Almanya'da "Eğitim ve Öğretimde Türkler"
Ana başlığı
altında bir dizi yazı hazırladım ve bunları kendi internet portalımda
yayınladım.
(Bu yazıların
birçoğu ile birlikte daha sonra yazdığım diğer yazıları da BLOG sayfalarımda
internette okuyuculara sunuyorum)
Bu Yazılarımdan Neler Bekliyorum?
1) Burada
yansıtılan düşünceler okunduğunda onu okuyan kişide „yeni“ düşünceler geliştirmelidir.
2)
Geçmişden bugüne akan bir eğilimden yola çıkarak geleceğe yönelik uygulamaların
olabilmesi için tartışma alanı açabilmelidir.
3) Evde
ve dost çevrelerinde bu tür konuların da artık konuşulabilmesine yol açmalıdır.
4) Anne
ve babaların çocukları ile ilgili yeni ufuklar kazanabilmesine neden
olabilmelidir.
5)
Bireyin kendi "kimlik" tanımına katkıda bulunacak tartışmalara yol
açabilmelidir.
6) Eğitim
ve öğretimin çağdaş ve insan onuruna yaraşır biçimde olabilmesi için uğraş
verilmesi gerekir diye düşünebilmenin yolunu açabilmelidir.
7)
Halkının ve çağının sorunlarına, insancıl ve bilimsel bakış açısından
yaklaşması gereken aydınlar için bir "göreve sesleniş" olabilmelidir.
8)
Almanya toplumunun çok kültürlü ve çok ulusluluğunun gereği olan yeni
örgütlenme ve uygulama alanları bulabilmesi için bu toplumun her bir bireyine
bir sorumluluk düşüğü gerçeğini düşündürmelidir.
9) Neleri
ve hangi biçimde istememiz gereğini düşünmeye doğru bir işaret vermelidir.
10) Bu
toplumda elde edilmesini düşlediğimiz tüm değerlerin ve uygulamaların ancak bir
uğraşılar ve örgütlenmeler sonucu yaşam bulacağını hatırlatmalıdır.
11)
Anadolu ve Trakya ile onların ve çevresinden yüzyılların birikimiyle oluşan çok
büyük ekinlerin kendinde yurt bulduğu bugünün Türkiyesi'ne evrensel ekinlere
saygı ve onlara tüm insanlığın öz değerleri analmında özümsemeye gidebilecek,
Türk dilini konuşan halkın özgüvenini arttırmalıdır.
12)
Avrupa'nın ve Almanya'nın unutmak istediği bu büyük ekinlerin mirascıları
olarak, bir Anadolu ekinine sahip çıkmamız gerektiğini anımsatmalıdır.
13)
"Avrupa merkeziyetci düşünce" anlayışına karşıt bir öz bilincin
gerekli olduğunu anımsatmalıdır.
14)
Eğitim ve öğretime yapılan yatırımların çok ileride ürünlerini vereceği
gerçeğini hatırlatmalıdır.
15)
Bugün bu konuda hata yapılmaması için bireylerin, yurttaşların tek tek
sorumlulukları olduğu gerçeğini öne çıkarabilmelidir.
16) Türkçe
dilinin Avrupa'da konuşulduğu oranda "eğitim ve öğretim kurumlarında"
da yerini alabilmesi gerektiği kavranmalıdır.
17)
Türkçe dilli halk kendi öz dilini severek konuşma ve onu geliştirme duygusuna
sahip olmalıdır.
18)
Almanya Federal Devleti'nin resmi dili Almanca'nın en iyi biçimde
öğrenilebilmesi ve bu dile egemen olabilmenin yolunun Türkçe dilli halkın kendi
anadilinde de güçlü olmasından geçeceğini kavratabilmelidir.
19) Bin
yıl ötelerden gelen bir Çin atasözünün kavranmasına yardımcı olmalıdır:
"Bir yıl sonrayı düşünüyorsan:
Tohum ek.
Ağaç dik,
on yıl sonrasıysa tasarladığın.
Ama düşünüyorsan yüz yıl ötesini,
Halkını eğit o zaman !
Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın,
Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün alırsın,
Yüz kez olur bu ürün, eğitirsen milleti!..
Birisine balık verirsen, doyar bir defalık,
Balık tutmasını öğret, doysun ömür boyunca!.."
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,
25 Şubat 2000 Cuma, Aschaffenburg
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: