1965 yılında resmi olarak kuruldu.
· Hem de bir adada, bir mahrumiyet bölgesinde..
· Bir küçük ilkokul binasında iki yatakhane ve bir derslik ile eğitim tarihimize girdi.
· 51 yatılı ve 9 da gündüzlü öğrencisi oldu.
· Gündüzlü arkadaşlarımızın üçü erkek idi. Altı da kız kardeşimiz vardı.
· Okulun taşıdığı "ad" ise İMROZ ATATÜRK İLKÖĞRETMEN OKULU idi.
· İkinci yıl yeni sınıflar açıldı, yeni öğrenciler geldi. Bir başka binaya geçildi.
· Ancak üçüncü yılda kendisi için yapılan binaya taşınıldı.
· Bizler o yılların mahrumiyeti ile yetindik, yetiştik.
· Gururlu ve yurt sever öğrencileri o okulun daha sonra ayni bilinç ve imanla okullarının adını taşıyarak yurdun çeşitli yerlerinde çalıştılar.
· 2019 yılında ise o okulun adını anmak ve anımsatmak istedim.
· Biliyor musunuz bizler devletin yatılı okulunda okumuş çocuklarız.
· Müteşekkir ve tok gözlü, sevgi ve saygıyı bilen çocuklardık.
· Kimse bizi özel okullarda "baba parasıyla okutulan" çocuklarla karıştırmasınlar.
· Varlığın da yokluğun da değerini bilen çocuklardık.
· Şımarmayı, burnu büyüklüğü, hor görmeyi ve bir de vatan hainliğine bir türlü öğrenemedik. Olsun!
· Bizi de seven bulunur bir bakarsınız...
· Zaten "bizi sevin, beğenin" diye de bir çabamız hiç olmadı.
· Daha çok hep yurdumuza, insanlarına hizmet etmek, iyi insanlar olmak istedik.
· Bizden olanlar daha gencecik yaşında ailesinden ayrılarak "devlete olan güven ile" devlet yatılı okuluna geldiler.
· Okula ve öğretmenlerine güven vardı....
· Anne ve babalar çocuklarına inanıyor ve güveniyorlardı.
· Girdiğimiz sınavlarda başarılı bulunduk, seçildik ve okullarımıza geldik, yaşamın içine ilk adımlarımızı attık.
· Öz güvenimiz ile geldik, diğer kader arkadaşlarımızla yaşamı birlikte paylaştık.
· zamanların üç yıllık ilköğretmen okulları ne kadar değerli ve yeterli imiş.
· Verdikleri performans ne denli güçlü imiş...
· Ben o ışık ve güç ile tüm yaşamımda üstlendiğim her türlü görev ve sorumluluklarımı yerine getirdim.
· Çok çalıştım, araştırdım, okudum ve yazdım, ürettim.
· Çok sevinçliyim, çok mutluyum ve tüm bunlardan da gurur duyuyorum. Allah'a şükürler olsun.
· Burada dile getirdiğim düşünce ve duygularımı benim ile paylaşanlar da olabileceği düşüncesi ile yazdım.
· Yıllarca Almanya'da yaşayıp, devlet okullarını da tanıyabildim. Sistemlerini araştırdım.
· İnanın Türkiye Cumhuriyetinin kalkınmasında uyguladığı kednine özgü eğitim modelleri çok üstün ve kalkınmaya odaklı olmuştur.
· Bir düşünün, inceleyin:
· Köy Enstitüleri ne kadar büyük bir kalkınma modeli getirmiştir.
· Daha da bir önemli model "devlet yatılı okulları".
· Tüm bu eğitim modelleri ile yoksul, dar gelirli, kırsalda kalmış, kıyıda sıkışmış, kimsesi olmayan ailelerin çocukları bir çok önemli "eğitim ve kalkınma, gelişme şansına" kavuşturulmuştur.
· İnsanın yaşama ve kendini geliştirme hakkını ve şansını kabul eden ve sağlayan "yatılı devlet okulları" modeli bir Türkiye kalkınma modelidir.
· Sadece öğretmen okulları değil, diğer dallarda da bu uygulama örgün olarak tüm ülkede yayılmış ve uygulanmıştı. sağlık okulları, maliye okulları, sanat enstitüleri...
· Avrupa'nın bugünkü ülkelerinde bu devlet modeli yoktur.
· Yatılı okullar tabii ki orada da vardır ve paralıdır ya da kiliselerin, vakıflarının okullarıdır.
· Benim yolumu ve çizgimi daha yakından tanımak isteyenler için kısaca bir derleme yapmağa çalışayım:
· Okulumuzdan öğretmen olarak çıktıktan sonra ilk görev yerim Çanakkale ilçesi Aşağı Karaaşık köyü oldu.
· Orada iki ay görev yaptım.
· Sonra Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğü beni oradan alıp İmroz ilçesi Kaleköy ilkokuluna görevlendirdi.
· Kaleköy'de üç yıl görev yaptım.
· Orası ayni zamanda İlköğretmen Okulu'nun staj okulu olarak kullanıldı.
· Değişik dönemlerde "İmroz Atatürk İlköğretmen Okulu" öğrencileri okuluma gelerek staj yaptılar.
· Dördüncü yılımda Çanakkale 116. Jandarma Alayı'na bağlı "Okuma Yazma Okulu"nda yine öğretmen olarak görev yaptım.
· Diğer arkadaşlarım ile birlikte okuma-yazma bilmeyen erlere okuma yazma öğrettik.
· Daha sonra çıkan dağıtım ile Antalya ili Manavgat ilçesi Hocalar Köyü Belen Mahallesi ilkokuluna tayin oldum.
· Belen Mahallesinde iki yıl görev yaptım.
· Köyün sosyal ve ekonomik yapısına yönelik çabalar olsun diye projeler geliştirdik.
· Köyün ana yola bağlantısı için yepyeni bir yol kazandırdık. Bu yol köye çok katkı getirmiştir.
· Böylece 1974 yılına gelmiş olduk.
· 1974 yılı sonbaharında Almanya'ya geldim ve Bavyera eyaletinde öğretmenlik başvurusunda bulundum.
· Türkçe anadili için öğretmene gereksinim vardı ve Türkiye o zamana kadar "kendisi" öğretmen gönderememiş idi. Okullar ise açılmıştı...
· Beni kabul ettiler ve kasım 1974'de Alman Bavyera eyalati Unterfranken iline bağlı bir devlet öğretmeni olarak göreve başladım.
· İlk iki yıl üç köydeki Alman okullarına devam eden Türk çocuklarına "Türkçe Anadili Dersleri" verdim.
· Daha sonra Aschaffenburg kent merkezinde bulunan Grünewald Grundschule'de "Bavyera Modeli Anadili Sınıfı"nda sınıf öğretmeni olarak göreve başladım.
· Bu çok yeni ve umut veren bir model idi.
· Almanca ve el işi dersi dışındaki tüm dersleri kendi Türk öğrencilerime Türkçe olarak veriyordum.
· Yıllarca bu sınıflarda çalıştım.
· Bunun yanı sıra da haftanın 3 gününde öğleden sonraları Berufsschule'de (Meslek okulu) Türk kız öğrencileri için açılmış olan Hauswirtschaftsklasse (Ev yönetimi sınıfı) öğretmeni olarak dersler verdim.
· Bu da üç yıl sürdü.
· Grünewald Grundschule okulundan sonra Kolping Grundschule'ye aktarıldı Bavyera Modeli Anadili Sınıfı. Orada da yıllarca kendi sınıfımda Türk öğrencilerime öğretmenlik yaptım.
· Birden "politik" bir karar verildi ve başarılı olmasına rağmen "Bavyera Modeli Anadili Sınıfı" uygulaması kaldırıldı.
