27 Ağustos 2025 Çarşamba

DEMOKRASİ

.   DEMOKRASİ NEDİR?

Demokrasi, halkın kendi kendini yönettiği bir yönetim biçimidir.

Sözcük olarak Yunanca "demos" (halk) ve "kratos" (yönetim) sözcüklerinden gelir, yani "halkın yönetimi" anlamına gelir.

Demokraside, yurttaşlar ülkenin kararlarını doğrudan veya seçtikleri temsilciler aracılığıyla alabilir.

Bu sistemin temel amacı, yönetme yetkisinin tek bir kişide veya küçük bir grupta değil, “tüm halkta” olmasıdır.

Demokrasinin Temel Özellikleri

Demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için bazı temel özellikler ve ilkeler gereklidir.

1-Halkın Egemenliği

Demokraside en önemli ilke, tüm siyasi gücün kaynağının halk olmasıdır. İktidar, halkın isteği ve rızasıyla elde edilir.

Bu durum, seçimler yoluyla kendini gösterir.

2-Serbest ve Adil Seçimler

Vatandaşlar, belirli aralıklarla, adil ve gizli oy kullanma imkanı sunan seçimlere katılarak yöneticilerini seçer. Bu seçimlerin serbest olması, herhangi bir baskı veya müdahale olmadan gerçekleşmesi anlamına gelir.

3-Çoğunluk Yönetimi ve Azınlık Haklarının Korunması

Seçimlerde en çok oyu alan taraf yönetme hakkını kazanır.

Ancak, demokrasinin sadece çoğunluğun yönetimiyle sınırlı kalmaması gerekir.

Azınlıkta kalan grupların hakları ve özgürlükleri de yasal olarak güvence altına alınır.

4-Temel İnsan Hak ve Özgürlükleri

Demokratik bir sistemde, bireylerin düşünce, ifade, basın, toplanma ve örgütlenme gibi temel hak ve özgürlükleri anayasa veya yasalarla korunur.

Bu haklar, “keyfi yönetimlere karşı” bir kalkandır.

5-Hukukun Üstünlüğü

Herkesin, yöneticiler de dahil olmak üzere, yasalar önünde eşit olmasıdır.

Hiç kimse hukukun üzerinde değildir.

Bu, keyfi kararları engeller ve hukuki güvenlik sağlar.

6-Güçler Ayrılığı

Yasama (kanun yapma), yürütme (kanunları uygulama) ve yargı (adalet sağlama) olmak üzere devletin üç temel gücünün ayrı kurumlarca yürütülmesidir.

Bu ayrılık, yetkilerin tek bir elde toplanmasını engelleyerek denge ve denetim mekanizması oluşturur.

.    Demokrasi Türleri

Demokrasi farklı şekillerde uygulanabilir:

1-Doğrudan Demokrasi: Halkın önemli kararları doğrudan oyladığı sistemdir.

Antik Yunanistan’daki şehir devletlerinde görülmüştür. Modern dünyada ise referandumlar bu türün bir örneğidir.

2-Temsili Demokrasi: Halkın, kendilerini yönetecek temsilcileri seçtiği sistemdir.

Günümüzdeki çoğu ülke bu modeli kullanır.

Temsilciler, halk adına yasalar yapar ve kararlar alır.

Demokrasi, ideal bir sistem olmaktan çok, sürekli gelişen ve iyileştirilmesi gereken dinamik bir süreçtir.

Halkın aktif katılımı ve kurumların şeffaflığı, demokrasinin canlı kalması için hayati önem taşır.

   Demokrasi bu özellikleri ile ne zamandan beri vardır?

.    Demokrasinin Tarihi Kökenleri

Demokrasi, günümüzde anladığımız şekliyle bir gecede ortaya çıkmış bir yönetim biçimi değildir.

Tarih boyunca farklı coğrafyalarda ve zamanlarda gelişmiş, değişmiş ve olgunlaşmıştır.

1- Antik Çağ: Başlangıç Noktası

Demokrasinin ilk tohumları, MÖ 5. yüzyılda Antik Yunanistan'ın “Atina şehir devleti”nde atılmıştır.

Atinalı filozoflar, yöneticilerin tanrısal bir yetkiye değil, halkın rızasına dayalı olması gerektiğini savunmuşlardır.

Ancak bu "doğrudan demokrasi" modelinde, oy kullanma hakkı sadece sınırlı bir erkek vatandaş grubuna aitti.

Köleler, yabancılar ve kadınlar siyasi sürece dahil edilmiyordu.

Bu yüzden modern demokrasi anlayışından oldukça farklıydı.

2- Roma Cumhuriyeti ve Orta Çağ

Atina'dan sonra, Roma Cumhuriyeti (MÖ 509 - MÖ 27) halkın seçtiği temsilcilerin yönetime katıldığı bir "temsili demokrasi" modeli denemiştir.

Senato, meclisler ve magistralıklar gibi kurumlar, halkın sesini yansıtmaya çalışıyordu.

Ancak Roma'nın çöküşüyle birlikte Avrupa'da feodal sistemler ve krallıklar hakim oldu ve demokrasi uzun süre geride kaldı.

3- Aydınlanma Çağı: Yeniden Doğuş

Demokrasinin modern anlamda yeniden filizlenmesi, 17. ve 18. yüzyıl Avrupa'sındaki Aydınlanma Çağı ile gerçekleşmiştir.

John Locke, Montesquieu ve Jean-Jacques Rousseau gibi düşünürler, bireysel haklar, hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığı gibi bugünkü demokrasilerin temelini oluşturan fikirleri ortaya attılar.

Bu fikirler, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi (1776) ve Fransız Devrimi (1789) gibi tarihi olaylara ilham verdi.

Bu devrimler, monarşilerin yerini temsili cumhuriyetlere bıraktığı, halkın egemenliğini savunan yeni anayasaların yazıldığı bir dönemi başlattı.

5- “19. ve 20. Yüzyıl”: Yaygınlaşma ve Gelişim

19. yüzyılda oy kullanma hakkı, varlıklı erkeklerden tüm erkek vatandaşlara doğru genişlemeye

başladı.

20. yüzyılda ise, kadınların oy hakkı kazanması ve farklı azınlık gruplarının siyasi sisteme katılımının sağlanmasıyla demokrasi daha kapsayıcı hale geldi.

.    Günümüzde, “demokrasi” denildiğinde aklımıza gelen temel özellikler (serbest seçimler, hukukun üstünlüğü, insan hakları) bu uzun tarihi gelişim sürecinin bir sonucudur.

.     Her ne kadar bu özelliklere tam anlamıyla sahip bir demokrasi modeli hala tartışılsa da, bu ilkeler 18. Yüzyıldan itibaren giderek daha fazla ülkenin yönetim biçimini şekillendirmiştir.

.   Günümüzde Türkiye’de demokrasi var mıdır?

.   Türkiye'de demokrasinin varlığı, uzun yıllardır hem ülke içinde hem de uluslararası alanda tartışılan karmaşık bir konudur.

.   Bu konuyu değerlendirirken, Türkiye'nin demokratik sisteminin hem olumlu hem de eleştirel yönlerini birlikte incelemek gerekir.

Demokrasinin Olduğunu Gösteren Temel Unsurlar

Türkiye, kağıt üzerinde ve kurumsal olarak birçok demokratik unsura sahiptir:

-Çok Partili Sistem: Türkiye'de farklı ideolojilere sahip siyasi partiler faaliyet gösterir ve seçimlere katılabilir. Bu, halka birden fazla seçenek sunar.

-Düzenli Seçimler: Vatandaşlar, yerel ve genel seçimlerde oy kullanarak kendi temsilcilerini seçme hakkına sahiptir. Seçimler düzenli aralıklarla yapılır ve oy kullanma işlemi gizlidir.

-Anayasal Düzen: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alır. Kanunlar ve yasama organları, bu anayasa çerçevesinde çalışır.

Eleştirel Yaklaşımlar ve Demokrasi Tartışmaları

Ancak, bu unsurlara rağmen, Türkiye'deki demokrasi işleyişi hakkında ciddi eleştiriler de bulunmaktadır:

-Güçler Ayrılığı İlkesi: Eleştirmenler, son yıllarda yürütme organının yasama ve yargı üzerinde artan bir etkiye sahip olduğunu ve bu durumun güçler ayrılığı ilkesini zayıflattığını savunur. Yargının bağımsızlığı ve kararların siyasallaşması endişesi sıkça dile getirilir.

-İfade ve Basın Özgürlüğü: Türkiye, uluslararası raporlarda ifade ve basın özgürlüğü konusunda sıkça eleştirilir.

Gazetecilerin ve muhalif seslerin baskı altına alındığı, bazı medya kuruluşlarının siyasi baskılar altında çalıştığı iddia edilir.

-Toplanma ve Örgütlenme Özgürlüğü: Bazı protestoların ve gösterilerin güvenlik güçleri tarafından sert müdahalelerle engellenmesi, toplanma özgürlüğü konusunda endişeler yaratır.

Sivil toplum kuruluşlarının ve derneklerin faaliyetleri de zaman zaman kısıtlanabilir.

-Seçim Adaleti: Her ne kadar seçimler düzenli yapılsa da, seçim ortamının adaleti ve eşitliği tartışma konusudur.

Muhalefet partileri, devlet kaynaklarının iktidar partisi lehine kullanıldığını ve medya üzerinde haksız bir rekabet ortamı olduğunu iddia eder.

Sonuç:

.   Türkiye'de demokrasi, tamamen yok olmuş bir sistemden ziyade, bazı temel ilkelerin ve kurumların zayıfladığı bir "eksik demokrasi" ya da "seçimli otokrasi" olarak nitelendirilebilir.

.  Halkın düzenli olarak sandığa gitmesi ve bir temsil sistemi olması, demokrasinin varlığını işaret ederken, “temel özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığı” gibi unsurlardaki “sorunlar” ise sistemin “işlemediğini” gösterir.

.  Bu durum, demokrasiyi sürekli olarak iyileştirilmesi ve savunulması gereken dinamik bir süreç olarak ele almanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyar.

  Öğretmen GÖNEN ÇIBIKCI, 2025.08.27, G.
.    (Araştırma, inceleme ve değerlendirme yazısı)
.       YAZININ TÜMÜNÜ OKUYUNUZ:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yapanın adı ve soyadı: