v
Belediye başkan adayları gittikçe hız kazanan bir
yarışın içinde yer alıyor.
v
Her yerde bir çalışma, bol etkenlikler
düzenleniyor.
v
Küçük partiler ise sadece kayıtlarda var, onların
güçleri hemen hemen hiç yok. Ortalıkda görülemiyorlar.
v
Seçmenlere, halkımıza ise “onların kendi değer
yargılarına” ve “ilgi alanlarına” göre bakılıyor.
v
Bilgi, deneyim, güvenilir olabilme vb. özellikler
yerine çok başka şeyleri öne çıkarıyoruz.
v
Beden dili, seçmenlerle yakınlaşmak, halkın
düzeyine inmek, sevecen ve güler yüzlü, samimi davranmak, halkın anlayacağı
dilden duygulara yönelik vaatlerde bulunmak... en çok başvurulan yöntemler
oluyor.
v
Her bir dernek, kuruluş, mahalle, cemaat, hısım,
akraba... ziyaret etmek isteniliyor.
v
Hava hep ayni: Çok samimiyet ve de sıcak
yakınlaşma, bilinen vaatler.
v
Bir de parası biraz daha çok olanlar ise büyük
toplantılar, mikrofonlar, hoparlörler, horonlar, halaylarla eğlenceli
gösteriler yapıyorlar.
v
Halkımız buralara gitmek, kabul görmek istiyor. Böyle
şeyleri seviyorlar.
v
Onlar için asıl önemli olan böyle bir yerde
olabilmek, o havayı teneffüs etmek.
v
Zaten hemen havaya da giriyorlar ve başlıyorlar
lafa karışmağa:
-Başkanım, başkanım seni çok seviyoruz.
-Başkanım seni seçiyoruz.
-Sana güveniyoruz.
v
Bir de kameralara çıkmak, fotoğraflarda yer almak
da çok önem kazanıyor.
v
Böylesine eğlenceli ve çok hoş seçim çalışmaları
gittikce daha da artıyor.
v
Ciddi konuşmalar, proje ve ilkeler ile ilgili
sunumlar ise ürküntü veriyor.
v
Bu tür etkenlikten kaçınıyorlar.
-Aman amaan çok sıkıcı olmayalım, sonra kimse
kalmaz yanımızda, kalırız ortada...
v
İyi hoş da bir belediye başkanı hep gülmek,
herkesle ahbap olmak zorunda mı?
v
Horon ya da halay çekmesi mi gerekli?
v
Seçmenleri, vatandaşları tek tek tanıması, bütün
aileleri bilmesi çok mu önemli?
v
Bir kentin yönetimi için gerekli olan beceri ve
bilgiler nedir aslında?
v
Bir belediyenin asıl çalışma ve yönetilme alanları
nelerdir?
v
Belediye başkanının “kadrosu” ve “yönetici kimliği”
nasıl olacaktır?
v
Başkanın bir insan olarak “temel karakter
özellikleri” neler olmalıdır ki kendisinden tarih içinde memnun kalabilelim.
v
Huzurlu ve temiz bir kent, yaşanılabilir bir kent
kurabilecek midir?
v
En çok da halkın, kentin nüfusunun en çok hangi
kesiminin çıkarlarını gözetecektir?
v
Nasıl bir kent profili oluşturacaktır?
v
Kent vizyonunda nasıl bir çizgi oluşturacaktır?
v
Tüm bunların bugün göz önünde bulundurulduğunu
göremiyoruz.
v
Ne yazık ki seçmenlerin de eğitim düzeyi,
sosyo-kültürel bilinci pek de yüksek olmadığı için temel kavramları yerine
oturtamayabilir.
v
Buna rağmen her yerde ve herkes için temel ilke,
temel değerler şunlar olmalıdır:
-Eşitlik, adalet, edep, iyi ahlak, namusluluk...
v
Bunlara sahip bir başkanınız olursa o zaten
gereken “doğru” kadroyu seçebilir, doğru planları ve doğru modelleri
gerçekleştirebilir.
v
Bu temel değerleri olan başkanımız bizim hem bu
günümüzü kurtarır, hem de kentimizi gelecek çağa ulaştırır.
v
Böyle bir başkanımız olduğunda kentimizin havası
temiz olur, insanları huzurlu olur, güvenlik içinde bir yaşam olur.
v
Toplum birbirine saygılı ve sevgili insanlardan
oluşur. Suç oranı düşer.
v
Çocuklarımız güven içinde okullarına giderler.
v
Sokaklarında, caddelerinde, çarşılarında
insanlarımız huzur içinde ve seve seve dolaşırlar.
v
Geliri az olanlarımız bile rahatca parklarımızda, deniz
kıyılarımızda mutlulukla oturup çaylarını içerler.
v
Toplumun içindeki aşırı ekonomik çizgi gözlere
batmaz.
v
“İyi ki böyle bir kentte yaşıyorum”
diyebileceğimiz kente bir başkan arayabiliyor musunuz?
v
Esas iş bu, doğru ve sağlıklı yaklaşım da bu
olmalı.
v
Biz ne dersek diyelim, olan olacak, atı alan aşıp
geçecek, gücü çok olan kazanacak, diyebiliyorsunuz, belki de...
v
Olsun, yine de biraz da “doğrucu” ve “idealist”
bir bakış açısını da yaşatalım.
v
İnsan olarak da bizim birinci görevimiz doğrudan
ve iyiden yana olmak değil midir?
v
Ülkemiz, yurdumuz, devletimiz, kentimiz için en
iyi hizmeti, en adil uygulamaları kimler yerine getirecek ise biz onlardan yana
olabiliyor muyuz?
v
Düşünmek de en önemli bir emek değil midir?
v
Biz geldik, gidiyoruz diye de bakabiliriz.
v
Çocuklarımıza iyi bir dünya, iyi bir toplum
bırakabilmeliyiz.
v
Bakarsınız hayallerimiz, umutlarımız ve de güzel
düşüncelerimiz, emeklerimiz gerçekleşir. Niye olmasın ki...
v
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 04.02.2019,
M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: