İnsanca Yaşamak
(Bugün olmasa da bir gün elbette...)
·
Birçok, ama çok, çok insan okuduğunu bile
"anlamaz" bir durumda iken, ne anadiline egemen, ne de kendine egemen
iken, ne de "varlığın" anlamını hiç kavrayamamış iken bu güzel ve
derinliği olan sözleri nasıl anlayabilsin...
·
İnsan kendi öz gücünü ne zaman keşfedecek, ne
zaman kavrayacak ki evrenin tüm yükü kendi omuzlarındadır!
·
Koca kalabalıklar ve onları elinde tutan güçler
hiç bir zaman düşünen, akıl yürüten, fikir üreten, bilim sahibi insanları
kendilerine rakip olarak görmüş ve eziyetler etmekle kalmamış, onları ve
yapıtlarını yok ederek güçlü olduklarını kanıtlamağa çalışmışlardır.
·
Peki sonuçta kazanan onlar mı olmuştur?
·
Aklını kullanabilen, yetenekli ve zeki insanlar
yok edildikçe de geriye kalan insan kitleleri onların düzeyine pek erişememiştir.
·
Bugün artık bilinmektedir ki insanlığın mirası
tek, tek üstlendiğimiz genlerde yatmaktadır.
·
Çok tartışılan "üstün insan" tanımı
daha iyi incelenmeli kavranmalıdır.
·
Başka insanların tepesine çıkarak, onları baskı
ve etki altında tutacak, özgürlük ve gelişimlerini kısıtlayacak
"üstün" insan değildir gelecekte ortaya çıkacak olan.
·
Yetenekleri gelişmiş, genleri iyi seçilmiş ve
böylesine donanımlara sahip olan bir "üst yetenekli" insan
çoğaltılacaktır.
·
Az, az da olsa yapılan ve etik tartışmalara da neden
olan bilimsel çalışmaların önü kesilemeyecektir.
·
İsteseniz de istemeseniz de...
·
Tarih ölçülerine göre çok kısa zamanda
"dijital yeni çağ"da insanın organlarını ve genlerini ellerinde
istedikleri gibi ölçüp, biçen ve değiştirebilen bilim insanları geliştirdikleri
labo'larda hayallerindeki insana doğru ilerleyeceklerdir.
·
Öte yandan uzay, evren, galaksi çalışmaları ile
bir yerlerde yaşanılabilen "dünya"lar geliştirilecek ve de yeni
yerleşim modellerinde insanlar yepyeni ve daha rahat, belki de daha seçkin ve
uygar olarak yaşayacaklardır.
·
Yapay zeka, robotik ürünler, app'lar, dijital
iletişim ve denetim ile zaten insan bambaşka işlere yönlenecektir.
·
Her türlü, akla gelebilecek her türlü davranış ve
olgunun, olayın ve adımın ... dijital verilerle kayda ve işleme alınacağı bu
yeni dünyada artık "insan" türü de ona göre denetlenecek ve
biçimlendirilmiş olacaktır.
·
Herkes ayni mi olacak?
·
Kesinlikle hayır!
·
Üstün donanımlı çok zeki insanlar kendileri için
geliştirdikleri uzay kentlerinde "çağdaş" ve ultra gelişmiş bir yaşam
sürerken, yeryüzünde kalan diğer ıradan insanlar ise herkes için gerekli olan
temel üretimlerde çalışacaklar ve kendi normal ve mutlu yaşamlarını sürdürürken
gökyüzüne bakıp da iç çekeceklerdir:
- Kim bilir, ne biçim
bir yaşamları vardır yaa... ooohh... diye.
·
Öte yandan insanlığın gelişimi duracak mıdır?
·
Hayır, kesinlikle hayır!
·
Çünkü insanın, böylece de insanlığın "var
oluş nedeni" hep merak etmek, hayal etmek araştırmak, öğrenmek,
geliştirmek ve bilinmeyenleri bulmaktır.
·
Bu da her zaman olduğu gibi ancak bilime ve
tekniğe, gelecek çağlara önem verip, yatırım yapan toplum ve kişilerde
olacaktır....
·
Diğer ana sorular ise şunlar olacak:
- İnsanlığın sayısı
nasıl olacak?
- Nüfus hep artacak
mı?
- İnsanlar nasıl
beslenecek?
- İnsanlar çok
nüfuslu olduklarında yaşamları zorlaşmayacak mı?
·
Bu alanda yapılan araştırmalar, düşünceler,
teoriler hep var olmuştur.
·
Tarihteki örnekleri de göstermiştir ki, zaman
zaman çok sayıda insan yok edilmektedir:
- Salgın
hastalıklar...
- Savaşlar...
- Doğal olaylar,
afetler..
·
İleride bu tür olaylar, durumlar belki
önlenecektir, çeşitli önlemler alınacaktır.
·
Bildiğimiz konvansiyonel, geleneksel savaşlar
olmayacaktır, ama onların yerine "doğal" yıkımlar, viritük salgınlar,
klima-iklim bozuklukları.. ortaya çıkabilecektir.
·
Şunu da kabul etmeliyiz ki bugün bile dünyanın
bir yerlerinde yine bilim insanları hızla çalışarak, üretiyorlar ve geleceği
hazırlıyorlar.
·
Biz ise, sıradan insanlar önümüze atılan
"günlük ve yapay" gündemlerle uğraşarak, zamanımızı şen şakrak
geçiriyoruz.
·
Kaygılarımız hep o görünen karşı cephe üzerine ve
onları yenmek üzerine oluyor.
·
"Görünmeyeni ama var olduğunu
bildiğimiz" diğer dünyayı ve güçleri ise aklımıza bile getiremiyoruz.
·
Var olan gerçekten de zeki ve iyi donanımlar
alabilmiş, kedini geliştirmiş insanlar ise bambaşka düşünceler, hayaller ve
bilgiler peşinde koşuyor.
·
Yine başa dönersek.
·
Her şey insanın elindedir, her şey insana
bağlıdır!
·
Her şey insanın "beynine" bağlıdır.
·
Çünkü insan böyledir, diğer hayvansıllardan farkı
budur!
·
Belki de tek soru ile gündem şöyle olabilirdi:
- İnsanca yaşamak
nedir?
·
Saygılarımla...
·
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.08.28, MŞ.
Şu an üzerinde çalışılan "geleceğin kenti" bile var.....
Şu an üzerinde çalışılan "geleceğin kenti" bile var.....
* Bir Amerikalı,
1 Ocak 1900 tarihli gazetesinde radyo diye bir sözcüğe rastlanmıyordu; çünkü bu sözcük
daha bir yirmi yıl ötedeydi; ayni şekilde "sinema" ya da, o da aslında
hala geleceğe aitti; şoför de öyle; çünkü otomobil daha yeni yeni ortaya çıkıyor
ve "atsız araba" olarak adlandırılıyordu.
Havacı
diye bir sözcük de yoktu . . .
Çiftçiler
traktörü duymamışlardı, bankerler de Merkez Bankası'ndan haberdar değillerdi.
Tüccarlar
mağaza zinciri ya da "self servis" diye bir şey işitmemişlerdi; denizciler ise petrol
yakan motoru bilmiyordu ...
Kır yollarında
hala bir çift sığırın çektiği arabalar görüyordu Arabalar için atlar ya da katırlar
neredeyse evrenseldi. ..
Büyük
kestane ağacının altındaki demirci gerçekti.
* Elbette, geleceği tam bir kesinlikle tahmin etmek
olanaksızdır.