27 Haziran 2019 Perşembe

Beğenmek, Yağcılık ve Yalakalık

Beğenmek, Yağcılık ve Yalakalık
§        Belki de her insanın temel doğasında vardır diyebilirsiniz.
§        Birilerine, daha çok da işe yarayacağına inanılan birisine gereğinden çok fazla bir ölçüde, ya da hiç gereği yok iken en ufak bir fırsatta öğme ve beğenme sözleri kurmak, başına taç yaparcasına o kişiyi göklere çıkarmak gibi bir davranış biçiminin temel nedeni nedir?
§        Ya da şöyle de sorabiliriz:
-         Böyle bir davranışı gördüğünüzde, izlediğinizde, okuduğunuzda neler hissediyorsunuz?
-         Bu davranışları “normal” mi karşılıyorsunuz?
-         Bu tür davranışları tasvip ediyor musunuz?
§        Ve de:
-         Siz kendiniz de böylesine davranışlarda bulunuyor musunuz?
-         Peki, neden bu tür davranışlarda bulunmak “ihtiyacını” hissediyorsunuz, sizi etkileyen, tetikleyen temel duygu ne olabilir?
§        Kendi düzeyinde olduğuna, ya da kendinden “alt” düzeyde olduğuna inanılan kişilere ise böyle bir öğme, aşırı beğenme tavırları gösterilmemektedir. 
  - Methiyeler düzenlenmemektedir.
§        Ancak ortada hedef alınan kişi “tanınmış, kabul görmüş, meşhur olmuş, çevresi çok geniş” kişiler olduğunda özellikle ona yakın olmak, onun ile “birlikte” olmak duygusunu taşıyan kişiler böylesine davranışlara girmektedir.
§        Bu hedef alınan kişiler ise zaten böylesine karşılık bulma, öğülmek, beğenilmek duygusu içindedir.
§        Kendisine geri dönüşüm yapacağını beklediği çevreler ve kişiler her an bir fırsat yaratmak için çabalar.
§        Artık elinde ne varsa, ne bulabilirse çevresindeki “beğeni toplayacağı kitle”ye bunu yayar ve sabırla ve heyecanla bekler.
§        Gelen geri dönüşümlere de hemen karşılık verir, memnuniyetini bildirir.
§        Bu kendi içinde dönen bir çember gibi işler.
§        Her iki kesim de bundan çok hoşnuttur. Herkes bu alış-verişi görür, izler.
§        Birileri de bunu gördüğünde hemen kendisini bu çembere ekler ve tatlı sözlerini iletir.
§        Abartılı ve aşırı beğenili sözler sanki bir dönem sonra artık her iki taraf için de bir bağımlılık haline gelir.
§        Çok büyük bir tatmin olma duygusunu yaratır.
§        Bir süre sonra ise o hedef olan kişi kendisini gittikce de yücelmiş ve yükselmiş bulmağa başlar.
§        Kullandığı sevgi ve kibarlık sözcükleri için hazır kalıplar bile geliştirir. 
  - Yeni yeni olanaklar, fırsatlar yaratır. 
  - Her zaman kendine bir gündem yaratmağa çalışır.
§        Artık asıl olan hep “gündemde” kalmaktır. 
  - Bundan “beslenmeğe” başlar. 
  - Bu da sağlıklı değildir.
§        Bu işleyiş politikacılar için, sanatcılar için de özellikle geçerlidir. 
  - Onların çemberleri geliştikce, büyüdükce kendilerine bu işleri yapacak, ayarlayacak, organize edecek şirketler vb. ni bulur görevlendirirler.
§        Çok büyük propaganda programları uygulanır. 
  - Başarılı olmak, hep beğenilmek ve çok büyük beğenen kitlesine ulaşmak için ise bir zaman sonra artık her yol “mübah” sayılmaya bile başlar.
§        Topluma ve çevreye zarar veriyor olmak, yasalarla ters düşmek pek de önem kazanamıyor olabilir. 
  - Edepli olmak onlar için bir önem kazanmamağa başlar.
§        Toplum ve o toplumun insanlarının oluşturduğu “algı” artık en çok ele alınması ve incelenmesi gereken konu olmalıdır.
§        Nasıl oluyor da insanlar o toplumda “asıl olması gereken” davranışları, edeple ilişkili ölçüleri bırakabiliyorlar, kendi öz kontrollerini yitirebiliyorlar.
§        Hırs, özenti, iktidara yakın olmak, güç kazanabilmek, menfaat temin edebilmek, beğenilmek, tanınmak.. gibi temel duyguları insanın kendisinin denetleyebilmesi gerekmez mi?
§        Bunun işleyebilmesi için o insanın kendi öz değerlerini ve kişiliğini olumlu yönde geliştirmesi gerekir.
§        İnsanın kendi “iradesine” çok iyi sahip çıkması gerekir değil mi?
§        İnsanın zihin yönetimlerinden, dış etkenlerden, algı programlarının etkilerinden kendini kurtarabilmesi gerekir.
§        Böylelikle daha “özgür” olabilir ve ezberletilmiş davranış ve düşünce modellerinden kendisini kurtarabilir.
§        Menfaat ve güç kazanmak denildiğinde ise öyle çok büyük paralar ve çıkarlar da düşünülmesin.
§        Birçok insan hiç bir maddi çıkarı olmadığı halde birilerini devamlı övmek ve ona hep tatlı sözler söylemek ister. 
  - Bu da bir tür kitle psikolojisinin etkisinde kalmaktır. 
  - Demokratik yaşam için de aşırılıktan kaçmamak gerekir.
§        Çünkü çevresindeki arkadaşları bu davranışı yapıyorsa o da “hemen” aynisini yapmak ihtiyacını duyar.
§        Aman, “ben eksik kalmayayım” dürtüsünün etkisiyle o hedef kişiye beğeniler yollar.
§        Bu tür davranışlarda bulunan insanlara “ne ad verilir” diye düşündüğümüzde, halkın bu tipler için “yağcı”, “yalaka” “menfaatci”, “taraftar”, “partizan” vb. sıfatlar taktığını görürüz.
§        Zaten şöyle durup da bir baktığımızda şunu da görürüz: 
  - Kimsenin de umrunda değildir bu olup bitenler.
§        Herkes kendinden, kendi davranışlarından çok memnundur.
§        Akıllıca, mantıkla, edep ve terbiye ile düşünüp, ölçüp-biçme işine yer verecek, zaman ayıracak insanları bulabilmek de gittikce azalmaktadır.
§        Bir kesim insan, çok büyük sayıda insan zaten toplumda kendisini çok çok gerilere çekmiştir, hiç bir şeye karışmak istememektedir. 
  - Ortada görünmek istemezler.
§        Suskun insanlar, çekingen ve yorumsuz insanlar her türlü sorgulamaktan, eleştiriden ve toplumsal-bireysel görev almalardan uzaklaşmıştır. 
   - Bu da o toplumun gelişmesi için düşünüldüğünde bir kayıptır.
§        Peki ne olmalı diye sorduğumuzda ne demeliyiz?
§        Toplumun her kesiminin birbirine saygısı olmalı, toplumsal huzur her yerde sağlanmalı.
§        Hiç kimse başkalarına zarar vermeyi kendisinde bir hak görmemeli.
§        İnsanlar daha bir “öz denetimli” olabilmeli, kim olursa olsun hiç kimseye “aşırı beğeni” ve “abartılmış” sevgilerde bulunmamalı.
§        Özel alanda olması gereken ilişkiler, insancıl duygu paylaşımları açıkca ortalıktda yayılmamalı.
§        Yetişkin insanlar gençlere ve çocuklara “örnek” olacak iyi ve sağlıklı davranışlarda bulunmalıdır.
§        Güzel bir toplum istiyor isek önce çok daha iyi kavramalıyız.
§        İyi bir toplum ancak her bir bireyinin düzgün ve iyi yetiştirilmiş olmasından oluşacaktır.
§        Eğitim ve terbiye iç içe işlenmelidir. 
  - Sadece okullarda verilen dersler yetmez.
§        Kişi her bir alanda kendisini geliştirebilmelidir. 
  - Kişiliğine ve ahlaki özelliklerine çok özen göstermelidir.
§        Birey olmak için “iyi ahlaklı insan” olabilmek ölçüsü kabul edilmelidir.
§        Hiç önemsemeden geçiştirdiğimiz bazı ufak tefek yanlışlar gitgide öylesine bir yerleşir ki sanki artık “ana kural” olma yerini alır.
§        Bu nedenle de boş vermişlikten kesinlikle kaçınmalıyız.
  “Güzel insan”lar ile karşılaşmak, huzurlu bir toplumda yaşayabilmek dileklerimle saygılarımı sunuyorum.
   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 
   07.04.2019 M.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: