. ATATÜRKÜN GÖSTERDİĞİ YOLDAN UZAKLAŞAN TÜRKİYE
. Atatürk'ün gösterdiği yoldan ve
hedeflerden, onun fikirlerinden ve devrimlerinden uzaklaşan bir Türkiye'nin
durumu, onun kurduğu modern, çağdaş ve “ilerici cumhuriyet” vizyonundan sapma
anlamına gelir.
. Bu durum, Türkiye'nin farklı alanlarında çeşitli çok olumsuz
sonuçlar doğurur.
. Emperyalizme karşı kendisini savunamaz, koruyamaz, mücadele edemez
duruma düşürür.
A) ATATÜRK'ÜN VİZYONU VE TEMEL İLKELERİ
Atatürk'ün devrimlerinin ve ilkelerinin temel
amacı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaşanan geri kalmışlığı
aşarak Türkiye'yi "kalkınan uygarlıklar” düzeyine seviyesinin üzerine
çıkarmaktı.
Bu vizyon, şu ana
hatlarıyla özetlenebilir:
1-Laiklik:
Din ve devlet işlerinin ayrılması, akıl ve bilimin rehber edinilmesi. Bu,
hurafelerden ve dogmatik düşünceden arınmış, özgür düşünebilen bir toplum
yaratmayı hedeflerdi.
2-Cumhuriyetçilik:
Milli egemenliğe dayalı, halkın kendi kendini yönettiği demokratik bir
sistem.
3-Milliyetçilik:
Akılcı, çağdaş, barışçıl ve ırkçılıktan uzak bir ulus bilinci.
Türk milletinin birliğini ve bütünlüğünü vurgularken, diğer milletlere saygılı
olmayı esas alır.
4-Halkçılık:
Toplumda sınıf ayrımı gözetmeksizin, eşitlik ve adaleti sağlamak.
Tüm yurttaşların yasalar önünde eşit olduğu ve devlet hizmetlerinden eşit
faydalandığı bir yapı hedeflenir.
5-Devletçilik:
Özellikle erken cumhuriyet döneminde ülkenin ekonomik kalkınmasını sağlamak
amacıyla, özel sektörün yetersiz kaldığı alanlarda devletin öncülük etmesi.
Ancak bu, özel girişime engel olmak anlamına gelmez.
6-Devrimcilik:
Çağın gereklerine uygun olarak sürekli yenilenme, ilerleme ve durağanlıktan
kaçınma, azim, gayret ve çabalama..
B) ATATÜRK'ÜN YOLUNDAN UZAKLAŞMANIN OLASI SONUÇLARI
Atatürk'ün bu ilkelerinden ve hedeflerinden
uzaklaşan bir Türkiye'de görülebilecek durumlar şunlar olabilir:
1-Laiklikten Uzaklaşma ve Toplumsal Kutuplaşma:
-Bilimsel Düşünceden Uzaklaşma:
Dini referansların bilimsel bilginin önüne geçmesi, eğitimde dogmatik yaklaşımların
güçlenmesi. Bu, eleştirel düşünme becerilerini zayıflatır ve toplumsal
gelişmeyi yavaşlatır.
-Hukuk Sisteminde Sorunlar:
Hukukun laik temellerden sapması, din veya geleneklerin hukuk kurallarının
üzerinde görülmesi, adalet anlayışını zedeler.
Hukukun üstünlüğü her şeyden önce gelmelidir.
-Toplumsal Kutuplaşma:
Laik ve seküler kesimler ile daha dindar ve muhafazakar kesimler arasındaki
ayrımın derinleşmesi, toplumsal huzursuzluklara yol açabilir.
2-Demokratik Değerlerde Gerileme:
-Milli Egemenliğin Zayıflaması:
Halkın iradesinin tam olarak tecelli edemediği, gücün tek elde toplandığı veya
belirli grupların tekelinde olduğu bir yönetim anlayışının güçlenmesi.
-Kişisel Hak ve Özgürlüklerin Kısıtlanması:
Düşünce, ifade ve basın özgürlükleri başta olmak üzere, temel hak ve
özgürlüklerin daralması.
-Yargı Bağımsızlığının Zedelenmesi:
Yargının siyasi etkilerden arınmış olmaması, hukuk devleti ilkesini sarsar.
3-Eğitim Sisteminde Gerileme ve Nitelikli İnsan Kaynağı
Kaybı:
-Bilimsel Eğitimin Zayıflaması:
Modern bilimsel standartlardan uzaklaşan, ezberci ve ideolojik ağırlıklı bir
eğitim sistemi, nitelikli insan gücünün yetişmesini engeller.
-Beyin Göçü:
Ülkedeki bilimsel, akademik ve ekonomik ortamın yetersizliği, yetenekli
gençlerin yurt dışına gitmesine neden olur.
4-Kadın Haklarında Gerileme:
-Toplumsal Rollerin Sınırlandırılması:
Kadınların eğitim, iş hayatı ve toplumsal yaşamdaki aktif rollerinin
kısıtlanması, geleneksel veya cinsiyetçi rollere hapsedilmesi eğiliminin
artması.
-Şiddet ve Ayrımcılık:
Kadınlara yönelik şiddetin ve ayrımcılığın artması, toplumsal cinsiyet eşitliği
konusunda gerileme yaşanması.
5-Ekonomik ve Sosyal Geri Kalmışlık:
-Liyakatten Uzaklaşma:
Yönetimde ve iş yaşamında liyakat yerine başka kriterlerin (torpil, sadakat
vb.) ön plana çıkması, verimliliği düşürür.
-Yabancı Sermaye Güven Kaybı:
Hukuk devleti ilkesinin zayıflaması ve öngörülebilirliğin azalması, yabancı
yatırımcıların çekingen davranmasına neden olur.
-Kültürel Yozlaşma:
Çağdaş sanattan ve evrensel değerlerden uzaklaşma, popüler kültürün yüzeysel ve
sığlaşması.
C) ÖZETLE:
. Atatürk, özellikle eğitim, hukuk,
toplumsal yaşam ve kadın hakları gibi alanlarda yaptığı devrimlerle Türkiye'yi
ileriye taşımayı amaçlamıştır.
. Örneğin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi, Türk Medeni Kanunu ile
kadın erkek eşitliğinin sağlanması, eğitim birliğinin (Tevhid-i Tedrisat)
sağlanması ve Latin alfabesine geçiş (Harf Devrimi) gibi adımlar, toplumu
“çağdaşlaştırma” yolunda atılan önemli adımlardır.
. Atatürk'ün gösterdiği yoldan uzaklaşan bir Türkiye, modernleşme ve
çağdaşlaşma hedeflerinden saparak içe kapanma, toplumsal gerilimlerle ve
uluslar arası alanda “yalnızlaşma” riskleriyle karşı karşıya kalır.
. Bu durum, ülkenin demokratik, ekonomik ve
sosyal kalkınmasını olumsuz etkileyebilir ve gelecekte daha büyük sorunlara yol
açar.
. Demokratik bir hukuk devleti olmaktan
uzaklaşan Türkiye sert ve ve hesap vermeyen bir iktidar güçlerinin eline doğru
kayar.
. Atatürk'ün ilkeleri, sadece bir ideoloji
olmanın ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini ve çağdaş bir
ulus devlet olmanın gerekliliklerini temsil etmektedir ve çağdaşlaşma için,
kalkınmış bir refah toplumu olabilmek için gereklidir.
. Bugün çok yönlü ve karmaşık sorunların
yaşandığı Türkiye bir demokratik, çağdaş, parlamenter, sosyal bir hukuk devleti
olmayı her şeyden önce gerçekleştirdiğinde yeniden kendisini toparlar ve
gelişen bir uygar ülke olma yoluna girer.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.07.01, Mff.
. (Araştırma ve
incelemeye dayanan değerlendirme yazım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: