12 Ağustos 2019 Pazartesi

GÖÇ ve SIĞINMACILAR, GÖÇMENLİK


        GÖÇ ve SIĞINMACILAR, GÖÇMENLİK
·        Bir ülkenin, bir devletin kendisini ve halkını koruması onun yasal ve evrensel bir hakkıdır.
·        Bu hak ancak çağdaş yöntemlerle ve hukuk devletinin yöntemleriyle korunmalıdır.
·        Siyasi ve yürütme erkinin bir partinin güncel çıkarları için kullanılması çok büyük tarihsel bir hata olacaktır.
·        Eğer, halkın birbirine düşman kesimler olması isteniyorsa bu da çok büyük bir tehlikedir.
·        Bir devlet içinde kendinden olmayanlara (yabancılara) düşmanlık duygularının pompalanması ise hem çağ dışıdır, hem de ırkcılığa giden bir yolu açmaktır.
·        ÇÖZÜM ise ancak göçmenler politikasının "çağdaş koşullarda" ve "evrensel hukuk" çerçevesinde oluşturulmasıdır.
·        Şu an Türkiye'nin dışarıdan gelen insanları bir oldu bitti ile kendi içinde asimile etmek istemesine halkın karşı çıkması da çok doğru bir istemdir!
·        Durumu çok kısaca böyle açıklamak mümkün.

Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 07.07.16, K.


KURBAN BAYRAMI GELDİ

            KURBAN BAYRAMI GELDİ
• Yüz binlerce ağacın katledildiği günümüzde müslümanlar bir ibadet olarak KURBAN günlerine kavuşacaklar.
• KUR'AN-I Kerim'de bu konudaki ayetleri yeniden okumanın bir yararı olabilir.
• ALLAH için iyilik yapabilmek, ALLAH'ın yarattığına inandığımız insanlara, yoksul insanlara bir ibadet olarak yardım elini uzatabilmek kurani bir inanıştır.
• Bu yardımı bir kurbanlık hayvan keserek yapma adeti özellikle Türkiye'de yerleşmiştir.
• KUR'AN anlayışına göre her türlü varlık ALLAH'ın bir"ayeti"dir, hiç bir ayrım yapılmaksızın.
• Her canlı da bu anlamda hem önemlidir, hem de değerlidir.
• Bizler hem geleneksel olarak hem de KUR'AN anlayışına sığınarak bitki, ağaç ve ormana da ayni değeri verdik her zaman.
• BUGÜN TÜRKİYE dindarları özellikle çok iyi ve temelden düşünmelidirler:
- Orman katliamlarına ses çıkarmamak ne kadar muhammedi inançla bağdaşır?
• Bir yandan ibadet için bir "kurbanlık hayvan" kesimine yönelirken, diğer yandan da inançlar gereği ALLAH'ın bir ayeti olan ve korunması gereken ORMAN katliamlarına göz yumak doğru mudur?
• Toplumlar kendi inançlarına saygı duyarlar ve geleneklerini yaşatmak isterler.
• Bunların tümünün de insanlığın hayrına olan uygulamalar olması gerekir.
• Ben de bu anlamda bu KURBAN BAYRAMI günlerinde sizlere sağlıklı ve huzur dolu, insani değerlerle bezenmiş günler diliyorum.

Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 

09.08.2019, K.

Türkiye Devletine Sahip Çıkmak İçin

Türkiye Devletine Sahip Çıkmak İçin
·        Türkiye konumu, tarihi ve verdiği Kurtuluş savaşı ile, yeni bir devlet kurmadaki ilkeleri ve azmi ile dünyada tek ve benzeri olmayan bir ülkedir.
·        Bu nedenlerden dolayıdır ki sömürgeci, yayılımcı ve emperyalist ruhdaki devletler uzun zamandır hiç durmadan ve sistematik olarak kendi emellerine ulaşabilmek için Türk halkını içten içe ayartmakda ve ülkenin temel davalarına karşı çıkarmak için uğraşmaktadır.
·        Bu uğraşıları ile her kesime etki yapmaktadırlar.
·        Ulaşabildikleri ve planlayabildikleri kitleler içerisinde dinsel eğilimi olanlar, tarikat ve dergah benzeri yerlerdeki kitleler olabildiği gibi kendilerini solda görmek isteyen ve dünyanın aydınlanmacı bir geleceğe sahip çıkmasını düşünen seküler kitleler de olabilmektedir.
·        Her bir "etki alanı" içerisinde kendilerince yaptıkları planlamalar ve sistematik zihin yönetimleri ile O KİTLELERİN asıl temel almaları gereken ana kaynaktan saptırılarak ve de cımbızla çeker gibi bazı slogan ve manipüle edilmiş doktrinel cümlelerle yönlendirilmesini sağlamışlardır.
·        Asıl hedeflerine ulaşabilmeleri için de ülkenin eğitim sistemini ve ulusal değerlerini de düzenli olarak değiştirmeğe ve yozlaştırmağa gayret etmişlerdir.
·        Bu yolda her zaman da kullanabilecekleri ve de kullanıldıklarını bile fark edemeyecekleri odakları, kişileri, öne çıkanları bulabilmişlerdir.
·        Böylelikle de görüldüğü gibi tüm halkı hangi kitlelerden olurlarsa olsunlar bir tek model içerisine sokmak istemişlerdir: 
     -Ulusal değerlerine, ulusal devlete, vatanın birlikteliğine, devletin kuruluş ilkelerine ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e önem vermeyecek, hafife alacak ve hatta zaman zaman da açıkca karşı çıkacak "kitleler" ve "bireyler" oluşturmaktır.
·        Kısaca bu model bir insan tipini oluşturabilmeleri için de ülkenin her bir yöresinde ve de her bir sosyal-kültürel tabakasında çalışmalar yapabilmişlerdir.
·        Uzun vadeli ve de sabırla, yılmadan yaptıkları bu tür uygulamalarla da ortaya çıkan değişik türdeki kitlelerin dış görünümleri ve de jargonları farklı bile olsa, ana karakterleri ile temelde bir benzerlik taşımaktadırlar.
·        Sol adına, sosyalizm adına, devrimcilik adına verilen tüm öğretiler ve çabalar bile kendi içerisinde incelendiğinde bu gerçek görülecektir.
·        Burada da dışarıdan gelen her türlü dogma ve teorilerin Türkiye gerçeği ve Türkiye kurtuluş ve kuruluş ilkeleriyle olan bağdaşıklığı ve de karşıtlığı incelenmelidir.
·        "Kemalist devletcilik ve kalkınma modeli" ile de oluşturulmak ve kurulmak istenilen bir güçlü, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti tam da bu bakış acılarından incelenmeli ve düşünülmelidir.
·        100 yıllık kurtuluş ve kuruluş mücadelesinden sonra bugün gelinilen noktada ise asıl gerçek ve alınması gereken dersler de kendisini gösterecektir.
·        Her kesimden Türk halkına "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesinin ne denli önemli ve vaz geçilemez olduğunu kavratmak gerekmektedir.
·        Ulu devleti ve özelliklerini, çağdaş, demokratik bir hukuk devletinin ne denli vaz geçilemez olduğunu; tüm yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarımızın devletin elinde olması gerekliliğini... her kesimden insana anlatabilmek ve kavratabilmek gerekmektedir.
·        Din ve inanç konusunda ise zaten var olan temel düşünceler ve de incelikler demokratik ilkeler ile belirlenmiştir.
·        Bunun dışında olarak dini ve inançlar sistemlerini siyasete ve ticarete bir araç olsun diye kullanmak isteyen mekanizmalara karşı da yine herkesden önce gerçek dindarlar ile birlikte Türk halkı aydınlatılmalıdır.
·        Her türlü sorunu kavramada ve çözüm yollarını aramada yine Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi tarihi ve kuruluş temel ilkeleri yol gösterecektir.
·        Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi öz çıkarlarını her şeyden üstün tutmayan ve de kişisel, bölgesel ve de zümresel çıkarlara yönelik hizmetler arayışında ve menfaatinde olan her türlü ekonomik ve siyasi, teolojik, teknik, sosyal hareketler ve akımlar gerçek "yurt sever" yurttaşlar tarafından kabul görülmemelidir.
·        "Kemalist devletcilik" bugün için de gerçektir ve yeniden kavranmalıdır ve uygulama alanlarına sokulmalıdır.
·        Günlük olarak öne sunulan sahte gündemler ve tartışma konularını kabul etmeyerek, devletin ve de halkın, ülkenin devamı ve güçlülüğü için, evrensel değerlerle birlikte kendi "asıl temel ilkelerimizi" konuşmak, incelemek ve başkalarına da kavratmak gerekmektedir.
·        Üzerinde çok konuşulan ve de saptırılarak değersizleştirilmek istenilen söz aslında ne kadar da kısa ve öz olarak bunları anlatmaktadır:
·        Atatürk: "Türk, öğün, çalış!" demektedir. (**)
·        Bu öz deyişi ile Atatürk Türk halkı için önerdiği yöntemi anlatmak istiyor:
    - Sen bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak aklını kullanmalısın ve de buna bağlı olarak da gereken çalışmaları yapmalısın.
   -Boş durmayacak ve çalışacaksın.
   -Ancak bu yöntem ile hem devletine, hem ülkene, hem de geleceğine bir katkın olabilir.
·        Bu düşüncelerin ışığında bize düşen "sağ duyulu" olabilmek, "araştırmak" ve kendi "öz değerlerine" sahip çıkarak "çalışmak"tır.
·        Zor günler geçirdiğimizi düşünenler ise aslında 100 yıl önceki zorlukları ve sıkıntıları bir düşünmelidirler.
·        O günlerden aydınlığa ve kurtuluşa çıkmaktaki "ana güç" bizim bir Mustafa Kemal Atatürk'e sahip olmamız değil miydi?
·        Onun gösterdiği yolda ve ilkeleriyle, çabalarıyla neleri aşıp, nasıl bir devlet haline geldiğimiz hiç unutulmamalı ve devamlı da incelenip, yeniden öğrenilmelidir.
·        Evet, bugün bir Atatürk, bir kurtarıcı yoktur.
·        Ama dünya tarihinde gerçekten tek beğenilen önder olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yapıtları, ilkeleri ve gösterdiği yol, sosyal ve ekonomik modeli, devletciliği ve çağa bakışı, vizyonları hep yanı başımızdadır.
·        O ne bir diktatör oldu ne de bir firavun.
·        Atatürk aklını kullanabilen, zeki ve de vizyon sahibi, çalışkan bir örnek insan, bir askeri kahraman, ama çok önemli bir devlet adamı ve düşünür idi.
·        Atatürk dogmalardan ve kaprislerden uzak "bilime, sanata ve estetiğe" çok önem vermiş, kişisel menfaatleri değil "ülkesinin kalkınması" için çalışmış bir insan olmuştur.
·        Yapılması gereken bunlara sahip çıkarak bu yolda düşünmek ve çalışmaktır.
     
   Saygılarımla...
     Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 12.08.2019, K.

..........** Öğün sözcüğü, "og" kökünden türetilmiş, öz Türkçe olan ve "aklını kullan" anlamına gelen bir sözcükmüş.
......... Atatürk, "Türk, aklını kullan, çalış, güven" demiştir.
“öğ” = “akıl / us” olduğuna göre, benzer biçimde, “öğ-retmek” = “akıl-landırmak” ve “öğ-retim” = “akıl-landırma işlemi” oluyor. Yine, “öğ-renme” = “akıl edinme” işi oluyor.



YANGINLAR Neden Arttı?


                   YANGINLAR Neden Arttı?
·        İklim değişikliği nedeni ile mevsim normallerinin çok üzerine çıkan hava sıcaklığı ormanlara etki yapıyor.
·        Ağaçların kurumasına ve en ufak bir fırsatda da yanmasına, yangına yola açıyor.
·        Federal Almanya bu yıl orman yangınları nedeni ile zarar gördü.
·        Ağaçların kurtarılması ve ormanın bakımı için 1,5 milyon EURO gibi bir paraya gereksinim olduğunu söylüyor bir bakan.
·        Türkiye ise son günlerde çok çeşitli yerlerde çıkan yangınlarla sarsılıyor.
·        Bugün Tavşanlı'da, Gediz'de yangın çıktı haberleri geldi. Yangın nedeni ile bir fabrikada patlamalar oldu.
·        Marmara adasında bir kişinin yanlış davranışı ve bahçeden topladığı kuru dalları yakmak istemesi sonucunda yangın çıktı. 2 ev yandı, 20 kişi yaralandı.
·        Evet tüm bunların temel etken iklim koşullarının değişmesi ve de ısının artması ile doğrudan ilişkili.
·        Bir de insan hataları ve kasıt gibi tehlikeli olgular da yangına ve orman yitimine neden oluyor.
·        İlk ve acil müdahale için de çok ciddi ve donanımlı bir ekipman gerekiyor.
·        Bu konuda bir yetersizlik olduğuna ve gecikmelere dikkati çeken haberler dolaşıyor.
·        Her bir yurttaşın bu doğal zenginlikler için duyarlı olması ve de dikkatli olması gerekir.
·        Yaşanılabilir bir ülke ve dünya için çok daha bilinçli ve donanımlı olmamız gerekiyor sanıyorum.
Saygılarımla..
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,12.08.2019, K.