Kadına Yönelik Şiddet
FACEBOOK'da
okudum:
'' Kadın Kolları,
kadına yönelik şiddeti kınadı. Ortaklaşa düzenlenen basın açıklamasında kadına
yönelik şiddetin sona ermesi istendi.''
Bir basın
açıklaması: Sadece kendimizi tatmin edebileceğimiz, vicdanı
rahatlatabileceğimiz bir model.
Küçümsemek için
söylemiyorum.
Bilgilendirme pek
gerekmiyor, zaten hemen hemen herkes durumu biliyor.
Belki de bunun yerine
gerçekten mücadele edebilecek, kendinden emin, yılmaz ve donanımlı kişiler,
kuruluşlar BELLİ ve SOMUT bir davayı, olayı takip edip, TARAF olabilseler ve
SOMUT gelişmeleri düzenli olarak kamu ile paylaşabilseler, çok daha etkili
olur.
Dünyanın EN gelişmiş
diyebileceğimiz ülkelerinde de bu sorun var ve her bir an devam ediyor.
Kentleşme, tüketim
toplumu, toplumsal miras, aile kültürü, gelenek ve görenekler, örf, hukuk,
huzursuzluk, doyumsuzluk, ahlaki çöküntü, algı yönetimi, öğretim ve eğitimin
temel hataları... birçok neden bulunabilir.
Mağdurlar değil
sadece, asıl saldırganların tahlili de önemli.
Neden böyle bir
şey oluyor diye düşündüğünüzde, eğitim eksikliğine gelmeniz yeterli bir sonuç
değildir.
Yıllar önce bu
konu medyada çok incelendi, tartışıldı.
Almanya da ayni
tartışma dönemlerini yaşadı.
Eğitim ve öğretim
düzeyi çok yüksek ailelerde bile şiddet, kadına şiddet olgusu her zaman kendini
göstermiştir.
Genel işler,
etkiler hava olarak bir toplumda SERTLİK, BÖLÜCÜLÜK, AYRIMLAŞTIRICILIK, güçlü
olan kazanır, işini bilen ol vb. bir bakış havası varsa ve de buna karşı hiç
bir şey yapamıyorsanız, derdinizi anlatamıyorsanız, sorgulayamıyorsanız zaten
temelde durum çok vahim demektir.
Yaşadığınız toplum
HUZUR ve BARIŞ toplumu değilse zaten ŞİDDET her yerde hakimiyetini
göstermiştir.
Kadına yönelik
şiddet bir bütünsel sorunun sadece bir parçasıdır.
ŞİDDET, cebir,
zorbalık, hak hukuk tanımazlık, mafyalaşma, silah, kavga, bağırıp çağırmak,
sınırları ve kuralları tanımamak... gibi bazılarının azıcık da hoş görüldüğü
bir koca çemberin üst adıdır.
Aile içinde
ilişkiler, çocuklarınızı yetiştirme modeliniz, eşler arası ilişkideki yöntem,
komşuluk, mahalle... diye en baştan bakmak gerekir.
Siz kuralları çok
doğru koyar ve ilkesel olarak yaşayabilirseniz çok doğru yapmışsınızdır. Ve de
mutlu olabilirsiniz, vicdanen de rahatsınızdır.
İçinde
bulunduğunuz topluluk, toplum, ülke bu yapıda değilse...
Çok zor!
Bence çağdaş hukuk
devletinin varlığı ile yasların çok daha güncelleştirilerek bu alanda daha açık
ve caydırıcı önlemler alması gerekir.
İnsanlar bu yapıya
girmeden çok önce kendilerinden hesap sorulacağını
bilinçaltlarına iyice yerleştirmelidirler:
- Senden bunun
hesabı sorulur.
- Hiç bir yere
kaçamazsın.
- Yakalanırsın ve
cezanı da çekersin!
Gönen Çıbıkcı, 20.09.2016,
Kuşadası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: