çağdaş uygarlık düzeyİne ulaşmamız gerekİr mİ?
Evet,
kesinlikle!
Ama
nasıl, kim için, kimlerle, ne zaman,?
Çağdaş
uygarlık bir ulusun malı değildir.
İnsanlığın
geldiği ortak bir düzeydir, büyük bir birikimdir.
İnsanlığın
geldiği çağdaş uygarlık nedir, ne düzeydedir, diye düşünebildiğimizde ancak
kalkınmanın ilk adımını atmış oluruz.
Uygarlık/medeniyet/
civilisation/ Zivilisation… bir toplumun maddi manevi varlıklarını,
düşüncelerini, bilimini, sanatını, teknolojisini, canlı türlerini ve ürünlerini
tüm unsurlarını kapsayan çok geniş bir terimdir.
“Uygarlık”
kavramı ilk olarak Aydınlanma
çağında Avrupa’da 18. yüzyılın ortalarında oluşmuştur.
Fransızlar
“civilisation” demişler.
Bu
kavram ile bir ülkenin ya da bir toplumun " sanatsal, düşünsel, ve
maddesel yaşamına özgü olan özelliklerin tümü" anlaşılır.
Aslında
“civil” (medeni) sıfatı ise çok daha eskiden var olmuştur.
Tanrı
korkusu duyan, toplum yaşamını yasalarla düzenleyen, her türlü vahşetten "uzak" olan uluslar için
kullanılmıştır.
“Uygarlaşma” bir durumu değil, bir "oluşumu" açıklar.
“Uygar”
bir insanın ana niteliklerinin zulümden ve zorbalıktan uzak, adil ve insancıl,
hukuka saygılı bir kişilik olduğu
düşünülür..
Günümüzde
artık "uygarlık" kavramının ve ölçüsünün "çağımıza uygun" olarak "bilimsel" çizgide ve
verilerde inceleniyor olması da kabul edilmiştir.
Bu
nedenle eski uygarlıklar ile "çağdaş uygarlık" kavramları ayni
değildir.
Uygarlık”
ve “çağdaşlaşma" dilimizde dolaşan ve anlamı üzerinde herhangi bir endişe
duyulmayan iki terim…
"Çağdaş
uygarlık" kavramı ile gelinen en son dönemlerin, tarihsel birikim ile elde
edilenlerin günümüzdeki en üst düzeyini anlayabiliriz.
Bunun
karşıtı olmak, karşı çıkmak ise "skolastik"
düşünce ile "akılcı düşünce",
"dogmatik zihin yapısı" ile "özgür ve laik zihin yapısı"
arasındadır.
Uzun
döneme bakarak bunun için bizim de ilk yapmamız gereken ise "eğitim ve
"öğretim"e önem verip, doğru planlamamız gerekir.
Ulusal
hedeflerin, ilkelerin de en baştan doğru seçilmiş, çok iyi saptanmış ve
uygulanabilir olması gerekir.
Beşeri
akla ve bilime, tekniğe, insan ahlakına genel çerçevede ve her bir alanda önem
vererek gerçekleştirilecek bir okullaşma dönemine, bir "maarif"
sistemine yönelmek gerekir.
Ancak
temeli sağlam kuşaklar yetiştirildiğinde en büyük sorunu halletmiş olacağız.
Parlamenter
sistem, ekonomi, hukuk, endüstri, ticaret… gibi temel alanlarda, bilimde,
teknolojide gerekli olan insanı, "kaliteli
insanı" yetiştirmiş olmak gerekir.
Tüm
bunların ışığında tabii ki bilinçli,
devletine ve de ulusuna önem veren , gurur duyan, güvenen, iyi ahlaka sahip
insan modeli yetişmiş olacaktır.
Tam
bağımsızlık denilen özelliklerimizi önemsemek zorunda olmalıyız.
Öz
güveni olan yurttaşlar en ileri donanımlarla desteklenmiş olacaktır.
Kurallara
bağlı, iyi ve doğru sistemleşmiş bir rejime erişmek için çalışılacaktır.
Akıl ve bilimin rehberliğini önemsemek
gerekecektir.
Çağdaş
ve uygar ülkelerle barış içerisinde
iş birliği yapılacaktır.
Ulusal çıkarlar ise her zaman gözetilmeli ve
korunmalıdır.
Bu
hedefler için ise milli ekonomiye
öncelik ve önem verirken sağlam bir "ulusal"
burjuvazi oluşturularak göreve çağırılacaktır.
Tarım
ve hayvancılık alanında, sanayideki emekçi
sınıfında, esnaf ve zanaatkar topluluklarında bilinçli ve eğitimli
yurttaşlar yer alsın diye büyük çabalar gösterilecektir.
Sosyal hukuk devleti olduğunda ise bireyler ve
tek, tek çalışma alanları güvence altında olacaktır.
Uygarlık
denildiğinde tabii ki sanat ve düşünce alanında, felsefede, mantıkta,
edebiyatta... da kendini çok iyi yetiştirmiş ve de geçmişinden geleceğe
ulaşarak yepyeni yapıtlar
sunabilecek yurttaşlar düşüneceğiz.
Varlığımızı
koruyacağız., kendimize olduğu gibi diğer insanlara da sevgi ve saygı
duyabileceğiz, dilimize ve davranışlarımıza gereken ölçüleri koyabileceğiz.
Kendimize
özgü bir çizgi ve uygarlık dünyası oluşturacağız...
Böylelikle
hem kalıcı, hem de ileriye götürebilecek kalıcı ve düzeyi yüksek bir uygarlığı
kendi özelliklerimizi, değerlerimize uygun olarak oluşturacağız.
Refah
düzeyimizi, toplumsal, kentsel yapılarımızı "çağdaş" bir çizgiye çekmiş olacağız.
Yurt
ve halkı için çalışmamız, inanmamız ve de hızla gerçekleştirmek için planlı ve
bilinçli, bilimsel çalışmamız gerekecektir.
Özellikle
cumhuriyetimizin son yıllarında ortada görülen sıkıntıları ve nedenlerini araştıranlar "çağdaş
uygarlık" kavramı ve düşüncesi ile karşılaşırlar.
Atatürk de bu konuda daha gençlik
yıllarından başlayan araştırmalarında incelemelerde bulunmuş ve fikirler
üretmiştir.
Onun
görüşüne göre de bir toplumun uygar
olabilmesi için “fikri ve zihniyeti de uygar
olmalıdır.
Atatürk'ün
bu konu üzerindeki düşüncelerini ve fikirlerini araştırmak ve incelemek bugünün temel sorunlarını anlamak için
bizlere çok büyük yararlılık ve kolaylıklar sağlayacaktır.
Karşı
devrimci olarak tanımlanan zihniyete sahip kişi ve kitleler ne yazık ki hiç
durmadan ve fırsat bulabildikleri her yerde çağdaş uygarlığa, akla ve bilimsel
bakış açısına karşı çıkmışlardır.
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin çok zor ve büyük mücadelelerle kurulduğunu ve ilk
hedeflerin "çağdaşlaşma ve uygarlık
yolunda ilerleme" olduğunu asla unutmamalıyız.
Yapılan
tüm yenileşmeler, yatırımlar, devrimler, kalkınma modelleri ile ileri bir
"çağdaş" ve uygar (medeni) bir
refah toplumuna erişmek için olmuştur.
Ama,
görüldüğü gibi baştaki bu kalkınma ve uygarlaşma hareketi ve zihniyeti yerine
daha durağan ve ana ilkelerden ayrılmış dönemler ile büyük bir gerileme içine düşülmüştür.
Türkiye
tüm kurumları ve de halkı ile yeniden bir uyanışa ve "aydınlanmaya" yönelmek zorundadır.
Özellikle
ulusal günlerde ve her anımsatmada yeniden ve en derin bir merak ve öğrenme
isteği ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü
düşünmeli ve onu anmalı, incelemeliyiz.
Her
ON KASIM geldiğinde ise onu çok daha derinlemesine ve büyük bir özlemle,
takdirle, örnek alarak, onu daha iyi tanımaya yönelerek anmalıyız.
Bize
düşen aslında, eğer "kalkınan" ve "çağdaş uygarlık yolunda"
ilerleyen bir Türkiye istiyor isek, ATATÜRK'ün ana hedeflerini ve fikirlerini
çok iyi kavramaktır.
Bugün
için dijital çağın olanakları ile internette bulunan tüm kaynaklar bize açıktır.
Onlardan
yararlanıp, araştırma, inceleme ve derlemeler de yapabiliriz.
Göreceksiniz,
Atatürk kendi yazılarında, düşünce
ve fikirlerinde, anlattıklarında bizlere çok doğru olanı gösterecek ve umutla,
bilinç ve öz güven ile ileriye
bakabilmemizi sağlayacaktır.
Bağımsızlık
üzerinde onun düşüncelerini okumak ve incelemek bizlere günümüz dünyasındaki
birçok sıkıntının, sömürünün arkasındaki nedenleri anlamamıza yararlı olacaktır.
"Çağdaş
bir devlet olmak neden önemlidir", "demokratik hukuk devleti olmanın
anlamı nedir", diye düşünce üretmek, dünya üzerindeki sistemleri,
ilişkileri daha iyi anlamamıza yararlı olacaktır.
Dünya
insanlık tarihi ne geri döndürülebilir, ne de çağdaşlaşma ve uygarlaşmanın önü
kesilebilir.
Özellikle
de "yüksek teknolojinin"
çok büyük bir hızla geliştiği ve yaşamın her alanında yenilikler sunmaya
başladığı günümüzde bizim de, Türkiye'nin de başka bir düşüncesi ve yolu
yoktur.
Öte
yandan yine biliyorum ki egemen güçlerin evrensel bir bakış açısı ile ülkeleri
ve halklarını etkilemek, özgür iradelerini ele
geçirmek, onları kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek konusunda (açıkça görülmeyen) büyük ve sistemli
çalışmaları vardır.
Bunlara
karşı durabilmek son derece de güç olmasına rağmen bilinçli bir yurttaş, sağ
duyusu güçlü insanlar olarak
kendimize,
halkımıza ve devletimize sahip
çıkabilmeliyiz.
Evet
günümüz dünyası pek de kolay değil, hemen kanabileceğimiz
o denli çok "şey" var ki…
Üzerimize
düşenin neler olduğunu, nasıl davranmak ve düşünmek gerektiğini çok iyi
irdelediğimizde anlayacağız ki asla boş ve gereksiz şeylerle zaman harcamadan
ve tuzaklara düşmeden, sağ duyulu
yurttaşlar olmayı hedefleyeceğiz.
Biliyorum,
toplumda sınıfları atlamak, birden "çok büyük olanaklar" elde
edebilmek, para, iktidar, güç sahibi olmak çok zor, bizim için tek, tek
yurttaşlar için büyük sıçramalar yapabilmek nerede ise "imkansız"…(olanak dışı)
Yine
de ilkesel davranıp, kendimizi
koruyup, yetiştirerek, bilgi ve
bilinçle ve de umutla ileriye
bakabilmemiz gerekecektir.
Sevgi
ve saygı dolu aydınlık, sağlıklı günler diliyorum…
. Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 13.11.2022
*************************************************************************