· Artık, Alman sınıflarına devam eden Türk öğrencilerine kendi okullarında, genelde öğleden sonra "Türkçe Anadili Tamamlama Dersleri" vermeğe başladım.
· Bunun yanı sırada da yine Türk çocukları için Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri verdim.
· Çok sonraları da bu Türkçe dilli din derslerini de kaldırdılar ve Alman dilinde "İslam Din Bilgileri" (Religiöse Unterweisung) dersi verme görevini verdiler.
· Değişik okullarda haftanın değişik saatlerinde Alman sınıfına devam eden müslüman Türk çocuklarına bu dersleri sınıflarına uygun seviyede ve Bavyera Eğitim Bakanlığının hazırladığı müfredata bağlı olarak dersler verdim.
· Tüm ders malzemelerimi de bu programa uygun olarak kendim hazırladım.
· Bir dönem sonra zaten tüm "Türkçe Anadili Dersleri" kaldırıldı eyaletimizde.
· Türkiye "kendisi" öğretmen gönderecek ve "başkonsolosluk" tarafından dersler verilecek, diye bir anlaşma söz konusu oldu.
· Artık Bavyera eyaletinin resmi devlet okullarında Türkçe Anadili verilmesi uygulamasına son verilmiş olundu.
· Ben ise Almanca "İslam Dersi" (İslamunterricht) vermeğe devam ettim.
· Bu da yine bir Bavyera modeli olarak ortaya konulmuş ve Almanya'da tek ve ilk model olmuştur.
· Bir öncü model olarak DİN DERSİ konusunda gelişme göstermiştir.
· Tüm eyaletin Alman okullarında bulunan müslüman öğrencilerin isteğe bağlı olarak seçebileceği bir "İslam Dersi" için gerekli olan müfredat "Eğitim Bakanlığı"nın kendisince, detaylı olarak ve her bir sınıfa özgü olarak hazırlanmıştır.
· Bu dersleri verecek olan öğretmenler de yine kendi kadrosundaki hazırda bulunan resmi öğretmenler olmuştur.
· Ben de yeniden tam da baştan, yeniden, bu programa göre, "sınıfların konularına" göre tek, tek ders hazırlıkları yaptım, foto kopiler hazırladım ve derslerimde uyguladım.
· Haftanın değişik saatlerinde bir okuldan bir sınıfdan bir diğerine dolaşarak müslüman çocuklarına İslam Dersi verdim.
· Çok yorucu, çok araştırma ve hazırlık yapmam gereken, çok emek isteyen "yoğun bir dönem" geçirdim.
· Bence çok başarılı oldu hazırladığım tüm çalışmalarım. Resimlerle, grafiklerle donattım sınıf seviyelerine uygun olarak...
· Severek ve zevkle hazırladım hepsini. Bir "sanatcı" gibi de zevk aldığımı biliyorum.
· 2012 yılında geçirdiğim önemli ameliyat sonrası gerekli tedaviler uygulandı.
· 2013 yılında yaza doğru da emekli oldum.
· Tüm bunların yanı sıra Almanya'daki yaşamımda sosyal alanda çalışmalar yaptım.
· Alman Eğitim Bilim Sendikasında görev yaptım. (GEW)
· Eğitim, öğretim, okul ve öğretmen.. konularında araştırmalar ve incelemeler yaptım.
· Almanya Türk Veli Dernekleri modelinin oluşmasında ve federal alanda dernekleşmede çalıştım.
· Kendi kentimde Veliler için bir dernek kurdum.
· TÜRKEL adını taşıyan bu dernek ile Almanya Türk Veli Dernekleri Federasyonu FÖTED'in kuruluşunda etken oldum. Beş yıl ikinci başkanlığına seçildim.
· Bu dernek modelleri ile de Alman eğitim politikalarında Türk halkının, öğrencilerinin haklarını istemek ve savunma yolunda politikalar oluşturduk.
· Alman okullarında "Anadili" ile ilgili uygulamalar olsun, resmi dersler verilsin "istem"lerinde yoğun çalışmalar uyguladık. Toplantılar, seminerler düzenledik.
· TÜRKEL olarak kendi bayramlarımızı geniş salonlarda kutladık, sergiler, seminerler, kurslar açtık.
· Bir dönem kendi yöremizdeki SPD partisi üyeliği yaptım, köydeki yönetiminde yer aldım.
· Çok kısaca yazmağa çalıştığım bu görev alanlarım ve çabalarım için şunu söyleyebilirim:
· Türkiye eğitim çalışmalarını ve modellerini, çabalarını izleyip, uzak kalmamağa çalıştım.
· Asıl olan ise şu oldu: Alman eğitim sistemi ve eğitim modelleri için hep incelemelerde ve araştırmalarda bulundum.
· Yıllar öncesinden bu güne değin devam eden "internet" adresim ile kendi portalımı kurdum ve iki dil üzerinden çeşitli konularda bulgularımı sundum. Her bir konuda ayrı Homepage oluşturdum.
· (www.turkischweb.com) olan adını daha sonra (www.gonencibikci.de) olarak değiştirdim.
· Şu an bu portal internette sunulmaktadır ve isteyen herkes yararlanabilir.
· Ben bu uzun uzun tanıtımlarla "neden" kendimi anlattım?
· İki nedeni var:
1 . neden:
· Beni belli bir dönem tanımış olan öğrencilerim ya da tanımış olan, ya da hiç tanımamış olan birçok kişi zaman zaman yönelttikleri sorular ile bir bilgi eksikliğini dile getirdiler.
2 . neden:
· Tüm dönemlerimde yazdığım yazılar ve değerlendirmelerim, düşüncelerim arka planda bir deneyime, yaşanmışlığa, araştırma, incelemeye ve bilgiye dayanmaktadır.
· Yaptığım öneriler, analizler bu birikimlere dayanmaktadır.
· Tabii ki "temel varlığım"daki ana etken her zaman "iyi ahlaklı" ve "insanlara yararlı" olabilecek "gerçek bir öğretmen", "iyi bir eğitimci" olmak olmuştur.
· Burada, daha çok "kişisel yetişmem" bir model olarak kendisini göstermiştir. (Autodidaktisches Lernen und persönliche Entwicklung)
· Batının gelişmiş endüstriyel toplumunun eğitim ve öğretimdeki gelişimini ve de sorunlarını, çözüm yollarını "hep bir arada" düşünüp, irdeleyip bir yenileştirici ve iyileştirici model aramalarına gittim. Öğrenmeye olan merağım beni hep yönlendirdi.
· Tabii ki bir akademisyen, bir bilim insanı değilim.
· Sadece bir "öğretmen" olmak için gereken "entellektüel bakış açısı"nı ve de "analitik düşünmeyi" geliştirmek istedim kendimce. Bunlar için emek harcadım.
· Her zaman "öğrencilerime" ve onların "anne ve babaları"na "iyi", "doğru" ve "gerçek" bilgileri, kişisel gelişimlerine "katkıları" vermek istedim.
· Bir karşılık beklemeden, ayrıca bir ödül de hiç düşünmeden emek harcadım ve öyle davrandım.
· Zaten, bir diğer hedef de aslında "iyi bir yurttaş", "iyi bir insan" olmak değil midir?
· Ben huzurluyum.
· İçim de çok rahat.
· Bugün de yine bilgi, deneyim ve görüşlerimi "ulaşabilmek isteyen" herkese sunuyorum.
· İnternetde bulunan Facebook sayfamda ve de BLOG adreslerimde bunlara ulaşabilirsiniz.
· Bu yazdıklarım asla bir kendimi "övme", "beğendirme" yazısı değildir. Bu konuda Allah'a sığınırım.
· En çok ve en iyi bildiğim şey ise şudur: "Hiç bir şey bilmedim".
· Bu yazımı böylece toparlayarak, beni tanımak isteyen kişilere sunmak istiyorum.
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 30.04.2019, K. ve 01.05.2019, K.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: