- "1886 ve 2023, GÜNÜMÜZDE 1 MAYIS "
·
ABD'nin
Chicago kentinde işçiler 1886 yılında 1 mayısta iş gününün "8 saatlik iş
günü" olması için genel greve gittiler.
·
Polisin
ateş açması sonucu, çok sayıda işçi öldü ve yaralandı.
·
İşçi
liderlerinden Albert Parsons, August Spies, Adolph Fıscher ve George Engel
düzmece tanıklar ve kanıtlarla idam edildi.
·
1889.
II. Enternasyonal, 1 Mayıs'ın, bütün dünyada "işçilerin birlik ve mücadele
günü" olmasını kararlaştırdı.
·
Ve bugün yine ayni şeyler yaşanıyorsa, varsa adaletsizlik ve
hakların çiğnenmesi...
·
Yine küçük ve kahraman ama çaresiz ve de sessizliğin çocukları
çalıştırılıyorsa bir esir gibi madenlerde, atölyelerde ve de her bir yanında
ülkelerin hem de biline, biline ve göz
önünde...
·
Neler demeliyiz şimdi?
·
NE BAYRAMI, NE SEVİNCİ?
·
Ben anlamıyorum sevinip, gülen kahraman insanlarımıza...
·
Bugün, her 1 MAYIS önce emeğin ve onu elinde tutan
emekçinin, işçinin haklarının elde edilmesini gerektiğini anlatan,
toplumun her kesiminde emeğin insanın en değerli gücü olduğunun anlatılması ve
kabulünün mücadelesi olması gereklidir.
·
1 MAYIS bir "hesap, bir envanter" günüdür...
·
Durup da bu güne ve yaşanılan yere, dünyaya bir bakma günüdür,
çalışan insan gözüyle...
·
Şarkılarla, marşlarla, yüceltmelerle, şişinmelerle geçmesi
gereken gün değildir.
·
Bakmak gerekir sayılara, istatistiklere... ne denli yol
alabilmiş yüce insanlık taa 1886'dan bu yana...
·
Çalışan kadına ödenen ücret emeğine göre, yaptığı işe göre
ödenmiş mi?
·
Aldığı ücret bir erkeğinki kadar mı?
·
Kadınlara "pozitif ayrımcılık" yapılıyor mu çalışma
yasalarında ve iş dünyasında?
·
Çocuğunu "emzirme hakkı" tanınmış mı, ücretli saat
içerisinde?
·
Hamilelik dönemi, lohusalık dönemi yasal korunma altına alınmış
mı kadın işçilerin, memurların, emekçilerin?
·
18 yaş altı hiç bir yurttaşın her hangi bir ücretli işte "çalışmaması
için" yasalara özel maddeler konulmuş mu ve de bu maddeler yaşamda,
toplumda uygulanıyor mu?
·
İş yerlerinde çalışma koşulları "çağa uygun" mudur?
·
Çalışan her bir kişinin sağlık sigortası, işsizlik sigortası,
emeklilik sigortası, yaşlılık sigortası var mıdır?
·
Bu sigortalıların taşıdığı koşullar ve içerikler çağımıza uygun
mudur?
·
İnsanın insanı sömürmesine son verileceğine dair işaretler var
mıdır?
·
Yüce dinler insanları Allah katında eşit görmek isteyerek,
köleliğe son vermek istememiş midir?
·
Buna rağmen yine de günümüzde en dindar olanlar bile neden
emeğin ve emekçinin, "insanın korunmasını" bir türlü gündemlerine
alamamaktadırlar.
·
Boş laflarla, süslü sözlerle değil, yaşamın ve iş dünyasının
gerçekleri üzerinden bakmalıyız bir mayıslara.
·
Düğün dernek yapmanın, kendi aramızda bol ve de sert sözlü söylevler
yapmanın ne işe yaradığını düşünenler var ise de ben bilmiyorum, anlamıyorum!
·
Köyünde ve kasabasında, kentlerin gece kondu mahallelerinin
yıkık, dökük evlerinde "eğitimde şans eşitliğini" bir ömür boyu bile
duyamayacak çocuklar var ise ve de o çocuklar daha en sıska hallerinde iken
bile, incecik boyunları ile "çalıştırılmaya koşullu" iseler, ne
yapayım ben, eğlenceyi, coşkuyu...
·
İnsanın en değerli varlığı onun emeği, düşüncesi, iş becerebilme
yetisi ise bir diğer ikizi olan da onun "onuru"dur.
·
Eğer ki bir dünyada tüm teknolojilere, ilerlemelere, elektronik
ve dijital yeni dünya kurgularına rağmen,
çocuklar hiç de bir "gelecek şansı olamadan" çalıştırılabiliyorsa ve
onlar ki hem aç, hem de hasta olarak da buna mecbur da olabiliyorlarsa, benim,
senin için sızlamamalı mı?
·
Ben iyi bir DİNDAR isem, benim dinim "insanın" bu tür
koşullarda yaşamasına "rıza" mı gösterecektir? Bir düşünün, bir
ölçün...
·
Ya da tüm güzelliklere, her türlü varsıllıklara ve kocaman
sözlere ve övünmelere, büyüklük gösterilerimize rağmen, bugün "yine de"
tarlalarda, madende, yer altında ve de tüm diğer irili ufaklı "sözde"
iş yerlerinde insanlar sigortasız ve karın tokluğuna çalışmak zorunda iseler,
ne yapayım ben bu "modern" dünyayı?
·
Yok, ille de "örgütlü mücadelemiz" bizim en büyük
gücümüzdür, kazanacağız, diyor iseniz, bir dönün bakın, o örgütlerde
hangi konular gündemde, hangi girişimler ve eylemler, etkinlikler var?
·
2023 den 1886'yı çıkardığımızda kaç yıl geçmiş, diye bir durup,
düşünelim yine en baştan!
·
Ne kadar yol alınmış?
·
Evet, 137 yıl önce böyle bir olay ortaya çıkmış, grevler
yapılmış, insanlar ölmüş ve de istemler dile getirilmiş.
·
Daha sonraki yıllarda ise birçok ülke bu günü ve o günü anısını
yaşatır iken haklı istemler dile getirmeye başlamışlar.
·
Onca yıl içerisinde dünya ne denli değişmiş, bilim, teknoloji,
teknik ne denli ilerleme kazanmış?
·
Neler elde edilmiş bunca yıldır?
·
Neler kabul edilmiş tüm ülkelerde?
·
ÇAĞDAŞ HUKUK DEVLETLERİ ne denli başarılı olmuş?
·
Endüstri ne denli kurumsal başarı elde etmiş, kaç kişiye iş, aş
ve gelecek garantisi verebilmiş?
·
Küreselleşme
sonucu, sanayileşmenin getirdiği tehlikeler, gelişmiş ülkelerden gelişmekte
olan ülkelere transfer edilmeye başlamıştır.
·
Virüs salgınının ortaya çıkması ile birlikte çok da iyi
yönetilemeyen birçok alanda çok sayıda insan işinden olmuştur.
·
Dükkanını, şirketini kapatan iflas eden yüz binlerce kişi
vardır.
·
İşsiz kalan, işten çıkarılan işçilerin durumu, tarım emekçilerinin
durumu, hiç bir sosyal güvenliği olmayanların durumu özellikle Türkiye gibi
çarpık ekonomisi olan, ulusal bağımsızlığını tam yerine getirememiş ülkelerde
çok kötüdür.
·
Tüm bunların nedeni ve temel sorun sadece bugün ve bu salgın
hastalık değildir.
·
Yıllardır sağlanamayan, sosyal hukuk devletinin getirmesi gereken
sosyal güvencelerin yetersizliği ve kapsam alanının darlığıdır.
·
İşçi olmak, emekçi olmak bir ülke için en temel güvencelerden
olmalıdır.
·
Üreten olmadan, üretmeden tüketebilmek ise ancak dışa bağımlılığı
getirir ve bunun da sonu o ülkenin çöküşü olur.
·
Bunun olmaması için de yine o ülkede çağdaş bir eğitim öğretim
sağlanmalıdır ki her bir çocuk eşit bir eğitim şansına ve hakkına sahip
olabilsin.
·
Ülkenin yurttaşlarının bilinç düzeyi ve çağdaşlığa, uygarlığa
bakış açısı yükselebilsin.
·
Gelişmekte
olan ülkelerde iş kazası ve meslek hastalıkları sayısı artarken, gelişmiş
ülkelerdeki çalışanlar, hizmet sektöründeki olumsuz çalışma koşulları
nedeniyle, yeni risklerle karşı karşıya kalmışlardır.
·
Gelişmekte
olan ülkelerde kırsal kesimden kente hızlı göç, eğitim seviyesi düşük
işçilerin, işlere uyarlanamaması, olumsuz koşullarda çalışma, yetersiz iş
denetimi, iş kazaları ve meslek hastalıkları sayının artmasına neden olmaktadır.
·
Ve hala bizim gençlerimizin en az üçte birisi işsiz ise ve de
üniversite bitiren her iki gencin en az yarısı hiç iş "bulamıyor"
ise, gerçekten de durup bunları sakince bir düşünmeliyiz?
·
Nerede ve kimler bazı hataları yaptı, yapıyorlar ki, koca
insanlık hala karnını doyurmak, başını sokacak bir dam altı bulma derdiyle
uğraşmaktadır.
·
Bu yazdıklarım sakın bir siyasi
partinin, ideolojik bir grubun politik düşüncesinin gölgesinde, bir partinin
etkisinde falan yazılmış sanılmasın.
·
Onlara hiç bir gereksinim yok.
·
İyi şeyler istemek için, insanca bir yaşam ve çalışma koşulları
istemek için ille de bir partinin peşine takılmak da gerekmez!
·
Yeter ki sağ duyulu, güzel ahlaklı İNSAN olabilelim....
·
Dünyada var olan her şey, ama her şey sadece "insanın mutlu"
ve "sağlıklı olması" için ise, o insanın "en iyi koşullarda"
yetişmesini istemek, onun en iyi koşullarda çalışmasını istemek de biz
insanların en doğal hakkı ve görevidir.
·
Tüm emek ve ve emekçi haklarına çağdaş
koşullarda kavuşabilmek için de ülkenin DEMOKRASİNİN tüm ilke ve kurumlarına
sahip bir HUKUK DEVLETİ olması gerekmektedir.
·
Bunun içinde verilmesi gereken mücadele ve esas hedef budur.
·
Özgür iradesi yüksek, bilinçli, sağlıklı ve duyarlı, uyanık yurt
sever yurttaşlarımıza seslenerek bu yolda çalışmak ve emek harcamak gerektiğini
dile getiriyorum.
·
Sağlıkla ve umutla kalınız…
·
Öğretmen Gönen Çıbıkcı
………………………………………………………………………………
·
2020.05.01, MŞ. 2021.04.30, MŞ. 01.05.2023. MŞ