23 Eylül 2021 Perşembe

Benim "Babam"

 Benim "Babam"

Rahmetli babacığım "Berber Gani Çıbıkcı" geldi yine aklıma bugün.

Ramazan başladı dün.

Bir küçük anım geldi aklıma o zamanlardan.

Çocukluğumda elimize bakır bakracı alır kuyu kebapçısından çorba doldurtturduk ve eve getirirdik. 

Bir de susamlı pide alırdım.

Ramazan geldi diye öyle abartılı sofralarımız falan da olmazdı.

Herkes kendince yerdi yemeğini.

Gösterişli sahurlar, davetler falan olmazdı.

Babam çok konuşmazdı.

Gevezelikleri, atıp, tutmaları, öfkeleri, dedikoduları hiç olmazdı.

Başkalarını pek anlatmazdı.

Son derece onurlu ve ayni zamanda da alçak gönüllü idi.

Sanki söylenmesi gereken bir çok edebi ve felsefik özellikleri kendi içinde kendine mal etmişti.

Görgülü, temiz ve çok düzenli bir insandı.

Hiç küfür etmezdi.

Hiç bir kimse ile kavga da etmemiştir yaşamında.

Birisine kızmış olsa, birisinin bir terbiyesizliğini, ahlaksızlığını görse bir şey demezdi, onu suçlamaz, ona dersler de vermezdi. Sadece kendini çekerdi geriye, onun ile görüşmezdi.

Savaş ve kavga adamı değildi, barışçıl ve huzur dolu bir insandı.

Kendi işine gider, el emeği ile ekmeğini kazanırdı.

Müşterileri her zaman düzgün karakterli kişiler olmuştu. 

Geveze, sulu, küfürbaz, kavgacı, içkici, yalancı, alaycı, ahlaki düşüklük yaşayan kişilerden hep uzak durmuştu.

Çevresinde her zaman saygın ve güvenilir bir insan olmuştur.

Evine ve çocuklarına her zaman sevgi ve saygı dolu yaklaşmıştır.

Cömert ve sorumluluklarını çok iyi algılamış bir insandı.

Evine her zaman eli dolu dolu gelirdi.

Evinin bir eksiği olmazdı.

Eşine ve çocuklarına hiç bir zaman ne bağırmıştır, ne de azarlamıştır.

Ben ne aldıysam kendisinden çocukluğumdan bu yana, öyle mutlu ve müteşekkirim ki anlatamam.

Babamdan daha ileriye gidemedim.

Onun kişisel özelliklerine, onun insani düzeyine yaklaşabilsem ne mutlu bana.

Babamın zaman zaman kullandığı bir cümle vardı:

    - Benim bir dikili ağacım olmadı hiç. Ama bizim boğazımızdan bir haram lokma da geçmedi.

Bu sözün anlamını ve içerdiği değeri gün geçtikce çok daha iyi anlıyorum.

Hiç kimseye boyun eğmeden, kimseler muhtaç olmadan, yalan dolana sapmadan, kanunsuz işlere girmeden, dürüstçe ve namusuyla ekmeğini kazanması ve en büyük sermayesi olan kişiliği onun için yeterli olmuştu her zaman.

Bunu biz çok iyi anlardık ve de bizim en büyük gurur ve övünç kaynağımızdı.

Biz zengin değildik ama fakir de değildik.

Günlük bir ihtiyacımızın olduğunu hiç hissetmedik.

Para lafı hiç olmadı bizim ailemizde.

Başkalarını falan da hiç konuşmazdık.

Ne ise üzerimize düşen işler görevler onlarla uğraşırdık.

Her pazar sabahı babam bana, kardeşlerime haftalık harçlığımızı verirdi.

Bu para o kadar çok mutlu ederdi ki beni.

O para ile neler almazdım ki..

Bir de harçlığımı biriktirirdim.

Kitapçı Adnan'dan kendime kitap alırdım. 

Bazen de çok az da olsa bir kaç tane cam şeker alırdım kendime.

Fazla bir masrafım olmadı hiç bir zaman.

Çok tutumlu idim.

Daha bir ileriki yaşlarda manifaturacılardan kumaş alırdım.   

Anneciğim bana kravatlar, gömlekler ve yelekler dikmişti o benim seçtiğim kumaşlardan.

Annem dikişler dikerdi bizim için.    

Kız sanat okulunu bitirmişti zamanında.

Bana verdiği emekler o kadar çoktu ki...

Çok sabırlı ve hep sevgi dolu idi.

Biz anne-oğuldan çok birer arkadaş idik.

Hep özlemiştik birbirimizi, tıpkı bugün olduğu gibi.

Özlemi ve sevgisi içimi yakıyor.

Babama sevgim ve saygı, özlemim çok daha derinleşiyor içerimde yıllar geçtikce.

Böyle bir "güzel ahlaklı insan"ı tanımış ve onunla yaşamış olmaktan o kadar çok gurur duyuyorum ki, bunu sizlere açıklayabilmem belki de çok zor.

O benim babamdı.

Öğretmen

Gönen ÇIBIKCI, 18.05.2018 Kuşadası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: