Bizim İnsanımız
Ø Bizim insanımız hiç de aptal
değildir, belki de, ama “akıllı” da sayılmaz.
Ø Öyle çok da okur falan da değildir.
Ø “Okur yazar” olanlarımız da, “diploma”ları
olanlar da aslında sadece görevlerini yapmışlardır sanki, okuldaki derslerine
çalışmışlardır.
Ø Ne eksik ama ne de fazla...
Ø Geleneksel anlamda ailelerimiz de
öyle pek sıkmazlar çocuklarını.
Ø Yeter ki okula gitsinler, gelsinler
bir başlarına bir dert açmasınlar, yeter.
Ø Zaten kendileri de böyle
yetişmişlerdir aslında, böyle görmüşlerdir.
Ø Belki çok varlıklılar ya da bazı
aileler fazladan çok özenmişlerdir çocuklarına, genel kültürleri gelişsin, çok
çok kitap okusunlar diye.
Ø Okulda da zaten öyle çok şeyler de
beklenmez temelde.
Ø Doğru dürüst otursunlar sınıfda,
derslerine çalışsınlar, saygısızlık yapmasınlar... Bunlar yeterli sayılır.
Ø Öne geçen, çok başarılı olan,
yüksek yüksek okullara giden çocuklar ise bir muammadır sanki...
Ø Acaba çocuk mu çok akıllıdır, yoksa
aile mi, ya da öğretmenler mi çok gayretli idiler... Bunu bir türlü çözemez
bizim insanımız.
Ø Yani sonuçda bir bakarsınız ki öyle
çok düşünen, araştıran, sorgulayan insanlar değildir bizim insanımız.
Ø Birazcık rahattır, birazcık da
kendince akıllıdır.
Ø Ama hiç de öyle fazla okuyan,
araştıran, sorgulayan tipden değillerdir.
Ø Tabii başlarının derde girmemesi
gerekir. Bunu çok açık bilirler ve ona göre de yaşarlar.
Ø Haa…. hani kendisi için, kendi
gelişimi için bir şeyler yapmak gerekebilir, diye düşünen ve kendisini daha
yüksek düzeye çıkarabilecek bir insan olabilmek için, “kendisi için” oturup ayrıca
fazladan uğraşmak, zaman ve emek harcamak da istemez, aklına bile gelmez
çoğunun.
Ø Nasıl olsa “hayat” akıp,
gitmektedir tatlı tatlı...
Ø Dost sohbetleri, güzel arkadaşlıklar,
beğenmeler, beğenilmeler... Eğlenceler, yemeler, içmeler, gezmeler...
Ø Yaşamı zaten bunlar tatlandırmaktadır.
Bir de fazladan ...
Ø Memnundur bizim insanımız
yaşamından, olup, bitenden.
Ø Bazen bir şeyler karışınca,
toplumda kargaşalar çıkınca, huzur bozulunca da bir anlam veremez ama hemen
kulaktan dolma şeyleri yükler kafasına ve bunları da çevresine aktarır, durur,
sanki çok akıllı imişcesine...
Ø Olsun, kendisi mutludur ya, esas bu
önemlidir, ona göre.
Ø Zaten yaşamında en önemli kazanımı
da “çevresi”dir, kazandığı arkadaşlıklardır.
Ø Bunu da çok önemser ve de her zaman
dile getirir, anlatır, durur. Hep öne çıkarır, sevinçle...
Ø Kısacası “okumak, araştırmak,
sorgulamak” pek de bizim insanımızın işi değildir. Onu sıkar.
Ø Zaten otuzundan, kırkından sonra da
bu iş olmaz. Bunu iyi bilir.
Ø Çocukluğunda deseniz, kimin aklına
gelir ki...
Ø İşte bizim insanımız böyledir,
akıllıdır. Hep kendini, kendi çıkarlarını bilir ve onları korur.
Ø Bununla da öğünür durur.
Bizim insanımız işte böyledir.
Sağ olsunlar...
Kendilerine sevgilerimi sunarım.
Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 16.01.2019, M.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: