Benim "Babam"
Rahmetli babacığım "Berber Gani Çıbıkcı" geldi yine aklıma bugün.
Ramazan
başladı dün.
Bir küçük anım geldi aklıma o zamanlardan.
Çocukluğumda elimize bakır bakracı alır kuyu kebapçısından çorba
doldurtturduk ve eve getirirdik.
Bir de susamlı pide alırdım.
Ramazan geldi diye öyle abartılı sofralarımız falan da olmazdı.
Herkes kendince yerdi yemeğini.
Gösterişli sahurlar, davetler falan olmazdı.
Babam
çok konuşmazdı.
Gevezelikleri,
atıp, tutmaları, öfkeleri, dedikoduları hiç olmazdı.
Başkalarını pek anlatmazdı.
Son
derece onurlu ve ayni zamanda da alçak gönüllü idi.
Sanki
söylenmesi gereken bir çok edebi ve felsefik özellikleri kendi içinde kendine
mal etmişti.
Görgülü, temiz ve çok düzenli bir insandı.
Hiç küfür etmezdi.
Hiç bir kimse ile kavga da etmemiştir yaşamında.
Birisine kızmış olsa, birisinin bir terbiyesizliğini,
ahlaksızlığını görse bir şey demezdi, onu suçlamaz, ona dersler de vermezdi. Sadece kendini
çekerdi geriye, onun ile görüşmezdi.
Savaş ve kavga adamı değildi, barışçıl ve huzur dolu bir insandı.
Kendi işine gider, el emeği ile ekmeğini kazanırdı.
Müşterileri
her zaman düzgün karakterli kişiler olmuştu.
Geveze, sulu, küfürbaz, kavgacı, içkici, yalancı, alaycı, ahlaki
düşüklük yaşayan kişilerden hep uzak durmuştu.
Çevresinde
her zaman saygın ve güvenilir bir insan olmuştur.
Evine ve çocuklarına her zaman sevgi ve saygı dolu yaklaşmıştır.
Cömert
ve sorumluluklarını çok iyi algılamış bir insandı.
Evine
her zaman eli dolu dolu gelirdi.
Evinin
bir eksiği olmazdı.
Eşine ve çocuklarına hiç bir zaman ne bağırmıştır, ne de
azarlamıştır.
Ben
ne aldıysam kendisinden çocukluğumdan bu yana, öyle mutlu ve müteşekkirim ki
anlatamam.
Babamdan daha ileriye gidemedim.
Onun kişisel özelliklerine, onun insani düzeyine yaklaşabilsem
ne mutlu bana.
Babamın
zaman zaman kullandığı bir cümle vardı:
- Benim bir dikili ağacım olmadı hiç. Ama bizim
boğazımızdan bir haram lokma da geçmedi.
Bu sözün anlamını ve içerdiği değeri gün geçtikce çok daha iyi
anlıyorum.
Hiç kimseye boyun eğmeden, kimseler muhtaç olmadan, yalan dolana
sapmadan, kanunsuz işlere girmeden, dürüstçe ve namusuyla ekmeğini kazanması ve
en büyük sermayesi olan kişiliği onun için yeterli olmuştu her zaman.
Bunu
biz çok iyi anlardık ve de bizim en büyük gurur ve övünç kaynağımızdı.
Biz zengin değildik ama fakir de değildik.
Günlük
bir ihtiyacımızın olduğunu hiç hissetmedik.
Para lafı hiç olmadı bizim ailemizde.
Başkalarını
falan da hiç konuşmazdık.
Ne
ise üzerimize düşen işler görevler onlarla uğraşırdık.
Her pazar sabahı babam bana, kardeşlerime haftalık harçlığımızı
verirdi.
Bu para o kadar çok mutlu ederdi ki beni.
O
para ile neler almazdım ki..
Bir de harçlığımı biriktirirdim.
Kitapçı
Adnan'dan kendime kitap alırdım.
Bazen de çok az da olsa bir kaç tane cam şeker alırdım kendime.
Fazla bir masrafım olmadı hiç bir zaman.
Çok
tutumlu idim.
Daha bir ileriki yaşlarda manifaturacılardan kumaş alırdım.
Anneciğim bana kravatlar, gömlekler ve yelekler dikmişti o benim
seçtiğim kumaşlardan.
Annem dikişler dikerdi bizim için.
Kız sanat okulunu bitirmişti zamanında.
Bana verdiği emekler o kadar çoktu ki...
Çok sabırlı ve hep sevgi dolu idi.
Biz anne-oğuldan çok birer arkadaş idik.
Hep özlemiştik birbirimizi, tıpkı bugün olduğu gibi.
Özlemi ve sevgisi içimi yakıyor.
Babama sevgim ve saygı, özlemim çok daha derinleşiyor içerimde
yıllar geçtikce.
Böyle bir "güzel ahlaklı insan"ı tanımış ve onunla
yaşamış olmaktan o kadar çok gurur duyuyorum ki, bunu sizlere açıklayabilmem
belki de çok zor.
O benim babamdı.
Öğretmen
Gönen
ÇIBIKCI, 18.05.2018 Kuşadası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: