25 Nisan 2019 Perşembe

Doğru Yolu Bulamasınlar (diye...)

Doğru Yolu Bulamasınlar (diye...)
§        Gün be gün toplumun her yerinde bir ötekileştirme, farklılaştırma ve bölüştürmeler yaşandığını hepimiz görüyoruz.
§        Hiç ummadığınız kişiler, kesimler bir de bakmışsınız öfke, kin ve düşmanlık rüzgarlarının etkisinde kalarak eskiden var olan "huzur" ve denge toplumunun yara aldığını görüyoruz.
§        Evet her zaman bir toplumda farklı görüşler, farklı siyasi yapılanmalar olabilirdi.
§        Bu da çoğulcul demokrasi için istenilen ve beklenilen bir özelliktir aslında.
§        Ama son yıllarda batı toplumunda da örneğin Almanya’da da birden bire hiç akla bile gelmeyecek yep yeni dalgalanmalar ve yeni yeni siyasi partiler kuruldu.
§        Bu yeni partiler ilerici, özgürlükcü ve demokratik içerikli olmuş olsalar bir yeni umut verebilirdi.
§        Ne yazık ki bu yeni yapılanmalar tam tersine ırkcı ve demokratik ilkelerin tersi tutumları içermektedir.
§        Öfke ve kin ile yoğrulmuş propaganda içeriyorlar.
§        Düne kadar sol, sosyal demokrat, liberal, orta sağ olarak alışıla gelmiş olan toplumsal siyasi denge “parçalandırılmağa” ve yurttaşların kafalarının “karıştırılmasına” doğru bir gidiş vardır.
§        Çağdaş, parlamenter hukuk devleti ise bu yeni hareketler karşısında şaşkınlıklar yaşamakta ve anayasal hakların korunması ile demokratik temel kurallar arasında sıkışmış bir durumdadır.
§        Yurttaşlar, seçmenler ise günlük yaşamın getirdiği, özellikle “ekonomik” sorunlarla baş edemediği için de kendi geleneksel çizgilerinden çıkıp, bu sağ, radikal, ırkcı söylemleri içeren siyasi partilere kaymaktadır.
§        Bu ise nasıl bir sonuç doğurmaktadır?
§        Bu ne demektir?
§        Her zaman stabil – dengeli, düzgün ve güvenilir olan toplumsal yapılanma sarsılmakta ve yeni kırılmalarla karşılaşmaktadır.
§        Dengeli ve güven veren bir devlet-toplum yapısı sarsılmaktadır.
§        Almanya için asıl tehlikeli olan da budur:
§        Ülkenin ekonomik yapısı ne kadar güçlü de olsa, tabandaki halk kesimi bu yeni hareketlerden çok çabuk etkilenmektedir.
§        İnsanlar huzursuz olmakta ve yarınlarından endişe duymaktadırlar.
§        Kime, neye inanacaklarını, nasıl bir tepkide bulunmaları gerektiğine, doğru yolun “hangisi” olduğuna bakamaz bir duruma getirilmek istenilmektedir.
§        Bu yeni bir manipülasyon dalgasıdır Avrupa devletleri için.
§        Güçlü, dengeli ve sağlam duran devlet-toplum yapısı sarsılmak ve ülkenin içerisinde hiç akla gelmeyecek yeni yeni olaylar, hareketler çıkarmak istenmektedir.
§        Elinden gücü alınabilen ve de zayıflatılan devlet-toplum çok daha kolayca dışarıdan gelecek müdahalelere ve yönlendirmelere maruz kalacaktır.
§        Bu durumda ise “normal yurttaş, normal “seçmen” çok etkilenmekte ve şaşırmaktadır.
§        Ne oluyor, bu da ne? demeğe başlıyor.
§        Kendine olan güveni, kendi siyasi yapılanması sorgulanmağa başlanılıyor.
§        Bir yerlere kayıp gitmese bile, olup-biteni anlamakda zorluk çekiyor.
§        İç huzuru ve bireysel mutluluğu büyük yara alıyor.
§        Türkiye ise buna benzer yeni dalgalanmaların çoktandır etkisi altında zaten.
§        Klasik anlamdaki “siyasi” çizgiler ve yapılanmalar değişmiş yepyeni bir “devlet modeli”ne doğru yol alınmıştır.
§        İnsanların kafaları iyice karışmıştır.
§        Düne kadar tanıdığı, bildiği mahalle sakinleri, komşuları değişmiş onların yerine bambaşka kişilikler ortaya çıkmıştır. Birbirlerini tanıyamaz olmuşlardır.
§        Normal insan, düzgün yurttaş, sağ duyulu seçmen şaşkınlıklar içerisindedir.
§        Muhalefet olabilecek kesimler ise yine ayni şekilde neyi, nasıl eleştirecekler, nasıl bir yol izleyecekler kargaşası içerisindedir.
§        Çok büyük bir kesim ise “sessiz” çoğunluk olup, öylesine izlemektedirler.
§        Anlayamamaktadırlar ne olup, bittiğini...
§        Eskiden bu yana öğrenilmiş olan “insani değerler”, “siyasi ve ekonomik ahlak” çok büyük yaralar almıştır.
§        Dengeler sarsılmıştır.
§        Yurttaşların birbirlerine olan güveni çok sarsılmıştır.
§        Yurttaşların devlet ile olan ilişkileri, insanların birbirleriyle olan ilişkileri çok sarsılmıştır.
§        Eskiden kabul görmüş olan birçok davranış biçimi, uslup artık görülmez olmuştur.
§        Nasıl bir bekleyiş vardır insanlarda?
§        Neler istemektedirler?
§        Onlar için, ülke için hangi yol doğrudur?
§        Ne yapmalıdırlar?
§        Hep büyük bir kargaşa, karışıklık, endişe ve de tabanda bir çekimserlik, bir korku hali yayılmış durumdadır.
§        Çağdaş evrensel değerlere, insani olmaya, güzel ahlakı tanımağa yaklaşıldığında, hukuk devletine inanmağa ve istemeğe başlanıldığında "bizim" insanlarımız gerçekten "doğru yolu" bulmağa başlayacaklardır diye umut etmeliyiz.
§        İyi şeyleri istemeli ve umudu yitirmemeliyiz.
§        Hemen hemen her gün, yaşamın gerektirdiği dini inanışlarla dile getirilen SIRÂT-ı MÜSTAKÎM kavramı da asıl yerine oturmağa başlayacaktır.
§        Ancak bu formül ile biz de toplum olarak çağdaş insanlık yoluna girebiliriz.
§        Umudumuzu yitirmek ise zaten bizden ilk istenilendir.
§        Umudunu ve gerçek evrensel değerleri yitirmiş bir toplumu ele geçirmek çok kolaydır.
§        Bu nedenlerden dolayı güçlü bireyler, güçlü aileler olmak zorundayız.
§        En yakınındaki dostu, arkadaşı ile düzgün ve seviyeli bir fikir alış-verişinde bile bulunamayan bir toplum haline geldiğimizi görebiliyor musunuz?
§        Kavga, öfke ve kin, küfür, düzeysizlik, basitlik... toplumu yaratmağa çalıştıklarını göremiyor musunuz?
§        Özellikle, hiç gecikmeden, Türkiye halkının sağ duyulu davranmasına yönelik çabalar geliştirilmelidir.
§        Sakin ve akıllıca düşünüp, doğru olanı bulmalıyız.
        
    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 22.04.2019, M.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: