Halk Pazarın Anlattıkları
§
Geri kalmış ya da gelişmekte olan
ülkelerde “halk”ın en çok yararlandığı bir çekim merkezi halk pazarıdır.
§
Halk pazarları bir ülkenin
sosyo-ekonomik bir aynasıdır.
§
Her türlü istatistikleri, demeçleri,
gazete ve TV yorumlarını bir kenara bırakalım.
§
En iyisi de bu haberlere ve çok
bilmişlere hiç bakmayalım, dinlemeyelim bile...
§
Mahallenin , kentin halk pazarlarına
gidin, dolaşın, gören gözlerle inceleyin.
§
Hem de günün çok farklı saatlerinde
bunu yapmağa çalışın. Karşılaşacağınız tablo o kadar farklı olacaktır ki...
§
İnanamayacaksınız...
§
Kimleri, kimleri göreceksiniz orada...
§
İlk saatin ve son saatin ziyaretcileri
o ülkenin sınıflar arası çizelgesidir.
§
Akşam olur da pazarın kapanma saati yaklaşırken
pazara “sessizce” ve hiç görünmek istemeden yaklaşıp, “artıklardan” işe
yarayacakları toplayan ve evine götürüp yemeğini yapmaya çalışan yoksulları,
yaşlıları, dul ve yetimleri düşünmeyen, çare ve çözüm için kafa yormayan kim
varsa onların "insanlığı" sorgulanmalıdır.
§
Vicdanı sızlamıyordur.
§
Ve de o kişi ne iyi bir yurttaş ne de gerçek bir
mümindir.
§
Ne kutsal kitap olan Kur’an-ı Kerim ne de insanlığa
kurtuluş için görevlendirilmiş, büyük yol gösterici ve de tarihin en büyük
devrimcisi Hazreti Muhammed bugünün toplumlarında yoksulluk, yokluk,
çaresizlik, sahipsizlik, eşitsizlik, tutsaklık... olsun, bunlara göz yumulsun
diye var olmamıştır.
§
Dünyanın neresinde olursa olsun bu “acı gerçek"ler
ile kim ve kimler savaşabiliyorsa, işte o insanlar, o topluluk, gerçekten de
insanlığın hakiki görevini kavramış olanlardır.
§
Bizim için ise bu “yerel gerçekler”de her
düşünebilen insan, erkek olsun, kadın olsun, diploması olsun olmasın, ister
kendini mümin olarak, isterse vatan sever olarak, isterse demokrat, isterse
dinci vb. olarak kabul etmek istesin, her türlü “boş gerekçeler" ve “işler”
ile kendini avutuyorsa bir “masal dünyası”nın bir figürü olmuştur.
§
İnsan olmanın ilk ve en önemli yükümlülüğü “vicdan
sahibi” olmak, “adil” olmaktır.
§
İyi ahlakın gerekli olan her bir ilkesi de bunun
ardından gelir.
§
Yasalar, tüzük ve yönetmelikler, dinler, mezhep ve
inançlar, partiler ve kamu düzeni (mülk-devlet) hepsi de bu ana taban üzerinden
ancak yükselebilirler.
§
Sosyal hukuk devleti de ancak böyle kurulur ve var
olur.
§
“Liberalizm”, “kapitalizm”, “totalizim” vb. çok
daha iyidir diyen oluyorsa, verilecek bir yanıt bulmak epey zordur.
§
Ortada duran gerçekleri bilip de “yardıma muhtaç”lara
bir çare olamayan partiler, yöneticiler, varsıllar... insanların yüzüne bakarak
kendilerini “beğendirmek” istediklerinde ise onlardan bu “tutumlarını” elbette
bir soran olacaktır.
§
İnsan ne yaparsa, iyi ya da kötü, her birinin ince,
ince hesabını verecektir.
§
Bunu ister öbür dünyada, isterseniz bu dünyada
diye düşünün.
§
Ve bu insanlar hiç bir zaman kendi içlerinde huzur
ve mutluluğu yakalayamayacaklardır.
§
Halk, “seçmenler” kendileri için en iyi yönetimi,
en iyi yöneticileri seçeceklerdir.
§
En azından biz buna inanmalıyız.
§
Özgürlükcü, çoğulcu demokrasi kendisini gösterecek
ve seçmeni de “istiyorsa” haksızlıkları önleyecek ve umut vaat edecektir.
§
Pazarın getirdiği bu düşünceler altında tekrar iyi
bir yurttaş olmayı deneyebiliriz.
§
Belki bizim de bir katkımız olur mu?
§
Doğrudan yana olup, doğru olanı seçmek çok
önemlidir.
§
Vicdanımızın sesini de her an duyarak huzurlu bir
yaşamı dilemek istiyorum.
Öğretmen Gönen
ÇIBIKCI, 31.01.2019,
M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: