Türkiye Dünya Üçüncüsü
Dünya üçüncülüğü kutlu olsun!
Nice başarılara, nice sevinçlere
A
Milli Futbol Takımı, 48 yıl aradan sonra katıldığı Dünya Kupası'nda, ev sahibi
Güney Kore'yi 3-2 yenerek, "Dünya" üçüncülüğünü kazandı.
11.
saniyede fileleri havalandıran Hakan Şükür, Dünya kupalarının en erken golüne
imza atarak tarihe geçti.
Daegu'da
oynanan ve Kuveyt'ten Saad Mane'nin yönettiği maçı 63.483 kişi izledi.
Dakika
1: Türkiye, suskun forveti Hakan Şükür'ün 11. saniyede attığı golle Güney Kore
karşısında 1-0 öne geçti.
Bu
gol, Dünya Kupası tarihinin en erken atılan golü olarak kayıtlara geçti.
Dakika
9: Yıldıray'ın yaptığı faulden doğan serbest vuruşu kullanan Lee E.Y, takımını
beraberliğe taşıdı.
Dakika
32: Rüştü'nün degajında Hakan Şükür kafayla İlhan'a indirdi.
İlhan'ın
Hakan'la verkaçında topla buluşan golcü futbolcu aşırtma bir vuruşla topu
filelere gönderdi.
Dakika
90+3: Chong-gug'un ceza sahası dışından yaptığı vuruş savunmamıza çarparak
Rüştü'nün müdahalesine rağmen filelerle buluştu.
Güney
Kore'nin son saniyelerdeki çabaları sonuç vermeyince, milli takımımız
karşılaşmayı 3-2 galip kapadı.
Tüm
Türkiye’de ve yurt dışında halk sokaklara döküldü.
Ellerde
ve arabalarda bayraklar, çalan kornalar, sevinçten yerinde duramayan
milyonlarca insan...
Bu
tam bir bayram oldu Türk halkına.
Hiç
bir ayrım ve ideoloji gözetmeksizin milyonlarca Türk, genci-yaşlısı,
kadını-erkeği, tek bir yumruk olup bu güzel bayramı kutluyor.
Yurtdışındaki
Türkler için de bu başarı çok büyük bir önem taşımaktadır.
Bulundukları
ülkelerde başarıya ve onurlandırılmaya susamış olan Türk halkı için bu dünya
üçüncülüğü çok büyük bir önem taşımaktadır.
Dışlanmışlığa,
eşdeğerli sayılmamaya bir türlü alışamayan ve bundan da çok büyük bir
rahatsızlık duyan Türk halkı bu dünya kupasında bir ikinciliği istemiş olmasına
rağmen üçüncülüğü elde ederek büyük bir mutluluğu yakalamıştır.
Bu
başarıya hepimiz sevinmeliyiz.
Bu
başarıyı hep birlikte kutlamalıyız.
Bu
bayram hepimizindir.
Tüm
Türk halkına kutlu olsun.
Dünya
üçüncülüğünü dostca ve barış içinde kutlamalıyız.
Peki
bunun arkası ne olmalıdır?
Devamı
nasıl gelmelidir?
Biz bu başarıdan nasıl bir ders çıkarmalıyız?
İşte,
önümüzdeki dönemde bizlere düşen ev ödevi budur.
Bunu
düşünmeli ve ona uygun bir yönlenmeye gitmeliyiz.
Özellikle
Almanya’da yaşayan bizler bu örneği çok iyi anlamalıyız.
Bence
bundan şu dersleri çıkarmalıyız:
·
Başarıyı
istemek zorundayız.
·
Başarıya
ulaşmak için de çalışmak zorundayız.
·
Bizleri
başarıya ulaştıracak doğru yolları ve modelleri bulmalıyız.
·
Bizim
başarıya ulaşabilmemizde yol gösterecek kişileri kazanmalıyız.
·
Onlara
görev vermeliyiz.
·
Onları
desteklemeliyiz.
·
Başarının
bir de bedeli olacaktır.
·
Bunun
için gereken harcamaları da yapmak zorundayız.
·
Başarıyı
yalnızca sporda aramamalıyız.
·
Hepimiz
milli takımda oynayamayacağımıza göre, biz de kendi alanlarımızda başarıya
yönelmeliyiz.
·
En iyi
bir geleceği çocuklarımıza istemeliyiz.
·
Onların
iyi meslekler kazanması için uğraş vermeliyiz.
Almanya’da
çocuklarımızın eğitim ve öğretimde çok başarılı olabilmeleri için bir araya
gelerek, ortak mücadele etmek zorundayız.
Bizim
çocuklarımız kendi babalarından ve annelerinden çok daha iyi işlere ve
mevkilere gelmelidirler.
Ya
eğitimde ya da ticarette onlara başarı yollarını açabilmeliyiz.
Almanya’da toplumun her kesiminde ve alanında
yer almalıyız.
Çocuklarımızın,
Türk halkının ortak çıkarları için mücadele vermek zorundayız.
Dünya
üçüncülüğü yalnızca futbolda ve yalnızca bugün için de kalmamalı; bu başarı
örneğini eğitime, bilime, ekonomiye ve politikaya da yayabilmeliyiz.
En
güzel yarınlarda daha nice bayramları, birlikte kutlama dileği ile…
Barış
dolu bir dünyada başarılarla yüklü bir Türkiye’ye doğru…
Sağlıcakla
kalın.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
29.06.2002,
GOLDBACH
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: