OKULLARDA TÜRKÇE
"ANADİLİ" DERSİ
Anadilimiz Türkçe'nin okullarımızdan
silinmekte olduğu konusunda anne ve babalarımızın dikkatlerini çekmek
istiyorum.
Bu çok önemli konuda çok değerli Türk
halkının yardımlarına ve desteklerine seslenmek istiyorum:
·
Hepimizin bildiği gibi bir dil ve en
önemlisi anadili ancak ve ancak okullarda çağdaş yöntemlerle sözlü ve yazılı
olarak öğretildiğinde kalıcı olur.
·
Bir insanın kendi anadilini öğrenmesi onun
hem en doğal hakkı, hem de görevidir.
·
İnsan kendi anadilinde ne kadar güçlü ise
diğer dilleri öğrenmede de o denli güçlü olur.
·
Ancak, Türkçe'si iyi olanın Almanca'sı da
iyi olur.
·
Bizler çocuklarımızın derslerde başarılı
olmasını istiyoruz. Kendi anadillerinde çok güçlü olabilmelerini sağlamalıyız.
·
Kişiliklerinin gelişmesini ve bu sağlam
zemin üzerinde onların tüm derslerde başarıya ulaşabilmelerine giden yolu
açabilmeliyiz. Böylelikle çocukların okullardaki başarıları artar.
·
Bugün bilimsel olarak kabul edilen ve
kanıtlanan bir gerçek de şudur:
·
Bir çocuk kendi anadilinde ne kadar güçlü
olabilirse bir diğer dili de o ölçüde iyi ve sağlam olarak öğrenebilir.
·
Bizim çocuklarımızın Almanca'larının çok
iyi olabilmesinin ve de Alman okulundaki tüm derslerinde başarılı olabilmesinin
tek ve en önemli etkeni onun anadilinde Türkçe'de çok iyi okur ve yazar, anlar
ve anlatabilir olmasına bağlıdır.
·
Bu gerçeği de göz ardı etmek çocukların
başarısının düşmesine yol açar. Bu nedenle de Almanca öğrenmeye Türkçe bir
engel değil tam tersine bir "olmazsa olmaz" önkoşuldur.
·
Bu gerçeğe karşı çıkmanın ise hiç bir
bilimsel değeri yoktur. Türkçe dersi bir yük değil çocuğun bir donanımı, bir
zenginliğidir. Okuldaki genel başarısını arttıracak en önemli etkendir.
·
Kendi anne ve babalarıyla, kardeşleriyle
Türkçe anlaşabilen çocuklarla o aile daha mutlu olur ve sorunlar çok daha kolay
çözülür.
·
Evlerde , yalnızca konuşmaya dayanan, arada
bir kullanılan Türkçe ise çok yetersiz kalacaktır.
·
Türkçe'nin okulda çağdaş yöntemlerle
öğretilmesi gerekmektedir.
·
Çocuğun kendi kültürüne ve ailesine bağlılığı
Türkçe öğrenmekle daha da artar. Bu toplumda bir başına köksüz kalmışlıktan
kurtulur. Çok kültürlü bir yaşamın gerekli olan tabanını kazanır.
·
Türkçe çocuğunuzun görüş ufkunu genişletir,
dünyaya daha geniş bir açıdan bakabilmesini sağlar.
·
Türkçe öğrenmekle de Türkçe’nin o çok
geniş ve zengin dünyasını, yazılı edebiyatını ve sanatını, tarihini tanıma
olanağı bulur. Böylelikle de hem kendine güvenir, hem de çok güçlü bir dilin
bir üyesi olmanın huzurunu ve gücünü kendisinde duyar.
·
Bu zenginliğini de Almanya toplumuna
yansıtabilir ve çok kültürlülüğe katkıda bulunur.
·
Son yıllarda doktor, avukat, eczacı... gibi
işverenler özellikle Türk gençlerini de işe alıyorlar ve onlardan Türklerle
Türkçe konuşup kendi işlerini daha kolay yürütebilmelerini bekliyorlar.
·
Bu da ancak Türkçe’si iyi olan, onu sözlü
ve yazılı çok iyi kullanabilen gençler için daha bir öncelik olmaktadır.
·
Türklerin açtığı işletmelerde artış
gözlenmektedir. Buralarda çalışacak hem Türkçe'si, hem de Almanca’sı çok güçlü
gençler aranmaktadır. Buna bir de Avrupa Topluluğu çerçevesinde Almanya ve Türkiye arasında
yapılacak olan ticaret, turizm, taşımacılık... dallarında gelişecek işleri
eklemeliyiz.
·
Bu işleri de neden bizim çocuklarımız
yapmasın? Bunun için de tabii Türkçe ve Almanca belki de iyi bir Ingilizce...
gerekli olacak.
·
Çocuklarımız ileride Türkiye’ ye
döndüklerinde ya da Türkiye’ de iş yapmak istediklerinde ise Türkçe yine en
önemli konu olacaktır. Tatillerde bir yabancı gezgin havasında Almanca ya da
kırık-dökük Türkçe yerine düzgün Türkçe‘si olan kuşaklar ancak bugünkü anne ve
babaların bilinçli davranışlarıyla olacaktır.
·
Bizim çocuklarımız için Bavyera okullarında
Türkçe anadili dersleri verilmektedir.
Çocuklarımızın katılacağı Türkçe dersi, kural olarak, çocuğun kendi devam
ettiği okuldadır.
·
Son yıllarda Türkçe derslerine katılımda ne
yazık ki büyük bir azalma gözlenmektedir. Bunun nedenleri araştırıldığında anne
ve babaların bu konu üzerinde pek düşünmediği ve Türkçe dersine gereken önemi
veremediği ortaya çıkmaktadır. Bu da çok şaşırtıcı ve üzücü bir durum yaratmaktadır.
·
Son yılların istatistikleri çok karamsar
bir tablo sergilemektedir. Çocuklarımızın genel başarısının diğer halkların
çocuklarına göre çok daha düşük olduğu görülmektedir.
·
Türkçe dersleri konusunu çok daha ciddi biçimde düşünmeli ve bu dersi gelecek
kuşaklar için de istemeliyiz.
·
Çocuklarımızın gelişmelerinde ve Alman
okulundaki başarılarına anadilin oynadığı rolü ve önemini göz ardı edebilmek ise olanaksızdır.
·
Şu anki durum içler acısı bir tablo
sergileme yolundadır. Bu böyle giderse önümüzdeki yıllarda okullarımızda Türkçe
dersleri hemen hemen kalmayacaktır. Çocuğumuza anadilimizi öğretebilmek ancak bir hayal olacaktır! Bu ise hiç de iyi
bir gelişme değildir. Sonuçda asimilasyona doğru bir gidiş gözlenmektedir.
·
Bavyera eyaleti Türk çocuklarına kendi
anadillerini öğrenmeleri konusunda bir hak tanımıştır ve bu da yasalarla
garanti altın alınmıştır. Neden bu hakdan yararlanmayalım? Bunu yitirdiğimizde
yeniden kazanmak ise hemen hemen olanaksız olacaktır.
·
Türkçe‘nin geleceğine yön verecek olanlar yalnızca
biz anne ve babalarız. Alman’ların bu durumda yapabildikleri ise yalnızca
bizlerin başvurularına göre Türkçe dersini sağlamaktır.
·
Esas görev bizlere, Türklere düşmektedir.
Bu görevimizi de hem kendi adımıza, hem de çocuklarımızın gelecekleri adına
yerine getirmeliyiz.
·
Çocuğunuzun Türkçe dersine katılmasını
sağlayınız. Başvurularınızı geciktirmeyiniz. Okul müdürlüklerine gerekli
başvuruları yaptığınızda çocuğunuzun Türkçe dersine katılması sağlanacaktır.
·
Bu konuda gereken duyarlılığı gösteriniz. Kentinizdeki
"Schulamt"ının yöneticisi ile görüşün. Bu konuda gerekli yardımları
yapmaya çağırın. Birçok Alman öğretmen
ve yönetici Türkçe derslerine katılımın gerilemesini üzülerek izlediklerini
dile getirmiştir.
·
Tüm okul müdürleri ve sınıf öğretmenleri ve
diğer öğretmenler, "Schulamt" görevlileri tüm anlayışı ve kolaylığı
göstermek zorundadırlar.
·
Eğer bu konuda bir zorluk ya da
anlayışsızlıkla karşılaşacak olursanız Türk kuruluşlarına başvurabilirsiniz.
Çocuğunuzun Türkçe dersine katılmasını kesinlikle istemelisiniz ve çaba
göstermelisiniz.
·
Almanya gibi gelişmiş bir ülkede çocuklarımızın
anadilleri Türkçe’yi en iyi biçimde öğrenmeleri ancak bizlerin isteği ile
gerçekleşecek çok büyük bir şanstır. Bu şansı çok iyi kullanmalıyız.
·
Çocuklarımızın Türkçe dersine katılmalarını
sağlayalım, ortaya çıkacak sorunlarla birlikte mücadele edelim. Herkes, her
kuruluş bu konuda kendine düşeni yerine getirmelidir.
·
Bu iş başkalarının işi değil, hepimize
düşen bir temel görevdir.
·
Anadilimize, Türkçe'ye, Türkçe derslerine tek,
tek bireyler olarak da olsa sahip çıkalım.
Sevgi ve saygılarımla….
Öğretmen
Gönen Çıbıkcı,
11.07.1999,
Goldbach,
11.01.2019, M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: