ADİL Olabiliyor Musun?
Özün ve sözün bir mi?
Herkese “hak ettiğini” verebiliyor musun?
“Diğerleri için” de hakkı sorgulayabiliyor musun?
Hakkı “hak edene” verebiliyor musun?
“Şans eşitliğini” gözetebiliyor musun?
Zoru seçip, “adil” olabiliyor musun?
Adil olman gerektiğinde “nefsine” hakim olabiliyor musun?
İşinde “adil” oldun mu?
İnsanlar arasındaki ilişkilerde, “kendi çıkarını” gözetmeden,
adil
olabildin mi?
Dilinizi eğip bükmeden, kalbinle ve “vicdanınla” davranabildin mi?
Kendinize, anne babanız ve yakınlarınız “aleyhine” bile olsa,
adaleti ayakta tuttun mu?
Bir topluluğa olan “kin”iniz, sizi adaletten alıkoydu mu?
Adaleti uyguladın mı?
Ölçüyü ve tartıyı “doğru” kullandın mı?
Tatlı ve güzel sözlere “kanıp” adaletten kaçındın mı?
“Yalnız” kalacak bile olsan adaleti seçer miydin?
Şaşaa ve debdebeye “karşı” olup haktan yana olabiliyor musun?
Bir çocuğun, bir öğrencinin, bir garibanın, yetimin hakkını
“koruyabildin” mi?
“Yalnızlık” korkusuyla adaletten kaçtın mı?
Hakikati arayıp, gerekirse, hayatını “yeniden” düzenleyebildin mi?
Adaletin çarpıtılmasına karşı “koruyucu” önlemlerin var mı?
Sana “sığınmış” olan güçsüze adil olabildin mi?
Yoksulun, güçsüzün hakkını “koruyabildin” mi?
Sana “emanet” edilenlere adil davrandın mı?
“Yargıladıklarına” karşı
adil misin?
“Seni duymayanlara” karşı
adil olabiliyor musun?
Birileri sevsin ya da sevinsin diye, adaletten “uzaklaştın” mı hiç?
Hak, hukuk, adalet vicdanında ve var oluşunda ne kadar
“yer sahibi” oldular?
Hele bir de "kamu" görevlisi isen, sana verilmiş
"emanetler" var ise sen gerçekten de çok ama çok adil olmalısın.
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen
Çıbıkcı, 19.06.2016,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: