Doğru
Yolu Bulamasınlar (diye...)
§
Gün be gün toplumun her
yerinde bir ötekileştirme, farklılaştırma ve bölüştürmeler yaşandığını hepimiz
görüyoruz.
§
Hiç ummadığınız kişiler,
kesimler bir de bakmışsınız öfke, kin ve düşmanlık rüzgarlarının etkisinde
kalarak eskiden var olan "huzur" ve denge toplumunun yara aldığını
görüyoruz.
§
Evet her zaman bir
toplumda farklı görüşler, farklı siyasi yapılanmalar olabilirdi.
§
Bu da çoğulcul demokrasi
için istenilen ve beklenilen bir özelliktir aslında.
§
Ama son yıllarda batı
toplumunda da örneğin Almanya’da da birden bire hiç akla bile gelmeyecek yep
yeni dalgalanmalar ve yeni yeni siyasi partiler kuruldu.
§
Bu yeni partiler ilerici,
özgürlükcü ve demokratik içerikli olmuş olsalar bir yeni umut verebilirdi.
§
Ne yazık ki bu yeni
yapılanmalar tam tersine ırkcı ve demokratik ilkelerin tersi tutumları
içermektedir.
§
Öfke ve kin ile yoğrulmuş
propaganda içeriyorlar.
§
Düne kadar sol, sosyal
demokrat, liberal, orta sağ olarak alışıla gelmiş olan toplumsal siyasi denge “parçalandırılmağa”
ve yurttaşların kafalarının “karıştırılmasına” doğru bir gidiş vardır.
§
Çağdaş, parlamenter hukuk
devleti ise bu yeni hareketler karşısında şaşkınlıklar yaşamakta ve anayasal
hakların korunması ile demokratik temel kurallar arasında sıkışmış bir
durumdadır.
§
Yurttaşlar, seçmenler ise
günlük yaşamın getirdiği, özellikle “ekonomik” sorunlarla baş edemediği için de
kendi geleneksel çizgilerinden çıkıp, bu sağ, radikal, ırkcı söylemleri içeren
siyasi partilere kaymaktadır.
§
Bu ise nasıl bir sonuç
doğurmaktadır?
§
Bu ne demektir?
§
Her zaman stabil – dengeli,
düzgün ve güvenilir olan toplumsal yapılanma sarsılmakta ve yeni kırılmalarla
karşılaşmaktadır.
§
Dengeli ve güven veren bir
devlet-toplum yapısı sarsılmaktadır.
§
Almanya için asıl
tehlikeli olan da budur:
§
Ülkenin ekonomik yapısı ne
kadar güçlü de olsa, tabandaki halk kesimi bu yeni hareketlerden çok çabuk
etkilenmektedir.
§
İnsanlar huzursuz olmakta
ve yarınlarından endişe duymaktadırlar.
§
Kime, neye inanacaklarını,
nasıl bir tepkide bulunmaları gerektiğine, doğru yolun “hangisi” olduğuna
bakamaz bir duruma getirilmek istenilmektedir.
§
Bu yeni bir manipülasyon
dalgasıdır Avrupa devletleri için.
§
Güçlü, dengeli ve sağlam
duran devlet-toplum yapısı sarsılmak ve ülkenin içerisinde hiç akla gelmeyecek
yeni yeni olaylar, hareketler çıkarmak istenmektedir.
§
Elinden gücü alınabilen ve
de zayıflatılan devlet-toplum çok daha kolayca dışarıdan gelecek müdahalelere
ve yönlendirmelere maruz kalacaktır.
§
Bu durumda ise “normal
yurttaş, normal “seçmen” çok etkilenmekte ve şaşırmaktadır.
§
Ne oluyor, bu da ne?
demeğe başlıyor.
§
Kendine olan güveni, kendi
siyasi yapılanması sorgulanmağa başlanılıyor.
§
Bir yerlere kayıp gitmese
bile, olup-biteni anlamakda zorluk çekiyor.
§
İç huzuru ve bireysel
mutluluğu büyük yara alıyor.
§
Türkiye ise buna benzer
yeni dalgalanmaların çoktandır etkisi altında zaten.
§
Klasik anlamdaki “siyasi”
çizgiler ve yapılanmalar değişmiş yepyeni bir “devlet modeli”ne doğru yol
alınmıştır.
§
İnsanların kafaları iyice
karışmıştır.
§
Düne kadar tanıdığı,
bildiği mahalle sakinleri, komşuları değişmiş onların yerine bambaşka
kişilikler ortaya çıkmıştır. Birbirlerini tanıyamaz olmuşlardır.
§
Normal insan, düzgün
yurttaş, sağ duyulu seçmen şaşkınlıklar içerisindedir.
§
Muhalefet olabilecek
kesimler ise yine ayni şekilde neyi, nasıl eleştirecekler, nasıl bir yol
izleyecekler kargaşası içerisindedir.
§
Çok büyük bir kesim ise
“sessiz” çoğunluk olup, öylesine izlemektedirler.
§
Anlayamamaktadırlar ne
olup, bittiğini...
§
Eskiden bu yana öğrenilmiş
olan “insani değerler”, “siyasi ve ekonomik ahlak” çok büyük yaralar almıştır.
§
Dengeler sarsılmıştır.
§
Yurttaşların birbirlerine
olan güveni çok sarsılmıştır.
§
Yurttaşların devlet ile
olan ilişkileri, insanların birbirleriyle olan ilişkileri çok sarsılmıştır.
§
Eskiden kabul görmüş olan
birçok davranış biçimi, uslup artık görülmez olmuştur.
§
Nasıl bir bekleyiş vardır
insanlarda?
§
Neler istemektedirler?
§
Onlar için, ülke için hangi
yol doğrudur?
§
Ne yapmalıdırlar?
§
Hep büyük bir kargaşa,
karışıklık, endişe ve de tabanda bir çekimserlik, bir korku hali yayılmış durumdadır.
§
Çağdaş evrensel değerlere,
insani olmaya, güzel ahlakı tanımağa yaklaşıldığında, hukuk devletine inanmağa
ve istemeğe başlanıldığında "bizim" insanlarımız gerçekten
"doğru yolu" bulmağa başlayacaklardır diye umut etmeliyiz.
§
İyi şeyleri istemeli ve
umudu yitirmemeliyiz.
§
Hemen hemen her gün,
yaşamın gerektirdiği dini inanışlarla dile getirilen SIRÂT-ı MÜSTAKÎM kavramı
da asıl yerine oturmağa başlayacaktır.
§
Ancak bu formül ile biz de toplum olarak çağdaş
insanlık yoluna girebiliriz.
§
Umudumuzu yitirmek ise zaten bizden ilk istenilendir.
§
Umudunu ve gerçek evrensel değerleri yitirmiş bir
toplumu ele geçirmek çok kolaydır.
§
Bu nedenlerden dolayı güçlü bireyler, güçlü
aileler olmak zorundayız.
§
En yakınındaki dostu, arkadaşı ile düzgün ve
seviyeli bir fikir alış-verişinde bile bulunamayan bir toplum haline
geldiğimizi görebiliyor musunuz?
§
Kavga, öfke ve kin, küfür, düzeysizlik,
basitlik... toplumu yaratmağa çalıştıklarını göremiyor musunuz?
§
Özellikle, hiç gecikmeden,
Türkiye halkının sağ duyulu davranmasına yönelik çabalar geliştirilmelidir.
§
Sakin ve akıllıca düşünüp, doğru olanı bulmalıyız.
Öğretmen
Gönen ÇIBIKCI, 22.04.2019, M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: