15 Haziran 2019 Cumartesi

Kent ve Kentlilik

Kent ve Kentlilik
§        Bir kentin kültürel düzeyi, insanların yapısı, kentleşme çizgisi, o kentin yönetimine kimlerin katılabildiği, tarihsel dokudan, coğrafi mirasdan ne denli yararlandığı... gibi ölçekler bileşkesi "o kentin" nasıl bir YER olduğunu, "yaşanılabilir" bir kent olup olmadığını gösterir.
§        Bizler hayallerle, arzu ve isteklerle, var sayımlarla o kentin bugünkü "gerçek" durumunu pek değiştiremeyiz.
§        İstesek bile "gerçekci" olmaz.
§        Acil olarak yapılması gereken TEK şey ise yönetici ve görevli kadrolarının "dürüst", güvenilir ve "iyi" ahlaklı insanlardan oluşmasını sağlayabilmektir.
§        Bunun için de ille de bir siyasi partinin üyesi olmak ya da bir siyasi partiyi desteklemek gerekmez.
§        Sağlıklı bir yurttaş bilinci ile kamu çıkarlarından yana olmak gerekir.
§        Bunun ön koşullarının en başında ise "hukuğun" üstünlüğünün işlemesi ve yasaların doğru bir biçimde uygulanması gerekir.
§        Yurttaşlık bilinci ve sorumluluk anlayışı ne denli önemli ise ayni şekilde bir "kentlilik" bilinci ve sorumluluğu da çok önemlidir.
§        Son yılların iç göçlerinden etkilenen ve toplumsal yapısı oldukca karışıklığa uğramış ve nüfus "patlamaları" ile birden karşılaşmış "yeni tip" kentlerde ise bir "kentli" profilini aramak çok zordur.
§        Ayrı ayrı mahalleler, sokaklar paylaşılmış; ayrı, ayrı kültürler "yaşam alanları" olmuşsa ve "göç" ederek gelmiş o insanlarda kimlik olarak her zaman "geldikleri" yöreler geçerli ise, yeni bir "kent kültürü"nden söz edilemez.
§        Bu sosyo ekonomik sorunsal doğal olarak politik yapıyı da etkiler.
§        Kentin politik yapılanmasında, siyasal partilerde yer alma konusunda ise o kentin yaşayan nüfusunun çok az bir kesimi kendisinde bir "çekim alanı görür.
§        Özellikle son yıllarda bu alanda daha çok iş adamı kimliğini öne çıkaranlar yer almaktadır.
§        Bu kişiler ise kendi aralarında birbirlerini çok iyi tanırlar ve çekişirler ise de nüfusun çok büyük bir kesimi bu yapıdan habersiz gibidirler.
§        Ancak seçim zamanında mahallelerine gelenleri ve onların yaptıkları etkinlikleri tanırlar. Seçimleri de kendilerine popülistce yaklaşandan yanadır hep.
§        Tüm bu yapılanmadan dolayı da yeni tip kentlerde bir "kentli" portresi de tam oluşamaz.
§        Kentliliğin gerektirdiği ortak görgü, gelenek, duygu paylaşımı, okur, yazarlık, kent yaşamında yer alabilmek ve de bir "sahip çıkma" ile birlikte "kent sevgisi" pek oluşamaz.
§        Bir de genel bilgi eksikliği ve uygarlık ile ilgili olabilecek bir "vizyon" anlayışı da yok ise, işe yarayabilecek bir kentlilik "aramak" çok zordur.
§        Kentlilik önemli midir?
§        Soru olarak hemen evet "denilemez" gibi gelse de günümüz dünyasında "yaşanılabilir" bir kentimiz olsun diyor iseniz, ayni zamanda da bir kentli "bakış açısı"na ve "bilincine" sahip olmak gerekir.
§        Bunun için de bireylerin kendilerince bir yol çizip, emek de harcamaları çok yararlı olur.
§        Ne yazık ki Türkiye son dönemleri ile çok da olumlu bir tablo çizemiyor:
     - Yozlaşmalar, betonlaşmalar, çıkar kavgaları, hukuğun yara alması, tüketim toplumunun kıskacında olmak, doğa ve çevre sorunları, gelir düzeyinin düşüklüğü, umursamazlık, kişisel tükenmişlik... vb. etkenlerle de kentlerin "istenilen" çizgilere erişememesi gözlemlenmektedir.
§        Hiç olmazsa bireylerin daha "duyarlı" olabildiği bir topluma doğru yönelebilsek ne güzel olurdu...
                   
     Saygılarımla...
     Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 14.06.2019, K.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: