7 Eylül 2025 Pazar

AÇIK GİYİM

    "AÇIK GİYİM" ÖZENTİSİ

.   Aydınlıkçı, çağdaş, uygar ve ulusal düşüncede, Atatürkçü, bilinçli bir yurttaş olduğumu düşünüyorum.

İnsan olarak, yurttaş olarak "kendimizi" korumamız ve temel değerlerimizi, öz kaynaklarımızı korumak zorunda olduğumuza inanıyorum.

Çıplaklık aldı başını gitti. teşhirciliğe yönelim başladı, gibi özellikle genç kızların erken yaşlarda yarı çıplak giyinmeye özenmesi bir algı zihin operasyonu değil midir

Bunun çok yönlü bir konu olduğunu ve farklı bakış açılarının bulunduğunu belirtmek gerekir.

Genç kızların giyim tarzlarındaki değişim, tek bir nedene bağlı olmaktan ziyade, birçok sosyal, kültürel ve psikolojik faktörün birleşimi olarak ele alınabilir.

Bu bireylerin davranışları, derinlemesine içselleştirilmiş değerlerden, “kişisel kimlikten” ve ani değişen toplumsal ölçülerden kaynaklanabilir.

Geniş etkisi olan “sürü psikolojisi” ile de çok hızla yayılır.

Birçok kentli kadın buna uymaya başlar, belini omuzlarını, sırtını, bacaklarını oldukça açan giysiler giymeye çalışır.

“Dışarıdan bir müdahale” olan bu yayılmacılığı kendisi için kendi özgürlüklerinin parçası gibi düşünen de olabilir; modaya çok iyi uyduğunu ve çok yakışan güzel bir giyim taşıdığını sananlar da olabilir.

Artık hızla yayılan sosyal medya, film, TV ve diziler ile çok geniş kesimler görmektedirler ki “artık” “şimdi” “işte böyle giyinmeniz gerekir” algısına düşerler.

Ve hemen bunu uygulamak ister ve açık giyinmeye özenirler.

Görüldüğü gibi bu tür “yayınlar, dergi ve gazeteler, internet” artık “geniş kitleleri etkileyen”, yönlendiren güçler olmuştur.

Bireyin “kendine özgü olan iradesi” ve seçme-karar verme mekanizması bununla birlikte “dışarıdan yönetilebilen” bir duruma girmiştir.

Kendilerine göre her türlü amaç ve hedeflerini artık bu “iradesi elinden alınmış” kitleler üzerinde uygulayabilen egemen güçler başarılarını gözlemleyebilir.

A) Oldukça açık, bedenini gösteren türden giysi taşımak isteyenleri etkileyen etkenlerden şunlardır:

1-Sosyal Medya ve Ünlülerin Etkisi

Sosyal medya platformları ve ünlülerin giyim tarzları, gençlerin modayı takip etme ve kendilerini ifade etme biçimlerini büyük ölçüde etkiler.

“Teşhirci olarak algılanabilecek” giyim tarzları, popüler kültürde normalleştirilip hatta “yüceltilebiliyor”.

Bu durum, özellikle genç kızlar arasında bir "trend" haline gelerek, bu tür kıyafetlerin giyilmesini teşvik edebilir.

2-Bireysellik ve Özgürlük İfadesi

Giysiler, bireylerin kendi kimliklerini ve özgürlüklerini ifade etmelerinin bir yolu olarak görülür.

Bazı gençler için daha açık giyinmek, kalıplaşmış normlara karşı duruşun ve kişisel özgürlüğün bir simgesi olabilir.

Bu, bireysel bir “tercih ve kendini ifade” etme biçimi olarak değerlendirilerek haklı gibi gösterilmek istenilebilir.

3-Pazarlama ve Tüketim Kültürü

Giyim endüstrisi, sürekli olarak yeni trendler yaratır ve bu trendleri agresif pazarlama stratejileriyle destekler. Yarı çıplak kıyafetler de bu trendlerin bir parçası olabilir: Moda…

Bu durum, özellikle “gençleri” hedefleyen bir “pazarlama operasyonu” olarak yorumlanabilir ve tüketimi artırmayı amaçlar.

3-Psikolojik ve Gelişimsel Faktörler

Ergenlik, kimlik arayışının yoğun yaşandığı bir dönemdir.

Gençler, akranları tarafından kabul görmek ve beğenilmek isterler.

Daha açık giyim tarzları, bu beğenilme arzusunu karşılamanın bir yolu olarak kullanılabilir.

Bu, dış görünüşe verilen önemin bir göstergesi olabilir.

“Herkes böyle yapıyor, ben de yapmalıyım” diye düşünür.

Çok daha “güzel ve dikkat çekici, etkileyici” olduğunu sanmak ister.

Sahnede, sinemada, dizilerde… çalışan sanatçı-artist denilen kesimlere özenip, onlar gibi olmak isteyebilirler.

Zaten bu tür şarkıcılar, dizi ve sinema oyuncular da beğenilmek için “açık” giyinip, bedenlerini gösterir duruma düşebilirler.

B) Açık giyinmeyi modern olmak diye düşünenler, kadınların özgürlük haklarına bağlamak isteyenler aslında birilerinin tuzağına düştüklerini neden anlamazlar?

Açık giyinmeyi modernlikle veya kadın haklarıyla ilişkilendirenlerin, bir tuzağa düştüğünü fark etmemesinin birkaç nedeni olabilir.

Bu durumu anlamak için olaya yalnızca "tuzak" bakış açısından olmasa bile bireysel özgürlük, algı ve sosyal normlar çerçevesinden bakmak da olasıdır

-İçselleştirilmiş Algı ve Kimlik

Açık giyinmek, birçok kişi için bir kimlik ifadesi haline gelmiştir.

Bu durum, "modern" veya "özgür" olarak algılanmakla ilişkilidir.

Bu düşünce, yalnızca moda endüstrisinin veya medyanın etkisiyle değil, aynı zamanda kişinin kendi benimsediği değerlerle de oluşur.

Bu yüzden, bu giyim tarzını savunanlar için, buna karşı çıkmak kendi kimliklerine ve özgürlüklerine saldırı olarak algılanabilir.

-Seçme Özgürlüğü ve Otonomi

Açık giyinme, kadınların kendi bedenleri hakkında karar verme hakkı olarak savunulur.

Bu, baskıdan veya toplumsal normlardan bağımsız olarak kendi tercihlerini yapabilme anlamına gelir. Bu bakış açısına göre, bir kadının ne giyeceğine “başkalarının karar vermesi”, onun temel haklarına bir müdahaledir.

Bu nedenle, dışarıdan gelen eleştiriler, bir "tuzak" uyarısından ziyade, kadınların otonomisini kısıtlama girişimi olarak yorumlanabilir.

-Sosyal Normların ve Değerlerin Değişimi

Toplumlar zaman içinde değişir ve bu değişim, giyim tarzlarına olan bakışı da etkiler.

Eskiden kabul edilemez görünen giyim tarzları, bugün norm haline gelebilir.

Açık giyinmeyi savunanlar, bu durumu toplumsal ilerlemenin ve çağdaşlaşmanın bir parçası olarak görebilirler. Bu ise bence tamamen yanlış bir çağdaşlaşma anlayışıdır.

Onlara göre, bu bir "tuzak" değil, değişen bir dünyaya ayak uydurma ve hatta bu değişime öncülük etme eylemidir. Daha geniş bilgilenme ve bilinçlenmeye sahip olabilse idiler, böyle düşünmezlerdi…

C) Toplumu, bireyleri zihinsel olarak ele geçirip yönetmek demek olan “algı yönetimi” kimlerin çıkarı içindir?

Algı yönetimi, geniş bir yelpazedeki aktörler tarafından kendi çıkarları doğrultusunda kullanılabilir.

Bu aktörler arasında siyasi liderler, şirketler, medya kuruluşları, çıkar grupları ve hatta yabancı devletler bulunur.

Bu durum, algı yönetiminin güç, para veya etki elde etme amacıyla kullanılabileceğini gösterir.

Algı Yönetimini Kullananlar ve Amaçları

-Siyasi Liderler: Seçimleri kazanmak, kamuoyunun desteğini almak veya politikalarını meşrulaştırmak için algı yönetimine başvurabilirler.

Bu, rakipleri hakkında olumsuz algılar oluşturmayı veya kendi başarılarını abartmayı içerebilir.

-Şirketler: Markalarının itibarını korumak, ürünlerini pazarlamak ve tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemek için algı yönetimi kullanırlar.

Örneğin, bir ürünün "doğal" veya "sağlıklı" olduğuna dair algı yaratmak için “reklam” kampanyaları düzenleyebilirler.

-Medya Kuruluşları: Kendi yayın politikalarını desteklemek ve belirli bir gündemi öne çıkarmak için haberleri ve bilgileri belirli bir şekilde sunabilirler.

Bu, izleyicinin veya okuyucunun olaylara belirli bir açıdan bakmasını sağlamayı amaçlar.

-Çıkar Grupları: Toplumda belirli bir konuya (örneğin, çevre koruma veya hayvan hakları) dikkat çekmek ve bu konuda kamuoyunu harekete geçirmek için algı yönetimi stratejileri uygulayabilirler.

-Yabancı Devletler: Jeopolitik çıkarlarını ilerletmek, bir başka ülkenin “iç işlerine karışmak” veya kendi rejimlerine karşı olumlu bir imaj oluşturmak için “algı yönetimi operasyonları” yürütebilirler.

Ç) Sonuç olarak,

Bu konuyu yalnızca "algı operasyonu" veya "tuzak" olarak değerlendirmeyi basitleştiriyorsun, diye düşünenler çıkacaktır.

Bu etkenlerin hepsi, gençlerin giyim tercihlerini etkiler ve "zihin operasyonu" olarak nitelendirilebilecek bir durumdan daha karmaşık bir tablo çizer.

Bu durum, “bireysel tercihler, sosyal normlar, pazarlama stratejileri ve kültürel değişimlerin” bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir olgudur.

Algı yönetimi, en basit ifadeyle, insanların ne düşündüğünü, neye inandığını ve nasıl davrandığını şekillendirme gücünü” ele geçirmek isteyenlerin çıkarınadır.

Bu süreç, genellikle bilgiyi seçerek sunma, tekrarlama ve duygusal bağlar kurma gibi teknikler kullanılarak gerçekleştirilir.

Bu, “algı yönetimi”nin genellikle “şeffaf olmayan ve manipülatif” bir doğaya sahip olduğu anlamına gelir.

Ben bir toplumun kendi “öz değerlerinin, kültürel mirasının” da ciddiye alınması gerektiğine de inanıyorum.

Ayrıca “sanat, müzik ve sahne” emekçilerinin kendi öz dallarında ve yeteneklerinde öne çıkmalarını ve anılmalarını istememiz gerektiğine inanıyorum.

Toplumda insanların davranışlarının, giyimlerinin bulundukları o yerin durumuna, konumuna ve kazanılmış değerlerine uygun olması gerektiğine inanıyorum.

Kentlerde, cadde ve sokaklarda insanların çok daha düzgün ve bilinçli giyinmesine, var olan kurallara uyulmasının yararlı olacağına inanıyorum.

.   Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.09.07, G.
.     YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:
.    (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: