Bir kentin belediye başkanlığı için birçok kişi bir partiden “aday”lık için istekli olup, başvuruyor.
Diyelim ki 13-14 aday adayı var.
Sonra...
Yukarıdan "partinin söz sahibi" olan önemli kişileri bir kişiyi seçip "partimizin adayı" (..........) kişidir diye belirliyor.
Sonra bu belirlenen "kişi" o partinin adayı oluyor.
Diğerlerine ise bir şey yok.
Onlar çekilip, gidiyorlar, ister istemez.
Sonra da bu en son kalan kişi başlıyor, tanıtım gezilerine, herkesle görüşmeye, derneklere vb. kuruluşlara ziyaretlere...
Kendini “sevdirmek” ve “beğenilip” de seçilmek istiyor.
Millet de hemen koşuyor, yanında yer alıyor.
Bir kalabalık, bir kalabalık oluyor ortalık...
- “ Başkanım, başkanım seni seçeceğiz.
- “ Biz seni çok seviyoruz! ”Sen bir seçil hele...”
Bir de en çok kullandıkları bir söz var programlarında başkan adaylarnın:
- Bizim sevdamız ....... şehridir.
- Biz bu ........ şehrini çok seviyoruz.
- Bu ........ şehri için biz hep gönlümüzü verdik.
- Biz bu halkı çok seviyoruz.
Bu türlü tümceleri kullanarak, halkın sevgisini, sempatisini kazanmak umudundalar.
Her şey “sevgi” ve “sevda” üzerine dönüyor.
Bir belediye başkanının en büyük tanıtımı onun geçmişdeki kişiliği, donanımı, tutarlığı değil midir?
Ne dersiniz?
§ Çağdaş ve bilinçli, çalışkan bir adayın bu sözlere gereksinimi olur mu?
§ Bu adayımız neyi değiştirecek, neleri getirecek?
§ Ne gibi gerçekleşebilecek projeleri olacak?
§ Kimleri yanına alacak, ekibimde kimler olacak?
§ Toplumun hangi kesiminin “çıkarlarını” gözetecek?
§ Gerçekten de çalışarak, hizmet vererek, toplumdaki haksızlıkları önleyecek mi?
§ Yoksulun, dulun, hastanın, emeklinin, dar gelirlinin de oylarını alarak onları gözetebilecek mi?
§ Temiz ve “yaşanılabilir” bir kentin oluşuna ne getirecek? Bunu sağlayabilecek mi?
§ Yazılı, çizili, basılı "tanıtım bildirileri" var mı?
§ Tek tek alt alta yazmış mı ilkelerini?
§ Elinde somut ve ciddi bir programı var mı?
§ Vaatleri inandırıcı mı?
§ Genel olarak çizdiği tablo, lafı, sözü, davranışları, yazdıkları ile “güvenilir” bir kişilik gösteriyor mu?
§ Gerçekten de bu kentin “Belediye Başkanı” olabilir mi?
§ Yetkileri, sınırları, gücü nereye kadar olacak?
Siyasi partiler, onların yaptıkları, yapamadıkları, umutlar, hayal kırıklıkları...
Ve bu partilerin gösterdiği yerel adaylar...
Yurttaş, yani, bu durumda "seçmen" ne yapacak, nasıl davranacak, ne kadar doğru bir karar verecek?
Zaten seçmenin, elinde neyi var ki ölçüp, biçecek ve adil bir karar verecek ve de hüküm verecek...
“Partilim, komşum, akrabam, hısımım, köylüm, arkadaşım, bizden biri” vb. kayırmalarla verilecek oylar...
“Daha çok zaman var seçime kadar” lafları...
Birini seçer, geçeriz!
İş biter!
“Sen bak dalgana” havaları...
Açlık, fakirlik, yokluk, işsizlik, falan, filan... bunlar da gelir geçer!
Bir de “sandığa” gidebilseler...
Olsun!
- Yeter ki demokrasi kurtulsun.
- Vatan sağ olsun.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 29.01.2019, M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: