. ZARAR VERİCİ İNSAN TİPİ .
Duyarsız,
bilinçsiz, sorumsuz, vicdansız, acımasız, çıkarcı...
Bu
insanlardan ne iyi birer yurttaş olur, ne de güvenilebilecek bir dost ya da iş
arkadaşı...
İnsan ilişkilerinde karşılaşılan bu tür olumsuz
özellikler, ne yazık ki bazı bireylerde bir araya gelebiliyor.
Belirttiğim gibi duyarsızlık, bilinçsizlik,
sorumsuzluk, vicdansızlık, acımasızlık ve çıkarcılık... gibi nitelikler, hem
sosyal yaşamda hem de bireysel ilişkilerde ciddi sorunlara yol açar.
A) DUYARSIZ VE ÇIKARCI BİREYLER
Verdiğim
bu özellikler, toplum için gerçekten en zarar verici insan tipini tanımlıyor:
“Duyarsız,
bilinçsiz, sorumsuz, vicdansız, acımasız ve çıkarcı bireyler...”
Bu
tür insanlar, hem sosyal ilişkilerde hem de toplumsal hayatta ciddi sorunlara
yol açar.
Bu
kişilerden ne iyi birer yurttaş olur ne de güvenilebilecek bir dost ya da iş
arkadaşı.
Çünkü:
a-Güvenilmezlik:
Çıkarcı
yaklaşımları, her zaman kendi menfaatlerini ön planda tutmaları anlamına gelir.
Bu
da onları güvenilmez kılar; çünkü bir ilişkinin veya durumun kendilerine bir
yararı kalmadığında kolayca sırt çevirebilirler.
İş
arkadaşlığı ve dostluk gibi ilişkilerde güven çok önemli olduğundan, bu
kişilerle sağlam bağlar kurmak olanaksızdır.
b-Sorumsuzluk:
Bilinçsiz
ve sorumsuz tutumları, hem kendi yaşamlarında hem de başkalarının hayatlarında
olumsuz sonuçlar doğurur.
Verdikleri
sözleri ve anlaşmaları yerine getirmez, yükümlülüklerinden kaçınır ve
hatalarının sorumluluğunu üstlenmezler.
c-Empatiden Yoksunluk:
Duyarsız
ve vicdansız olmaları, başkalarının acılarına, gereksinimlerine ve duygularına
karşı tamamen kayıtsız kalmalarına neden olur.
Bu
da sağlıklı insan ilişkilerinin temelini zayıflatır.
ç-Toplumsal Uyumsuzluk:
Bu
özelliklere sahip bireyler, toplumsal kurallara ve normlara saygı göstermekte
zorlanırlar.
Kendi
çıkarları için “etik” olmayan yollara sapabilir, başkalarına zarar verebilir ve
bu da “toplumda” huzursuzluğa ve çatışmalara yol açar.
İyi
bir yurttaş olmanın temelinde topluma karşı sorumluluk bilinci yatar, ancak bu
tip insanlar bu bilinci taşımazlar.
Siyasi
yaşama ve devlet yönetimine de zararlı olurlar.
B) TOPLUMSAL ÇÖKÜŞÜN TETİKLEYİCİSİ:
a-Duyarsızlık ve Çıkarcılığın
Yükselişi
Bu
duyarsız, bilinçsiz, sorumsuz, vicdansız, acımasız ve çıkarcı insan tipinin
sayısı toplumda arttıkça, bu durum kaçınılmaz olarak “ülkenin sorunlarını”
katlayarak artırır ve uzun vadede ülkeyi “çöküşe doğru sürükler.
Bu
durumun temel nedenleri şunlardır:
b-Güven Ortamının Bozulması:
Toplum,
bireyler arası karşılıklı güven üzerine inşa edilir.
Bu
tip insanların çoğalması, sosyal dokuyu zayıflatır ve insanlar arasında
güvensizlik yaratır. Güvensizlik, iş birliğini engeller ve toplumsal
dayanışmayı bitirir.
c-Adalet ve Hukukun Erozyonu:
Vicdansız
ve çıkarcı bireyler, kendi menfaatleri için yasal ve etik kuralları çiğnemekten
çekinmezler. Bu durum, “adalet” sistemine, hukuka olan inancı sarsar,
yolsuzlukları artırır ve hukukun üstünlüğünü zedeler.
Adaletin
olmadığı bir yerde toplumsal düzenin sürdürülmesi olanaksızdır.
ç-Toplumsal Çözülme ve Kutuplaşma:
Empatiden
yoksunluk, farklılıklar karşısında hoşgörüsüzlüğü artırır.
Kendi
çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan bireyler, toplumu ortak değerler yerine
bireysel hırslar etrafında kutuplaştırır.
Bu
da toplumsal çözülmeyi hızlandırır.
d-Ekonomik Sorunların Derinleşmesi:
Sorumsuzluk
ve çıkarcılık, ekonomik alanda da büyük zararlar verir.
Kısa
vadeli kişisel kazançlar uğruna uzun vadeli toplumsal yararlar “feda” edilir.
“Kayıt
dışı ekonomi” büyür, liyakatsizlik yaygınlaşır ve ekonomik kaynaklar verimsiz
kullanılır.
Bu
da ülkenin kalkınmasını engeller ve ekonomik “krizlere” zemin hazırlar.
e-Devlet Mekanizmasının Zayıflaması:
Liyakatsiz
ve çıkarcı kişilerin devlet “kademelerinde” etkin olması, kamu hizmetlerinin
kalitesini düşürür, bürokrasiyi yavaşlatır ve verimsizliği artırır.
Devletin
kötü yönetilmesine neden olurlar.
Bu
durum, devletin temel fonksiyonlarını yerine getirmesini zorlaştırır ve yurttaşın
devlete olan güvenini azaltır.
ÖZETLE:
Bu
tür kişilik özelliklerini taşıyan bireylerden uzak durmak, hem kişisel
sağlığımız hem de toplumsal huzur için büyük önem taşır.
Çevremizdeki
insanları “seçerken ve ilişkiler” kurarken bu belirtilere dikkat etmek, “potansiyel
zararlardan” korunmamıza yardımcı olabilir.
Bu tür özelliklere sahip kişilerle “sağlıklı
ilişkiler” kurmak oldukça zordur.
Güvenin temelini oluşturan empati, sorumluluk ve
vicdan gibi değerlerden yoksun olmaları, onları ne iyi birer yurttaş ne de
güvenilir bir dost veya iş arkadaşı yapmaz.
Bu tür insanlarla etkileşimde bulunurken dikkatli
olmak ve kendi sınırlarınızı korumak önemlidir.
Bunların
sayıcı arttıkça da ülkenin sorunları çok daha artar ve ülke “çöküşe” yönelir...
Bu
nedenle, bir ülkenin geleceği için sadece ekonomik büyüme veya askeri güç
değil, aynı zamanda toplumsal ahlak, empati ve sorumluluk bilinci gibi insani
değerlerin korunması ve yaygınlaştırılması da yaşamsal öneme sahiptir.
Bu
değerler erozyona uğradığında, bir ülkenin ayakta kalması oldukça güçleşir.
Bu
tür bir çöküşü engellemek veya geri çevirmek için bireylere ve topluma düşen en
önemli görevler nelerdir, diye her birimiz soırgulamalı ve eleştirel
düşünmeliyiz.
. Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.06.30, Mff.
. (Araştırma ve incelemeye dayanan
değerlendirme yazım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: