31 Ekim 2025 Cuma

ÜLKEYİ UMURSAMAMAK

.    ÜLKEYİ UMURSAMAMAK   .
.   Ülkenin temel sorunlarını “umursamamak” nasıl bir duygu ve davranıştır?
.   Ülkenin temel sorunlarını umursamamak, sadece kişisel bir tercihin ötesinde, toplumsal ve psikolojik boyutları olan karmaşık bir duygu durumu ve davranış biçimidir.
.   Psikolojide bu duruma genellikle "Apati" (İlgisizlik/Kayıtsızlık), sosyolojide ise "Toplumsal Duyarsızlaşma" adı verilir.
A) Bu duygu ve davranışın temel özellikleri:
I-Duygu Durumu: Apati (İlgisizlik ve Hissizlik)
Bu, genellikle derin bir duygusal tepkisizlik ile karakterize edilir:
1-Hissizlik: Ülke veya toplumdaki ciddi sorunlar (ekonomik kriz, doğal felaketler, adaletsizlik vb.) karşısında yoğun bir üzüntü, öfke ya da kaygı hissetmemek. Duygusal olarak donuk kalmak.
2-Motivasyon Eksikliği: Bu sorunları çözmek veya değiştirmek için en ufak bir istek, çaba ya da eylem motivasyonu göstermemek. "Nasılsa değişmez" düşüncesi baskındır.
3-Çaresizlik Hissi: Sorunların çok büyük ve çözülmez olduğuna dair bir inanç gelişmesi. Bu, bireyin kendini güçsüz ve etkisiz hissetmesine yol açar.
4-Kaçınma: Rahatsız edici bilgi ve haberlerden bilinçli olarak kaçınma eğilimi. Gündemi takip etmeyi reddetme, sadece kişisel ve küçük çevresel konulara odaklanma.
II-Davranış Biçimi: Toplumsal Kayıtsızlık
Bu içsel durum, dışa dönük davranışlara şu şekilde yansır:
1-Pasif İzleyici Olmak: Sorunlara aktif olarak müdahale etmek yerine sadece uzaktan, edilgen bir şekilde izlemek.
2-Sosyal Geri Çekilme: Toplumsal konularla ilgili tartışmalardan, eylemlerden veya sivil katılımdan uzak durmak.
"Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın" Tutumu: Sorunun doğrudan kendi kişisel yaşamını veya yakın çevresini etkilemediği sürece görmezden gelme ve önemsememe.
3-Sorumsuzluk: Ortak ve müşterek dünyaya ait sorumluluklardan kaçınma eğilimi.
III-Bu Davranışın Nedenleri
.   Ülkenin temel sorunlarını umursamamak, duygusal bir koruma mekanizması olarak başlayıp, zamanla toplumsal katılımdan tamamen çekilmeye ve sorumluluktan kaçmaya dönüşen bir durumdur.
.   Bu durum, genellikle tek bir nedene dayanmaz; birden fazla faktörün sonucudur:
1-Duygusal Tükenmişlik:
Sürekli olumsuz haberlere ve çözülemeyen sorunlara maruz kalmanın yarattığı aşırı stres nedeniyle, beynin kendini korumak için duygusal olarak kapanması.
2-Hakikatten Kopuş:
Gerçeğin manipüle edildiği veya hak ve yalan arasındaki sınırın bulanıklaştığı durumlarda güven kaybı ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorlanma.
3-Bireyselleşme:
Toplumsal dayanışmanın ve ortak değerlerin zayıflamasıyla birlikte, kişinin sadece kendi “çıplak varlığına” ve “çıkarlarına” odaklanması.
4-Sistemik Güvensizlik:
Bireylerin, çabalarının sorunları çözmede yetkili kişi veya kurumlar tarafından karşılık bulmayacağına inanması.
B) Ülkenin sorunlarını umursamaz olmak kişinin yaşamını nasıl etkiler?
.  Ülkenin sorunlarını umursamamak (yani kayıtsız kalmak veya apati göstermek), ilk bakışta kişiyi stresten koruyormuş gibi görünse bile, uzun vadede bireyin “yaşam kalitesini” ve “psikolojik sağlığını” derinden etkileyen karmaşık bir durumdur.
.  Ülkenin sorunlarını umursamamak, kısa vadede ”zihinsel” bir dinlenme sağlasa bile uzun vadede kişiyi “anlamsız, yalıtılmış” ve sorunların “kaçınılmaz sonuçlarına” karşı savunmasız bırakır.
.  Bu davranışın kişinin yaşamı üzerindeki etkilerini iki ana başlıkta inceleyebiliriz:
1. Kişisel ve Psikolojik Etkileri
Umursamazlık, kişinin zihinsel sağlığı üzerinde çelişkili ve genellikle olumsuz sonuçlar doğurur:
-Duygusal Küntleşme (Hissizlik): 
Kişi, ülkenin sorunlarını umursamamayı seçerek kendini olumsuz duygulardan korur. Ancak, beynin bu "duygu filtresi" sadece olumsuzlukları değil, aynı zamanda olumlu duyguları (sevinç, heyecan, tutku) da köreltme riski taşır.
Bu durum, yaşamdan alınan zevk ve tatminin azalmasına (Anhedoni) yol açabilir.
-Anlam Kaybı: 
İnsanlar olarak, kendimizden daha büyük bir amaca hizmet ettiğimizde anlam buluruz. Toplumsal sorunlara kayıtsız kalmak, bireyin hayat amacını daraltır ve yaşamın derin anlamını yitirmesine neden olabilir.
-Pasiflik ve Motivasyon Eksikliği: 
Ülkenin sorunlarına karşı duyulan çaresizlik hissi, kişisel hedeflere yönelik motivasyonun da düşmesine neden olabilir.
"Kocaman ülkenin sorununu çözemiyorum, küçük kendi sorunumu da çözemem" gibi bir içselleştirme yaşanabilir. Bu, eylemsizliğe ve genel bir isteksizliğe yol açar.
-İzolasyon ve Yalnızlık: 
Toplumsal konulardan geri çekilme, kişinin sosyal çevresiyle ortak paylaşımlarını azaltır. Bu durum, giderek yalnızlaşmaya ve topluluk duygusundan kopmaya neden olabilir.
2. Pratik ve Yaşamsal Etkileri
.  Ülkenin temel sorunları, er ya da geç her vatandaşın yaşamını doğrudan etkiler.
.  Umursamamak, bu etkilerden kaçınmayı sağlamaz, sadece “hazırlıksız” yakalanmaya yol açar.
-Yaşam Standardının Düşmesi: 
Umursanmayan ekonomik sorunlar (enflasyon, işsizlik, gelir dağılımı eşitsizliği) doğrudan kişinin alım gücünü, iş bulma imkanını ve genel refah seviyesini etkiler.
Kayıtsızlık, bu duruma karşı önlem almayı veya tepki göstermeyi engeller.
-Hizmet Kalitesinin Bozulması: 
Sağlık, eğitim, güvenlik gibi kamusal hizmetlerde yaşanan bozulmalar, kişisel bir ilgi göstermeyle düzeltilemez.
Ancak bu sorunları umursamamak, kişinin daha iyi hizmet talep etme hakkından veya bu yönde çaba gösterme potansiyelinden vazgeçmesi demektir.
-Gelecek Kaybı: 
Eğitim, çevre veya siyasal istikrarsızlık gibi uzun vadeli sorunları umursamamak, bireyin kendi çocukları ve torunları için daha iyi bir gelecek inşa etme sorumluluğunu görmezden gelmesi anlamına gelir.
C) Bu durumdan kurtulmak ve daha “katılımcı” bir birey olmak için atılabilecek adımlar neler olabilir? (apati ve ilgisizlik)
.  Ülke sorunlarına karşı duyulan apati (ilgisizlik) ve kayıtsızlık, genellikle uzun süreli tükenmişlik ve çaresizlik hissinden kaynaklanır.
.  Bu durumdan kurtulup daha katılımcı ve ilgili bir birey olmak için atılabilecek adımlar hem psikolojik hem de eylemsel boyutları içerir.
.  Bu süreci destekleyecek adımlar şunlar olabilir:
I. Psikolojik ve Zihinsel Adımlar
Bu aşama, öncelikle zihinsel bariyerleri kaldırmaya ve duygusal enerjiyi geri kazanmaya odaklanır.
1. Kendine Şefkat Gösterin ve Yargılamayı Bırakın:
Apati, bir zayıflık değil, genellikle bir aşırı yüklenme (overload) tepkisidir. Önce bu durumu kabul edin ve kendinizi "duyarsız" olmakla suçlamaktan vazgeçin.
"Yeterince umurunda değilim" düşüncesini bırakıp, "Şu an tükenmiş hissediyorum ama değişebilirim" yaklaşımını benimseyin.
2. Haber Tüketimini Kontrol Edin (Dozlama):
Tüm olumsuz haberleri sürekli takip etmek, çaresizlik hissini artırır.
Haberleri tamamen kesmek yerine, belirli saatlerde ve güvenilir, dengeli kaynaklardan takip etmeye başlayın.
3- "Seçici İlgilenme" stratejisini uygulayın:
Sadece eyleme geçebileceğiniz veya gerçekten önem verdiğiniz bir veya iki konuya odaklanın.
4. Etkisiz Alan Yerine Etkili Alana Odaklanın:
- Etkisiz Alan (Endişe Alanı): Ülke ekonomisinin genel gidişatı, uluslararası siyaset gibi doğrudan kontrol edemeyeceğiniz konuları aşırı düşünmeyi azaltın.
- Etkili Alan (Kontrol Alanı): Çevre temizliği, yerel yönetim kararları, komşularla dayanışma gibi eyleme geçebileceğiniz konulara odaklanın. Küçük zaferler, büyük motivasyon sağlar.
II. Eylemsel ve Katılımcı Adımlar
.   Bu adımların amacı, büyük bir sıçrama yapmak yerine, sürdürülebilir, küçük adımlarla kayıtsızlık döngüsünü kırarak aktif yurttaşlık hissini yeniden inşa etmektir.
.   Duygusal enerjiyi geri kazandıktan sonra, küçük ve sürdürülebilir eylemlerle katılımcılığı artırın.
1. Çok Küçük Bir Adımla Başlayın:
Katılımcı olmak, hemen büyük bir eylem yapmak zorunda değildir. "Sıfırıncı Adım" olarak şunu seçebilirsiniz: Bir hafta boyunca, sadece yerel bir sorunu (örneğin mahalledeki parkın durumu) inceleyin.
Sorunu gördükten sonra, bu sorunla ilgili tek bir makale okuyun veya tek bir yorum yapın.
2. Yerel ve Küçük Gruplara Katılın:
Büyük, soyut ulusal sorunlar yerine, size coğrafi ve duygusal olarak yakın olan konulara odaklanın.
Örneğin: Yerel bir gönüllü grubuna, mahalle derneğine veya bir hobi grubuna katılın.
Bu, sosyal bağları güçlendirir ve yalnızlık hissini azaltır.
Küçük bir grupta, eylemlerinizin etkisini daha somut gördüğünüz için motive olursunuz.
3. Bilgi ve Deneyimi Paylaşın:
Öğrendiğiniz bir bilgiyi (örneğin bir STK'nın çalışması veya yerel bir karar) arkadaşlarınızla veya ailenizle tartışın. Tartışmak, pasif kayıtsızlıktan aktif ilgiye geçişin ilk adımıdır.
Sadece eleştirmek yerine, küçük çözüm önerileri üretmeyi deneyin.
4. Bir Konuya Bağış Yapın veya Destek Verin (Maddi Değilse Bile Manevi):
Beğendiğiniz bir sivil toplum kuruluşuna, maddi gücünüz varsa küçük bir bağış yapın.
Bağış yapmak, o sorunun bir parçası olduğunuz hissini güçlendirir.
Maddi destek yerine, bir kampanyanın sosyal medyada paylaşılması veya bir imza kampanyasına katılmak da küçük ama etkili bir adımdır.
.     Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.10.31, İS.
.      YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:  ….
.    (YZ destekli araştırma ve incelemeye dayanan yazım.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: