-
KİRLENME ve YOZLAŞMA ALTINDAKİ KENTLER
Çok
sevdiğimiz ve de son dönemde dünyanın birçok yerine adını duyuran, ülke içinde
de bir iç turizm hedefi olabilecek olan Tire...
Ne
yazık ki çok büyük bir kirlenme, kentsel yozlaşma altında bugün.
Kent
dokusu, binalaşma ve ticari işletmeler, çarşının görünümü çok büyük bir
yozlaşma ve kirlenme altında.
Özellikle
ilk bakışta göze batan ve çok rahatsızlık veren bir LEVHA-REKLAM kirliliği var.
Sınırsız
ve ilkesiz biçimde her yeri sarmış ve kuşatmış bir virüs gibi yayılmış bir
akım.
Hiç
bir uygar ülkenin izin vermeyeceği bir kirlenme...
Dükkan
sahipleri iyi bir şey yaptıklarını, modern olduklarını ve ille de yapmaları
gerektiğini düşünüyorlar belki de...
Çok
daha para harcıyorlar.
Belediye
başkanlığı, kaymakamlık, esnaf ve zenaatkar odaları, ticaret odası, siyasi
partiler, dernekler bunu nasıl da görmüyorlar?
Çok
şaşılası bir durum.
Kurumların
ve dairelerin denetleme ve uygulama, yaptırım gücü var aslında.
Şu
anki durum ise tam anlamıyla bir facia...
Her
bir varlığın kendisini koruma hakkı vardır.
Çağdaş
kentleşme de yasalarıyla, planalaşmaları ile, mühendislikleriyle ve de her
şeyin başında bir kent vizyonu ile KENDİ modelini belirler ve onu korur.
Bugünkü
yasalar kentlerin kendini korumasına izin vermektedir.
Ben
hukukcu değilim. İlk adımda hemen bulabileceğiniz kararlar, yasa ve yönetmelikler
var.
Örneğin:
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLAN VE REKLÂM YÖNETMELİĞİ:
https://www.izmir.bel.tr/YuklenenDosyalar/file/kent_es_yon.htm
TİRE
adına kurulmuş ve TİRE'den sorumlu daire ve makanmların acilen bu büyük soruna
bir çözüm bir çerçeve bir yol bulması gerekir.
Bir
binanın cephesine ne oranda, ne tür ve hangi özelliklerde, hangi boyutta levha
asabilirsiniz?
Bunun
projelendirilmesi, sunumu ve izin alınıp uygulanması gerekir.
Kentin,
sokakların, çarşının bir genel profili olmalıdır ve bunun içinde o bina, o
dükkan ona uygun olarak yer almalıdır.
Yurttaşların
yaşadıkları kentte sağlıklı bir ortamda yaşamaları, ruhsal ve duygusal
korunmalıkları da göz önünde tutulmalıdır.
Her
isteyen istediği gibi davranır, verir parasını istediğini yaptırır diye bir şey
yoktur.
Böyle
bir şey ancak geri kalmış ülkeler mantığına uyar.
Çağdaş
bir hukuk devleti bu tür davranışlara izin vermez.
Devlet
ve kent yönetimi o kenti korur, tarihsel değerlerine, doğal yapısına sahip
çıkar, insanlarının en iyi koşullarda yaşamasını sağlar.
Ve
tabii ki o kentte yaşayan yurttaşlar da bu bilince sahip olmalıdırlar ve kentlerine
sahip çıkıp, hak aramalıdırlar.
TİRE
tarihinin en büyük kirliliği altındadır ve acil önlemler alınmalıdır.
Siz
ne dersiniz?
Gönen
ÇIBIKCI, 2017.05.08
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: