+65 İZMİR'de KISITLAMAYA Tutuluyor
·
"Yarından başlanılarak İzmir ilinde 65 yaş ve
üstündekilerin 10.00-16.00 saatleri arası hariç sokağa çıkmaları yasaklandı.
·
+65 yaşlıların saat "10 - 16"
arası hariç sokağa çıkması yasaklanıyor.
·
+65 yaş kuşağı ile var sayılan
algı
tam olarak bir "genellemedir" ve de bilimsel hiç bir gerçeği
içermemektedir.
·
Bir sayı kapsamı içerisine alınan insanların tek tek ayrı
genetik ve anatomik, ruhsal, patalojik vb. özellikleri olabileceği düşünülmemektedir.
·
Milyonlarca insanın
bilimsel geçerliliği olmayan yasaklarla evde tutulmak
istenmesi yanlıştır.
·
Ancak, tek tek sağlık durumları "tıpsal"
belgelenmiş ve belirlenmiş kişilere "önerilerde"
bulunulabilir.
·
Özellikle de yaşlı
olarak belirtilen kuşağın ruhsal
dengeleri ve onların bedensel sağlıkları
için açık
alanlarda ve uygun yöntemlerle dolaşması istenilmelidir.
·
Tüm yukarıda yazdıklarımdan önce kesinlikle ve de
ivedilikler devlet ve kamu görevlileri kendilerine düşen asıl işi yaparak, kalabalıkları "denetlemeli" ve "fiziksel mesafeye uymalarını" sağlamalıdırlar.
·
Her an ve her yerde insan kalabalıklarına,
toplantılara,
yığılmalara
rastlandığı
ve de
bu durumun sanki artık bir "normal" yaşam
biçimi
haline geldiğini basından, yayın organlarından izliyoruz.
·
Tüm yetkileri ve gücü elinde
tutan devlet organları "denetlemeleri" sıklaştırmalı ve sistematik çözümler bulmalıdır.
·
Bulunan denetleme ile ilgili
yöntemler ve alınan kararlar ise kesinlikle uygulanmalıdır.
·
Sadece halka bırakılan bir sorumluluk hiç bir zaman ne çağdaştır ne de "halk sağlığına" bir yararı olur.
·
Hemen durup da verilen kararlar ve konu
edilen kısıtlamalar
yerine fiziksel mesafelere ve maske takma zorunluluğuna
eğilmek
ve kararlılıkla uygulamak
gerekir.
·
Son günlerde tüm
dünyada ve özellikle de Avrupa ülkelerinde görülen hastalık bulaşma oranlarındaki artış oranı ürkütücüdür.
·
Türkiye için de hastalığın
bulaşma
hızı
ve oranı
artış
gösterir durumdadır.
·
Bunun önlenmesinin ve
kontrol altına alınmasının en önemli önlemi ise yaygın ve acil bir denetleme olmalıdır.
·
Evlerde her yaştan
insanların
unutulduğu
bir durumla karşılaşılıyor.
·
Sadece "evde
oturun" demek asla bir çözüm değildir.
·
Her şeyden önce
"görevli organlar" üzerilerine düşen "yetkileri ve
sorumlulukları"
taşıyarak
salgını
önleme yolunda "denetimleri artırmalı
ve yaygınlaştırmalı"dır.
·
Açık alanlarda sigara içiminin
yasaklanması doğrudur ve uygulanmalıdır.
·
Türkiye Cumhuriyeti
önemli bir ülkedir ve de geçmişten gelen gücünü de
ispatlamış bir devlettir.
·
Bu anlamda yurttaşlar
hem devletine güvenecektir, hem de devlet sorunlara acil
çözümler bulacaktır.
·
Herkesi bir kaba koyarak 65 yaş üstü olanlar risklidir diyerek bir
karar varmak hiç de doğru değildir.
·
Bakınız daha bu hafta ABD başkanlık seçimlerinden galip olarak
çıkan JOE BIDEN 20 kasımda 78 yaşına girecek.
·
Ve hem ülkesine başkanlık yapacak hem de dünyanın politik ekonomik
gidişatına etki yapacak.
·
Örneklerini aramak gerekirse birçok ülkede yönetimde olan
hükümetlerde 65 yaş üzerinde olan bakanlar yok mudur?
·
Türkiye için soracak olursa ülkemizde üst düzeyde yönetici olan 65
yaş üstü ne kadar çok insan vardır?
·
Bu konuda bir araştırma olduğunu sanmıyorum.
·
Çözüm olarak herkese bir sağlık inceleme ve belirlemesi yapılmalı
ki kimler gerçekten hasta ve korunmasızdır bir belli olsun.
·
Korunmasız ve çok hasta olan kişilere ise ne gibi önlemleri alacak
bir sistem geliştirilecektir, bu da çok ayrı bir soru olacaktır.
·
Dijital çağa girdiğimiz bu dönemde her bir yurttaşa dijital kayıt
ile birlikte sağlık taraması ve değerlendirmesi, sınıflandırması yapılacaktır
ama bugün için bu durum sadece bir hayaldir, gerçekleştirilmesi günün
koşullarında ise çok zordur.
·
Tüm bu nedenlerden dolayıdır ki sayıları milyonları aşan bir koca
grup insanı 24-6=18 saat evden dışarıya çıkamazlar diye bir kısıtlamaya sokmak
o insanların genel, ruhsal sağlıkları açısından da yararlı olmayacaktır.
·
Geride kalan diğer yaş gruplarına bakıldığında ise onların salgına
karşı korunmasında uymaları gereken önlemleri alması konusunda yapılan
uygulamalar ve denetlemeler esas alınmalıdır.
·
Bu konuda ise devlete ve kamu organlarına çok önemli görevler
düşmektedir.
·
Kalabalıklar, toplantılar önlenebilmelidir.
·
Toplu taşıma için kesin uygulanabilir ölçüler getirilmelidir.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.11.11, MŞ.
.