. Sahtekarlık ve HUKUK DEVLETİ .
Hukuk
devletinin kurallarının işlememesi nedeni ile toplumda sahtekarlık yaygınlaşır.
Hukuk
devletinin zayıflamasıyla sahtekarlığın yaygınlaşması arasında güçlü bir ilişki
vardır.
Hukuk devleti,
toplumun düzenini ve güvenliğini sağlayan temel bir yapıdır.
Eğer bu yapı
düzgün işlemezse, bir dizi olumsuz sonuç ortaya çıkar ve sahtekarlık gibi etik
dışı davranışlar için uygun bir zemin oluşur.
Sahtekarlığın
yaygınlaşmasının hukukun üstünlüğünün işlememesiyle doğrudan ilişkili olduğu
bir gerçektir.
Hukuk devleti
ilkeleri sağlam bir şekilde işlemediğinde, bireyler yasaların kendilerini
koruyacağına veya suçluların cezalandırılacağına olan inançlarını
kaybedebilirler.
Bu durum,
toplumda bir güvensizlik ortamı yaratır ve maalesef, sahtekarlık gibi etik dışı
davranışların artmasına zemin hazırlar.
Hukuk
Devletinin Fonksiyonları ve Sahtekarlık
Hukuk devleti,
toplumda sahtekarlığı ve benzeri suçları önlemede kritik roller üstlenir:
1-Caydırıcılık:
Hukuk
kurallarının etkin bir şekilde uygulanmaması, suç işleyenlerin cezasız kalacağı
algısını güçlendirir.
Cezalandırılma
korkusu ortadan kalktığında, bazı kişiler daha kolay sahtekarlık yapmaya
yönelebilir.
Etkili bir
hukuk sistemi, suç işleyenlerin yakalanacağını, adil bir şekilde
yargılanacağını ve cezalandırılacağını garanti eder.
Bu caydırıcılık
mekanizması, potansiyel suçluların sahtekarlık yapmaktan vazgeçmesine neden
olur. Ancak, hukukun işlemediği bir ortamda bu mekanizma zayıflar.
Yaptırımsız
kalan suçlar, başkalarını da benzer yollara teşvik edebilir.
2-Güven ve
İstikrar:
Hukuk devleti,
bireyler ve kurumlar arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar koyar.
Bu kurallar,
ticaretten kişisel ilişkilere kadar her alanda güvenin oluşmasını sağlar.
Hukuk
kurallarının işlemediği bir toplumda, sözleşmelerin garantisi olmaz, mülkiyet
hakları güvence altında değildir ve insanlar haklarını arama konusunda
kendilerini çaresiz hissederler.
Bir toplumda
hukuka güven sarsıldığında, insanlar birbirlerine ve devlet kurumlarına
şüpheyle yaklaşmaya başlar.
Bu güvensizlik,
ticari ilişkilerden günlük etkileşimlere kadar her alanda sahtekarlık
girişimlerini daha olası hale getirebilir.
Bu güvensizlik
ortamı, dolandırıcılık ve sahtekarlık için ideal bir ortam yaratır.
3-Adalet
Duygusu:
Hukukun herkese
eşit uygulanmadığına dair yaygın bir kanaat oluştuğunda, "neden ben dürüst
olayım ki?" düşüncesi ortaya çıkabilir.
Bu durum,
toplumun ahlaki ve etik değerlerinde bir aşınmaya yol açar.
Adaletin
tecelli etmediği, haklının hakkını alamadığı bir toplumda, bireylerde bir adaletsizlik
duygusu oluşur.
Bu duygu,
"herkes zaten kural dışına çıkıyorsa ben neden dürüst olayım?" gibi
bir düşünceye yol açabilir.
Dürüstlük ve
ahlaki değerler, adaletin eksikliğinde zayıflar ve yerini fırsatçılığa
bırakabilir.
Sahtekarlığın
Toplumsal Maliyeti
Hukukun
işlemediği bir ortamda yaygınlaşan sahtekarlığın “topluma maliyeti” oldukça
ağırdır:
1-Ekonomik
Çöküş:
Güvenin
olmadığı bir ekonomide yatırımcılar çekinir, ticaret yavaşlar ve kayıt dışı
ekonomi büyür. Sözleşme ihlalleri, yolsuzluk ve dolandırıcılık, ekonomik
büyümenin önündeki en büyük engellerden biridir.
2-Sosyal
Ayrışma:
Sahtekarlığın
yaygınlaşması, toplumda dayanışma ve birlik duygusunu zedeler.
İnsanlar
birbirine şüpheyle yaklaşır, güvenilir ilişkiler kurmak zorlaşır ve toplum
giderek daha parçalı bir hale gelir.
3-Kurumlara
Güvensizlik:
Hukuk
sistemine, polise, yargıya ve diğer kamu kurumlarına olan güvensizlik artar.
Bu durum,
devletin meşruiyetini sorgulamaya kadar gidebilir ve toplumsal düzenin tamamen
bozulmasına yol açabilir.
Sonuç olarak,
hukukun üstünlüğü ve işleyişi, sahtekarlığın yaygınlaşmasını önlemede bir
kalkandır. Hukuk devletinin zayıflaması, bu kalkanı ortadan kaldırarak etik
dışı davranışların ve dolandırıcılığın toplumun her katmanına yayılmasına neden
olur.
Sonuç:
Hukukun
üstünlüğünün zayıflaması, sahtekarlığın toplumda bir salgın gibi yayılmasına
neden olabilen ciddi bir toplumsal sorundur.
Güçlü ve adil
işleyen bir hukuk sistemi, sadece suçluları cezalandırmakla kalmaz, aynı
zamanda toplumda güveni, düzeni ve dürüstlüğü de tesis eder.
Devlet ve
toplum büyük çöküşler yaşar.
Sahtekarlıkların,
yolsuzlukların düzelmesi için devletin yönetim biçiminin değişmesi, demokratik,
parlamenter, güçler ayrımına dayalı bir sosyal, laik hukuk devleti olması
gerekir.
Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.08.07,
G.
. (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)
. YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: