24
Haziranda TÜRKİYE
·
24
hazirandan sonra İstanbul değil TÜRKİYE konuşulacak.
·
Türkiye'nin
ekonomisi, siyasi devlet modeli, özgürlükler ve demokratik temel koşullar...vb.
konuşulmağa hızla başlanılacaktır.
·
Dış
politika ve savunma politikası gündemi çok meşgul edecektir.
·
Yeni
oluşumlar, yeni parti kurma girişimleri, partilerin kaybedeceği oylar ... vb.
konuşulacaktır. ..
·
Türk
milleti son verilere de bakarak ülkenin genel gidişini, sisteme olan
endişelerini vb. yeni baştan gözden geçirecek.
·
Türk
milleti son verilere de bakarak ülkenin genel gidişini, sisteme olan
endişelerini vb. yeni baştan gözden geçirecek.
·
Bu
tür yapılanmalardan rahatsızlık duyan dindar kesim Türkiye'nin ana sorununun
demokratikleşme olduğunu çok daha iyi anlayacak
·
Özellikle
de islamî, ve kuranî kültürü ve bilgisi olan ve Kur'an- Kerim'i kendilerine
kitap olarak kabul eden, tarikatlara karışmamış "dindar" kesim bundan
sonra daha bir dik duracak ve adalet devletinden yana olacak.
·
Din
adını kullanarak yapılan her türlü siyasi ve ticari suiistimaller, İslam
referansı ile tezgahlanan işler ve örgütlenmeler eskisi gibi kabul görmeyecek.
·
Demokrasinin
önemine ve kurumlarına inan kesim ise daha da bir derinlemesine düşünmeye ve
yurt sever özelliklerini ve uygarlık düzeyini yükseltme girişimlerini
geliştirecektir.
·
Marjinal
kesimler ise içlerinde bulunduğu klik yaşamından çıkmaktansa o durumun
kendilerine verdiği hazda yaşamaya devam edeceklerdir.
·
Genç
kesim ise kendi çıkmazlarının analizlerini daha da yoğun bir şekilde yapmağa
yönelecekleridr. Okumuş, yüksek tahsil yapmış ama işsizlikle boğuşan gençler
ise içinde bulundukları sarmaldan kurtulabilme yollarını ararken daha da bir
ülke sorunlarıyla ilgilenmeğe başlayacaktır.
·
Tahsil
görememiş genç kesim ise içinde bulunduğu durumun suçunu kaderden ve
çevresinden aramaktan vaz geçip, daha çözüme yönelik düşünceler üretmeğe
yöneleceklerdir.
·
Türk
entellektüelleri ise yine kendi içlerinde düşünüp, yorumlar yapmağa devam
edeceklerdir. Çok az sayıda da olsa yazabildiklerinde her zaman olduğu gibi
gizli bir korkunun izleri görülecektir.
·
Anneler
ise artık daha da sorunlu bir yaşamın kendilerini ne denli etkilediğini
göreceklerdir.
·
Yaklaştığı,
sığındığı sosyal grupların ise bir çözüm getirmediğini yavaş da olsa
kavrayacaklardır.
·
Bireysel
sıkıntıların bir sistemsel hatalardan kaynaklandığını anlayacaklardır.
·
Özellikle
aile içi dayanışma ve çocuklarına destek verme konusunda en büyük yükü
üstlenmiş olan anneler artık bir anlamda seslerini daha da çok çıkaracaklardır.
·
Onlar
örgütlü çalışmalarda görülmese de sokakda daha çok kendilerini hissettireceklerdir.
Saygılarımla ...
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 18.06.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: