Siyasetçiler
·
Devlet
yönetiminde, toplumun yönetilmesinde yer almak, görüşlerini uygulamak isteyen
yurttaşlar siyasi partilere girerler ve oralarda görev almak isterler.
·
Artık
siyaset onların bir uğraşı alanı olmuştur ve içinde bulundukları siyasi
partinin hedeflerine, ilkelerine ve çalışma yöntemlerine göre düşünmeye ve
davranmaya başlarlar.
·
Siyasetçiler
hangi olay olursa olsun, hep kendi yararlarına bir şeyler yaratmaya çalışırlar.
·
Siyasetçiler
her yerde izlenmek, beğenilmek ve hep anılmak isterler.
·
Üstlendikleri
bazı kurumlar, makamlar bile olsa oralarda, hep "kendilerini" öne
çıkartarak bir artı değer kazanmaya çalışırlar.
·
Bugünün
dijital olanaklarını, sosyal medyayı, basını en iyi nasıl kullanırım, en çok
nasıl prim elde ederim, diye büyük gayret gösterirler.
·
Basın,
yayın, TV şirketlerini kendi yanlarına çekmek ve kendileri için hizmet ettirmek
çok önem verdikleri alandır.
·
Hep
başarılı, hep neşeli, hep öz güvenli, hep öz verili, hep halkının yanında olan,
hep sevilen KİŞİ olarak görülmek için tüm zamanını fotoğrafçıların yanında bile
geçirebilirler.
·
Siyasetçiler
olmadan ne kentler, ne de devlet yönetilir, diye düşünürler ve bunu çok
önemserler.
·
Gerçekten
de onlar olmadan siyaset olmaz, devlet ve toplum yönetilemez.
·
Devletin,
toplumun, yönetilmesi için onlara gereksinim vardır.
·
Siyasetçilerin
çok farklı siyasi görüşlerde olabilmesi ve farklı siyasi partileri olması bir
zenginlik ve çoğulculuktur; çağdaş demokrasi için de bir ön koşuldur.
·
Partiler
ve siyasetçiler seçilmek ve hizmet alabilmek için çalışırlar, çabalarlar; hep
bir "yarış" içerisindedirler.
·
Siyasetçiler
kendi partisine çok bağlı olduğunu, çok dürüst olduğunu, çok yetenekli olduğunu
en öne çıkarmak ister.
·
Yanına
yaklaşmak isteyen kişilerden de hep kendilerine bağlı olmalarını ve kendisine
hizmet etmelerini, inanmalarını bekler.
·
Dünya
işleri ile uğraşarak "öteki dünya" için de yararlı olacaklarını
yaymağa çalışırlar.
·
Toplumda
geçerli olan din, namus, ahlak v. b. konularda hep çok şey bilirler.
·
Toplumun
zararına olan her şeye "karşı" durduklarını sık, sık açıklarlar.
·
Çok
dürüst oldukları için de asla rüşvet almazlar, çıkar sağlamazlar, rüşvete karşı
çıkarlar ve rüşvet alanları hiç sevmezler.
·
Onlara
sorarsanız asla yalan söylemezler ve bunu da yine sık, sık dile getirirler.
·
Birisinin
kendilerine bir "söz" söyleyecek olduğunda hemen "bana hakaret
etti" diyerek bir savunma durumuna girebilir.
·
Her
konuda çok "söz" verirler, seçmenlerin onlara inanmasını isterler.
·
Seçim
konusu ise hep akıllarındadır, hedeflerindedir, kazanmak için çalışırlar.
·
Seçilip
de bir yerlere geldiklerinde ise artık "her türlü hizmeti" verip, geldikleri
yeri bir daha hiç yitirmemek için uğraşırlar.
·
Bir
yerlere gelebildiklerinde onları "oraya getiren" güçleri, kişileri
unutamazlar, onların etkisinden kurtulamazlar.
·
Toplumda
yer edinmiş, değer kazanmış bazı insan modellerinden ise hiç hoşlanmazlar.
·
Bilim,
felsefe, hukuk gibi konularda konuşmayı çok sevmezler; bu konuda zamanları da
pek yoktur.
·
Halkın
kendilerini çok sevdiğini, çok beğendiğini yayacak çalışmalar yaparlar.
·
Ünlü
olmak, gazetelerde görünmek, haberlerde konu olmak, TV'lere çıkmak çok
istedikleri "şey"dir.
·
Kendileri
kabul etmeseler bile en önemli özellikleri ise, hep "BEN" merkezci
olmalarıdır.
·
Üzerinde
çalıştıkları alanların çok değerli ve önemli olduğunu, kendisinin bu konuların uzmanı
olduklarını hep vurgularlar.
·
Panolarda,
afişlerde "ad"larının yazılı olmasını ve böylelikle de halkın gözünde
çok tanınan kişi olmak isterler.
·
Yaptıkları
işlerin aslında çok "zor" olduğunu çok iyi bilirler.
·
Bir
tutku halinde "siyaset"e bağlıdırlar, bağımlıdırlar.
·
Kendi
partilerinde, kendi arkadaşları arasında da bir yarışma durumu
içerisindedirler.
·
En
çok hangi bölgelerde, hangi konularda, hangi alanlarda ses getirebilecek ise
oralarda gözükmeye ve "haber" olmaya çalışırlar, hem de her gün…
·
Kendileri
asla kabul etmese de birçok siyasetçi açık ya da gizli bazı güç odaklarının,
bazı etki gruplarının çıkarlarına çalışabilirler.
·
Siyasetçi
olmak kötü bir şey asla değildir, bu bir seçenek işidir.
·
Önemli
olan ise devlet yönetiminde var olan rejimin çağdaş bir demokratik bir hukuk
devleti olmasıdır.
·
Olmadığı
durumlarda ise her yönde ve her zaman sorunlar çıkar.
·
Bu
nedenle de kişilerin tek, tek ne oldukları, onların bireysel özellikleri değil
ülkenin içinde bulunduğu devlet yönetim modeli önemlidir, belirleyicidir.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 2022.05.24, MŞ.