"Türkçe'siz bir gelecek olmasın, dilimiz yaşasın!"
Türkçe öğretimine sahip çıkmalıyız!
20.03.2001
Çok değerli
anneler ve babalar,
Çocuklarımızın sağlam bir kişilikle
gelişmelerini ve tüm derslerde başarıya ulaşarak iyi bir meslek öğrenmelerini
istiyoruz. Bir insanın kendi dilini öğrenmesi onun
en doğal hakkı, hem de görevidir. Çocuklarımız anadillerinde güçlü
olabilmelidir. Insan ancak, anadilinde güçlü olduğu ölçüde, öbür dilleri
öğrenmede güçlüdür. Bu durum çocukların okuldaki tüm başarısını etkiler.
Şu günlerde Bavyera'daki okullarda
gelecek yılın planlanması yapılmaktadır.
Çocuklara gelecek yıl Türkçe derslerine
katılıp katılmayacakları sorulmaktadır. Çocuklarımızın her birinin
"Anadili Destekleme Öğretimine" katılmaya hakkı vardır. Bu derslere
Almanca "Muttersprachlicher
Ergänzungsunterricht" adı verilmektedir. Okuldan size gönderilen soru
kağıtlarına (X) evet, çocuğumun Türkçe
dersine katılmasını istiyorum diye bir işaret yapmanız yetmektedir.
Okul müdürleri okulun ders dağıtım
çizelgesini Türkçe dersine katılacak
olan çocukların kendi diğer derslerinden bir zarara uğramayacağı bir biçimde
yapıyorlar. Böylelikle çocuğun bir zarara uğraması da söz konusu değil. Tam
aksine kendi anadilini de geliştirme hakkını elde etmiş oluyor. Bu hakdan ve
kazanımdan tüm çocuklarımız yararlanmalıdır.
Yapılan başvurulara göre gelecek
öğretim yılında Türkçe derslerine katılacak olan öğrencilerin listesi, gruplar
ve bunların ders saatleri ve zamanları belirlenmektedir. Böylece o öğretim
yılında o öğrencinin Türkçe dersine katılmaları sağlanacaktır.
Bazı anne ve babaların , ne yazık ki, yanlış
bilgilendirildiklerini görmekteyiz. "Okula
giden çocuğum eğer Türkçe öğrenirse Almanca öğrenemez, Almanca derslerinde geri
kalır. Bu da çocuğumuzun geleceğini çok kötü etkiler" diye düşünenler
bulunmaktadır. Bu düşünce temelden yanlıştır ve bilimsel gerçeklerle
uyuşmamaktadır. Almanca öğrenmeye Türkçe bir engel değil tam tersine bir "olmazsa
olmaz" önkoşuldur.
Bu gerçeğe karşı çıkmanın ise hiç bir
bilimsel değeri yoktur.
Türkçe dersi bir yük değil, çocuğun bir
donanımı, bir zenginliğidir.
Okuldaki genel başarısını arttıracak en önemli etkendir. "Bir çocuk kendi
anadilinde ne kadar güçlü ise bir diğer dili de o ölçüde iyi ve sağlam olarak
öğrenir." Türkçe'si iyi olanın Almanca'sı da iyi olur. Bize bunların her
ikisi de gerekli!
Arkadaşlarımızın da Türkçe'ye özen
göstermelerini ve çocukların Türkçe derslerine katılmalarını sağlamalıyız.
Artık Almanya'ya yerleşik olmuş olmak
ise olaya yeni bir önemlilik getirmiştir. Kendi anadiline egemen olamayan,
Türkçe'yi okullarda bir ders olarak göremeyen çocuklarımız Almanca öğreniminde
çok yüzeysel ve yetersiz kalıyorlar.
Almanya gelişmiş bir ülkedir.
Çocuklarımıza anadillerini öğrenmeleri bir hak olarak sağlanmıştır. Bu
hakkımızı kullanmamız gerekmektedir. Bu da ancak bizlerin istemiyle gerçekleşecek
çok büyük bir şanstır. Bu şansı kaçırmayalım. Çocuklarımızı Türkçe dersine
gönderelim, sorunlarla birlikte mücadele edelim .
Bir dil bir insan, iki dil iki insan !
Bir dil bir insan, iki dil iki insan !
Anadili Türkçe,
okul dili Almanca! Bu bir zenginliktir. Çocuklarımız bizlerin birer çiçeği ise,
Türkçe de onların özsuyudur.
Saygılarımla.....
(Lütfen
bu yazıyı elinizdeki adreslere iletiniz.)
Gönen Çıbıkcı
TÜRKEL
Dernek
başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: