ÜLKEYİ UMURSAMAMAK
. ÜLKEYİ UMURSAMAMAK .
. Ülkenin temel sorunlarını “umursamamak” nasıl
bir duygu ve davranıştır?
. Ülkenin temel sorunlarını umursamamak,
sadece kişisel bir tercihin ötesinde, toplumsal ve psikolojik boyutları olan
karmaşık bir duygu durumu ve davranış biçimidir.
. Psikolojide bu duruma genellikle "Apati"
(İlgisizlik/Kayıtsızlık), sosyolojide ise "Toplumsal
Duyarsızlaşma" adı verilir.
A) Bu duygu ve
davranışın temel özellikleri:
I-Duygu
Durumu: Apati (İlgisizlik ve Hissizlik)
Bu,
genellikle derin bir duygusal tepkisizlik ile karakterize edilir:
1-Hissizlik: Ülke veya toplumdaki ciddi sorunlar (ekonomik
kriz, doğal felaketler, adaletsizlik vb.) karşısında yoğun bir üzüntü,
öfke ya da kaygı hissetmemek. Duygusal olarak donuk kalmak.
2-Motivasyon Eksikliği: Bu sorunları çözmek veya değiştirmek için en
ufak bir istek, çaba ya da eylem motivasyonu göstermemek.
"Nasılsa değişmez" düşüncesi baskındır.
3-Çaresizlik Hissi: Sorunların çok büyük ve çözülmez olduğuna dair
bir inanç gelişmesi. Bu, bireyin kendini güçsüz ve etkisiz hissetmesine
yol açar.
4-Kaçınma: Rahatsız edici bilgi ve haberlerden bilinçli olarak
kaçınma eğilimi. Gündemi takip etmeyi reddetme, sadece kişisel ve küçük
çevresel konulara odaklanma.
II-Davranış Biçimi: Toplumsal Kayıtsızlık
Bu
içsel durum, dışa dönük davranışlara şu şekilde yansır:
1-Pasif İzleyici Olmak: Sorunlara aktif olarak müdahale etmek
yerine sadece uzaktan, edilgen bir şekilde izlemek.
2-Sosyal Geri Çekilme: Toplumsal konularla ilgili tartışmalardan,
eylemlerden veya sivil katılımdan uzak durmak.
"Bana
Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın" Tutumu: Sorunun doğrudan kendi kişisel
yaşamını veya yakın çevresini etkilemediği sürece görmezden gelme ve
önemsememe.
3-Sorumsuzluk: Ortak ve müşterek dünyaya ait sorumluluklardan
kaçınma eğilimi.
III-Bu Davranışın Nedenleri
. Ülkenin temel sorunlarını umursamamak, duygusal
bir koruma mekanizması olarak başlayıp, zamanla toplumsal katılımdan
tamamen çekilmeye ve sorumluluktan kaçmaya dönüşen bir durumdur.
. Bu durum, genellikle tek bir nedene
dayanmaz; birden fazla faktörün sonucudur:
1-Duygusal Tükenmişlik:
Sürekli
olumsuz haberlere ve çözülemeyen sorunlara maruz kalmanın yarattığı aşırı
stres nedeniyle, beynin kendini korumak için duygusal olarak
kapanması.
2-Hakikatten Kopuş:
Gerçeğin
manipüle edildiği veya hak ve yalan arasındaki sınırın bulanıklaştığı
durumlarda güven kaybı ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta
zorlanma.
3-Bireyselleşme:
Toplumsal
dayanışmanın ve ortak değerlerin zayıflamasıyla birlikte, kişinin sadece
kendi “çıplak varlığına” ve “çıkarlarına” odaklanması.
4-Sistemik Güvensizlik:
Bireylerin,
çabalarının sorunları çözmede yetkili kişi veya kurumlar tarafından karşılık
bulmayacağına inanması.
B) Ülkenin
sorunlarını umursamaz olmak kişinin yaşamını nasıl etkiler?
. Ülkenin sorunlarını umursamamak (yani kayıtsız
kalmak veya apati göstermek), ilk bakışta kişiyi stresten
koruyormuş gibi görünse bile, uzun vadede bireyin “yaşam kalitesini” ve “psikolojik
sağlığını” derinden etkileyen karmaşık bir durumdur.
. Ülkenin sorunlarını umursamamak, kısa vadede ”zihinsel”
bir dinlenme sağlasa bile uzun vadede kişiyi “anlamsız, yalıtılmış” ve
sorunların “kaçınılmaz sonuçlarına” karşı savunmasız bırakır.
. Bu davranışın kişinin yaşamı üzerindeki
etkilerini iki ana başlıkta inceleyebiliriz:
1. Kişisel ve Psikolojik Etkileri
Umursamazlık,
kişinin zihinsel sağlığı üzerinde çelişkili ve genellikle olumsuz sonuçlar
doğurur:
-Duygusal Küntleşme (Hissizlik):
Kişi,
ülkenin sorunlarını umursamamayı seçerek kendini olumsuz duygulardan korur.
Ancak, beynin bu "duygu filtresi" sadece olumsuzlukları değil, aynı
zamanda olumlu duyguları (sevinç, heyecan, tutku) da köreltme riski
taşır.
Bu
durum, yaşamdan alınan zevk ve tatminin azalmasına (Anhedoni) yol
açabilir.
-Anlam Kaybı:
İnsanlar
olarak, kendimizden daha büyük bir amaca hizmet ettiğimizde anlam buluruz.
Toplumsal sorunlara kayıtsız kalmak, bireyin hayat amacını daraltır ve
yaşamın derin anlamını yitirmesine neden olabilir.
-Pasiflik ve Motivasyon Eksikliği:
Ülkenin
sorunlarına karşı duyulan çaresizlik hissi, kişisel hedeflere yönelik motivasyonun
da düşmesine neden olabilir.
"Kocaman
ülkenin sorununu çözemiyorum, küçük kendi sorunumu da çözemem" gibi bir
içselleştirme yaşanabilir. Bu, eylemsizliğe ve genel bir isteksizliğe yol açar.
-İzolasyon ve Yalnızlık:
Toplumsal
konulardan geri çekilme, kişinin sosyal çevresiyle ortak paylaşımlarını
azaltır. Bu durum, giderek yalnızlaşmaya ve topluluk duygusundan
kopmaya neden olabilir.
2. Pratik ve Yaşamsal Etkileri
. Ülkenin temel sorunları, er ya da geç her
vatandaşın yaşamını doğrudan etkiler.
. Umursamamak, bu etkilerden kaçınmayı
sağlamaz, sadece “hazırlıksız” yakalanmaya yol açar.
-Yaşam Standardının Düşmesi:
Umursanmayan
ekonomik sorunlar (enflasyon, işsizlik, gelir dağılımı eşitsizliği) doğrudan
kişinin alım gücünü, iş bulma imkanını ve genel refah seviyesini etkiler.
Kayıtsızlık,
bu duruma karşı önlem almayı veya tepki göstermeyi engeller.
-Hizmet Kalitesinin Bozulması:
Sağlık,
eğitim, güvenlik gibi kamusal hizmetlerde yaşanan bozulmalar, kişisel bir ilgi
göstermeyle düzeltilemez.
Ancak
bu sorunları umursamamak, kişinin daha iyi hizmet talep etme hakkından veya
bu yönde çaba gösterme potansiyelinden vazgeçmesi demektir.
-Gelecek Kaybı:
Eğitim,
çevre veya siyasal istikrarsızlık gibi uzun vadeli sorunları umursamamak,
bireyin kendi çocukları ve torunları için daha iyi bir gelecek inşa etme sorumluluğunu
görmezden gelmesi anlamına gelir.
C) Bu durumdan kurtulmak ve daha “katılımcı” bir birey olmak
için atılabilecek adımlar neler olabilir? (apati ve ilgisizlik)
. Ülke sorunlarına karşı duyulan apati
(ilgisizlik) ve kayıtsızlık, genellikle uzun süreli tükenmişlik ve
çaresizlik hissinden kaynaklanır.
. Bu durumdan kurtulup daha katılımcı ve
ilgili bir birey olmak için atılabilecek adımlar hem psikolojik hem de
eylemsel boyutları içerir.
. Bu süreci destekleyecek adımlar şunlar
olabilir:
I. Psikolojik ve Zihinsel Adımlar
Bu
aşama, öncelikle zihinsel bariyerleri kaldırmaya ve duygusal enerjiyi geri
kazanmaya odaklanır.
1. Kendine Şefkat Gösterin ve Yargılamayı Bırakın:
Apati,
bir zayıflık değil, genellikle bir aşırı yüklenme (overload)
tepkisidir. Önce bu durumu kabul edin ve kendinizi "duyarsız" olmakla
suçlamaktan vazgeçin.
"Yeterince
umurunda değilim" düşüncesini bırakıp, "Şu an tükenmiş hissediyorum
ama değişebilirim" yaklaşımını benimseyin.
2. Haber Tüketimini Kontrol Edin (Dozlama):
Tüm
olumsuz haberleri sürekli takip etmek, çaresizlik hissini artırır.
Haberleri
tamamen kesmek yerine, belirli saatlerde ve güvenilir, dengeli kaynaklardan
takip etmeye başlayın.
3- "Seçici İlgilenme" stratejisini uygulayın:
Sadece
eyleme geçebileceğiniz veya gerçekten önem verdiğiniz bir veya iki konuya
odaklanın.
4. Etkisiz Alan Yerine Etkili Alana Odaklanın:
-
Etkisiz Alan (Endişe Alanı): Ülke ekonomisinin genel gidişatı,
uluslararası siyaset gibi doğrudan kontrol edemeyeceğiniz konuları
aşırı düşünmeyi azaltın.
-
Etkili Alan (Kontrol Alanı): Çevre temizliği, yerel yönetim kararları,
komşularla dayanışma gibi eyleme geçebileceğiniz konulara odaklanın.
Küçük zaferler, büyük motivasyon sağlar.
II. Eylemsel ve Katılımcı Adımlar
. Bu adımların amacı, büyük bir sıçrama yapmak
yerine, sürdürülebilir, küçük adımlarla kayıtsızlık döngüsünü
kırarak aktif yurttaşlık hissini yeniden inşa etmektir.
. Duygusal enerjiyi geri kazandıktan sonra,
küçük ve sürdürülebilir eylemlerle katılımcılığı artırın.
1. Çok Küçük Bir Adımla Başlayın:
Katılımcı
olmak, hemen büyük bir eylem yapmak zorunda değildir. "Sıfırıncı
Adım" olarak şunu seçebilirsiniz: Bir hafta boyunca, sadece
yerel bir sorunu (örneğin mahalledeki parkın durumu) inceleyin.
Sorunu
gördükten sonra, bu sorunla ilgili tek bir makale okuyun veya tek
bir yorum yapın.
2. Yerel ve Küçük Gruplara Katılın:
Büyük,
soyut ulusal sorunlar yerine, size coğrafi ve duygusal olarak yakın olan
konulara odaklanın.
Örneğin: Yerel
bir gönüllü grubuna, mahalle derneğine veya bir hobi grubuna katılın.
Bu,
sosyal bağları güçlendirir ve yalnızlık hissini azaltır.
Küçük
bir grupta, eylemlerinizin etkisini daha somut gördüğünüz için motive
olursunuz.
3. Bilgi ve Deneyimi Paylaşın:
Öğrendiğiniz
bir bilgiyi (örneğin bir STK'nın çalışması veya yerel bir karar)
arkadaşlarınızla veya ailenizle tartışın. Tartışmak, pasif kayıtsızlıktan
aktif ilgiye geçişin ilk adımıdır.
Sadece
eleştirmek yerine, küçük çözüm önerileri üretmeyi deneyin.
4. Bir Konuya Bağış Yapın veya Destek Verin (Maddi Değilse Bile
Manevi):
Beğendiğiniz
bir sivil toplum kuruluşuna, maddi gücünüz varsa küçük bir bağış yapın.
Bağış
yapmak, o sorunun bir parçası olduğunuz hissini güçlendirir.
Maddi
destek yerine, bir kampanyanın sosyal medyada paylaşılması veya bir
imza kampanyasına katılmak da küçük ama etkili bir adımdır.
. Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.10.31, İS.
. YAZININ TÜMÜNÜ
OKUYUNUZ: ….
. (YZ
destekli araştırma ve incelemeye dayanan yazım.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: