7 Nisan 2019 Pazar

Pazarın Anlattıkları

Halk Pazarın Anlattıkları
§        Geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerde “halk”ın en çok yararlandığı bir çekim merkezi halk pazarıdır.
§        Halk pazarları bir ülkenin sosyo-ekonomik bir aynasıdır.
§        Her türlü istatistikleri, demeçleri, gazete ve TV yorumlarını bir kenara bırakalım.
§        En iyisi de bu haberlere ve çok bilmişlere hiç bakmayalım, dinlemeyelim bile...
§        Mahallenin , kentin halk pazarlarına gidin, dolaşın, gören gözlerle inceleyin.
§        Hem de günün çok farklı saatlerinde bunu yapmağa çalışın. Karşılaşacağınız tablo o kadar farklı olacaktır ki...
§        İnanamayacaksınız...
§        Kimleri, kimleri göreceksiniz orada...
§        İlk saatin ve son saatin ziyaretcileri o ülkenin sınıflar arası çizelgesidir.
§        Akşam olur da pazarın kapanma saati yaklaşırken pazara “sessizce” ve hiç görünmek istemeden yaklaşıp, “artıklardan” işe yarayacakları toplayan ve evine götürüp yemeğini yapmaya çalışan yoksulları, yaşlıları, dul ve yetimleri düşünmeyen, çare ve çözüm için kafa yormayan kim varsa onların "insanlığı" sorgulanmalıdır.
§        Vicdanı sızlamıyordur.
§        Ve de o kişi ne iyi bir yurttaş ne de gerçek bir mümindir.
§        Ne kutsal kitap olan Kur’an-ı Kerim ne de insanlığa kurtuluş için görevlendirilmiş, büyük yol gösterici ve de tarihin en büyük devrimcisi Hazreti Muhammed bugünün toplumlarında yoksulluk, yokluk, çaresizlik, sahipsizlik, eşitsizlik, tutsaklık... olsun, bunlara göz yumulsun diye var olmamıştır.
§        Dünyanın neresinde olursa olsun bu “acı gerçek"ler ile kim ve kimler savaşabiliyorsa, işte o insanlar, o topluluk, gerçekten de insanlığın hakiki görevini kavramış olanlardır.
§        Bizim için ise bu “yerel gerçekler”de her düşünebilen insan, erkek olsun, kadın olsun, diploması olsun olmasın, ister kendini mümin olarak, isterse vatan sever olarak, isterse demokrat, isterse dinci vb. olarak kabul etmek istesin, her türlü “boş gerekçeler" ve “işler” ile kendini avutuyorsa bir “masal dünyası”nın bir figürü olmuştur.
§        İnsan olmanın ilk ve en önemli yükümlülüğü “vicdan sahibi” olmak, “adil” olmaktır.
§        İyi ahlakın gerekli olan her bir ilkesi de bunun ardından gelir.
§        Yasalar, tüzük ve yönetmelikler, dinler, mezhep ve inançlar, partiler ve kamu düzeni (mülk-devlet) hepsi de bu ana taban üzerinden ancak yükselebilirler.
§        Sosyal hukuk devleti de ancak böyle kurulur ve var olur.
§        “Liberalizm”, “kapitalizm”, “totalizim” vb. çok daha iyidir diyen oluyorsa, verilecek bir yanıt bulmak epey zordur.
§        Ortada duran gerçekleri bilip de “yardıma muhtaç”lara bir çare olamayan partiler, yöneticiler, varsıllar... insanların yüzüne bakarak kendilerini “beğendirmek” istediklerinde ise onlardan bu “tutumlarını” elbette bir soran olacaktır.
§        İnsan ne yaparsa, iyi ya da kötü, her birinin ince, ince hesabını verecektir.
§        Bunu ister öbür dünyada, isterseniz bu dünyada diye düşünün.
§        Ve bu insanlar hiç bir zaman kendi içlerinde huzur ve mutluluğu yakalayamayacaklardır.
§        Halk, “seçmenler” kendileri için en iyi yönetimi, en iyi yöneticileri seçeceklerdir.
§        En azından biz buna inanmalıyız.
§        Özgürlükcü, çoğulcu demokrasi kendisini gösterecek ve seçmeni de “istiyorsa” haksızlıkları önleyecek ve umut vaat edecektir.
§        Pazarın getirdiği bu düşünceler altında tekrar iyi bir yurttaş olmayı deneyebiliriz.
§        Belki bizim de bir katkımız olur mu?
§        Doğrudan yana olup, doğru olanı seçmek çok önemlidir.
§        Vicdanımızın sesini de her an duyarak huzurlu bir yaşamı dilemek istiyorum.
    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 31.01.2019, M.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: