Adam Yerine Koymak
- "Seni adam yerine koyup da
söyledim!" deriz ya bazen, bunu biraz açmak yararlı olacak sanırım.
·
Bir insan "kendisine
değer verildiğini" çok iyi anlamak
zorundadır.
·
Eğer birisi bir kişiye saygı ve sevgi çerçevesinde değer
verip, yani onu adam yerine koyup bir söz aktardı ise, bir mesaj gönderdi ise,
onun ile iletişime geçti ise o kişinin de ayni saygınlıkla ve nazikçe karşılık
vermesi beklenir.
- "Adam
yerine konulmayı" hak etmek çok
önemlidir.
·
Adam yerine konulmuş olan kişi de kendisine verilen değeri takdir edip, saygınlığını koruyabilmelidir.
·
Özellikle de yetişkinlerin, çocukları, gençleri adam yerine
koyup, onları yüreklendirmeleri beklenir.
·
Bir genci ne zaman adam yerine koymak lazım?
·
Bu sorunun cevabını bir eğitimcinin, ya da bir psikologun
vermesine itiraz edebilir.
·
Ancak bu sorunun cevabını ALLAH (c.c) verirse herkes susmak
zorundadır.
·
Soruyu, “ALLAH insanı ne zaman adam yerine koyuyor?” şeklinde
sormakta yarar var.
·
Yanıtı çok basit…
·
“Ergenlik dönemi”
dediğimiz dönemden itibaren ALLAH insanı "mükellef" yapıyor, yani
adam yerine koyuyor.
·
Onu yaptıklarından ya da yapmadıklarından sorumlu olarak
görüyor.
Ne garip değil mi?
·
ALLAH insanı adam yerine koyuyor da anne babası ya da öğretmeni adam yerine koymuyor.
- Bizim adam yerine koymadığımız evladımızı
başkaları niçin adam yerine koysun?
- Bizim adam yerine
koymadığımız öğrencilerimizi başkaları niçin adam yerine koysun?
- Bizim adam yerine koymadığımız
gençlerimizi başkaları niçin adam yerine koysun?
- Eğitimde ise
öğrenciye verilen değer onun kişiliğinin gelişmesine yaradığı gibi başarısını
da artıracaktır.
Korkular ve tehditlerle bir şeyler elde
etmeğe çalışılan eğitim kurumlarında çocuklara verilen zarar onların tüm
yaşamlarını etkileyecektir.
Saygın ve kişiliği geliştirici yönde akıl
ve bilimin önderliğinde ve de gerçek eğitimci olabilmiş olan öğretmenlerin yer
aldığı okullarda yetişen yurttaşlar yine kendileri vatanına ve milletine sahip
çıkacaklardır.
Bunun
temel ilklerinden birisi de "iş eğitimi" ve de "ulusal
eğitim" davasına inanarak okulu bir yaşam biçimine, yaşamın merkezi haline
çevirebilmektir.
O ülkenin
gereksinimlerine ve de özelliklerine yönelik bir MİLLİ eğitim her zaman için
desteklenmeli ve korunabilmelidir.
Böylelikle
de ülkenin yurttaşlarının algılarıyla ve kişilik özellikleriyle, evrensel
değerlerle oynanmasına izin verilmemiş olunacaktır.
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 15.10.2017, K.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: