28 Ağustos 2020 Cuma

İnsanca Yaşamak

İnsanca Yaşamak
(Bugün olmasa da bir gün elbette...)
·        Birçok, ama çok, çok insan okuduğunu bile "anlamaz" bir durumda iken, ne anadiline egemen, ne de kendine egemen iken, ne de "varlığın" anlamını hiç kavrayamamış iken bu güzel ve derinliği olan sözleri nasıl anlayabilsin...
·        İnsan kendi öz gücünü ne zaman keşfedecek, ne zaman kavrayacak ki evrenin tüm yükü kendi omuzlarındadır!
·        Koca kalabalıklar ve onları elinde tutan güçler hiç bir zaman düşünen, akıl yürüten, fikir üreten, bilim sahibi insanları kendilerine rakip olarak görmüş ve eziyetler etmekle kalmamış, onları ve yapıtlarını yok ederek güçlü olduklarını kanıtlamağa çalışmışlardır.
·        Peki sonuçta kazanan onlar mı olmuştur?
·        Aklını kullanabilen, yetenekli ve zeki insanlar yok edildikçe de geriye kalan insan kitleleri onların düzeyine pek erişememiştir.
·        Bugün artık bilinmektedir ki insanlığın mirası tek, tek üstlendiğimiz genlerde yatmaktadır.
·        Çok tartışılan "üstün insan" tanımı daha iyi incelenmeli kavranmalıdır.
·        Başka insanların tepesine çıkarak, onları baskı ve etki altında tutacak, özgürlük ve gelişimlerini kısıtlayacak "üstün" insan değildir gelecekte ortaya çıkacak olan.
·        Yetenekleri gelişmiş, genleri iyi seçilmiş ve böylesine donanımlara sahip olan bir "üst yetenekli" insan çoğaltılacaktır.
·        Az, az da olsa yapılan ve etik tartışmalara da neden olan bilimsel çalışmaların önü kesilemeyecektir.
·        İsteseniz de istemeseniz de...
·        Tarih ölçülerine göre çok kısa zamanda "dijital yeni çağ"da insanın organlarını ve genlerini ellerinde istedikleri gibi ölçüp, biçen ve değiştirebilen bilim insanları geliştirdikleri labo'larda hayallerindeki insana doğru ilerleyeceklerdir.
·        Öte yandan uzay, evren, galaksi çalışmaları ile bir yerlerde yaşanılabilen "dünya"lar geliştirilecek ve de yeni yerleşim modellerinde insanlar yepyeni ve daha rahat, belki de daha seçkin ve uygar olarak yaşayacaklardır.
·        Yapay zeka, robotik ürünler, app'lar, dijital iletişim ve denetim ile zaten insan bambaşka işlere yönlenecektir.
·        Her türlü, akla gelebilecek her türlü davranış ve olgunun, olayın ve adımın ... dijital verilerle kayda ve işleme alınacağı bu yeni dünyada artık "insan" türü de ona göre denetlenecek ve biçimlendirilmiş olacaktır.
·        Herkes ayni mi olacak?
·        Kesinlikle hayır!
·        Üstün donanımlı çok zeki insanlar kendileri için geliştirdikleri uzay kentlerinde "çağdaş" ve ultra gelişmiş bir yaşam sürerken, yeryüzünde kalan diğer ıradan insanlar ise herkes için gerekli olan temel üretimlerde çalışacaklar ve kendi normal ve mutlu yaşamlarını sürdürürken gökyüzüne bakıp da iç çekeceklerdir:
- Kim bilir, ne biçim bir yaşamları vardır yaa... ooohh... diye.
·        Öte yandan insanlığın gelişimi duracak mıdır?
·        Hayır, kesinlikle hayır!
·        Çünkü insanın, böylece de insanlığın "var oluş nedeni" hep merak etmek, hayal etmek araştırmak, öğrenmek, geliştirmek ve bilinmeyenleri bulmaktır.
·        Bu da her zaman olduğu gibi ancak bilime ve tekniğe, gelecek çağlara önem verip, yatırım yapan toplum ve kişilerde olacaktır....
·        Diğer ana sorular ise şunlar olacak:
- İnsanlığın sayısı nasıl olacak?
- Nüfus hep artacak mı?
- İnsanlar nasıl beslenecek?
- İnsanlar çok nüfuslu olduklarında yaşamları zorlaşmayacak mı?
·        Bu alanda yapılan araştırmalar, düşünceler, teoriler hep var olmuştur.
·        Tarihteki örnekleri de göstermiştir ki, zaman zaman çok sayıda insan yok edilmektedir:
- Salgın hastalıklar...
- Savaşlar...
- Doğal olaylar, afetler..
·        İleride bu tür olaylar, durumlar belki önlenecektir, çeşitli önlemler alınacaktır.
·        Bildiğimiz konvansiyonel, geleneksel savaşlar olmayacaktır, ama onların yerine "doğal" yıkımlar, viritük salgınlar, klima-iklim bozuklukları.. ortaya çıkabilecektir.
·        Şunu da kabul etmeliyiz ki bugün bile dünyanın bir yerlerinde yine bilim insanları hızla çalışarak, üretiyorlar ve geleceği hazırlıyorlar.
·        Biz ise, sıradan insanlar önümüze atılan "günlük ve yapay" gündemlerle uğraşarak, zamanımızı şen şakrak geçiriyoruz.
·        Kaygılarımız hep o görünen karşı cephe üzerine ve onları yenmek üzerine oluyor.
·        "Görünmeyeni ama var olduğunu bildiğimiz" diğer dünyayı ve güçleri ise aklımıza bile getiremiyoruz.
·        Var olan gerçekten de zeki ve iyi donanımlar alabilmiş, kedini geliştirmiş insanlar ise bambaşka düşünceler, hayaller ve bilgiler peşinde koşuyor.
·        Yine başa dönersek.
·        Her şey insanın elindedir, her şey insana bağlıdır!
·        Her şey insanın "beynine" bağlıdır.
·        Çünkü insan böyledir, diğer hayvansıllardan farkı budur!
·        Belki de tek soru ile gündem şöyle olabilirdi:
- İnsanca yaşamak nedir?
·        Saygılarımla...
·        Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.08.28, MŞ.

Şu an üzerinde çalışılan "geleceğin kenti" bile var.....

       * Bir Amerikalı, 1 Ocak 1900 tarihli gazetesinde radyo diye bir sözcüğe rastlanmıyordu; çünkü bu sözcük daha bir yirmi yıl ötedeydi; ayni şekilde "sinema" ya da, o da aslında hala geleceğe aitti; şoför de öyle; çünkü otomobil daha yeni yeni ortaya çıkıyor ve "atsız araba" olarak adlandırılıyordu.
Havacı diye bir sözcük de yoktu . . .  
Çiftçiler traktörü duymamışlardı, bankerler de Merkez Bankası'ndan haberdar değillerdi.
Tüccarlar mağaza zinciri ya da "self servis"  diye bir şey işitmemişlerdi; denizciler ise petrol yakan motoru bilmiyordu ...
Kır yollarında hala bir çift sığırın çektiği arabalar görüyordu Arabalar için atlar ya da katırlar neredeyse evrenseldi. ..
Büyük kestane ağacının altındaki demirci gerçekti.

      * Elbette, geleceği tam bir kesinlikle tahmin etmek olanaksızdır.