. Türkİye'yİ elE GEÇİrmek İsteyen güçler hangİdİr?
Türkiye'nin
jeopolitik konumu nedeniyle tarihi boyunca birçok farklı gücün ilgi odağı
olmuştur.
Türkiye'yi
"ele geçirmek" veya üzerinde etki kurmak isteyen güçler zaman içinde
değişse de, bu durum ülkenin stratejik öneminden kaynaklanmaktadır.
- Tarihsel
Süreçte Türkiye Üzerindeki Güç Mücadeleleri
Geçmişte
Türkiye toprakları, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde ve
Kurtuluş Savaşı sırasında, birçok dış gücün hedefi olmuştur.
-İtilaf
Devletleri (I. Dünya Savaşı):
İngiltere,
Fransa, İtalya, Yunanistan, Ermeni ve Süryani isyancılar gibi çeşitli aktörler,
Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları üzerinde hak iddia etmiş ve işgal
girişimlerinde bulunmuşlardır.
-II. Dünya
Savaşı:
Almanya gibi
bazı güçler, Türkiye'yi kendi saflarına çekmek veya bölgeyi kontrol etmek
amacıyla çeşitli planlar yapmışlardır.
Ancak Türkiye,
büyük ölçüde tarafsız kalarak savaşa doğrudan girmekten kaçınmıştır.
- Günümüzde
Türkiye'nin Jeopolitik Önemi ve Etkiler
Günümüzde
"ele geçirmek" kavramı daha çok etki alanı oluşturma, ekonomik ve
siyasi nüfuz sağlama şeklinde tezahür etmektedir.
Türkiye'nin
benzersiz jeopolitik konumu, birçok küresel ve bölgesel aktör için önemli bir
cazibe merkezi olmaya devam etmektedir:
-Enerji
Koridoru Olması:
Orta Doğu ve
Hazar Havzası'ndaki zengin petrol ve doğal gaz rezervlerinin Avrupa'ya
ulaştırılmasında kilit bir konumdadır.
Bu durum,
enerji güvenliği konusunda büyük güçlerin ilgisini çekmektedir.
-Boğazların
Kontrolü:
İstanbul ve
Çanakkale Boğazları, Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler için tek çıkış kapısıdır.
Bu stratejik
önemi, deniz ticareti ve askeri geçişler açısından Türkiye'yi vazgeçilmez
kılmaktadır.
-Üç Kıtayı
Birleştirmesi:
Asya, Avrupa ve
Afrika kıtalarının kesişim noktasında yer alması, Türkiye'yi önemli bir ticaret
ve ulaşım merkezi yapmaktadır.
Tarihi İpek
Yolu güzergahında bulunması da bu önemi pekiştirmektedir.
-Bölgesel
İstikrar:
Balkanlar,
Kafkasya, Orta Doğu ve Orta Asya gibi stratejik bölgelerin ortasında yer
alması, Türkiye'nin bölgesel barış ve istikrar açısından kritik bir rol
oynamasına neden olmaktadır.
- Etki Alanı
Oluşturmaya Çalışan Güçler
Bu faktörler
göz önüne alındığında, Türkiye üzerinde etki kurmak isteyen güçler arasında
başta büyük küresel güçler (ABD, Rusya, Çin, AB ülkeleri) olmak üzere, bölgesel
aktörler ve uluslararası kuruluşlar yer almaktadır.
Bu aktörler,
Türkiye ile olan ilişkilerini kendi stratejik çıkarları doğrultusunda
şekillendirmeye çalışırlar.
Bu durum, zaman
zaman siyasi, ekonomik ve hatta kültürel alanlarda farklı etki çabalarına yol
açabilmektedir.
Türkiye ise dış
politikada kendi çıkarlarını koruyarak, bu dinamik jeopolitik ortamda bölgesel
ve küresel bir aktör olarak konumunu güçlendirmeye çalışmaktadır.
- BOP'nin
Türkiye üzerindeki planları nelerdir?
BOP'nin Türkiye
üzerindeki "planları" olarak dile getirilen unsurlar genellikle bu
projenin dış kaynaklı hedeflerini ve Türkiye'ye atfedilen rolleri içermektedir.
Ancak Türkiye,
kendi dinamikleri ve ulusal çıkarları doğrultusunda bir dış politika
izlemektedir.
Büyük Ortadoğu
Projesi (BOP), 21. yüzyılın başlarında ABD tarafından ortaya atıldığı
düşünülen, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesini kapsayan geniş kapsamlı bir
dönüşüm projesidir.
Her ne kadar
resmi kurumlar tarafından resmi olarak kabul edilmemiş olsa da, uluslararası
ilişkiler ve jeopolitik analizlerde sıkça tartışılan bir konudur.
- BOP'nin
Genel Hedefleri ve Varsayımları
BOP'nin temel
amacı, bölgede siyasi, ekonomik ve sosyal reformlar gerçekleştirerek daha
istikrarlı, demokratik ve gelişmiş bir Orta Doğu oluşturmaktır.
Ancak bu
projenin ardındaki gerçek amaçların ABD'nin kendi çıkarlarını güvence altına
almak, enerji kaynaklarına erişim sağlamak ve bölgesel güç dengelerini
değiştirmek olduğu da sıkça ifade edilir.
Genel olarak
belirtilen hedefler şunlardır:
·
Bölgedeki
ülkelerde istikrarı sağlamak.
·
Filistin-İsrail
anlaşmazlığını çözmek.
·
Teröre
destek veren ülkelerle mücadele etmek.
·
Orta
Doğu ülkelerinde demokratikleşmeyi ve ekonomik gelişmeyi desteklemek.
·
Ilımlı
İslam anlayışını bölgede hâkim kılmak.
·
Petrol
ve petrol yollarını kontrol altına almak.
·
İsrail'in
varlığını ve güvenliğini garanti altına almak.
- Türkiye'nin
BOP İçindeki Rolü ve Etkileri
Türkiye,
jeopolitik konumu ve tarihi bağları nedeniyle BOP tartışmalarında önemli bir
yere sahiptir. BOP kapsamında Türkiye'ye biçilen veya atfedilen roller ve
projenin Türkiye üzerindeki potansiyel etkileri şu şekillerde tartışılmıştır:
-Model Ülke
Konumu:
Türkiye'nin
laik ve demokratik yapısıyla birlikte Müslüman çoğunluğa sahip olması, BOP
kapsamında bölge ülkeleri için bir model ülke olarak görülmesi gerektiği
yönünde yaklaşımlara neden olmuştur.
Bu yaklaşıma
göre Türkiye, hem ekonomik yapısıyla hem de demokratik yapısıyla bölgeye
öncülük edebilir.
-Batı ile Orta
Doğu Arasında Köprü:
Türkiye'nin
coğrafi ve kültürel konumu, Batı ile Orta Doğu arasında bir köprü görevi
üstlenmesi gerektiğini düşündürmüştür.
-Ekonomik
Lokomotif: Türkiye'ye yapılacak yabancı yatırımlarla Orta Doğu ekonomisinin lokomotifi
olması beklentisi dile getirilmiştir.
-Bölgesel İş Birliği
ve Güvenlik:
Projenin
öngördüğü bölgesel istikrar ve güvenlik hedeflerine ulaşmada Türkiye'nin aktif
rol oynaması beklenmiştir.
Ancak bu durum,
Türkiye'nin kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket etme ihtiyacını da
beraberinde getirmiştir.
-Sınırların
Yeniden Çizilmesi İddiaları:
Özellikle
projenin başlarında, Orta Doğu haritasının yeniden şekillendirileceği ve mevcut
ülke sınırlarının değişebileceği yönündeki spekülasyonlar Türkiye'de ciddi
endişelere yol açmıştır.
Ancak bu, resmi
bir plan olmaktan çok, projenin bazı analistlerce yorumlanış biçimlerinden biri
olmuştur.
-Kültürel ve
Sosyal Etkiler:
BOP'nin
bölgedeki kültürel ve toplumsal yapıyı da etkilemeyi hedeflediği, özellikle ılımlı
İslam gibi kavramlar üzerinden toplumsal değişimleri tetiklemeyi amaçladığı
ileri sürülmüştür.
-Günümüzdeki
Durum
Günümüzde BOP,
ilk ortaya çıktığı dönemdeki kadar sık telaffuz edilmese bile, Orta Doğu'daki
gelişmeler (örneğin Arap Baharı, Suriye İç Savaşı, Irak'taki istikrarsızlık)
genellikle bu tür büyük jeopolitik projelerin uzantısı veya etkisi olarak
değerlendirilmektedir.
Türkiye,
bölgedeki karmaşık dinamikler içinde kendi dış politikasını ve güvenlik
stratejilerini belirlerken, bu tür küresel ve bölgesel etki arayışlarını da göz
önünde bulundurmaktadır.
Türkiye'nin
bölgedeki etkinliğini artırma çabaları ve karşılaştığı güvenlik sorunları,
BOP'nin tartışılan hedeflerinin ötesinde, kendi ulusal çıkarları ve bölgesel
istikrar arayışlarıyla şekillenmektedir.
- Özetle
Türkiye nasıl davranmalı?
Türkiye, dış
güçlerin potansiyel hedeflerine karşı çok boyutlu, dengeli ve “ulusal
çıkarlarını” merkeze alan “çok yönlü” ve “etken” bir strateji izlemelidir.
Temel
Yaklaşımlar
-Hukuk Devletini
Gerçekleştirmek:
“Gerçek” bir
hukuk devleti olarak her türlü kurul ve ilkelere uymalıdır.
-Milli Güvenlik
ve Bağımsızlık:
Kendi savunma
sanayisini güçlendirerek, siber güvenliğini sağlayarak ve terörle kararlı bir
şekilde mücadele ederek egemenliğini korumalıdır.
-Çok Yönlü Dış
Politika:
Tek bir güce
bağımlı kalmadan, farklı ülkelerle ve bloklarla dengeli ilişkiler kurmalı;
diplomasiyi ve diyaloğu ön planda tutmalıdır.
Bölgesel iş birlikleriyle
komşularıyla bağlarını kuvvetlendirmelidir.
-Ekonomik
Bağımsızlık:
Yerli üretimi
ve ihracatı destekleyerek, enerji kaynaklarını çeşitlendirerek ve doğru yabancı
yatırımları çekerek ekonomik direncini artırmalıdır.
Ulusal ekonomi
ve iktisat öne çıkarılmalıdır.
-Kültürel
Bütünlük:
Milli kimliğine
ve değerlerine sahip çıkarak, eğitim ve bilime yatırım yaparak ve etkin bir
kamu diplomasisi yürüterek toplumsal dayanışmayı güçlendirmelidir.
Bu yaklaşımlar,
Türkiye'nin uluslararası arenada güçlü ve saygın bir aktör olarak konumunu
sağlamlaştırmasına yardımcı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yapanın adı ve soyadı: