. 2016 - Gelecek Dönemİ Beklerken -
AVRUPA'da,
ALMANYA'da gittikçe artmakta olan YABANCI DÜŞMANI, sağ radikal olaylar ve de
politik yükselmeler ENDİŞE VERİYOR.
Polisiye
olayları ve kargaşalar bir yanda bir yanda ise sağ radikal söylemleri olan
siyasi partiler yeni bir hava oluşturuyor.
Yöneticiler
ve sağ duyulu politikacılar şaşırmış bir durum gösteriyorlar.
Eğer,
biraz daha geniş bir bakış açısından izlenebilse, görülecektir ki, global
güçler yeni bir atakta bulunacaklarının sinyalini çok önceden verdiler.
AVRUPA
önümüzdeki dönemde KAOS, kargaşa ve toplumsal çalkantılarla gündeme gelecek.
Göç
dalgası ve kabul edilen yeni kuşak sığınmacılar da yine bu planın bir
parçasıdır.
Tüm
güçlü devlet, güçlü istihbarat alt yapısına rağmen ALMANYA bu yeni dönem kargaşayı,
toplumsal ayrıştırımcılığı NASIL karşılayacak?
Üzerinde
sağlam bir yapılanması olan ALMAN devlet yapısı, sosyal devlet, hukuk devleti
anlayışı, ekonomik güç sahibi olması, çağdaş örgütlenme biçimi, yurttaşlarının
sakin ve huzurlu yaşam biçimleri... bir genel KAOS-KARGAŞA dalgaları ile çalkalanmak
istenecektir.
Yüz
yılın en büyük sınavını verecek ALMANYA uluslararası güç odakları içerisinde
kendi ULUS DEVLETİNİ ve yapısını korumakta çok zorlanacaktır.
Bu
gelen KAOS-KARGAŞA dalgası ise birçok kurumdan ve halktan saklanmak
istenmektedir, ki bu da AMAN bir tedirginlik olmasın! düşüncesinden
kaynaklanmaktadır.
Gerçek
planın adımları ve olaylar ile karşılaşan ALMAN halkı ve kurumları ise ASIL o
zaman çok büyük bir sarsıntı geçirecektir.
Bu
gelmekte olan dalgalara karşı hem bankacılık, hem de ticaret ve endüstri
kendini kurtaracak önlemleri almakla meşguldür şu an.
Öte
yandan Çin dünyadan altın toplayıp stoklamaktadır.
ÇİN
çok daha güçlü olarak kendini ortaya atacaktır.
ABD
ise orta doğu, kuzey Afrika ve iç Asya'ya doğru kendine taraf olmasını
beklediği güç odaklarına egemen olmak için çok planlı ve hızlı bir saldırı
içerisindedir.
Dünyanın
global güçleri olan aileler bu son ataklarını çok iyi hazırlamışlardır.
Ellerindeki
kurumları, şirketler ve siyasi güçleriyle yol alarak "TEK dünya DEVLETİ"ne
doğru ilerlemektedir.
İlk
aşamada yapacakları, yapmakta oldukları kargaşa-savaş girişimleri de zaten bu
ürkütme, sarsma, ele geçirme planının içindeki adımlardandır.
ULUS
DEVLET ve ulusal-kültürel güç ve buna bağlı olan DEĞERLER planlı bir biçimde
yok edilerek KENDİ ÇIKAR PLANLARINA uygun bir modele doğru çekilmektedir.
Yine
bu hedeflerinin gerçekleştirilmesi için birçok şirket, parti, STK, vakıflar,
politikacılar, bilim adamları, okullar vb. kullanılmaktadır, ele
geçirilmektedir.
Adı
geçen bölgelerde yaşayan halk ise sadece günlük masallarla, tüketim toplumu
oyunlarıyla, sahte gündem ve olaylarla bir anlamda uyutulmaktadır.
Halkın
karşı koyma direncinin yok edilebilmesi ve kendi istekleri doğrultusunda
davranabilmeleri için her türlü araç ve yöntem kullanılmaktadır.
Bu
nedenle de benim önerim "sade" vatandaş olarak bizlerin en azından
sahte kimliklere, sahte gündemlere ve ortada görülenlere kendimizi
kaptırmamamızdır.
Bunun
için bize düşen en büyük görev AKIL ve RUH sağlığımızı, DÜŞÜNME ve SAĞLIKLI
KARAR VERME MAKANİZMAMIZI çok iyi korumamızdır.
Belki
de yeni, yeni sunulmuş olan akımlara, kavramlara ve değer yargılarına değil,
çok daha önceden elimizde var olmuş olan ULUSAL-KÜLTÜREL değerlere,
alışkanlıklara ve tüketim modellerine dönüş yapmamız gerekmektedir.
Bu ''beslenmemiz''
için olduğu gibi bir ''yurttaş duruşu'' için de geçerlidir.
Saygılarımla.
. Gönen Çıbıkcı, öğretmen, 01.10.2016, KUŞADASI