. KABOTAJ VE DENİZCİLİK BAYRAMI
Kabotaj ve Denizcilik
Bayramı, Türkiye'nin denizlerdeki "tam bağımsızlığını ve egemenliğini" simgeleyen
önemli bir ulusal bayramdır.
Her yıl 1 Temmuz'da kutlanan
bu özel gün, 1926 yılında yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu'nun yıldönümüdür.
Kabotaj ve Denizcilik Bayramı'nın Amacı ve Hedefleri
Kabotaj Bayramı'nın temel
amacı ve hedefleri şunlardır:
-Ulusal Egemenliğin Tescili:
Osmanlı İmparatorluğu
döneminde yabancı devletlere verilen kapitülasyonlar nedeniyle denizlerimizdeki
taşımacılık ve ticaret hakkı büyük ölçüde kaybedilmişti.
Kabotaj Kanunu ile birlikte
Türkiye, kendi karasularında deniz taşımacılığı, balıkçılık, dalgıçlık gibi tüm
denizcilik faaliyetlerini sadece Türk vatandaşları ve Türk bayraklı gemilerin
yapma hakkını elde etmiştir.
Bu bayram, bu “egemenlik
hakkının” kazanılmasını ve “korunmasını” hatırlatır.
-Ekonomik Bağımsızlığın
Desteklenmesi:
Kanun, yerli denizcilik sektörünü
destekleyerek ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamayı hedeflemiştir. Yabancı
gemilerin kıyı ticareti yapmasının önüne geçilmesiyle, Türk denizcileri için
daha fazla iş imkânı doğmuş, denizcilik eğitimi ve sektörü gelişmiştir.
-Denizcilik Bilincinin
Artırılması:
Kabotaj Bayramı,
denizciliğin ve deniz ticaretinin ülke ekonomisi ve güvenliği açısından
taşıdığı öneme dikkat çekmek, toplumda denizcilik bilincini ve kültürünü
yaygınlaştırmak amacını taşır.
-Milli Birlik ve Gururun
Pekiştirilmesi:
Denizcilik alanında
kazanılan bu bağımsızlık, milli birlik ve gurur kaynağıdır. Bayram
kutlamalarıyla bu milli ruh canlı tutulur.
ÖNEMİ
Kabotaj ve Denizcilik
Bayramı'nın Türkiye için önemi büyüktür:
-Stratejik Bağımsızlık:
Türkiye'nin üç tarafı
denizlerle çevrili bir yarımada ülkesi olması nedeniyle denizlerdeki egemenlik,
hem savunma hem de ticaret açısından hayati öneme sahiptir.
Kabotaj hakkı, Türkiye'nin “denizlerdeki
stratejik bağımsızlığının” güvencesidir.
-Ekonomik Kalkınma:
Kabotaj Kanunu, Türk deniz
ticaret filosunun gelişmesine ve liman işletmeciliğinin millileşmesine zemin
hazırlamıştır.
Bu durum, ülkenin ekonomik
kalkınmasında önemli bir rol oynamıştır.
-Denizcilik Sektörünün
Gelişimi:
Kanun sayesinde denizcilik
mesleği prestij kazanmış, denizcilik okulları ve eğitimleri gelişmiş, nitelikli
denizcilik personeli yetiştirilmesi hızlanmıştır.
-Tarihi Miras:
Kabotaj Bayramı, modern
Türkiye Cumhuriyeti'nin “ulusal egemenliğinin” denizcilik alanındaki
yansımasıdır ve denizcilik tarihimizde önemli bir dönüm noktasıdır.
TÜRKİYENİN
DENİZLERİ NE DURUMDADIR?
Bu özel gün, Türkiye'nin
denizlere olan bağlılığını, denizcilik sektörünün gelişimini ve denizlerde
kazanılan bağımsızlığı bir kez daha anma ve kutlama vesilesidir.
Kabotaj Kanunu ile kazanılan
denizlerdeki egemenlik hakkı, Türkiye için bugün de büyük önem taşıyor.
Türkiye'nin denizleri ve
denizcilik sektörü, hem stratejik hem de ekonomik açıdan ülkenin önemli
varlıkları arasında yer alıyor.
Ancak, elbette bazı
zorluklar ve gelişmeler de mevcut.
-Deniz Ticareti ve Filo Gücü
Türkiye'nin deniz ticaret
filosu, son yıllarda önemli bir gelişme kaydetti. Ulaştırma ve Altyapı
Bakanı'nın açıklamalarına göre, Türk sahipli deniz ticaret filosu bugün dünyada
11. sırada yer alıyor.
Ülke genelinde 2.150'den
fazla gemi ve yaklaşık 51.9 milyon detveyt tonluk (dwt) bir kapasiteye sahip.
Bu, ilk 10 hedefi
doğrultusunda önemli bir ilerleme.
Türk Boğazları, yılda 40
binden fazla gemiye ev sahipliği yapıyor ve uluslararası deniz taşımacılığında
kritik bir geçiş noktası olmayı sürdürüyor.
Türkiye'nin 85 faal
tersanesi, 94 bin kişiye istihdam sağlıyor ve gemi inşa sektörünün gelişimine
katkıda bulunuyor.
-Çevresel Durum ve Kirlilik
Türkiye denizleri, özellikle
Marmara Denizi olmak üzere, çeşitli kirlilik baskıları altında.
Deniz yosunu “Müsilaj” gibi
sorunlar dönem dönem kendini gösterse de, bu konuda çeşitli önlemler alınıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanlığı, denizi kirlettiği belirlenen gemilere ve işletmelere
ciddi cezalar uyguluyor.
Örneğin, denizi kirleten
gemilere milyonlarca liralık cezalar kesiliyor.
Elektronik Gemi Denetleme
Sistemi (EGDS) gibi sistemlerle denizler 24 saat izlenerek kirlilikle mücadele
ediliyor.
Ancak, kara kökenli atıklar,
endüstriyel ve tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirlilikler hala önemli bir
sorun teşkil ediyor.
Arıtılmamış atık suların
denize deşarj edilmesi bazı kıyı bölgelerinde devam ediyor ve bu durum
ekosistem üzerinde baskı oluşturuyor.
Özellikle plastik atıklar,
deniz canlıları için büyük bir tehdit olmaya devam ediyor.
-Deniz Biyolojik Çeşitliliği
Türkiye'nin Karadeniz,
Marmara, Ege ve Akdeniz gibi dört farklı denizi, zengin ve kendine özgü bir
biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapıyor.
Akdeniz, yüksek tuzluluk ve
sıcaklık oranlarıyla öne çıkarken,
Karadeniz daha düşük
tuzluluk ve azalan tür çeşitliliği gösteriyor.
Ege Denizi zengin
ekosistemler sunarken, Marmara Denizi hem Akdeniz hem de Karadeniz türlerini
barındıran bir koridor görevi görüyor.
Ancak, iklim değişikliği ve
insan kaynaklı baskılar nedeniyle deniz ekosistemlerinde değişimler gözleniyor.
Özellikle Akdeniz
kıyılarında tropikleşme süreci kuvvetli bir şekilde hissediliyor, yani sıcak
deniz türleri bu bölgelerde yayılım gösteriyor.
Denizlerimizdeki balık tür
çeşitliliği de aşırı avlanma ve yabancı türlerin girişi gibi faktörlerden
etkileniyor.
Bu değişimlerin sürekli
takip edilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması için çalışmalar yapılıyor.
Türkiye ayrıca açık denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunması için
Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmasına da taraf olmuştur.
-Denizcilik Eğitiminde ve Sektörde Sorunlar
Türk denizcilik sektörü,
nitelikli personel yetiştirme, eğitim müfredatı ve staj imkanları gibi bazı
sorunlarla karşı karşıya.
Denizcilik eğitiminde pratik
uygulamaların yetersizliği, İngilizce dilinde mesleki derslerin ve sınavların
zorluğu, denizci eğitmen sayısının azlığı gibi konular sektörün geleceği için “önem”
taşıyor.
Ayrıca, küresel ekonomik
yavaşlamaların deniz ticaretine etkileri ve “gemi inşa” sanayisinin
desteklenmesi gibi ekonomik zorluklar da zaman zaman gündeme geliyor.
SONUÇ OLARAK,
Türkiye Kabotaj Kanunu'nun
getirdiği haklarla denizlerinde “güçlü” bir konumda olmaya devam ediyor ve
deniz ticaret filosu büyüyor.
Ancak, deniz kirliliği ve
ekosistemdeki değişimler gibi çevresel zorluklarla mücadele etmek, aynı zamanda
denizcilik sektörünün eğitim ve personel kalitesini artırmak, ülkenin
denizlerdeki sürdürülebilir gelişimini sağlamak için devam eden önemli çabalar
gerektiriyor.
. Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 2025.07.01, Mff.
. (Araştırma ve incelemeye dayanan değerlendirme yazım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: