ŞİDDET ve TOPLUM :::
· Şiddet
olaylarında en önemli olan "insan" olgusudur.
· Şiddetin her
türlüsüne hayır demek için toplum, devlet gerekli önlemleri almalıdır.
· Şiddet
uygulayanların büyük çoğunluğu çocukluklarında şiddet ile ailede, sokakta
karşılaşmış ve şiddeti rahatlama, kendini ifade biçimi olarak
kabullenmişlerdir.
· Onlar ruhsal
yönden ağır hastalıklı ve suçludurlar.
· Şiddetin her
türlüsü şiddet uygulananı çaresiz, güçsüz, zayıf bırakır.
· Çoğu zaman
şiddete uğrayan kendini suçlar, utanç duyar.
· Keşke... diye
kendini suçlamağa kalkar.
· Şiddet
olaylarında öne çıkan ve haberlere yansıyan genellikle "kadına"
şiddet olarak gözlenmektedir.
· Şiddet kadına
olduğu kadar "çocuğa" ve erkeğe, "çırağa" da, "öğrenciye"
de, "askere" v. b. de olabilmektedir.
· Şiddet
uygulayan kişinin kendi yaşamındaki ruh sağlığına yönelik, kişilik bozukluğunun
oluşmasına yönelik olanların tümü onun çocukluğundan elde ettiklerine dayanır.
· Çocuklar aile
içinde sevgiye ve huzura, saygıya dayalı bir yaşam ortamında büyümelidirler.
· Aile içi
şiddet önlenebilmelidir, bunun için ancak sağlıklı bireyler oluşturulmalıdır.
· Çocuğun
şiddetin her türlüsünden korunması gerekir.
· Bunun da
sorumluluğu devlettedir, yasalardadır.
· Anne ya da
baba çocuğa vuramaz ve de ona diğer türlü şiddet de uygulama hakkına sahip
değildir.
· Bunun
toplumda ve yaşamın her alanında kabul ettirilmesi gerekir.
· Şiddete
uğrayan çocuk ergen olduğunda kendisi de başkalarına şiddet uygulama eğilimi
taşır.
· Bu bir kısır
döngü olarak devamlı etkiler ve temelleri hep eski yıllara dayanır.
· Ailenin
kurulması konusunda, evlenmelerde çok daha dikkatli davranmak gerekir.
· Şiddet
uygulama hakkı hiç kimseye bir verilmez.
· Kim olursa
olsun bir kişinin bir diğer kişiye vurması, dayak atması, darp etmesi kabul
edilemez.
· Küçük
olaylar, tokat v.b asla hoş karşılanmamalıdır, bu bir suçtur.
· Şiddet bir
insanın ölmesine ise asla sebep olmamalıdır.
· Şiddete karşı
alınması gereken önlemler için tıp ve hukuk daha çok sorumluluk taşımalıdır.
· Yasalar
şiddet uygulayanlara karşı çok daha caydırıcı olmalıdır.
· Şiddet
olaylarının yargılanması daha duyarlı olmalıdır.
· Şiddet
uygulayanlara verilecek cezaların artırılması yararlı olacaktır.
· 21. yüzyılda
çağdaş bir toplum, demokratik hukuk devleti öne çıkıp toplumda eskiden kabul
gören yanlışlara artık izin vermemelidir.
· Ustanın
çırağa şiddet uygulaması, aile içinde anne ve babanın çocuğa dayak atması,
okulda öğretmenler, askerde dayak ... gibi olaylar, durumlar çağdaş bir toplum
için kabul edilemez.
· Bu nedenle de
her bir insan bir birey ve yurttaş olarak bilinçli ve uyanık olmalıdır.
· Ne bir cahil
olma durumu ne de bir tahsil almış olma durumu hiç bir zaman şiddeti hoş
göstermeye gerekçe olamaz.
· Şiddete karşı
durmak her hangi kişilerin, kurumların ya da bazı derneklerin değil herkesin ve
de devletin, kamunun asıl görevidir.
· Bu sorumluluk
ve görev anlayışı ise başkalarına verilerek o kişileri kurtarmaz.
· Unutmamalıyız
ki toplum tek, tek bizlerden oluşmaktadır.
· Bu konuyu çok
daha dikkatle kavrayıp içselleştirmek günümüzde bir insanlık ve çağdaşlık
gereğidir ayni zamanda...
.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2021.03.07, MŞ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: