24 Ağustos 2019 Cumartesi

TÜRKİYE BİR HEDEF ÜLKEDİR


         __ TÜRKİYE BİR HEDEF ÜLKEDİR__
·         Bu nedenle de Türk halkının çok daha bilinçli ve çağdaş değerlere sahip olarak, olayların görünen yüzünün ardını da araştırıp, analizlere girmesi gerekir.
·         TÜRKİYE kendi öz sorunlarını anlamak ve çözüm yollarını aramak zorundadır.
·         Bunun için de en önemli "ilk koşul" bireylerin kendi "akıl sağlıklarını" ve "özgür iradelerini" koruyarak düşünebilmeleri ve analiz yapabilmeleridir.
·         Düşünebilen, araştırabilen yurttaşlar kendilerine olan güvenlerini artırdıkca umutlarının da yeşerdiğini görecektir.
·         Ancak doğru çözümlemeler sonucu doğru "çözüm modelleri"ne girilebilir.
·         Güncel haberlerin içine düşmek ve onların görünen yüzüne bakarak karşılıklı bol sohbetler ve yönlendirmekler yerine "bireysel" olarak incelemeler ve araştırmalar çok daha somut verilere götürebilir.
·         Sadece siyasi yelpazede sol ve sağ olarak durup, güncel olaylara bakmak her zaman sağlıklı olmayabilir.
·         Ana yol aslında VATANIN öz değerlerine ve savunulmasında birleşmektir.
·         Bunun için de kişilere ve kurumlara bu perspektifle bakabilirsek daha iyi bir değerlendirmeye ulaşabiliriz.
·         Özellikle de şu an sistem olarak var olan "siyasi partileri" ve onların var oluş nedenlerini, güç aldıkları odakları, geçmişlerini ve bugünkü "var oluş" nedenlerini hassas bir biçimde irdelemek iyi olacaktır.
·         Devlet ise kendi başına bir güç kaynağıdır ve devletin güçlü olup var olması gerekir.
·         Devlet yönetiminde gelinen çağdaş model ise demokratik, parlamenter, anayasal bir sistemdir.
·         Bunun evrensel değerleri ve ölçütleri bellidir ve esas alınması gereken kıstas da bunlardır.
·         Bir anayasa olarak kabul edilmiş olan devletin temel ilke ve esasları Türkiye Cumhuriyeti'nin tek ve ilk modelidir.
·         Tüm yasalar ve düzenlemeler bugün geçerli olan anayasa maddelerine göre hazırlanır, kabul edilir ve uygulanır.
·         Anayasa ve tüm yasalar önünde herkes eşittir ve eşit muamele görür. Hiç kimseye farklı bir uygulama yapılamaz.
·         Bu anlamda belki de yurttaşlarımızın ilk olarak en yakınlarında bulundurmaları gereken de işte bu ANAYASA'dır.
·         İsteyen herkes internetden bulup, okuyabilir, inceleyebilir.
·         Güncel konu ve sorular ortaya çıktığında yine ilk baş vurulması gereken ana kaynak da "anayasa"dır.
·         Değiştirmedikleri sürece orada yazılı olan her bir madde geçerlidir ve de tüm ülkede her bir yurttaşı da ayırım yapmaksızın bağlar.
·         Anayasa bir hukuk sistemi içindeki en “üstün” yasadır. 
·         1982 Anayasası’nın 11. maddesine göre: “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. / Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.”
·          “Anayasanın üstünlüğü”, en başta yasaların Anayasa’ya aykırı olmaması gerektiğini ifade eder.
·         Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa’ya uygun yasalar yapmak zorundadır.
·         Dünyada bir çok anayasal sistemde, yasaların Anayasa’ya uygun olup olmadığı yargı organı tarafından denetlenir.
·         Bizim anayasal sistemimizde bu görev Anayasa Mahkemesi’ne verilmiştir.
·         Anayasa Mahkemesi Anayasa’ya aykırı yasaları iptal ederek “anayasanın üstünlüğü” ilkesinin hayata geçirir. 
·         Yasama organı gibi, yürütme organı da Anayasa ile bağlıdır.
·         İdari yargı, idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetlerken aynı zamanda idarenin Anayasa’ya uygun hareket etmesini sağlar. 
·         Yargı organı açısından da hukuk sistemindeki en üstün yasa Anayasa’dır.
·         Yargıçlar, önlerine gelen davalarda yasaları uygularken, uyuşmazlıkları çözerken veya “Türk Milleti” adına cezalandırma yetkisini kullanırken hep Anayasa’nın çizdiği çerçeve içinde hareket eder. 
·         Devlet organları dışında tüm özel ve tüzel kişiler de “anayasanın üstünlüğü” ilkesine saygı göstermek zorundadır. 
·         Anayasa’nın üstünlüğü, Anayasa’nın yasalardan daha zor değiştirileceği anlamına da gelir.
·         Örneğin, anayasaların bazı maddelerinin değiştirilmesi yasaklanabilir, "Anayasa"da değişiklik yapılması için yasama organında yasaları değiştirmek için aranan çoğunluktan daha fazla bir çoğunluk aranabilir veya anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesi için halkoylamasına sunulması şartı konabilir.
·         Bütün bu yöntemler değiştirilme açısından da anayasaların hukuk sistemindeki diğer kurallardan üstün olmasını sağlar. 
·         Temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan "Anayasa"; bireyleri diğer bireylere ve bireyleri devlete karşı koruyan hukuki bir kalkan işlevi görür.
·         Yaşama hakkından, düşünce özgürlüğüne; mülkiyet hakkından, çalışma özgürlüğüne insan onuruna yaraşır bir yaşamın teminatı "Anayasa"dır. 
·         Yurttaşların birer birey olarak içinde yaşadığı toplumu iyi tanıması ve olayları daha iyi çözümleyebilmesi için bu tür bilgiler ve bakış açıları gerekir.
·         Dost, arkadaş sohbetlerinde bu böyledir, değildir türü konuşmalarda zaman zaman ülkede geçerli olan yasaları ve de onların uygulamalarına da bakmak gerekir.
·         Araştırarak, inceleyerek, okuyarak yapılabilecek olan bilgilendirme insanları daha rahat ve bilinçli düşünmeye yönlendirir.
·         Dünyanın yapısallığı içerisinde Türkiye coğrafi ve stratejik olarak çok özel bir yerde olduğu için her zaman dikkati çekmiştir.
·         Petrol, kömür ve bor rezervleri yönünden zengin olması nedeniyle Anadolu yarımadası, üzerinde türlü oyunların döndüğü, çok değerli bir kara parçasıdır.
·         Birçok güç odakları ve çıkar çevreleri de Türkiye için, Türkiye'nin doğal zenginlikleri için hesaplar ve planlar yapmışlardır.
·         Bir de bazı projelerden söz edilir: Örneğin BOP, Büyük Ortadoğu Projesi...
·         Büyük Ortadoğu Projesi Tevrat’ta geçen, “Arz-ı Mev’ûd” yani “Vadedilmiş topraklar” inancından esinlenilerek oluşturulmuş bir projedir.
·         Onlara göre vaat edilen topraklar, iki büyük nehir arasıdır.
·         Hatta İsrail bayrağına bakarsanız, üstten ve alttan iki mavi çizgi, ortasında da Siyon Yıldızı yer almaktadır.
·         Bu iki mavi çizgi; Fırat ve Nil’dir.
·         Bu iki nehrin doğduğu ve aktığı tüm topraklar üzerinde İsrail, hak iddia etmektedir.
·         E tabi, bu iki nehirden biri, Türkiye’nin doğusundan başladığına göre…
·         ÇİN’İN son yıllarda tüm dünyaya yaptığı satışlar gittikce artmaktadır.
·         Sosyalist bir düzene sahip olan Çin, karın tokluğuna çalıştırdığı vatandaşlarının işlev potansiyelini maksimum güce çevirmiş, uydurma, taklit, ucuz sermayeli mallarla dünya pazarını istila etmiş durumdadır.
·         Türkiye’de elektronik eşyalardan giyeceklere, ilaç ve hatta gıda ürünlerine kadar, hemen her alanda bu sağlıksız ve ciddi tehdit oluşturabilecek ucuz Çin ürünleri yoğunluktadır.
·         Oyuncaklardaki kanserojen maddeler, çocukların sağlığını hiçe sayıyor.
·         Giyeceklerdeki radyasyonlu boyalar kanser riski taşıyor.
·         Çin ürünlerin yurda yayılması ile de milli üretim olasılıkları gittikce daralmaktadır. Onlarla rekabet şansı yok gibi olmuştur.
·         Kendilerince bazı planları ve teorileri olan diğer ülkeler de her zaman bir girişimde bulunma durumundadırlar. Örneğin, Ermenistan, Yunanistan, Rusya...
·         Öte yandan ABD özellikle kendi yakın doğu, orta doğu çıkarları için Türkiye'yi rahatca kullanmak istemektedir. 
   "Her an değişebilen ABD politikaları ile Türkiye dostca bir iş birliği yapmada zorlanmaktadır."
·         Avrupa 2. Dünya Savaşı'ndan yıkıntı halinde çıkmıştı.
·         Yeniden imarı, gıda ve tarımsal ihtiyaçları için yapılacak çok büyük harcamalara ait ödemelerin güçlükleri nedeniyle, paralarının satın alma değerlerini yüksek tutmak zorundaydılar.
·         Dünya liderliğine soyunan Amerika kendisine düşecek aşırı yükün hafiflemesi için; savaşa girmeyen, potansiyel kaynaklara sahip ve gelişme çabası içindeki Türkiye'ye şöyle diyordu:
·         - "Avrupa tarımsal ürünlere ve ham maddeye ihtiyaç duymaktadır.
·         - Size yapacağımız yardımlar, vereceğimiz krediler karşılığında, tarımsal üretiminizi ve ihracatınızı arttırabilirsiniz.
·         - Ancak bunun için öncelikle paranızın değerini dolar karşısında düşürmeniz gerekir.
·         Böylece batılılar kendi paralarının değerini koruyacaklardır.
·         Türkiye ise dış dünyaya açılacağını, kalkınacağını, Sovyetler ve Komünizm tehdidine karşı korunacağını düşünerek sevinmekteydi.
·         ABD bu çağrının ardından bir de tehdit savurmaktadır:
·         - "Sanayileşme, demir yolları yapımı vb. işlere sakın karışmayın. Bunları beceremezsiniz, ihtiyacınız olanları bizden veya fabrikalarını yeniden kuracak olan Avrupa'dan satın alabilirsiniz"
·         "Her ülkenin hedefleri var. Devletler bu hedeflere doğru yürünmesinde öncülük ediyor. Peki, Amerika'dan bize ihraç edilen bütün "devleti küçültme", "özelleştirme", "küreselleşme", "serbest piyasa" edebiyatına bakarak A.B.D.'nin hedefleri olmadığına, devletinin bu işlere karışmadığına mı hükmetmeliyiz? (OS)"
·         Suriye ise bir kargaşa, bir sorunlar yumağı durumuna gelmiştir.
·         Türkiye'nin Suriye'deki hedefleri ve gerçekleri ise ne yazık ki tam olarak anlatılamamıştır.
·         Tüm bu ve benzeri nedenlerden dolayıdır ki Türkiye kendisini korumak durumundadır.
·         Bu temel bir görüş ve ilkedir.
·         Bu nedenle de yasaları kendini koruyacak ve de savunacak düzeyde ve güçde olması gerekir.
·         Örneğin madenler konusu her zaman birçok tartışmaya neden olmuştur.
·         "Madenler yabancılara devredilemez ve satılmaz" kapsamında bir yasa vardı. Şimdi bu yasa yok!
·         Yer altı ve yer üstü doğal kaynakları, tarım arazilerini, denizleri ve akarsuları, ormanları birincil derecede ülke varlığı olarak görürüz.
·         Bunların korunması ve yabancı güçlerin eline geçmemesi için önlemler alırız.
·         Türkiye tarihi eserleriyle ve dinler tarihi geçmişiyle de dünyada eşsizdir.
·         Eğer bu temel esasların uygulanmasında bir eksiklik ya da yetersizlik varsa devlet, hükmet ve TBMM aracılığı ile yeni koruyucu çerçeveleri bulur, hazırlar ve uygular.
·         Dünyanın değişik ülkeleri kendi devletlerine de bu görevi ve yetkiyi vermiştir.
·         Bazı yaşam alanları devlet ve ülke, millet beraberliği için çok daha önemlidir.
·         Örneğin eğitim ve savunma "milli" ilkeler ve esaslar çerçevesinde oluşturulmalı ve yapısallaştırılmalıdır.
·         Devletin kuruluş amaçlarına ve ilkelerine ana hedeflerine uygun olarak bu tür alanlar yabancı ellere ve modellere teslim edilemez.
·         Bu genel görüşlerin uygulamalarda da yerini bulması "çağdaş" bir refah toplumu olabilmemizde önemli bir etkendir.
·         Bilim ve teknikde tüm dünya ile alış-veriş yapılabilmesi, özgürce "bilimde", "endüstride" ve "teknikde" yatırımların yapılabilmesi ile bir "üretken ülke" modeline geçilmelidir.
·         Kendi "anadili"ni ve kültürünü, tarihini bilen, çok iyi bilen yurttaşlar dünyanın gelişmiş ülkelerinin kullandığı dilleri de en iyi bir biçimde öğreneceklerdir.
·         Ülke hem kendi içinde hem de dünyanın gelişmiş ülkeleri içerisinde rekabet edebilecek düzeye gelmelidir.
·         Bunun için de bizlere, tüm bireylere görevler düşmektedir.

    Saygılarımla...
    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 22.08.2019. K.

--------------------- İncelenen kaynaklar:




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: