. Karşımıza Çıkan Haberler Ne İstiyor?
. "Bir saatlik
ücret ile Almanya'da şunları alabilirsiniz" diye yapılan TV
haberleri sizleri mutlu ediyor mu?
Yaklaşımları
ve içerikleri ile buradaki halkı nasıl etkilemek istiyorlar?
Türkiye ile Almanya'yı karşılaştırmak istemeyebilirsiniz, bu
sizin hakkınızdır.
Ama hiç
incelemeden, araştırmadan ve sadece kulaktan dolma sözlerle, onun bunun
anlattıkları ile Almanya'yı karşılaştırmak hiç de doğru değildir.
Verilen "satın
alma" fiyatları "hangi işletmenin, hangi mağazanın, hangi ürününe"
aittir?
Diğer mağaza kategorilerinde ürünler ve fiyatları ne kadardır?
Bunları tarihleri ile belirtmeden fiyat söylemek hiç de "doğru
değildir" kandırmacadır.
Burada
halkı kandırmak, kışkırtmak ve de insanların kendilerini değersizleştirmesine
ne neden olmak çok yanlış ve de sakıncalıdır.
Almanya'da alınan ücretler ve aylıklar iş koluna, mesleğe ve
işçinin, memurun eğitim düzeyine ve o daldaki harcadığı emek yıllarına, sosyal
durumuna ve verdiği vergiye bağlıdır.
Asgari ücretin 12.- EURO olduğunu baz alarak "satın alma gücünü" göstermeğe kalkmak çok göreceli
olur ve birilerini kandırmağa çalışmak olur.
Neyi nereden ve hangi marka ile aldığınızı ispatlamadan bir
iddiada bulunmak sadece bir boş haber olur ve de yarardan çok zarar getirir.
Türkiye'yi ve halkını temelde "değersiz göstermek" ne
işe yarar?
Buradaki insanların kafalarına "siz değersizsiniz, size
değer verilmiyor" düşüncesini yerleştirmek istemek çok yanlış ve
tehlikelidir.
İnsanların öz güvenleri, yurttaşlık bilinci ve olayları
eleştirel analitik bakmalarını, incelemelerini engeller.
İki sözcük ile bir sonuç ortaya koymak çok ucuz ve çok da
popülist bir tutumdur.
Bir de bunu sözde muhalif olduğunu belirten basın ve TV
sözcüleri de yapıyor.
Peki karşılaştırmaları neden "hep
satın alma" üzerinden yapıyorlar?
Zamlar ve
fiyatlardaki orantısızlıklar enflasyona bağlıdır.
Bunu artık herkes çok iyi bilmektedir.
Enflasyon, pahalılık, zamlar temelde bir ekonomik yönetim ve
denetimsizlik yanlışlıklarından kaynaklanmakta değil midir?
Yanlışlıkların bilerek ya da bilmeyerek yapılması ve tüm bunlar
olurken görevlilerin, yöneticilerin, kurumların denetlenememesi, onlardan hesap
sorulamaması ise "hukuk devleti"nin işletilmemesi ile doğrudan ilişkilidir.
İlle de bir şeyleri karşılaştırmak, çağdaş ve kalkınmış,
ekonomik durumu iyi olan ülkelerden örnekler vermek istiyor iseniz başka ve "gerçekçi, doğru
yolları, yöntemleri" seçiniz.
Sıradan yurttaşlar "zaten anlamaz, düşünemez, bilemez"
diyerek onların doğrudan duygularına, öfkelerine yönelik ucuz haberler yaparak,
zihinleri iyice karıştırmak hiç de yararlı değildir ve de yanlıştır.
Çağdaş ülkelerin "demokratik yapılarının nasıl
işlediğini", hukukun üstünlüğünü, kuvvetler ayrımını, herkesin hukuk önünde eşit olduğunu, bağımsız denetleme ve bağımsız yargılama kurumlarını... anlatın.
Kalkınmış ülkelerde bunların "nasıl işlediğini anlatın"
ki yolsuzlukla, rüşvetle, adam kayırma ile, kara para ile, hısım-dost
ilişkileri ile, yasa dışılıklarla... nasıl mücadele edilebildiğini, edilmesi gerektiğini anlatın, gösterin, belgeleyin ki sizin
insanlarınız da burada çok daha iyi bir düzen, çok daha iyi bir toplum ve gelecek
düşünebilsinler.
Hele bir de okullara gitmiş, okumuş, diplomalar edinmiş, önemli
mevkiilerde görev almış ve de kendilerini "cahil" saymayan kocaman
bir kitle var ki "onlar bile" eleştirmeden, sorgulamadan,
araştırmadan, üzerinde hiç düşünmeden "böylesine ucuz ve yanıltıcı"
haberlere inanıp onlar üzerine sohbetlerini sürdürebiliyorlar.
Yazıktır, gerçekten yazıktır...
Bize de yazıktır, bu ülkeye de yazıktır...
Her şeyden önce akla, bilime ve ilime, çağdaşlığa önem verip,
inceleyerek, araştırarak, sorgulayarak düşünmeliyiz ve de ona göre fikir
üretmeliyiz.
Tek, tek her bir yurttaş, insan önemlidir.
Çalışmak, emek harcamak, üretmek, refah toplumu istemek, gelecek
güzel günler istemek çok doğrudur ve de olmalıdır.
Ama tüm bunları isterken de kendimizi yanlış algı
yönetimlerinden, sapmalardan, kandırmalardan, boşluğa itilmekten korumalıyız.
Umutsuzluğa ve öfkeye kapıldığımızda ise arayacağımız yol ve
önder boş haberlerde, değersiz konuşmacılarda değildir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü inceleyin, onun sözlerine,
başarılarına, ortaya koyduğu fikirleri, gösterdiği hedefleri ve kurduğu devletin
çağdaş bir kalkınan ülke olabilmesi için yapılan girişimler, fabrikalar, yollar
ve tüm gerçekleştirdiği başarılı projeler... gelmelidir karşımıza.
"Türk öğün çalış" sözünün anlamını çok iyi araştırıp,
kavramalıyız ki hem bugünler için hem de gelecek için güçlü olabilelim.
. Öğretmen
Gönen Çıbıkcı
. GC-M-22.02.05-A