10 Kasım 2020 Salı

"DEPREM"den DERS ÇIKARMALIYIZ

 ___   "DEPREM"den DERS ÇIKARMALIYIZ   ___

·        Türkiye toprakları büyük ölçüde deprem tehlikesi altında bulunuyor.

·        Türkiye hem karaları hem de denizleri ile denizlerle çevrili bir "DEPREM ÜLKESİ"dir.

·        Bu gerçek üzerinde çok ciddi olarak ve bilinçle durmak gerekir.

·        Her türlü eğitim, öğretim aşamasında deprem ve yıkımlardan korunma, önlemler ve cezaları işlenmelidir ki bilinçli, akıllı kuşaklar yetişebilsin.

·        Okullarda "deprem çantası"nı anlatmak çok baştan savmadır.

·        Yurttaşlık bilgisi, coğrafya, hukuk, fen bilgileri - teknik dersleri yaşamın gerçeklerine uygun olarak güncel ve işe yarayacak biçimde okullarda yer almalıdır.

·        Bir deprem olduğunda TV sohbetlerinde ve haberlerde bir milletin uyandırılması, bilinçlendirilmesi olamaz.

·        Esas olması gereken "sistemli ve çağdaş yöntemlerle, sürekli bir bilinçlendirme eğitimi" olmalıdır.

·        Ülke gerçekleri ne yazık ki çok üzüntü verici ve de yaşamsal tehlike arz eder durumdadır.

·        Yapıların önemli bir kısmı kaçak ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir.

·        Oturma konusunda tehlike arz eden bina sayısı milyonları aşmış durumda.

·        Hasarlı olup, oturulmayacak durumdaki yapılar ne olacaktır, onları molozları nasıl temizlenecektir, çevre sağlığına dikkat edilecek midir?

·        Çağdaş ve güncel bir "afet yasası" olmadığını söylüyor uzmanlar.

·        Kentlerin olması gereken bir "deprem master planı" yokmuş.

·        Sadece geçen yıllarda İstanbul için düzenlenmiş, o da güncel değilmiş....

·        İnşaat ve imar konularında bilimin, tekniğin ve mühendisliğin gereklerini uygulamanız kesinlikle gerekiyor.

·        Şu an elde bulunan yönetmeliklerin bile uygulanmadığını, yapı denetim mekanizmasının  işlemediğini söylüyor uzmanlar.

·        Yüksek öğrenim, mühendis yetiştirme çok daha iyi duruma getirilmelidir.

·        Var olan kentleşmenin yeniden ve çok acil olarak incelenmesi, değerlendirilmesi ve kaynaklarını sağlayarak tehlike oluşturanların bir an önce ortadan kaldırılması gerekmektedir.

·        Yeni yerleşimler için çok sıkı incelemeler ve denetlemeler yapılmalıdır.

·        İnşaat izinleri ve inşaat takip sistemi yeniden düzenlenmeli ve asıl görevli yetkili devletin kendisi, kendi kurumları olmalıdır.

·        Kişisel ilişkilerin, çıkar ortamlarının ve göz yummaların kaldırılması için inşaat konusundaki her türlü birim, yetki ve aşama, denetlemeler, izinler sadece "devlet" eliyle, tarafsız ve uzman yetkililerce yapılmalıdır.

·        Deprem konusunda yurttaşlardan bir şeyler beklemek ve onları suçlamak olmaz!

·        Kaçak ve eksik yapılar, sorumluları, göz yumanlar... kesin cezalar almalıdır.

·        Asıl sorumlu ve görevli olan, yetkili olması gereken tüm devlet mekanizmasıdır.

·        Halkı, insanları, ekonomiyi, canı ve tüm yaşamı düşünecek, planlayacak, önlemeler alacak ve de denetleyecek olan devlettir.

·        Devlet ve buna bağlı olarak da belediyeler kesin olarak çağdaş ve bilimsel, hukuksal geçerliliği yüksek yasalar çıkararak, "kendisi denetlemeli"dir.

·        Yaşam hakkına yapılabilecek her türlü tedbirsizlik suçtur.

·        DEPREM ve diğer doğal afetler Türkiye'nin çok ihmal ettiği ve ciddiye alıp, kesin bir MODEL oluşturamadığı konulardır.

·        Rant ekonomisi, çıkar çevreleri ve devletin denetiminin yetersizliği çok açık...

·        Kişilere suç yüklemekten ziyade devlet, kamu olarak sorumlulukla ve büyük bir ciddiyetle, tarafsızlıkla, çağdaş yasalar çıkararak önlemler alınmalıdır.

·        Dünkü yazımda bunları dile getirdim....

·        Yurttaşlar çağdaş bir hukuk devletini özlemeliler, geçici çözümler ve suçlamalar ile bir sonuç alınamaz.

·        Milyonlarca insanın, çoluk, çocuk, herkesin ruh sağlığını bozan, yaralanmalara ve ölümlere neden olan, ekonomik olarak yıkımlara (felaketlere) neden olan ve kalıcı, çok da zararlı etkiler bırakan DEPREM gerçeğini tüm yurttaşların büyük bir ciddiyetle ve bilinçle takip etmesi ve çağdaş önlemler istemesi gerekir.

·        Öte yandan çağdaş hukuk sisteminin geçerli olduğu uygar bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti istemini de gündemin temelinde tutmak gerekir ki haksızlıklar, adaletsizlikler, yolsuzluklar, denetimsizlikler engellenebilsin.

·        Sağlıklı, bilinçli, özgür düşünebilen, iyi eğitimli yurttaşların olduğu bir ülke özlemi ile en iyi dileklerimi iletiyorum.

    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2020.11.01, 15.45  MŞ.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: