modelle yetiştirilip bu okullarda görevlendirilecektir.
· Yönetici olması gerekenler için de temel öğretmenlik mesleğini kazanmış
ve okullarda başarılı olmuş öğretmenlerin kendi istekleriyle yapacakları
başvurularla sağlanmalıdır.
· Müdürlük kadrosu açık olan okullara deneyimli ve
başarılı öğretmenler başvurusunu yaptıklarında atamaları yapılacaktır.
Ayni kadro için yapılan başvurularda
formasyonu, raporu yüksek olan seçilecektir.
· Yönetici müdür, müdür yardımcısı kadrolarına
atananlar yine kendileri için düzenlenen kurs ve seminerlere katılacaklardır.
· Okul yönetiminde görevli olanlar da yine az da olsa
sınıflarda ders vereceklerdir.
· Tüm öğretmenler için kendi dallarında, alanlarında,
günün koşullarına göre devamlı "meslek içi eğitim" programları düzenlenerek seminer ve kurslara katılımları
sağlanacaktır.
· Bu modelin ana özelliği görüldüğü gibi en baştan
"öğretmenlik mesleğine yönelik" bir okullaştırmadır.
· Her hangi bir yüksek öğrenimden geçmiş kişilerin
öğretmenlik için kabulü ve çalıştırılması bu nedenlerden dolayı çok zor ve
sakıncalı olacaktır.
· Nasıl ki bir tıp eğitimi kendi alanında eğitim ve
öğretim sağlıyor ise, hekimlik için temel eğitimi ve uzmanlığı sunabiliyorsa
tam da bunun gibi "öğretmenlik" de kendi mesleğine göre kurgulanmalı
ve toplumda yerini almalıdır.
· Türkiye cumhuriyetinin çağdaş, demokratik ve de
bilimden yana olması gerekmektedir.
· Her alanda yetişmiş insan gücü ve kalitesi temel
olarak iyi bir "öğretmenlik mesleğinin
düzeyine ve kalitesine" bağlıdır.
· Öğretmenlik hem yüce bir meslektir, hem de kutsal
bir meslektir.
· Öğretmenlik tüm meslekler için gerekli olan öğrencileri
yetiştiren meslektir.
· Türkiye devleti "öğretmenlik mesleğine"
çok daha büyük önem vermelidir.
· Yarının Türkiye'si bugün var olan öğretmenlerin
yetiştireceği öğrencilere bağlıdır.
· En önemli ve en iyi yatırım eğitime yapılmalıdır.
· Öğretmenlik mesleğine yatırım yapılmalıdır.
· Saygın, donanımlı, öz güvenli, çalışkan ve çağdaş,
yurdunu ve halkını seven, onurlu öğretmenler için bunları istemeliyiz.
· Yarınların Türkiye'si, yarınların kuşakları için hem
ümit taşımalıyız, hem de çok iyi şeyler beklemeliyiz.
· Düşünen, üretebilen, iyi ahlaklı, sağlam meslekleri
olan yurttaşlar kalkınan bir Türkiye'nin temel taşları olacaktır.
En
güzel dileklerimle, sevgi ve saygılarımla....
Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 06.09.2018, K.