24 Ağustos 2019 Cumartesi

OKUMAYAN TOPLUM


               __ OKUMAYAN TOPLUM __
·        Okumayan, araştırmayan, düşünmeyen toplumlar oldukları yerden ileriye gidemedikleri gibi bu günkü fikir yapılarını ve de sosyo-ekonomik düzeylerini ve yaşamlarındaki estetiği yitireceklerdir.
                         "Ben zaten biliyorum, ne gereği var!"
              "Şimdi bir de bununla mı uğraşacağım!"
                        "Aman sen de!"
·        Böyle düşünüp böyle davranıldığı sürece de "O" karşı olduğunuz kişiler, kitleler ve çıkar grupları sahip olduğunuz ortamları ele geçireceklerdir.
·        En "tehlikeli insan yapısı" böylesine umursamaz, çok bildiğini sanan, biraz da burnu büyük ve kendinden başka değerleri kabul etmeyen türden olanlardır sanırım.
·        Sevgi ve saygı isteyenler, kendisinin beğenilmesini isteyenler ve de sadece kendi günlük hoşlandıkları ile zaman geçirenler ama ülkenin ve toplumun sorunları gittikce arttığında, çirkin ve beklenmedik olaylarla karşılaştıklarında "en önce" feryat edip, yakınanlar olacaklardır.
·        Bağırmak, feryat etmek, yakınmak bir işe yaramayacağı gibi onlar olayları ve nedenlerini de çözümleyemeyeceklerdir.
·        Kaldı ki bu toplumsal sorunların "sağlıklı ve başarılı çözümlere kavuşabilmesi için ise hiç de bir çabada bile bulunamayacaklardır.
·        Bu tür insanlar sadece cahil ve de okumamış kişilerden de olmayabilirler.
·        Hele bazıları olabilir ki çok diplomaları ve çok yüksek mevkileri bile olmuş olabilir.
·        Bir de oturup, fırsat bulduklarında çok çok ama hem tatlı, hem de bilgiçce konuşabilirler.
·        Ne çare ki bir insanın asıl tükenmişliği ve de yaşamdaki bazı savaşları yitirmesi her şeyden önce "kendini yenileyememesi", "entelektüel bakış açısını" geliştirememiş olmasından kaynaklanır.
·        İnsanlık tarihindeki tüm gelişmelerin, bilimsel çalışmaları en önemli ve belki de ilk etkeni "merak" etmektir.
·        Yani bir konuda merak duyabilmek, araştırıp, düşünüp, deneyebilmektir.
·        Ama yine bu türden kişiler kendi ana karakterleri gereği "sadece" bir küme insanı kendilerine yakın olarak hissederler ve o çemberin içerisinde geliştirdikleri bir "ortak kültür" ve iletişim ile tüm zamanlarını geçirirler.
·        Zaten, bu çember içinde olmak onlar için en büyük gurur olabildiği gibi en çok da zevki oradan alırlar.
·        Tüm bunlara rağmen, bir toplumu düştüğü zor günlerden, sıkıntılardan çekip çıkaracak ve aydınlık günlere, çağdaşlığa ve uygarlığa ulaştıracak olanlar da olacaktır.
·        Böylesi insanlar da vardır.
·        Bu tür insanlar her zaman "olumlu" düşünüp, "çok yönlü yetenekleri"ni de kullanarak zamanlarını ve çalışma alanlarını "en iyi bir biçimde" değerlendirirler.
·        Onlar sıkıntıların nedenlerini görüp, kavrayıp, analiz edebilirler ve entelektüel bakış açısını da kullanarak en iyi "çözüm yollarını" tez zamanda önlerine koyalar.
·        Büyük bir "öz güvenle" ve ivedilikle "inandıkları" ve "doğru bildikleri" yolda ilerlerler. Hem de arkasında hiç bir kimse olmasa bile...
·        Bu insanlar o toplumların önderleri de olabilirler.
·        Ait oldukları halkın kurtarıcıları ve aydınları da bunlardır.
·        Tarih içerisinde kendilerini göstermiş olan bilim insanları, devlet büyükleri, önemli askerler ve devlet kurucuları da bu tür ikinci model insanlardandır.
·        Bizim için ise en yakın ve önemli kişilik ise her türlü yönü ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
·        Onun çalışma ve düşünme yöntemleri, öz güveni, ileriyi görüşü, cesurluğu ve de önderliği, askerliği ve de devlet kuran kişiliği, devrimciliği, estetiği ve zevkliliği, düzgün konuşması, yılışmamazlığı, küfür etmemesi, doğruculuğu, verdiği sözleri tutması, yılmaz azmi, temiz duruşu... ne kadar tek tek önemli ve birbirini tamamlayıcı ise de kendini devamlı geliştiren kişiliği, okumaya ve araştırmaya verdiği önem tüm bunların yanı sıra onu hep besleyen bir alışkanlığı olmuştur.
·        Bugün Türkiye için iyi, ve güzel şeyler bekleyen insanlarımızın da daha önceki zamanlarda olduğu gibi Mustafa Kemal'in özelliklerini ve insan modelini kendilerine örnek almalıdırlar.
·        Biliyorum, günümüzde artık insanlarımız "her şeyi biliyor" olup, "okumaya gereksinimleri yoktur" diye düşüyorlar.
·        Buna rağmen, ben kendimce "üzerime düşen" kadarıyla okuyup, araştırıp, yazmağa çabalıyorum.
·        Belki, yazılarımı benim hiç görmediğim, tanımadığım insanlar okuyup, sevinebilirler.
·        Birilerine belki de "düşünce ortamında" yararlı olabilirim.
·        Onlar bana bir "geri dönüm" yapmasalar bile, ben yine de hem kendim için, hem de inandığım ilkeler için, umutlarım için yazmak istiyorum.

    Saygılarımla...
    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 25.08.2019, K.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: