TÜRK MİLLETİ
A) Türk
milleti' ifadesi ne anlama gelir?
Türk milleti
ifadesi, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan bireyleri tanımlamak için kullanılan
siyasi ve kültürel bir kavramdır.
Atatürk'ün ve
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisinin temelini oluşturan bu kavram,
etnik bir kökene değil, ortak bir kültüre, tarihe, dile ve geleceğe sahip olan
insanları kapsar.
Bu söz,
Atatürk’ün millet anlayışını ve bu anlayış doğrultusunda inşa ettiği
ulus-devletin temel değerlerini anlamak açısından önemli bir başlangıç
noktasıdır.
Millet kavramı,
modern Türkiye’nin inşasında hem “düşünsel” hem de “siyasal” bir temel olarak
öne çıkar.
Osmanlı’nın çok
kimlikli yapısından ulus-devlet modeline geçiş sürecinde, hem Atatürk’ün
pratiğe döktüğü millet anlayışı hem de Ziya Gökalp’in kuramsal katkıları
belirleyici olmuştur.
Osmanlı’dan
kalan dağınık toplumsal yapı içinde yeni bir millet yaratmak, Atatürk’ün en
büyük vizyonlarından biriydi. Onun millet anlayışı, ortak dil, kültür ve ülkü
birliği etrafında şekillenen kapsayıcı bir kimlik inşasını esas alıyordu.
Atatürk’ün
devamında söylediği “Millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı
vatandaşların teşkil ettiği bir politik ve toplumsal heyettir” ifadesi,
millet kavramını tanımlarken temel alınan ortak unsurları açıkça ortaya koyar.
Atatürk de bunu
çok iyi anlamış ve imparatorluğun ardından geriye kalan kimliksiz bir halktan
yeni bir millet yaratmıştır. Türk kimliğini, tarihini, dilini ve kültürünü
yeniden tanımlamış ve bu unsurlar etrafında toplumu birleştirmiştir.
Atatürk, bu
anlayışla “Ne mutlu Türk’üm diyene!” demiştir.
Burada “Türk
olana” değil, “Türk’üm diyene” ifadesi kullanılmıştır; çünkü Türk olmak onun
için bir soy ya da kan meselesi değil, ortak değerler, kültür, dil ve aidiyet
meselesidir. Atatürk’e göre millet, bu değerler çerçevesinde kendini Türk
olarak tanımlayan herkesin bir araya geldiği büyük bir bütündür.
. Mustafa Kemâl
Atatürk, bir Türk milliyetçisidir.
22 Mayıs
1919'da yazdığı raporda millî birlik, millî egemenlik ve Türk duygusunu amaç
edinmişti.
İlk hedef Türk
milletinin Türkiye'de bağımsızlığını elde etmesidir.
Türk milletinin
oluşumunda tabiî ve tarihî bağlar ki, dil birliği, tarihî hatıralar, ahlakî örf
ve âdetlerde ortak karakter, yurt ve siyasî varlıkta birlik şartlarıdır ve
bunların hepsi de Türk milletinde vardır.
Ortak kültür
mirasına sahip fertlerin teşkil ettiği millî birlik ise, bütün bu unsurların
bağları ile güçlenir.
Atatürk'ün
deyimi ile, "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünü millî benliğimizin bir
ifadesi olarak kullanabiliriz
. Türkiye Cumhuriyeti'nin millet-ulus tanımı
ta 1923'ten beri yurttaşlık bağını esas alır; Cumhuriyeti kuranlar "Türk
Milleti" derken sadece ırk ve köken olarak Türk olanları değil,
"Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan tüm yurttaşları",
etnik köken, ırk, din ve mezhep bakımından ayırmadan “Türk Milleti” olarak
tanımlamıştır.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesindeki ve kurucu 1924 Anayasası'ndaki Türk
Milleti tanımı ırka, dine, mezhebe dayanmayan kavrayıcı, kapsayıcı, çağdaş ve
demokratik bir tanımdır.
1924 Anayasası'nın 88.Maddesinde millet "Türkiye ahalisine din ve ırk
farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur" diye
tanımlanır.
Atatürk de 1930'da “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” kitabında milleti, "Türkiye
Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir" diye tanımlar.
Dünyanın uygar
uluslarında bu yaklaşım geçerlidir.
Bu ifadeyi daha
iyi anlamak için üç temel noktaya odaklanabiliriz:
-Siyasi
ve Hukuki Anlamı: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre, "Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığı bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür."
Bu
madde, Türk kavramının etnik değil, bir vatandaşlık bağı olduğunu açıkça ortaya
koyar.
Yani,
Türk olmak bir ırka mensup olmak değil, Türkiye'ye vatandaşlık bağıyla bağlı
olmaktır.
-Kültürel
Anlamı: Türk milleti, ortak bir kültürü, tarihi, değerleri ve idealleri
paylaşan bir topluluktur. Bu ortak kültürel zemin, farklı etnik kökenlerden
gelen insanları bir arada tutan en önemli unsurdur.
Örneğin,
Türkçe ortak dilimizdir, tarih derslerinde öğrendiğimiz ortak bir tarihimiz
vardır ve bayramlarımız, geleneklerimiz gibi ortak kültürel değerlerimiz
bulunur.
-Yurtseverlik
ve Birlik: "Türk milleti" ifadesi, aynı zamanda vatanseverlik ve
birlik duygusunu pekiştirir. Farklılıkları bir kenara bırakarak, ortak bir YURT
ve gelecek için bir arada durmayı vurgular.
Bu
bağlamda, Türk milleti, ulusal bir kimlik oluşturarak bireylerin kendilerini
daha büyük bir bütünün parçası olarak hissetmelerini sağlar.
. Kısacası, “Türk milleti” ifadesi bir “etnisiteyi
değil”, “Türkiye Cumhuriyeti'ne yurttaşlık
bağıyla bağlı” olan ve ortak bir kültürü, tarihi ve geleceği
paylaşan insan topluluğunu ifade eden kapsayıcı bir kavramdır.
B) Günümüzde bazı parti
önderleri, liderleri “Türk Milleti” demekten kaçınıyor.
Bu bir büyük
hatadır.
Günümüzde bazı
siyasi liderlerin bu ifadeyi daha az kullanmasının farklı nedenleri olabilir:
O siyasetçinin
güçsüz bir duruma gelmesine neden olabilir.
Bu durum ulusal
kimliğin zayıflaması ve birliğin bozulması olarak algılanabilir.
Bu farklı bakış
açıları bize daha geniş bir bağlamda değerlendirmemize olanak tanır.
-Kapsayıcılık Arayışı: Siyasetteki yeni
yaklaşımlar, Türkiye'deki farklı etnik ve kültürel kimliklere vurgu yaparak
daha geniş bir toplumsal kesimi kucaklamayı hedeflemeyi düşünüyor olabilirler.
Bu ise güçlü
bir ulus devlet yerine çok parçalanmış, küçük grupları öne çıkarı ve zayıflık
belirtisi olur. Bir hata olur.
-Küresel ve Postmodern Kimlik Tartışmaları: Batı emperyalizminin ortaya attığı ulus-devlet
kavramının sorgulandığı, kimliklerin çoğulculuğuna daha fazla önem verildiği
bir gündem getirilmek isteniliyor.
Bilinci
yetersiz siyasetçiler güç odaklarının etkisi ile TÜRK MİLLETİ sözünü
kullanmayıp, lafı döndürüyorlar.
-Siyasi Rekabet ve Duyarsızlık: Siyasi
partiler, kendi seçmen kitlelerinin duyarlılığını göz önünde bulundurarak
farklı ifadeler kullanmayı seçiyor olabilir.
"Türk
Milleti" ifadesinin, bazı kesimlerde “etnik bir tanım” olarak algılanması
üzerinde yoğun baskılar olabilir.
Bunu
kendilerince önemseyip, bu ifadeden kaçınmak isteyebilirler, ki bu doğru bir
seçim değildir.
C) CHP’de “gelenler,
gidenler ve gelecek olanların” hiçbiri “Türk milleti” diyemiyor
CHP’nin başına geçecek olanlarla gidecek olanların ortak bir
noktası var. “Türk milleti” sözü iki grubun da sözcülerin
ağzından hiç çıkmadı.
Bu, 10 yıllık Kılıçtaroğlu döneminde de böyleydi.
Şimdiki grubun “sözcü ve liderlerinde” de böyle bir kavram yok.
Ama konu Atatürkçülüğe, Kuvayı Milliyetçiliğe geldiğinde de kimseye
sözü bırakmıyorlar. “Anayasaya dokundurtmayız!” diyenler,
aslında Anayasa’nın Türklüğü şekilsel değil öz olarak kabul etmeden
savunulamayacağını bilmezden geliyorlar.
CHP’nin başında olup geçmişte “Atatürk’ün koltuğunda” oturduğunu iddia
edenlerle şimdi aynı şeyi yapanlar, Atatürk’ün CHP’den de önce temel aldığı
olgunun Türk milleti olduğunu görmemeye çalışıyorlar.
Görünen odur ki, söylemden ve beyinlerden çıkan Türk milleti kavramı
yüreklerinden de çıkmıştır ama buna rağmen halen Anayasa’yı savunacaklarını
iddia ediyorlar.
Koltuk için mahkeme kararı bekleyenler, arka kapı politikaları
yapanlar, şu an olanlar ve gelecek olanlar yani iki taraf da aynı noktadadır.
Oysa “Türk milleti” diyebilen
bir muhalefet, Türk siyasetinin belkemiğini oluşturmalıdır. *
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: