14 Şubat 2024 Çarşamba

2016 - GELECEK DÖNEMİ BEKLERKEN

 .   2016 - Gelecek Dönemİ Beklerken -

AVRUPA'da, ALMANYA'da gittikçe artmakta olan YABANCI DÜŞMANI, sağ radikal olaylar ve de politik yükselmeler ENDİŞE VERİYOR.

Polisiye olayları ve kargaşalar bir yanda bir yanda ise sağ radikal söylemleri olan siyasi partiler yeni bir hava oluşturuyor.

Yöneticiler ve sağ duyulu politikacılar şaşırmış bir durum gösteriyorlar.

Eğer, biraz daha geniş bir bakış açısından izlenebilse, görülecektir ki, global güçler yeni bir atakta bulunacaklarının sinyalini çok önceden verdiler.

AVRUPA önümüzdeki dönemde KAOS, kargaşa ve toplumsal çalkantılarla gündeme gelecek.

Göç dalgası ve kabul edilen yeni kuşak sığınmacılar da yine bu planın bir parçasıdır.

Tüm güçlü devlet, güçlü istihbarat alt yapısına rağmen ALMANYA bu yeni dönem kargaşayı, toplumsal ayrıştırımcılığı NASIL karşılayacak?

Üzerinde sağlam bir yapılanması olan ALMAN devlet yapısı, sosyal devlet, hukuk devleti anlayışı, ekonomik güç sahibi olması, çağdaş örgütlenme biçimi, yurttaşlarının sakin ve huzurlu yaşam biçimleri... bir genel KAOS-KARGAŞA dalgaları ile çalkalanmak istenecektir.

Yüz yılın en büyük sınavını verecek ALMANYA uluslararası güç odakları içerisinde kendi ULUS DEVLETİNİ ve yapısını korumakta çok zorlanacaktır.

Bu gelen KAOS-KARGAŞA dalgası ise birçok kurumdan ve halktan saklanmak istenmektedir, ki bu da AMAN bir tedirginlik olmasın! düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

Gerçek planın adımları ve olaylar ile karşılaşan ALMAN halkı ve kurumları ise ASIL o zaman çok büyük bir sarsıntı geçirecektir.

Bu gelmekte olan dalgalara karşı hem bankacılık, hem de ticaret ve endüstri kendini kurtaracak önlemleri almakla meşguldür şu an.

Öte yandan Çin dünyadan altın toplayıp stoklamaktadır.

ÇİN çok daha güçlü olarak kendini ortaya atacaktır.

ABD ise orta doğu, kuzey Afrika ve iç Asya'ya doğru kendine taraf olmasını beklediği güç odaklarına egemen olmak için çok planlı ve hızlı bir saldırı içerisindedir.

Dünyanın global güçleri olan aileler bu son ataklarını çok iyi hazırlamışlardır.

Ellerindeki kurumları, şirketler ve siyasi güçleriyle yol alarak "TEK dünya DEVLETİ"ne doğru ilerlemektedir.

İlk aşamada yapacakları, yapmakta oldukları kargaşa-savaş girişimleri de zaten bu ürkütme, sarsma, ele geçirme planının içindeki adımlardandır.

ULUS DEVLET ve ulusal-kültürel güç ve buna bağlı olan DEĞERLER planlı bir biçimde yok edilerek KENDİ ÇIKAR PLANLARINA uygun bir modele doğru çekilmektedir.

Yine bu hedeflerinin gerçekleştirilmesi için birçok şirket, parti, STK, vakıflar, politikacılar, bilim adamları, okullar vb. kullanılmaktadır, ele geçirilmektedir.

Adı geçen bölgelerde yaşayan halk ise sadece günlük masallarla, tüketim toplumu oyunlarıyla, sahte gündem ve olaylarla bir anlamda uyutulmaktadır.

Halkın karşı koyma direncinin yok edilebilmesi ve kendi istekleri doğrultusunda davranabilmeleri için her türlü araç ve yöntem kullanılmaktadır.

Bu nedenle de benim önerim "sade" vatandaş olarak bizlerin en azından sahte kimliklere, sahte gündemlere ve ortada görülenlere kendimizi kaptırmamamızdır.

Bunun için bize düşen en büyük görev AKIL ve RUH sağlığımızı, DÜŞÜNME ve SAĞLIKLI KARAR VERME MAKANİZMAMIZI çok iyi korumamızdır.

Belki de yeni, yeni sunulmuş olan akımlara, kavramlara ve değer yargılarına değil, çok daha önceden elimizde var olmuş olan ULUSAL-KÜLTÜREL değerlere, alışkanlıklara ve tüketim modellerine dönüş yapmamız gerekmektedir.

Bu ''beslenmemiz'' için olduğu gibi bir ''yurttaş duruşu'' için de geçerlidir.

Saygılarımla.

.   Gönen Çıbıkcı, öğretmen, 01.10.2016, KUŞADASI