5 Nisan 2021 Pazartesi

ŞİDDET ve TOPLUM

    ŞİDDET ve TOPLUM  :::

·       Şiddet olaylarında en önemli olan "insan" olgusudur.

·       Şiddetin her türlüsüne hayır demek için toplum, devlet gerekli önlemleri almalıdır.

·       Şiddet uygulayanların büyük çoğunluğu çocukluklarında şiddet ile ailede, sokakta karşılaşmış ve şiddeti rahatlama, kendini ifade biçimi olarak kabullenmişlerdir.

·       Onlar ruhsal yönden ağır hastalıklı ve suçludurlar.

·       Şiddetin her türlüsü şiddet uygulananı çaresiz, güçsüz, zayıf bırakır.

·       Çoğu zaman şiddete uğrayan kendini suçlar, utanç duyar. 

·       Keşke... diye kendini suçlamağa kalkar.

·       Şiddet olaylarında öne çıkan ve haberlere yansıyan genellikle "kadına" şiddet olarak gözlenmektedir.

·       Şiddet kadına olduğu kadar "çocuğa" ve erkeğe, "çırağa" da, "öğrenciye" de, "askere" v. b. de olabilmektedir.

·       Şiddet uygulayan kişinin kendi yaşamındaki ruh sağlığına yönelik, kişilik bozukluğunun oluşmasına yönelik olanların tümü onun çocukluğundan elde ettiklerine dayanır.

·       Çocuklar aile içinde sevgiye ve huzura, saygıya dayalı bir yaşam ortamında büyümelidirler.

·       Aile içi şiddet önlenebilmelidir, bunun için ancak sağlıklı bireyler oluşturulmalıdır.

·       Çocuğun şiddetin her türlüsünden korunması gerekir.

·       Bunun da sorumluluğu devlettedir, yasalardadır.

·       Anne ya da baba çocuğa vuramaz ve de ona diğer türlü şiddet de uygulama hakkına sahip değildir.

·       Bunun toplumda ve yaşamın her alanında kabul ettirilmesi gerekir.

·       Şiddete uğrayan çocuk ergen olduğunda kendisi de başkalarına şiddet uygulama eğilimi taşır.

·       Bu bir kısır döngü olarak devamlı etkiler ve temelleri hep eski yıllara dayanır.

·       Ailenin kurulması konusunda, evlenmelerde çok daha dikkatli davranmak gerekir.

·       Şiddet uygulama hakkı hiç kimseye bir verilmez.

·       Kim olursa olsun bir kişinin bir diğer kişiye vurması, dayak atması, darp etmesi kabul edilemez.

·       Küçük olaylar, tokat v.b asla hoş karşılanmamalıdır, bu bir suçtur.

·       Şiddet bir insanın ölmesine ise asla sebep olmamalıdır.

·       Şiddete karşı alınması gereken önlemler için tıp ve hukuk daha çok sorumluluk taşımalıdır.

·       Yasalar şiddet uygulayanlara karşı çok daha caydırıcı olmalıdır.

·       Şiddet olaylarının yargılanması daha duyarlı olmalıdır.

·       Şiddet uygulayanlara verilecek cezaların artırılması yararlı olacaktır.

·       21. yüzyılda çağdaş bir toplum, demokratik hukuk devleti öne çıkıp toplumda eskiden kabul gören yanlışlara artık izin vermemelidir.

·       Ustanın çırağa şiddet uygulaması, aile içinde anne ve babanın çocuğa dayak atması, okulda öğretmenler, askerde dayak ... gibi olaylar, durumlar çağdaş bir toplum için kabul edilemez.

·       Bu nedenle de her bir insan bir birey ve yurttaş olarak bilinçli ve uyanık olmalıdır.

·       Ne bir cahil olma durumu ne de bir tahsil almış olma durumu hiç bir zaman şiddeti hoş göstermeye gerekçe olamaz.

·       Şiddete karşı durmak her hangi kişilerin, kurumların ya da bazı derneklerin değil herkesin ve de devletin, kamunun asıl görevidir.

·       Bu sorumluluk ve görev anlayışı ise başkalarına verilerek o kişileri kurtarmaz.

·       Unutmamalıyız ki toplum tek, tek bizlerden oluşmaktadır.

·       Bu konuyu çok daha dikkatle kavrayıp içselleştirmek günümüzde bir insanlık ve çağdaşlık gereğidir ayni zamanda...

.         

    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2021.03.07, MŞ.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: