28 Eylül 2021 Salı

Türkçe'nin Okullardaki Yeri

 Türkçe'nin Okullardaki Yeri

     (1999.07.11 tarihli bir yazı)

     Değerli Anneler ve Babalar, Basınımızın Çok Değerli Üyeleri

Sizlere günlük konuşmalarda pek yer verilmeyen, pek önemsenmeyen ve de hep gözden kaçan ama geleceğimizi temelden ve de birincil derecede etkileyecek olan bir konudan söz etmek istiyorum.

Anadilimiz Türkçe'nin okullarımızdan silinmekte olduğu konusunda anne ve babalarımızın dikkatlerini çekmek istiyorum.

Bu çok önemli konuda da çok değerli Türk basınının yardımlarına ve desteklerine seslenmek istiyorum:

- Hepimizin bildiği gibi bir dil ve en önemlisi anadili ancak ve ancak okullarda çağdaş yöntemlerle sözlü ve yazılı olarak öğretildiğinde kalıcı olur.

Bir insanın kendi anadilini öğrenmesi onun hem en doğal hakkı, hem de görevidir. 

İnsan kendi anadilinde ne kadar güçlü ise diğer dilleri öğrenmede de o denli güçlü olur.

Ancak, Türkçe'si iyi olanın Almanca'sı da iyi olur.

Bizler çocuklarımızın derslerde başarılı olmasını istiyoruz.

Kendi anadillerinde çok güçlü olabilmelerini sağlamalıyız.

Kişiliklerinin gelişmesini ve bu sağlam zemin üzerinde onların tüm derslerde başarıya ulaşabilmelerine giden yolu açabilmeliyiz.

Böylelikle çocukların okullardaki başarıları artar.

Bugün bilimsel olarak kabul edilen ve kanıtlanan bir gerçek de şudur:

- Bir çocuk kendi anadilinde ne kadar güçlü olabilirse bir diğer dili de o ölçüde iyi ve sağlam olarak öğrenebilir.

Bizim çocuklarımızın Almanca'larının çok iyi olabilmesinin ve de Alman okulundaki tüm derslerinde başarılı olabilmesinin tek ve en önemli etkeni onun anadilinde Türkçe'de çok iyi okur ve yazar, anlar ve anlatabilir olmasına bağlıdır.

Bu gerçeği de göz ardı etmek çocukların başarısının düşmesine yol açar.

Bu nedenle de Almanca öğrenmeye Türkçe bir engel değil tam tersine bir "olmazsa olmaz" ön koşuldur.

Bu gerçeğe karşı çıkmanın ise hiç bir bilimsel değeri yoktur.

Türkçe dersi bir yük değil çocuğun bir donanımı, bir zenginliğidir.

Okuldaki genel başarısını arttıracak en önemli etkendir.

Kendi anne ve babalarıyla, kardeşleriyle Türkçe anlaşabilen çocuklarla o aile daha mutlu olur ve sorunlar çok daha kolay çözülür.

Evlerde , yalnızca konuşmaya dayanan, arada bir kullanılan Türkçe ise çok yetersiz kalacaktır.

Türkçe'nin okulda çağdaş yöntemlerle öğretilmesi gerekmektedir.

Çocuğun kendi kültürüne ve ailesine bağlılığı Türkçe öğrenmekle daha da artar.

Bu toplumda bir başına köksüz kalmışlıktan kurtulur.

Çok kültürlü bir yaşamın gerekli olan tabanını kazanır.

Türkçe çocuğunuzun görüş ufkunu genişletir, dünyaya daha geniş bir açıdan bakabilmesini sağlar.

Türkçe öğrenmekle de Türkçe’nin o çok geniş ve zengin dünyasını, yazılı edebiyatını ve sanatını, tarihini tanıma olanağı bulur.

Böylelikle de hem kendine güvenir, hem de çok güçlü bir dilin bir üyesi olmanın huzurunu ve gücünü kendisinde duyar.

Bu zenginliğini de Almanya toplumuna yansıtabilir ve çok kültürlülüğe katkıda bulunur.

Son yıllarda doktor, avukat, eczacı... gibi işverenler özellikle Türk gençlerini de işe alıyorlar ve onlardan Türklerle Türkçe konuşup kendi işlerini daha kolay yürütebilmelerini bekliyorlar.

Bu da ancak Türkçe’si iyi olan, onu sözlü ve yazılı çok iyi kullanabilen gençler için daha bir öncelik olmaktadır.

Türklerin açtığı işletmelerde artış gözlenmektedir.

Buralarda çalışacak hem Türkçe'si, hem de Almanca’sı çok güçlü gençler aranmaktadır.

Buna bir de Avrupa Topluluğu  çerçevesinde Almanya ve Türkiye arasında yapılacak olan ticaret, turizm, taşımacılık... dallarında gelişecek işleri eklemeliyiz.

Bu işleri de neden bizim çocuklarımız yapmasın?

Bunun için de tabii Türkçe ve Almanca belki de iyi bir İngilizce... gerekli olacak.

Çocuklarımız ileride Türkiye’ ye döndüklerinde ya da Türkiye’ de iş yapmak istediklerinde ise Türkçe yine en önemli konu olacaktır.

Tatillerde bir yabancı gezgin havasında Almanca ya da kırık-dökük Türkçe yerine düzgün Türkçe‘si olan kuşaklar ancak bugünkü anne ve babaların bilinçli davranışlarıyla olacaktır.

Bizim çocuklarımız için Bavyera okullarında Türkçe anadili dersleri  verilmektedir.

Çocuklarımızın katılacağı Türkçe dersi, kural olarak, çocuğun kendi devam ettiği okuldadır.

Son yıllarda Türkçe derslerine katılımda ne yazık ki büyük bir azalma gözlenmektedir.

Bunun nedenleri araştırıldığında anne ve babaların bu konu üzerinde pek düşünmediği ve Türkçe dersine gereken önemi veremediği ortaya çıkmaktadır.

Bu da çok şaşırtıcı ve üzücü bir durum yaratmaktadır.

Son yılların istatistikleri çok karamsar bir tablo sergilemektedir. 

Çocuklarımızın genel başarısının diğer halkların çocuklarına göre çok daha düşük olduğu görülmektedir.

Türkçe dersleri konusunu çok daha  ciddi biçimde düşünmeli ve bu dersi gelecek kuşaklar için de istemeliyiz.

Çocuklarımızın gelişmelerinde ve Alman okulundaki başarılarına anadilin oynadığı rolü ve  önemini göz ardı edebilmek ise olanaksızdır.

Şu anki durum içler acısı bir tablo sergileme yolundadır.

Bu böyle giderse önümüzdeki yıllarda okullarımızda Türkçe dersleri hemen hemen kalmayacaktır.

Çocuğumuza anadilimizi öğretebilmek ancak bir hayal olacaktır!

Bu ise hiç de iyi bir gelişme değildir.

Sonuçta asimilasyona doğru bir gidiş gözlenmektedir.

Bavyera eyaleti Türk çocuklarına kendi anadillerini öğrenmeleri konusunda bir hak tanımıştır ve bu da yasalarla garanti altına alınmıştır.

Neden bu haktan yararlanmayalım?

Bunu yitirdiğimizde yeniden kazanmak ise hemen hemen olanaksız olacaktır.

Türkçe‘nin geleceğine yön verecek olanlar yalnızca biz anne ve babalarız.  

Alman’ların bu durumda yapabildikleri ise yalnızca bizlerin başvurularına göre Türkçe dersini sağlamaktır.

Esas görev bizlere, Türklere düşmektedir.

Bu görevimizi de hem kendi adımıza, hem de çocuklarımızın gelecekleri adına yerine getirmeliyiz.

Çocuğunuzun Türkçe dersine katılmasını sağlayınız.

Başvurularınızı geciktirmeyiniz.

Okul müdürlüklerine gerekli başvuruları yaptığınızda çocuğunuzun Türkçe dersine katılması sağlanacaktır.

Bu konuda gereken duyarlılığı gösteriniz.

Aschaffenburg "Schulamt"ının yöneticisi bu konuda gerekli yardımları yapmaya hazır olduğunu ve Türkçe derslerine katılımın gerilemesini ise çok üzülerek izlediğini dile getirmiştir.

Tüm okul müdürleri ve sınıf öğretmenleri ve diğer öğretmenler de  yine "Schulamt" yöneticisinin belirttiği gibi tüm anlayışı ve kolaylığı göstermek zorundadırlar.

Eğer bu konuda bir zorluk ya da anlayışsızlıkla karşılaşacak olursanız gerek bize, derneğimize, gerekse de Aschaffenburg Schulamt'ına başvurabilirsiniz.

Çocuğunuzun Türkçe dersine katılması kesinlikle sağlanacaktır.

Almanya gibi gelişmiş bir ülkede çocuklarımızın anadilleri Türkçe’ yi en iyi biçimde öğrenmeleri ancak bizlerin isteği ile gerçekleşecek çok büyük bir şanstır.

Bu şansı çok iyi kullanmalıyız.

Çocuklarımızın Türkçe dersine katılmalarını sağlayalım, ortaya çıkacak sorunlarla birlikte mücadele edelim.

Herkes, her kuruluş bu konuda kendine düşeni yerine getirmelidir.

Bu iş başkalarının işi değil, hepimize düşen bir temel görevdir.

Anadilimize, Türkçe'ye, Türkçe derslerine tek tek bireyler olarak da olsa sahip çıkalım.

 Saygılarımla.....

 Öğretmen Gönen Çıbıkcı 1999.07.11.

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: