24 Ağustos 2019 Cumartesi

Toplumun Ruh Sağlığı Bozuldu

Toplumun Ruh Sağlığı Bozuldu
·        Türk halkının psikolojisi her geçen gün biraz daha bozuluyor.
·        Bir toplumun ruh sağlığını etkileyen ve belirleyen çok fazla etken vardır.
·        Bunların başlıcaları ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitimsel... olarak gruplandırılabilir.
·        Bir ülke ve onun toplumu, halkı diyerek baktığımızda coğrafi konumunu ve o ülkenin stratejik yapısını, öz değerlerini de birlikte düşünmek gerekir.
·        Tüm etkenlerin bileşkesiyle oluşan "toplum" kendi içerisinde de tabii ki birçok kitleyi, grubu, sınıfı.. barındır.
·        Hiç bir zaman göz ardı edilmemesi gereken ise şu olmalıdır:
-Toplum ve onun değerleri, kodları, normları çok uzun süreden beri gele gelen tarihsel, sosyo-ekonomik geçmişi ile birlikte oluşur.
-Dengeler ve karşılıklı alış-verişler, huzur ve o toplumun sağlıklılığı işte bu geçmişten gelen yapısallığı ile orantılıdır.
·        Toplumların, kitlelerin, bireyleri "kod"ları ile kısa zamanda ve de olumsuz oynanıldığında ortaya ne gibi bir durum çıkacaktır?
·        Bunu kimse garantileyemez.
·        Toplumdaki çaresizlik duygusu, kabul görememe duygusu, ekonomik çöküş, adil olmayan bir kamu düzeni, ahlaki çöküntüler, güvensizlik, sahip çıkılmadığına inanmak vb. duygular ile bir toplum, geniş kitleler çok büyük buhranlara sürüklenirler.
·        Bu KAOS ortamı ise sadece "çıkarcı" ve "sömürücü" güçlere ve onların siyasi organlarına yarar.
·        Bu yapısal değişiklik bir anlamda o toplumun kendi tarihinden gelen kazanılmış normatik değerlerinin alt üst edilmesidir.
·        Bu da son derece tehlikeli olup, kendi toplumuna, kendi öz değerlerine açılmış bir savaş gibidir.
·        Ve bu durumda olan toplum, o geniş kitleler her türlü saldırıya ve ele geçirmeğe uygundur.
·        Belki de asıl istenilen de budur....
·        Birey ve aile sağlıksızlaştırılır ve kendi öz iradesinin dışına çıkarılır.
·        Hazır hale getirilmiş bir sağlık sistemi içerisinde uygulanan yöntemler ve mekanizmalarla bir sürü ilaca bağımlı hale getirilir.
·        Depresyonlar için verilen "anti depresan" ilaçlarının yıllık toplam tutarları şaşırtacak derecede yüksektir.
·        Ekonomik ve sosyal sorunlar ile temel haklardaki gerilemeler sonucunda bireylerin ruh sağlığı ve bunun beraberinde toplumun psikolojisini bozulur.
·        Birden hiç alışılagelmemiş ani ve çok radikal çıkışlar, intiharlar, hünkarca cinayetler, kitlelere saldırılar, aile içinde gittikce artan şiddet, zayıf olana, kadına yönelik tacizler, saldırılar....
·        Sağlık Bakanlığı verilerine göre psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle sağlık kuruluşlarına 2012 yılında 9 milyon 504 bin 820 olan başvuru sayısı 2016 yılında ise 12 milyon 141 bin 255 olarak gerçekleşti..
·        2012 yılından 2017 Eylül ayını kapsayan 5 yıllık süre içinde 60 bin 850 kişinin intihar girişiminde bulunduğu ülkemizde psikolojik şikayet başvuruları yüzde 27 artış gösterdi.
   -Verileri değerlendiren psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Murat Paker, Türkiye’nin psiko-politik bir krizin içinde olduğuna işaret etti.
·        Ülkemiz madde bağımlılığı konusunda da kırmızı alarm vermektedir.
·        Tümüyle bakıldığında dozunun gittikce artığını gözlemlediğimiz olaylar sıralaması ve bunların sık aralıklarla üst üste gelmesi toplumda bir panik havasının esmesine neden olur.
-Bireyler daha da bir çaresiz hissederler kendilerini.
-İçlerinden büyük bir öfke dalgası yükselir.
-Kendilerini anlatamama, adaleti bulamama ruh durumu bireyin öz dengesini bozar.
·        Çözüm, çare, analiz, iyileştirme, hak, hukuk, kanun, ben, biz, bugün, yarın.... sarmalında karışan kafalar daha da bir bunalıma düşer.
·        Aranılan huzurlu ve dengeli toplum için ilk bakış devlete yöneliktir. Devlet ise elindeki anayasa ve yasalar ile ortaya çıkabilecek olan bu tür durumlara karşı önlem almış da olabilir.
·        Çok iyi yasalar kabul edilmiş ve örnek maddeler hazırlanmıştır, denilebilir.
·        Tüm bunların uygulanması ise hukuk sisteminin içindeki uygulayıcı bireylere ve onların bireysel eğilimlerine sosyal, kültürel ve siyasi yandaşlılıklarına da bağlıdır.
·        Birçok mahkeme duruşmasında çok açık ve çok da hünkarca işlenmiş cinayetlerde "hafifletici" sebeplerle dava görülebilmektedir.
·        Bu da zaten sarsıntı geçirmekte olan bireyin ruh durumunu daha da kötüye götürmektedir.
·        Güven yitirme ve değersizleştirdiğine inanmak ruh sağlığını olumsuz etkiler.
·        Adalet algısı yıprandı
·        Çekilmez koşullarda yaşayan, bunca soruna tanık olan ve toplumsal çelişkileri iliklerine kadar hisseden emekçilerin “biz ne için yaşıyoruz?” diyerek çeşitli yönlerden bir sorgulama içine girmemesi mümkün mü?
·        Türkiye’de psikolojik sorunların 2009 yılından itibaren sıçramalı bir şekilde artmasının önemli nedenlerinden biri de işsizliktir.
·        2008’de patlak veren dünya ekonomik krizi Türkiye’de de işsizliği çığ gibi arttırmıştır.
·        Ailenin geçim derdi, çocukların sağlık sorunları, okul masrafları karşısında çaresizliği ve çıkışsızlığı insanın beynini kemirip durur, soruların ardı arkası kesilmez.
·        Gün içinden gelen haberler, şehit haberleri, terör saldırıları...
·        Terör olaylarının tekrarlanmasının insanların "güvende olduğu" duygusunu zedelediğini belirten Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Psikiyatrisi Çalışma Birimi üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya,
       - "Bu tür terörist eylemlere izin vermeyecek bir güvenlik ağının kurulması devletlerin asli sorumluluğudur. Aksi takdirde bu örselenmiş bir topluma yol açar" dedi. 
·        Güvende olma duygusunu sarsacak birçok şey ard art arda oldu ve insanlar artık "Ben de yaşayabilirim, ben de mağdur olabilirim" demeye başladı.
...... Bu da maruz kalanlar ve yakınları kadar izleyenlerde de yani tüm toplumda çeşitli derecelerde örselenmeye yol açtı.
·        Toplumda öfke patlamaları ve tedirginlik yaşanıyor.
·        Hasta bir toplumda sağlıklı kalmak mümkün mü?
·        Ruhumuzun “bağışıklık sistemi” güçlü kaldığı sürece “sakatlanmalardan” korunarak sağlıklı kalabiliriz.
·        Kronik kitlesel işsizlik önlenmeli ve üreten bir topluma dönüşülmelidir. Hukuka olan güven yeniden kazandırılmalıdır.
·        Sakin ve huzur dolu bir toplum oluşturulması için siyasi söylemlerde kullanılan dil değiştirilmelidir.
·        Sadece paraya, şöhrete ve makama yönelik olarak topluma yapılan üstünlük etkisinden vaz geçilmelidir.
·        Üreten bir toplumun olduğu yerde emek de en iyi değeri bulmalıdır.
·        Sosyal güvenceler ve gelir düzeyini yüksek tutma çabaları verilmeli ve bunlar garanti altına alınmalıdır.
·        Eğitim sisteminin çağdaş, bilimsel ve milli bir duruma acilen getirilmesi gerekmektedir.
·        Zayıflara, yoksullara, çocuklara ve kadınlara olan bakış açıları olumlu yönde geliştirilmeli ve uygulamalarda pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.
·        Çocuğa ve kadına karşı yapılan taciz ve saldırılar çok ağır cezalarla karşılık bulmalıdır.
·        Toplumda kitleler arasında dayanışma ve karşılıklı hoş görü ortamı sağlanmalıdır.
·        Batıl inançlardan, kötü töre geleneklerinden kurtulmalıdır. Bu alanda yasaların getirdiği uygulamalara yer verilmelidir.
·        Ancak, bilinçli, uygar ve çağdaş bireyleri hedefleyen kalkınma ve geliştirme modellerine yönelebildiğimizde toplumun ruh sağlığını kurtarabiliriz.
·        Bunun için de yine ön koşul "üretime dayalı bir milli ekonomi" ve "kalkınma modelleri"yle refah düzeyini artırmak ve "adil bir dağılım"ı sağlamaktır.
    
Saygılarımla...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 24.08.2019, K.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: