2 Temmuz 2025 Çarşamba

ZARAR VERİCİ

 .   ZARAR VERİCİ İNSAN TİPİ            .

Duyarsız, bilinçsiz, sorumsuz, vicdansız, acımasız, çıkarcı...

Bu insanlardan ne iyi birer yurttaş olur, ne de güvenilebilecek bir dost ya da iş arkadaşı...

İnsan ilişkilerinde karşılaşılan bu tür olumsuz özellikler, ne yazık ki bazı bireylerde bir araya gelebiliyor.

Belirttiğim gibi duyarsızlık, bilinçsizlik, sorumsuzluk, vicdansızlık, acımasızlık ve çıkarcılık... gibi nitelikler, hem sosyal yaşamda hem de bireysel ilişkilerde ciddi sorunlara yol açar.

A) DUYARSIZ VE ÇIKARCI BİREYLER

Verdiğim bu özellikler, toplum için gerçekten en zarar verici insan tipini tanımlıyor:

“Duyarsız, bilinçsiz, sorumsuz, vicdansız, acımasız ve çıkarcı bireyler...”

Bu tür insanlar, hem sosyal ilişkilerde hem de toplumsal hayatta ciddi sorunlara yol açar.

Bu kişilerden ne iyi birer yurttaş olur ne de güvenilebilecek bir dost ya da iş arkadaşı.

Çünkü:

a-Güvenilmezlik:

Çıkarcı yaklaşımları, her zaman kendi menfaatlerini ön planda tutmaları anlamına gelir.

Bu da onları güvenilmez kılar; çünkü bir ilişkinin veya durumun kendilerine bir yararı kalmadığında kolayca sırt çevirebilirler.

İş arkadaşlığı ve dostluk gibi ilişkilerde güven çok önemli olduğundan, bu kişilerle sağlam bağlar kurmak olanaksızdır.

b-Sorumsuzluk:

Bilinçsiz ve sorumsuz tutumları, hem kendi yaşamlarında hem de başkalarının hayatlarında olumsuz sonuçlar doğurur.

Verdikleri sözleri ve anlaşmaları yerine getirmez, yükümlülüklerinden kaçınır ve hatalarının sorumluluğunu üstlenmezler.

c-Empatiden Yoksunluk:

Duyarsız ve vicdansız olmaları, başkalarının acılarına, gereksinimlerine ve duygularına karşı tamamen kayıtsız kalmalarına neden olur.

Bu da sağlıklı insan ilişkilerinin temelini zayıflatır.

ç-Toplumsal Uyumsuzluk:

Bu özelliklere sahip bireyler, toplumsal kurallara ve normlara saygı göstermekte zorlanırlar.

Kendi çıkarları için “etik” olmayan yollara sapabilir, başkalarına zarar verebilir ve bu da “toplumda” huzursuzluğa ve çatışmalara yol açar.

İyi bir yurttaş olmanın temelinde topluma karşı sorumluluk bilinci yatar, ancak bu tip insanlar bu bilinci taşımazlar.

Siyasi yaşama ve devlet yönetimine de zararlı olurlar.

B) TOPLUMSAL ÇÖKÜŞÜN TETİKLEYİCİSİ:

a-Duyarsızlık ve Çıkarcılığın Yükselişi

Bu duyarsız, bilinçsiz, sorumsuz, vicdansız, acımasız ve çıkarcı insan tipinin sayısı toplumda arttıkça, bu durum kaçınılmaz olarak “ülkenin sorunlarını” katlayarak artırır ve uzun vadede ülkeyi “çöküşe doğru sürükler.

Bu durumun temel nedenleri şunlardır:

b-Güven Ortamının Bozulması:

Toplum, bireyler arası karşılıklı güven üzerine inşa edilir.

Bu tip insanların çoğalması, sosyal dokuyu zayıflatır ve insanlar arasında güvensizlik yaratır. Güvensizlik, iş birliğini engeller ve toplumsal dayanışmayı bitirir.

c-Adalet ve Hukukun Erozyonu:

Vicdansız ve çıkarcı bireyler, kendi menfaatleri için yasal ve etik kuralları çiğnemekten çekinmezler. Bu durum, “adalet” sistemine, hukuka olan inancı sarsar, yolsuzlukları artırır ve hukukun üstünlüğünü zedeler.

Adaletin olmadığı bir yerde toplumsal düzenin sürdürülmesi olanaksızdır.

ç-Toplumsal Çözülme ve Kutuplaşma:

Empatiden yoksunluk, farklılıklar karşısında hoşgörüsüzlüğü artırır.

Kendi çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan bireyler, toplumu ortak değerler yerine bireysel hırslar etrafında kutuplaştırır.

Bu da toplumsal çözülmeyi hızlandırır.

d-Ekonomik Sorunların Derinleşmesi:

Sorumsuzluk ve çıkarcılık, ekonomik alanda da büyük zararlar verir.

Kısa vadeli kişisel kazançlar uğruna uzun vadeli toplumsal yararlar “feda” edilir.

“Kayıt dışı ekonomi” büyür, liyakatsizlik yaygınlaşır ve ekonomik kaynaklar verimsiz kullanılır.

Bu da ülkenin kalkınmasını engeller ve ekonomik “krizlere” zemin hazırlar.

e-Devlet Mekanizmasının Zayıflaması:

Liyakatsiz ve çıkarcı kişilerin devlet “kademelerinde” etkin olması, kamu hizmetlerinin kalitesini düşürür, bürokrasiyi yavaşlatır ve verimsizliği artırır.

Devletin kötü yönetilmesine neden olurlar.

Bu durum, devletin temel fonksiyonlarını yerine getirmesini zorlaştırır ve yurttaşın devlete olan güvenini azaltır.

ÖZETLE:

Bu tür kişilik özelliklerini taşıyan bireylerden uzak durmak, hem kişisel sağlığımız hem de toplumsal huzur için büyük önem taşır.

Çevremizdeki insanları “seçerken ve ilişkiler” kurarken bu belirtilere dikkat etmek, “potansiyel zararlardan” korunmamıza yardımcı olabilir.

Bu tür özelliklere sahip kişilerle “sağlıklı ilişkiler” kurmak oldukça zordur.

Güvenin temelini oluşturan empati, sorumluluk ve vicdan gibi değerlerden yoksun olmaları, onları ne iyi birer yurttaş ne de güvenilir bir dost veya iş arkadaşı yapmaz.

Bu tür insanlarla etkileşimde bulunurken dikkatli olmak ve kendi sınırlarınızı korumak önemlidir.

Bunların sayıcı arttıkça da ülkenin sorunları çok daha artar ve ülke “çöküşe” yönelir...

Bu nedenle, bir ülkenin geleceği için sadece ekonomik büyüme veya askeri güç değil, aynı zamanda toplumsal ahlak, empati ve sorumluluk bilinci gibi insani değerlerin korunması ve yaygınlaştırılması da yaşamsal öneme sahiptir.

Bu değerler erozyona uğradığında, bir ülkenin ayakta kalması oldukça güçleşir.

Bu tür bir çöküşü engellemek veya geri çevirmek için bireylere ve topluma düşen en önemli görevler nelerdir, diye her birimiz soırgulamalı ve eleştirel düşünmeliyiz.

. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.06.30, Mff.

. (Araştırma ve incelemeye dayanan değerlendirme yazım.)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: